Artvin'de bir kadını bahçede asma yaprağı toplarken yılan ısırdı. Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu, Tokat, Amasya, Samsun, Sinop, Çorum, Kastamonu, Karabük, Zonguldak, Düzce ve Bolu'daki vatandaşlara da "Yılanlara karşı dikkat" uyarısı yapıldı.
YILAN SOKMASI SONRASI BAYGINLIK GEÇİRDİ
Artvin'de yılan sokması sonrası bulantı, karın ağrısı ve kaşıntı gibi belirtiler yaşayan hasta baygınlık geçirince yakınları tarafından acil olarak Artvin Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada yapılan müdahalelerin ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne sevk edildi. KTÜ Farabi Acil Servis bölümünde fizik muayene ve laboratuvar tetkik sonucunda yılan sokması teşhisi konulan hastaya uygun tedavi başlandı.
SOLUNUM CİHAZINDAN SONRA KONUŞMA SORUNU YAŞADI
Farabi Hastanesi Toksikoloji birimi, yoğun bakım ekibi ve Trabzon Sağlık Müdürlüğü tarafından sürekli bilgi akışı ve yakın izlem ile hasta beş gün solunum cihazına bağlı şekilde takip edildi. Bu süre sonunda bilinci açılan hasta solunum cihazından ayrıldı. Solunum cihazından ayrılan hastanın konuşma problemi saptanması üzerine, beyin MRG (manyetik rezonans görüntüleme) alındı ve beynine pıhtı attığı saptandı. Nöroloji bölümü ile görüşülerek tedavisi düzenlendi. Kan değerleri ve yaşamsal değerlerinin normale gelmesi üzerine hasta kendi memleketi olan Artvin'e takibinin devamı için sevk edildi.
YILANLAR HAKKINDA UYARI
Konuyla ilgili açıklamalarda bulanan KTÜ Farabi Hastanesi Acil Servis Toksikoloji Birimi sorumlusu Öğr. Üyesi Dr. Vildan Özer, yılan ısırıkları hakkında uyarılarda bulundu.
Vildan Özer, şunları söyledi:
"Türkiye'de tropikal iklim özelliği nedeniyle yılan zehirlenmeleri özellikle yaz aylarında kırsal bölgelerde sık görülür. Sağlıklı çocuk ve genç erişkinlerde ciddi toksisiteye yol açan bu tip zehirlenmeler ölüm ve sakatlıkla sonuçlanabilir. Yılan ve akrep türlerinin bölgesel farklılıkları ve oluşturdukları zehirlenmelerin çeşitliliği oldukça önemlidir.
Türkiye'de yaşadığı saptanan 41 yılan türünden 28'i zehirsiz, 13'ü zehirlidir. Bunların 10'u Viperidae (Engerek) ailesindendir. En çok Doğu Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Kuzeybatı Trakya’da bulunurlar. Vipera (Engerek) ısırmalarında ortaya çıkan bulgular değişkenlik gösterir Genellikle lokal (ağrı, ödem, kızarıklık, hissizlik, karıncalanma) bulguları gözlenirken; ısırma yerinde kanama ve lokal ekimoz(morarma) görülebilir.
Hastada; bulantı ve kusma, ağız çevresinde ve ağız içinde uyuşma, karın ağrısı, ishal, güçsüzlük, kaslarda titreme, terleme, dolaşım bozukluğu, hipotansiyon, taşikardi, baş dönmesi, bronkospazm, böbrek fonksiyon bozukluğu, ateş, döküntü ve bilinç kaybı görülebilir. Oluşan zehirlenmenin şiddeti, bulgulara göre değerlendirilir."
HAZİRAN VE EYLÜL ARASINDAKİ DÖNEM EN TEHLİKELİ DÖNEM
"Haziran-eylül arası dönem, yılan ısırıkları için en çok dikkatli olmamız gereken dönemdir" diyen Vildan Özer, şu bilgileri paylaştı:
"Doğu Karadeniz Bölgesinde özellikle Kars ve Artvin illeri zehirli yılanların endemik olarak yaşadığı bölgeler olup, bu riskli illerde ve çevresinde yaşayan vatandaşlarımızın bu dönemde çok dikkatli olması gerekmektedir. Zehirli yılan ısırıklarının bu bölgede engerekler tarafından gerçekleştirildiği kabul edilir. Kafkas engereği bu bölgelerde yaşayan zehirli yılanlardandır.
