Gözleri düşmanda akılları vatanda

“Operasyona katılan personelin tamamına yakını profesyonel askerlerden oluşuyor. Hem meskun mahal hem dağlık alan çatışmasında tecrübeliler. İki çatışma şeklinde de nasıl hayatta kalacaklarını çok iyi biliyorlar. Bu nedenle profesyonel asker sahada aç kalmaz. Bu konuda bir endişeniz olmasın.”

* Asker sınır ötesi operasyonlara nasıl bakıyor?

Terör konusunda eğitim almış kişilerin öğrendiği ilk şey “Terör kaynağında çözülmelidir” cümlesidir. Bu nedenle sınır ötesi operasyonlara fikren daha sıcak bakarlar. Bu konuda ilave bir düşünceye de sahipler; kendi topraklarında mücadeleyi kabul etmeme ve kutsal gördüğü toprakların teröristler tarafından kirletilmesine izin vermeme... Türk askeri savunmada kalıp teröristin ne zaman saldıracağını beklemekten hoşlanmaz, aktif olarak onu arayıp etkisiz hale getirmeyi tercih eder.

* Güvenlik güçleri sağlanan teknolojik gelişmeleri nasıl algılıyor ve uyguluyor?

Orduda yirmi yılı aşkın bir süredir görev yapan herkes gelinen noktanın bir devrim olduğuna inanıyor. Bugün güvenlik güçleri teröristi, fiziki güç kullanarak değil teknolojik imkanlarla arıyor. Geçmişte atılan binlerce pusudan veya arazi taramasından eli boş dönmenin moral motivasyon üzerinde oldukça menfi etkileri vardı. Bugün güvenlik güçleri neredeyse çıkılan her terör operasyonundan müspet bir netice alarak dönüyor. Geçmişte güvenlik güçleri şehit ve yaralılarının büyük bir kısmını, arazide mayına basma ve ilk ateşte verirdi. Bugün ise teknoloji kullanımı bu tür vakaları ‘yok’ denecek düzeylere düşürdü.

* Arazide bulunan personel nasıl yaşıyor ve dinleniyor?

Operasyona katılan personelin tamamına yakını profesyonel askerlerden oluşuyor. Büyük bir çoğunluğu da birkaç büyük operasyona katılmış hem meskun mahal hem de dağlık alanlarda çatışmalarda tecrübeli personel. Bu nedenle iki farklı çatışma şeklinde de nasıl yaşayacaklarını çok iyi biliyorlar. Asker, ilk göreve gidip döndükten sonra devletin kendisine verdiği ekipmanın dışında neye ihtiyacı olduğunu çok iyi bilir. Kimisi kendisi için çayın kıymetli olduğunu anlar kimisi kahvenin kimisi beyaz peynir veya haşlanmış yumurtanın... Bu nedenle profesyonel asker sahada aç kalmaz, yalnızca bazı şahsi stokları bittiği için özlem duyar. Her askerin sırt çantasında su geçirmeyen soğuk iklim kıyafetleri mevcut. Onlar eksi 40 dereceye kadar koruma sağlar. Yerin soğuğundan korunmak için ‘mat’lar ve birkaç yüz gram ağırlığında uyku tulumları var. Sorun, bunları açmaya fırsat bulup dinlenmek. ‘Asker arazide en fazla neyi özler?’ diye sorarsanız söyleyeceğim tek şey sıcak ve taze ekmek ile yemek olur. Arazideki kaos ilk günlerde oldukça yoğun olduğu için başlangıçta bu imkanları sunmak bazen imkansız olur. Personel bu nedenle ilk günlerde sırt çantasında üç günlük kumanya bulundurur. Bir kısmı kendinden ısıtmalı olabilir bir kısmı da soğuk yenen tiptedir. Ben bölgede bulunduğumda operasyonun 17’nci günüydü. Lojistik yollar açılmış ve sistem oturmuştu. Askeri personel komando eğitimi sırasında bu şartlarla nasıl baş etmesi gerektiği konusunda özellikle eğitilir. Yani onlar imkansızlığın içinde de olsa yıkanmayı ve sıcak yemeği nasıl yapacağını bilirler. Bu konuda bir endişeniz olmasın.

O CENAZE TÖRENLERİ MEHMETÇİĞİ ÇOK DUYGULANDIRIYOR

Şimdi de soru cevabın dışında kendi gözlem ve mülakatlarımı paylaşmak isterim...

