Uzun bir süre faiz artışına ara veren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, artan enflasyon ve kur baskısına daha fazla dayanamadı. Merkez Bankası Başkanı değişikliğinden sonra politika faizini yüzde 24 seviyesinden 8,25’e kadar indi. Yaklaşık 4 aylık sabit faizin ardından geçtiğimiz Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 200 baz puanlık artış gerçekleşti. Böylece politika faizi çift haneye ulaşarak 10,25 seviyesine ulaştı. TCMB’nin 22 Ekim Perşembe günü gerçekleştireceği PPK toplantısına ilişkin anketine katılan ekonomistlerin tamamı politika faizinin artırılacağını tahmin etti. AA Finans’a katılan 17 ekonomistin tamamı politika faizinde (bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı) artışa gidileceği öngörüsünde bulundu. Faiz artışı bekleyen ekonomistlerin beklentileri 100 baz puan ila 200 baz puan arasında yer aldı. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı yüzde 12,25 olurken, beklentiler yüzde 11,75 ila yüzde 15 arasında yer aldı.
Bloomberg HT Araştırma Masası’nın TCMB’nin faiz kararına ilişkin düzenlediği beklenti anketine katılan 19 kurumun medyan tahmini, politika faizinin 175 baz puan artırılarak yüzde 12’ye çıkarılacağı yönünde. En düşük faiz beklentisini paylaşan kurum, politika faizinin 100 baz puan artırılarak yüzde 11,25’e çıkarılmasını bekliyor, en yüksek faiz beklentisini paylaşan kurum ise politika faizinin 250 baz puan artırılarak yüzde 12,75’e yükseltileceğini öngörüyor. Kurumların yıl sonu medyan politika faiz beklentisi ise yıl sonunda yüzde 12,50 olacağı yönünde. Yıl sonu için en düşük beklentiyi paylaşan kurum politika faizinin 125 baz puan yükseltilerek yüzde 11,50 olmasını beklerken, en yüksek beklentiyi paylaşan kurum ise faizin 350 baz puan artırılarak yüzde 15 olmasını öngörüyor.
KUR FİYATLAMAYA ŞİMDİDEN BAŞLADI
Merkez Bankası’nın faiz artışı beklentisi piyasalara da pozitif yansıdı. Haftanın ilk işlem gününde ağırlıklı olarak 7.93-7.95 hattında hareket eden dolar/TL, yeni haftanın ilk gününde en düşük 7.90’ın altına geriledi. Euro/TL de benzer bir grafik çizerek en düşük 9.22 seviyesine kadar çekildi. Fakat, 3’ler düzeyine kadar çekildi. Yeniden alımların etkisiyle kur yukarı doğru hareketlendi. Piyasada TCMB kararı haricinde yakından izlenen gelişmeler ise ABD seçimleri, Brexit gelişmeleri, koronavirüste küresel artış trendi, AB ile tansiyonun yeniden artması endişesi, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve S-400 hava savunma sistemleri konusunda devam eden süreç yer alıyor. TCMB’nin devam eden sıkılaştırma adımları piyasalardaki en önemli destek unsuru olmaya devam ediyor. Bankanın piyasaya uyguladığı fonlamanın son maliyetini gösteren ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti Cuma günü itibarıyla yüzde 12,26’ya yükseldi. Fonlama maliyeti Temmuz ortasında yüzde 7,4’ün altına kadar inmişti. Bu da 500 baz puana yakın sıkılaştırma uygulandığı anlamına geliyor. Fonlama maliyeti geçen hafta ilk kez mevcut enflasyonun üzerine çıktı. TCMB’nin politika faizi yüzde 10,25 faiz koridorunun üst bandı yüzde 11,75 geç likidite penceresi faiz oranı ise yüzde 13,25 seviyesinde bulunuyor. Enflasyon ise Eylül’de yüzde 11,75 seviyesindeydi.
BORSA ENDEKSİ HAREKETLİ
Küresel piyasalardaki pozitif seyir ve Merkez Bankası’nın önümüzdeki perşembe günkü PPK toplantısında faiz artışına gidileceği beklentisi hisse senetlerine alım getirdi. Açılıştan itibaren kademeli olarak yükselişini sürdüren Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günün ilk bölümünde 1.200 puanın üzerine çıktı. 3 ay sonra ilk kez 1.200 puanı aşmış oldu. BİST 100 son olarak 27 Temmuz’da 1.200 puanı görmüştü.
