17 Ağustos 1999 depremi hafızalardan silinmiyor... İşte o günün gazete manşetleri

Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda yaşanan depremlerden en büyüğü 17 Ağustos 1999 Salı gecesi yaşandı. Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde meydana gelen 7.4 şiddetindeki deprem, Marmara'daki birçok kent merkezinde ağır hasara neden oldu. Hafızalardan silinmeyen korkutucu zelzelenin üzerinden 22 yıl geçti. Depremde hayatını kaybedenler özlemle yâd ediliyor. İşte, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde yaşananlar...

17 Ağustos 1999 Depremi'nin 22. yılında, deprem gerçeği bir kez daha kamuoyunun gündemine geldi. Türkiye'de inşa edilen binaların depreme hazırlıklı olmadığını gözler önüne seren Gölcük Depremi; büyüklüğü, etkilediği alan ve sebep olduğu kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biri olarak nitelendirilmektedir.

17 AĞUSTOS 1999 GÖLCÜK DEPREMİ 22. YILINDA UNUTULMADI

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 17 Ağustos depreminin 22. yılı dolayısıyla paylaştığı mesajda, acil dönüştürülmesi gereken bina sayısısın bir buçuk milyon olduğunu; önümüzdeki 5 yıl içerisinde 300 bini İstanbul'da olmak üzere dönüşümün tamamlanacağını söyledi. Kurum, vatandaşlara "Depreme karşı kentsel dönüşümü hep birlikte sağlayalım" çağrısında bulundu.

AFAD Başkan Vekili Hamza Taşdelen ise deprem bilinci vurgusu yaparak, "Depremler bu ülkenin bir gerçeği, ancak ne zaman insanlar buna hazır değillerse, depremler o zaman bir afete dönüşüyor" dedi. Güllüoğlu, vatandaşlara AFAD gönüllüsü olmaları konusunda da çağrı yaptı.

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ KAÇ ŞİDDETİNDE OLDU?

16 Ağustos 1999 Pazartesi gününü 17 Ağustos 1999 Salı gününe bağlayan gece saat 03.02'de, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde 7.4 şiddetinde deprem meydana geldi. 45 saniye süren deprem, Marmara Bölgesi'nin birçok kentinde ağır hasarlara neden oldu.

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİNDE KAÇ KİŞİ ÖLDÜ

Resmi raporlara göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 iş yeri hasar gördü.

Kocaeli'de 9 bin 477, Sakarya'da 3 bin 891, Yalova'da 2 bin 504, İstanbul'da 981, Bolu'da 270, Bursa'da 268, Eskişehir'de 86 ve Zonguldak il sınırı içinde de 3 kişi olmak üzere toplam 17 bin 480 kişinin can verdiği büyük felakette yüz binin üzerinde insan da evsiz kalmış, yaklaşık 24 bin kişi yaralanırken, birçok kişi de sakat kalmıştı.

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ'NİN BİLANÇOSU

Sadece Kocaeli bölgesinde 17 bin civarında bina depremin ilk dalgasında çökerken, 91 bin konut orta hasar, 102 bin 822 konut az hasar gördü. 14 bin 133 işyeri hasar gördü. depremin ardından bölgede yaklaşık 45 bin prefabrik konut yaptırıldı. 150 binin üzerinde vatandaş kalıcı konutlar yapılana kadar prefabrik ve çadırlarda barındı.

Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin kişi hayatını kaybetti, ağır-hafif 100 bine yakın kişi de yaralandı.

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ NEREDE OLDU?

İzmit Depremi, Marmara Depremi, 17 Ağustos 1999 Depremi olarak da adlandırılan Gölcük Depremi; felaketin Türkiye sanayisinin kalbinin attığı yerde ve ülkenin en yoğun nüfuslu bölgesi İstanbul-Bolu hattında meydana geldiğini düşündüğümüzde, Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biri oldu. 133 bin 683 çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişi evsiz kaldı. 16 milyon insan depremden değişik düzeylerde etkilendi.


Cumhuriyet gazetesinin o dönem yayımlanan nüshasında yer alan, Fransız haber ajansı Agence France-Presse'ten (AFP) tarafından hazırlanan grafikte, bu depreme Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın sebep olduğunu belirtiyordu.

BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ İÇİN ALINAN ÖNLEMLER YETERLİ Mİ?