* Her asker sınır ötesinde bulunduğunda sırtında ne kadar büyük bir yük taşıdığının da farkında olur. Gözü düşmanda iken aklı hep vatanında neler olduğundadır. Bu harekatla ilgili ne düşünüldüğünü merak eder. İnanın onlarla konuştuğunuzda geride yapılan moral motivasyon faaliyetlerinin ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz. Burada yaptığınız bir esinti orada fırtınalar koparıyor. Herbiri çok sevildiklerinin ve dualarla anıldıklarının farkında. Normalde zaman geçtikçe bazen yüzlerde düşme başlar. Yorgunluk motivasyonu aşağı çeker. Onlar ise ‘Türkiye’de yapılan her faaliyetin kendilerindeki yorgunluğu aldığı’nı söylüyor. Yalnız olmadıklarını ve toplumun büyük çoğunluğunun operasyonun arkasında olduğunu bilmek onlara güç veriyormuş.

* Bazı askerlerin isimliklerinde Ömer Halisdemir yazısını gördüm. Bazılarında diğer şehit arkadaşlarının isimlerini. Onların nasıl bir misyonla orada olduklarını bundan daha güzel başka bir şeyin anlatacağına inanmıyorum.

* Zeytin Dalı’nda kötü giden bir şey olduğuna inanmıyorlar. Fakat harekatın hızıyla ilgili konuşmalardan rahatsız olduklarını ifade edebilirim. Araziyi bilmeyenlerin ve teröristlerin nasıl bir hazırlık yaptığının farkında olmayanların ahkâm kesmesinden hoşlanmıyorlar. “İnanın biz de en hızlı şekilde bitirmek için gayret sarf ediyoruz” diyorlar. En büyük sıkıntının da barikatlar döneminde olduğu gibi teröristlerin sivil halkı kalkan yapması ve onların arasından ateş etmesi olduğunu söylüyorlar. Hızı kesen en büyük faktör sivil halkın zarar görmesi kaygısı.

* Türkiye’de kim ne konuşursa orada anında duyuluyor. Bazı söylemler kendi aralarında yayılıyor. ÖSO’yla ilgili olarak herkes olumlu düşünüyor. Bazı konularda eleştiri getirenler bile onların geçmişte asker olmadığını bildikleri için bu eleştirileri yapıcı olmak adına söylediklerini ifade ediyorlar. ÖSO unsurlarına mihmandarlık ve sevk idare edenler çoğunlukla Özel Kuvvet mensupları ve MİT personeli. Bu nedenle ‘nizami birimler’ ile ‘gayrı nizami unsurlar’ arasında bir uyumsuzluk bugüne kadar yaşanmamış. Yani işin özü ÖSO’nun dilinden anlayanlar onlarla beraber hareket ediyor. Bir çoğu da Fırat Kalkanı harekatına katılmış tecrübeli personel.

* Şehit ve yaralılara halkımızın davranış şekli Mehmetçiği oldukça etkilemiş. Onbinlerce kişinin katıldığı şehit cenaze törenlerine ait fotoğraflar onları oldukça duygulandırıyor. Tabiri caizse ruhlarında fırtınalar estiriyor. Harekatla ilgili olarak düşünceleri çok net ve açık. Operasyonun sonucuyla ilgili olarak akıllarında en ufak bir şüphe yok. Onlara göre harekatın en zor kısımlarını aşmış, araziyi anlamış ve örgütün davranış şeklini çözmüş durumdalar. “En zirve olan kısımlar ilk yüzde ellilik dilim içinde. Buralar ele geçirildiğinde harekatın zor kısmı bitecek. Şu anda teröristler hâkimde ve onlara doğru tırmanmak zorundayız” diyorlar.”Bugün bu mücadeleyi yapmazsak önümüzdeki dönemde daha fazla şehit vermek zorunda kalacağız” diye de ekliyorlar. Son dönemde Türkiye’deki terör saldırılarında PYD’ye verilen tanksavar silahların kullanıldığını söylüyorlar. “Bu silahları bugün toplamazsak Türkiye’de kimse güvende olamaz” diye de ifade ediyorlar.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Mete Yarar: Türkiye oyunu bozmak için sahaya çıktı
Mete Yarar Afrin Harekatı'nı yazdı: Aşiretler desteğini çeker, süre kısalır
Mete Yarar müttefik silahıyla verdiğimiz şehitleri yazdı

Güncel Haberleri