FONLAMA FAİZİ 13’ÜN ÜSTÜNDE
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, dün geleneksel yöntemle düzenlediği 16 Kasım vadeli repo ihalesi ile piyasaya 10 milyar 1000 lira verdi. İhaleye, 40 milyar 650 milyon liralık teklif geldi. İhalede en düşük, ortalama ve en yüksek basit faiz sırasıyla yüzde 13,25, 13,27 ve 13,33 olurken, en düşük, ortalama ve en yüksek bileşik faiz sırasıyla yüzde 14,09, 14,11 ve 14,18 seviyesinde gerçekleşti.
DOĞRU ADIM AMA YETERLİ DEĞİL
Tahminlerini açıklayan kurumlar arasına katılan JPMorgan, TCMB’nin bu toplantıda politika faizini 200 baz puan artırmasını ve temkinli bir dil kullanmasını bekliyor. JP Morgan Türkiye Başekonomisti Yarkın Cebeci tarafından hazırlanan raporda banka, Eylül ayında alınan 200 baz puanlık faiz artırımı kararının, fiyat ve finansal istikrara yönelik riskleri kontrol altına almak için doğru yönde atılmış ancak yeterli olmayan bir adım olduğunu, ancak bu risklerin halen devam ettiğini ve güvenilirlik ve beklentilerdeki (enflasyon beklentilerinde süregelen kötüleşme, portföy çıkışları ve altına yönelik lokal talepte yansımasını bulduğu üzere) erozyon dikkate alındığında, faizlerin daha da artırılmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Reel faizlerin mevcut seviyesinin (hem gerçekleşen hem de beklenen bazda) tarihi anlamda düşük seviyelerde göründüğünü kaydeden JPMorgan, Türkiye’nin güvenilirliğini sürdürülebilir şekilde tekrar sağlayabilmesi, dolarizasyonu durdurması ve bir miktar sermaye akışı çekebilmesi için en az yüzde 2-3’lük pozitif reel faiz sağlaması gerektiğine dikkat çekti.
‘200 BAZ PUAN MAKUL BİR ADIM OLUR’
Banka, enflasyonun, tahmin ettikleri üzere, yüzde 11-13 seviyelerinde istikrarlı kalması durumunda, efektif fonlama faizinin en az yüzde 13-15 seviyelerine yükseltilmesi gerekeceğini ve politika faizini yüzde 12,25 ve üst bandı yüzde 15,25’e seviyelerine getirecek 200 baz puanlık bir artışın makul bir adım olduğunu belirtti. Banka, bu artışın daha önce iki defada yapılmasını beklediklerini, ancak Türk Lirası üzerinde devam eden baskıdan dolayı, TCMB’nin bunu muhtemelen bu hafta bir defada yapacağını kaydetti ve piyasa reaksiyonuna bağlı olarak, önümüzdeki aylarda ilave faiz artışına ihtiyaç duyulması riski olabileceğine dikkat çekti.
YILSONUNA KADAR YÜZDE 17 TAHMİNİ
Kevin Daly öncülüğündeki Goldman Sachs ekonomistlerinin kaleme aldığı müşteri raporunda, Merkez Bankası politika toplantısında faizi yüzde 10,25’ten yüzde 13,25’e yükselteceğini tahmin etti. Raporda, “(Merkez Bankası) Fonlama sınırlamalarıyla halihazırda gerçekleştirdiği sıkılaştırmayla buluşturmak için bir haftalık repo faizini artıracak” ifadesi yer aldı. Goldman’ın baz senaryosu faizlerin yıl sonuna kadar yüzde 17’ye ulaşacağı yönünde. Ancak raporda “Riskler sıkılaştırmanın ertelenerek TL’de daha fazla volatilite, yüksek enflasyon ve en sonunda sert bir iniş ile sonuçlandığı risk senaryosuna doğru eğik” denildi.
TL GERÇEK DEĞERİNİN ALTINDA
Bloomberg’te çıkan “Lira Bull Who Called 2019 Rebound Says It’s Rally Time Again” başlıklı habere göre, 56 milyar dolar yöneten William Blair International fon yöneticisi, Thomas Clarke TL’de pozisyon almaya başladığını ifade etti. Clarke, Mayıs 2019’da da TL yüzde 15’lik ralliyi önceden kestirmişti. Blooomberg’in haberinde son veri haftasında jeo-politik risk algısı yüzünden bir miktar para çıkışı olsa da yabancı yatırımcıların TL cinsinden varlıklara geri döndüğü vurgulandı. Clarke’e göre, Erdoğan’ın TCMB’yi para politikası kararlarında kendi haline bırakması pozisyon almak için en önemli neden. TL halen gerçek değerinin altında ve Clarke bu hafta TCMB’den faiz artırımı beklemiyor. Velakin, Türkiye’nin artık aşırı gevşek para politikasını noktaladığını iddia ediyor.