Kahramanmaraş'ta 6 Ocak 2023 Pazartesi günü saat 04.17'de 7.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Merkez üssü Pazarcık ilçesi olan depremde şu ana kadar 35 bin 418 kişi hayatını kaybetti, 105 bin 505 kişi yaralandı. Suriye'den Ankara'ya kadar birçok bölgede hissedilen zelzelenin ardından artçı sarsıntıların yanı sıra saat 13.25'te Ekinözü merkezli 7.5 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremden etkilenen illerden 195 bin 962 afetzedenin başka illere tahliye edildiğini bildirdi.
DEPREM TEHLİKESİ VE GÜVENLİK AÇIĞI
University College London'da acil durum planlaması ve yönetimi profesörü olan David Alexander, 35 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş merkezli depremlere dair değerlendirmede bulundu.
İngiliz Telegraph gazetesine konuşan Prof. Alexander, doğal afetlerin neden olduğu hasarın genellikle iki bileşene ayrılabileceğini söyledi. Alexander, bunları tehlike (depremin kendisi) ve güvenlik açığı (bir ülkedeki binaların durumu) olarak açıkladı.
Prof. Alexander, bu durumda tehlikenin veya Türkiye'nin depremlere karşı en savunmasız bölgelerinin iyi bilindiğini, güncellenen yönetmeliklerdeki şartnamelere göre tasarlanan binaların bu büyüklükteki sarsıntılara dayanabilmesi gerektiğini söyledi.
"CEHALET, İHMAL, YOLSUZLUK"
Gazete Oksijen'de yer alan habere göre, The Telegraph muhabiri Matt Oliver, "Kurallar, yapıların çelik takviyeli beton, iyi dağıtılmış kolonlar ve kirişler içermesi gerektiğini belirtiyor. Ancak depremde birçok binanın çökmesi, bu şartların görünüşte ne kadar geniş çapta göz ardı edildiğini gösterdi. Milyonlarca binaya geçmişe dönük af çıkarıldığı gibi, bazılarının modern standartlara uymadığı halde yerel yönetimler tarafından onaylandığı düşünülürken, kaçınılması gereken kusurlu inşaat teknikleri daha fazla kullanılıyor" yorumunu yaparken, Prof. Alexander, bu sonuçları, "Ortada cehalet, ihmal ve yolsuzluk var" diye açıkladı.
"GAZETE OKUMAYI BİLE BIRAKMADILAR"
Japonya ile Türkiye'yi kıyaslayan Oliver, "Bugün, oradaki birçok şehir sakini deprem olduğunda umursamayabilir" derken, kısa bir süre önce Japonya'da olduğunu söyleyen Alexander'ın "6,8 büyüklüğünde bir deprem olduğunda bir binanın altıncı katındaydım. Kafede oturan insanlar gazete okumayı bile bırakmadı. Bu neler yapabileceğinizin bir göstergesi" sözlerini de aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede konutların bir yıl içerisinde tamamlanacağını açıklarken, Prof. Alexander, Türkiye'deki yeniden inşa çalışmalarının tamamlanmasının 25 yıl kadar sürebileceğini belirtti.
Konuyla ilgili, "Ayrıca inşa edileceklerin bu sefer de doğru standartları karşılayacağına dair bir garanti yok. Bunun yanı sıra ülkenin tehlikeli mali durumu da yeniden inşa çabalarını zorlaştırabilir veya hükümetin Mayıs ayında yapılması planlanan seçimlerden önce verdiği diğer sözleri tutamaz hale getirebilir" yorumunda bulunan Oliver, deprem bölgesindeki gözlemlerini ise şöyle aktardı:
"EKONOMİK KRİZ ARTABİLİR"
"Türkiye'de hükümet, 1999'dan sonra yürürlüğe giren inşaat kurallarını uygulamak yerine, kalitesiz yapıların ülke genelinde artmasına izin verdi. Hatta en son 2018’de müteahhitlere bir dizi af tanıdı.
Türkiye'nin ana afet müdahale kuruluşu AFAD'ın bir depremin hemen ardından ne olması gerektiğine dair herhangi bir acil durum planı yapmadığı anlaşılınca, ilk müdahale ekipleri de şaşkına döndü.
Kontrolden çıkan enflasyon, insanları yiyecek ve barınma gibi ihtiyaçları karşılamakta zorlarken ve ülkede siyaseti daha da hararetli hale getirirken, felaketin ülkede zaten umutsuz olan bir ekonomik krizi daha da artırması bekleniyor.
Türk hükümetinin başarısızlığının insani bedeli, ailelerin harap olmuş evlerinin yanında toplanıp kurtarma ekiplerinin sevdiklerinin çıkarmasını beklediği afet bölgesinin her yerinde açıkça görülüyor. Depremden dokuz gün sonra hala hayatta kalanların bazı mucizevi hikayeleri ortaya çıkıyor.
Ancak arama yapanların çoğu için, ceset sayısı arttıkça umut yerini umutsuzluğa bıraktı ve insani bir felaket ortaya çıktı. Felaketten etkilenen bölge, çoğu Suriyeli olmak üzere 2 milyon kadar mülteciyle birlikte tahmini 13,5 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık bir milyon insanın evsiz kaldığı düşünülüyor.
Pazartesi günü, Gaziantep'te, halka açık parklar yardım görevlilerinin veya acil servislerin hayatta kalanlara yiyecek ve malzeme dağıttığı çadırlarla doldu. Derme çatma kampların çoğunda tuvalete erişim yoktu. Gaziantep'te bir parkta Türkler ve Suriyeli mülteciler, geceleri donma noktasının altındaki sıcaklıklardan korunmak için ateşlerin etrafında toplanıyorlar."