İstanbul'da son 10 yıldır beklediğimiz büyük depremin gerçekleşmesi durumunda şehir büyük yara alacak. Devlet hazinesinde toplanan paranın yüzde 45'nin İstanbul'dan geldiğini (diğer 80 ilden toplanan paranın yüzde 55 olduğunu, yani neredeyse yarı yarıya olduğunu) göz önünde bulundurursak ekonomik ve sosyolojik olarak şu yorumu yapabiliriz:

Bu ülkedeki bir şehrin, bölgenin, coğrafyanın hatta tüm ülkenin başına bir şey gelmesi durumunda İstanbul bu ülkeyi tek başına sırtlayabilir, yaraları sarabilir. Ama İstanbul'un ağır hasar alması durumunda tüm ülke İstanbul'a bakmakta zorlanabilir.

Ülkede siyaset hariç her şeyin başkenti İstanbul. 2015 yılında ülke çapında yaşadığımız ve tarihe geçen büyük elektrik kesintisinde ortaya çıkmıştı ki, bizim hiçbir afet durumunda ikinci planımız yok, ne yapacağımızı bilemiyoruz. En tepe yöneticisinden, sokaktaki insanına kadar bu durum maalesef böyle.

O deprem korkusuyla parklara, insanların toplanması muhtemelen boş alanlara acil yardım konteynerleri konmuştu. 1999-2002 yılları arasında İstanbul Valiliği tarafından 310’u kesinleşmiş toplam 470 adet toplanma ve çadır yeri belirlenmişti. Bugün bu alanların dörtte üçünün yapılaşmaya açılarak betonlaştırıldı. Hoş, deprem hazırlığı demek sağa sola acil yardım konteynerleri koymak demek midir, o da ayrı bir tartışma mevzusu.

Kentsel Dönüşüm projesi, Fikirtepe ve Zeytinburnu'ndaki bir-iki mahalleden öteye gidemedi. Yani deprem hazırlığımız maalesef kağıt üzerinde kaldı.

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ YARGILAMALARI VE VERİLEN CEZALAR

Yapım hatalarından dolayı çöken binaların müteahhitlerine, yaklaşık 2100 dava açılmıştır. Yaşanan onca acıların sonucunda bu davaların 1800'ü hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlanmıştır. Geriye kalan 300 davanın 110 kadarında ceza verilmiş, bir çoğu ertelenerek 7.5 yıllık zaman aşımı süreleri dolduğu için zaman aşımına uğramış ve düşmüştür.

Düzce Ersoy Apartmanı: 36 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.

Düzce Ömür Hastanesi: 11 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.

Yalova Ceylankent Sitesi: 98 kişi öldü, 2 sanığa verilen hapis cezaları ertelendi.

Kocaeli Ubay Apartmanı: 58 kişi öldü, müteahhit hakkında verilen ceza ertelendi.

Yüksel Sitesi: 316 kişi öldü, 5 sanığa verilen çeşitli cezalar ertelendi.

Can Göçer ve Zafer Çoşkun: Veli Göçer'in oğluyla ortağı yakalanamadığı için haklarındaki dava zaman aşımına girdi.

Sakarya: 695 davadan 5 kişiye ceza çıktı.

Kocaeli: 600 dava açıldı, 12 kişi 10'ar ay hapis cezası aldı.6'sının cezası infaz edildi, 6'sı için süre istendi.

Yalova: 173 dava açıldı, hemen hemen tamamı sonuçlandı. Ceza aldığı bilinen tek isim Veli Göçer 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edildi.

Düzce: Yaklaşık 220 dava açıldığı sanılıyor. Yargılamaların sonucunda hiç kimse cezaevine girmedi.

17 AĞUSTOS 1999 GÖLCÜK DEPREMİ GAZETE MANŞETLERİ

17 Ağustos 1999 gününe özel bazı gazeteler 'yıldırım baskı' yapmıştı. Afetin meydana geldiği saate kadar gazetelerin basımı bitmiş, dağıtılmak üzere yola çıkmıştı. Depremin ardından ise bazı ulusal gazeteler mevcut nüshalarından ayrı olarak aynı gün yeni bir nüsha daha hazırladılar.

Yıldırım baskı yapan gazetelerden biri de Sabah gazetesiydi. Gazete yıldırım baskısına "Deprem" manşetiyle çıkmıştı. Sürmanşet ve spot cümlede şu ifadelere yer veriliyordu:

İstanbul, Adapazarı, İzmit, Eskişehir'de çok sayıda ölü var.