Yılan ısırığı hayatı tehdit edici ciddiyette zehirlenme bulgularına neden olabileceği için ilk yardım ve müdahalemizdeki asıl amaç, hastaları mümkün olan en kısa sürede en yakın ve müdahale edilebilecek bir sağlık kuruluşuna götürmek olmalıdır. İlkyardım müdahalesi olarak öncelikle hasta yılandan uzaklaştırılmalı ve hastaya güven verilmeli ve sakinleştirilmelidir."
"MÜMKÜNSE YILANIN FOTOĞRAFINI ÇEKİN"
Yılan ısırıklarında, tanıya götüren önemli verilerden bir tanesinin ısıran yılanın mümkünse fotoğrafının çekilmesi olduğunu kaydeden Vildan Özer, şöyle konuştu:
"Sağlık kuruluşuna götürülen hasta; beraberinde yılanın baş, gövde ve kuyruk kısımlarına ait iyi çekilmiş fotoğraflarını da bulundurursa tanıya gitmek konusunda oldukça faydalı olacaktır. Yılanın kendisinin ölü veya canlı bir şekilde sağlık kurumuna götürülmesine gerek yoktur. Elbette bu fotoğrafları çekebilmek için kişilerin kendilerini ekstra risklere sokmaması gerekir. Hastaların sağlık kuruluşuna varıncaya kadar ve sağlık kuruluşlarında tedavileri devam ettiği sürece, ısırılan bölgeyi kalp seviyesinden yukarıda ve hareketsiz tutmaları gerekmektedir.
Yılan zehrini akıtabilmek için başka bir kişi tarafından zehrin emilmesi, yaranın kesilerek zehrin akıtılması veya turnike uygulanması gibi yöntemler kesinlikle uygulanmamalıdır. Isırılan hastaya hastanede lokal yara bakımı yapılmalı ve tetanoz profilaksisi sorgulanmalıdır. Etkilene bölgedeki yüzük ve benzeri takılar mevcut ise mutlaka çıkartılmalıdır. Özellikle riskli bölgede yaşayan ve yılan ısırığı şüphesi olan vatandaşlarımızın mutlaka hastaneye başvurarak, zehirlenme konusunda hekim görüşünü almaları erken tanı ve tedavi için oldukça önemlidir.
Tüm yılan ısırıklarında hastalara panzehir verilmesine gerek yoktur. Panzehir; ısıran yılanın cinsine, yaralanma bölgesinde lokal bulguların varlığının şiddetine ve sistemik etkilenmelere göre gerek görülen durumlarda hastalara uygulanmaktadır. Zehirli yılan ısırığı düşünülen vakalarda vakit kaybetmeden zehirlenme evresine karar verip, gerekli ise bir an evvel panzehir uygulanması gereklidir."
"YILANLAR DURDUK YERE ISIRMAZ"
KTÜ Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sağdan Başkaya ise yılan ısırmalarından doğada korunmak için şu tavsiyelerde bulundu:
"Yılanlar genelde durduk yere ısırmazlar. Bu nedenle gördüğümüz bir yılanın üzerine gitmemeli, onu rahatsız etmemeli veya dürtmemeliyiz. Gürültüden ziyade, yere sert basmak veya yere sert vurmak, onları uyaracaktır. İnsanlar yılanlardan korunmak için boğazlı çizme, boğazlı bot ve tozluk gibi dizden aşağısını koruyucu malzemeler kullanabilirler.
Kalın malzemeli pantolon veya etekler giyilebilir. Taş veya kütük gibi bir şeyi çevirirken veya yerinden oynatırken dikkatli olmalıdırlar. Fındık toplarken, çay toplarken, ot biçerken, bahçe temizliği yaparken elimizi veya ayağımızı attığımız yere dikkat etmeliyiz. Farkına varmadan üzerine veya yakınına basarsak, elimizle uzanırsak veya dokunursak ısırılma ihtimalimiz yüksektir."