Merkez üssü İzmit olan 6.7 şiddetindeki deprem tam 45 saniye Türkiye'yi salladı.

Depremin İstanbul'da en büyük etkisi Avcılar, Sefaköy, Bayrampaşa, Halkalı, Zeytinburnu, Fatih, Eminönü'nde yaşandı. Avcılar'da 10 apartmanın çöktüğü enkaz altında çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğu bildirildi. Diğer ilçelerde can kaybı olup olmadığı öğrenilemedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, sabah saat 05.00 itibariyle kendilerine 100'den fazla binanın yıkıldığı haberinin geldiğini belirtip "Bütün gücümüzle yardıma koşuyoruz" dedi. Bir çok bölgeye yardım yetişmediği için kurtarma çalışmalarını vatandaşlar yaptı.
***
Hastanelerde de büyük bir panik yaşandı. Çapa'da camdan atlayan bir kişi hayatını kaybetti. Ankara'da kriz merkezi kuruldu.

Depremin ardından kısa bir süre sonra deprem bölgelerinde elektrikler kesildi. Cep ve şehirlerarası telefonlar devre dışı kaldı.

18 Ağustos günü felaketin boyutu yavaş yavaş ortaya çıkarken bazı gazeteler logolarını siyah renge bürüyerek piyasaya çıkmıştı.

Hürriyet, "Katiller" manşetiyle malzemeden çalarak bina inşa eden müteahhitlere dikkati çekiyordu. "Yine çürük inşaat. Yine hırsız ve vicdansız müteahhitler" spot cümlesinin ardından Japonlar'ın hazırladığı raporu hatırlatıyordu:

Toplu Konut İdaresi'nin Japonlar hazırlattığı raporda 6.5 şiddetindeki bir depremde "İstanbul ve İzmit çevresindeki kamu binaları yıkılır ve büyük bir facia yaşanır" denilmişti.

Nitekim dün meydana gelen depremde, raporun işaret ettiği facia, Gölcük Deniz Komutanlığı'ndaki askeri tesisin de çökmesiyle yaşandı. Burada yüzden fazla subay ve askerimiz şehit oldu.

Sürmanşette ise ortaya çıkan hazin tablonun ilk detaylarına yer veriliyordu:

Ağlıyoruz

7 şiddetinin üzerindeki deprem 45 saniye sürdü ve Türkiye'yi yasa boğdu.

Son durum: 2011 ölü, 10 bin 746 yaralı

03.01'de meydana gelen ve merkez üssü Kocaeli olan deprem en büyük hasarı İzmit ve Adapazarı'nda yaptı. Yalova ve Gölcük yerle bir oldu. İstanbul'da da milyonlar sokağa döküldü, Avcılar ağır hasar gördü.

Enkaz kazıldıkça ceset çıkıyor

Depremle birlikte kentlerde elektrik kesildi, telefonlar sustu. Enkaz altında kalan ve 'imdat' çığlıkları atanların yardımına, depremin ilk şokunu atlatan vatandaşlar yetişti. Enkaz kazıldıkça ceset çıktı.

TÜPRAŞ kaderine terk edildi

Asıl depremi, 300'ü aşkın artçısı izledi. Deprem yüzünden İstanbul-Adapazarı TEM otoyolu ve İstanbul-Ankara tren yolu kullanılamaz hale geldi. Yangın çıkan İzmit'teki TÜPRAŞ rafinerisi kaderine terk edildi.

Radikal'in manşeti çok netti:

ÇÖKTÜK

Deprem yıktı, devlet baktı: İki binden fazla ölü, halk çaresiz.

Türkiye'nin en gelişmiş sanayi bölgeleri yerle bir oldu, Gölcük'te karargah çöktü. Kurtarma tam bir fiyasko.

Milyonlar sokaktaydı

Önceki gece saat 03.02'de başlayan ve 45 saniye süren depremde 2 binden fazla kişi öldü, enkaz altında 3 binden çok insan olduğu belirtildi. Deprem sonrası su ve elektrikler kesildi; milyonlarca insan iki gecedir sokakta. İletişim felç. TÜPRAŞ yangını sürüyor.

Binlerce bina enkaz

Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Kocaeli merkez ve Gölcük, Adapazarı, Yalova ile başta Avcılar olmak üzere İstanbul'da binlerce bina yerle bir. Karayolları çatladı, köprüler, resmi binalar yıkıldı. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Orhan Aydın dahil 182 kişi enkaz altında kaldı. Komutanlıktaki karargâh da çöktü.

Milliyet gazetesi ilk günün bilançosunu veriyordu:

2168 ölü, 11622 yaralı

"Halk sahipsiz" manşetiyle çıkan gazete, ülkenin en gelişmiş ve en kalabalık illerinin yer aldığı Batı bölgesinin yıkıldığını, yetkililerin aciz kaldığını belirtiyordu.

Kocaeli

Depremin merkez üssü olan şehir savaş alanına döndü. 933 kişi can verdi.

Sakarya

Evler karton gibi yıkıldı. Varyant otobüsün üstüne düştü. Ölü sayısı 560 ve artıyor.

İstanbul

Dev kent 'çadırkent'e döndü. Enkaz altından hâlâ imdat çığlıkları geliyor.

18 Ağustos 1999 nüshasına siyah logoyla çıkan Star gazetesi manşetinde, evlerin tamamı ya yıkılmış ya da yan yatmış durumda olan çarpıcı bir fotoğraf kullanmıştı.

Gazete, Kocaeli'deki TÜPRAŞ rafinerisinde başlayan büyük yangını "Alev Alev" başlığıyla duyurmuştu. TÜPRAŞ'taki yangın tam 5 gün sonra söndürülebilecekti.

Haber metninde yangınla ilgili şu ifadelere yer veriliyordu:

TÜPRAŞ... Türkiye'nin en büyük rafinerisi... Ekonominin can damarı... Türkiye'yi yıkan depreme o da dayanamadı. Ham petrol kulesi yıkıldı. Petrol tankları alev aldı. Rafineri günboyu yandı. Müdahale edilemedi. Havadan söndürme yardımı istendiğinde saatler 22.00'yi gösteriyordu. Ve iş işten geçmişti. TÜPRAŞ, ikinci bir deprem gibi bağrımıza saplandı.

"Acımız Büyük" manşetini atan Cumhuriyet gazetesi, binlerce yurttaşın hayatını kaybettiğini aktarmıştı:

Adapazarı, Yalova, İstanbul, Kocaeli, Bolu ve Eskişehir'de yüzlerce bina yıkıldı. Çok sayıda yurttaş, enkaz altında kalarak ya da korkudan binalardan atlayarak yaralanırken binlerce kişi öldü. Adapazarı'nda 560, Kocaeli'de 844, Yalova'da 229, İstanbul'da 215, Bolu'da 133, Bursa'da 10, Eskişehir'de ise 13 kişinin öldüğü kesinleşti. Kocaeli'de depremden özellikle sahil kesimlerdeki binalar etkilendi. Körfez, Derince, Gebze, Karamürsel ve Gölcük'te ilk belirlemelere göre 100'ün üzerinde bina tamamen çöktü.

Gazete, Gölcük'teki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tesislerinin yerle bir olduğunu aktarmış, tesislerde 20 asker şehit olurken 200 kişinin halen enkaz altında olduğu belirtmişti.

O döneme ait bir gazete haberinde, İstanbul-Bolu bölgesinde OHAL ilan edilmesi, koordinatörlüğüne de 'Süper Vali' olarak bilinen merhum Recep Yazıcıoğlu'nun getirilmesi isteniyor. (Yazıcıoğlu, hayatını kaybedene kadar gerçekleştirdiği hizmetleriyle herkesin takdirini ve güvenini kazanmış, adına kitaplar yazılmış, hayatı dizi ve filmlere konu olmuştur.)

OHAL ilan edilsin

Depremde yaşanan kargaşayı önlemek için, olağanüstü hal ilan edilmesi ve koordinatörlüğüne Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun getirilmesi isteniyor.

Depremin şiddeti, tren raylarının kaymasından anlaşılabilir.

Körfez'de bu tür görüntülere oldukça sık rastlanmıştı. Ya kara parçasının yükselmesiyle deniz sığ suya dönüşmüştü...

...ya da kara parçasının aşağıya inmesiyle birçok ev denize gömülmüştü.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

AFAD, deprem fay hattında bulunan 24 ili açıkladı
1999 depreminde kaybolan 6 yaşındaki kızını arıyor: Kızımın yaşadığını biliyorum, bir albay hastaneye götürmüş...
Prof. Dr. Naci Görür uyardı: İki kentte yakın zamanda 'büyük deprem' bekleniyor

Güncel Haberleri