Yunanistan'ın Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) ile şubat ayının ortalarında başlayan müzakerelerinden henüz olumlu bir sonuç çıkmadı. Ülkede koalisyon hükumetinin resmi alacaklılarıyla uzlaşma sağlayamaması sebebiyle finansal piyasalarda endişeler artarken, sorunun çözümüne yönelik atılan adımlar ve ortaya konulan öneriler Avrupa’da gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
AB liderleri, kreditörlerle anlaşmak konusunda direnen Yunanistan üzerinde baskıyı her geçen gün artırırken, müzakerelerde taraflar arasında kimi zaman restleşmeler de yaşandı.
Yunanistan'da 25 Ocak'ta yapılan erken genel seçimlerde Radikal Sol Koalisyon İttifak (SYRIZA) seçimin galibi olmuştu. Yaklaşık 5 yıldır devam eden ekonomik krizin en önemli siyasi sonuçlarından biri olarak ortaya çıkan SYRIZA, kurtarma programları karşılığında uygulanan sert kemer sıkma politikalarını AB tarafından haksız bir dayatma olarak değerlendirmiş ve bunu her fırsatta dile getirmişti.
Bünyesinde pek çok sol eğilimli küçük partiyi barındıran SYRIZA'nın lideri Aleksis Çipras, seçim öncesinde kendi onayının bulunmadığı hiçbir anlaşmayı tanımayacağını ifade etmiş, Yunanistan'ın milyarlarca dolarlık kurtarma paketi karşılığında kabul ettiği kemer sıkma politikalarına son vereceğini açıklamıştı.
SYRIZA’nın seçimi kazanmasının ardından Euro Bölgesi'ne ilişkin endişelerin artmasıyla Euro/dolar paritesinin düşüşü ivme kazandı. Euro/dolar paritesi 1,1098 ile son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Ayrıca, partinin programına, tasarruf önlemlerini kaldırmayı ve borçların yeniden müzakere edilmesini alması piyasalarda gergin bir hava oluşturdu.
ECB'den Yunanistan'a "soğuk duş"
Partinin kemer sıkma programını kabul etmeme ve borçların silinmesi yönündeki söylemlerini dile getirmesine karşın, Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis 3 Şubat’ta uluslararası kreditörlerden borç silme talebinden vazgeçerek, kreditörlerin elindeki tahvilleri yeni tahvillerle takas etmeyi önerdi.
Yunanistan'ın uluslararası kreditörlerin elindeki tahvillerin yeni tahvillerle takas edilmesi yönündeki önerisi Avrupa’da soğuk karşılanırken, Avrupa Merkez Bankası da 4 Şubat’ta yaptığı açıklamada Yunan tahvillerini teminat olarak kabul etmeyeceğini açıkladı.
"Troyka" yerine "kurumlar" ifadesi kullanıldı
AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF üçlüsünü tanımlayan "Troyka" kelimesinden oldukça rahatsız olan ve seçmenlerine "Troyka" ile anlaşmaya gitmeyeceklerini bildiren Yunanistan, açık bir şekilde Troyka kelimesinin kullanılmasına son verilmesini istedi.
Bunun üzerine, Avro Grubu Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem, 13 Şubat’ta yeni Yunan hükumetinin tepkisini çeken "Troyka" yerine "kurumlar" ifadesini kullandı.
Tüm bu gelişmelerin yanında piyasalarda anlaşmanın sağlanamaması nedeniyle endişeler sürerken, 20 Şubat’ta Avro Bölgesi maliye bakanları Yunanistan'ın şubat sonunda sona eren mali programının 4 ay şartlı uzatılması konusunda anlaştı.
Ardından Avro Bölgesi maliye bakanları 20 Şubat’ta Yunanistan'ın, mali programın 4 ay uzatılması karşılığında sunduğu reformlar listesini onaylayarak piyasalara sorunun çözümüne yönelik olumlu mesaj verdi.
Almanya ile "tazminat" gerilimi
Yunanistan’ın alacaklılarıyla borç görüşmelerinin yanı sıra sürecin öne çıkan konulardan birisi de Almanya'nın Yunanistan'a savaş tazminatı ödemesi gerektiğine ilişkin tartışmalar oldu.
Akdeniz ülkesi Yunanistan, 1980'li yıllardan bu yana devam eden tartışmada, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin neden olduğu zararlara karşılık Almanya’dan yaklaşık 200 milyar avro tazminat ödemesi ve savaş sırasında çalındığı iddia edilen tarihi eserleri iade etmesi talebinde bulundu.
Almanya ise savaş sonrasında müttefik ülkelerle yapılan anlaşmalarla bu konunun siyasi ve yasal olarak kesin şekilde kapandığını öne sürerek, Yunanistan’ın bu yaklaşımına şiddetle karşı çıktı.
Maliye Bakanı Varufakis'in müzakerelerdeki rolü kısıtlandı
Yunanistan’ın, Avrupalı ortaklarıyla sürdürdüğü müzakerelerde sert tavırlarıyla dikkati çeken Maliye Bakanı Yanis Varufakis’in zaman zaman yaptığı çelişkili açıklamalar, ülke içerisinde olduğu kadar Avrupa’da da tepkilere neden oldu.
Bunun üzerine, 27 Nisan'da Varufakis’in yerine müzakere heyetine koordinatör olarak Dışişleri Bakanı Yardımcısı Euclid Tsakalotos getirildi. Bu gelişme kreditörler tarafından olumlu karşılandı.
Hükumet tarafından yapılan açıklamada, Varufakis'in müzakere sürecinde denetleyici rolünün devam etmesine karşın, bu rolünün kısıtlanabileceği belirtildi.
Bakan Varufakis, müzakerelerde aktif görev almayacağının duyulmasının ardından twitter hesabından paylaştığı mesajda "Franklin D. Roosevelt, 1936: " 'Bana karşı olan nefretleri konusunda hemfikirler ve ben bu nefreti memnuniyetle karşılıyorum'. Son günlerde gönlüme (ve gerçeklere) çok yakın duran bir alıntı" ifadesini kullanmıştı.
IMF, Yunanistan müzakerelerinden çekildi
Uluslararası Para Fonu (IMF) Sözcüsü Gerry Rice, 11 Haziran'da düzenlediği basın toplantısında Yunanistan ile müzakereler kapsamında Brüksel'de bulunan heyetinin görüşmelerde ilerleme sağlanamadığı gerekçesiyle Washington'a döndüğünü açıkladı.
Bu açıklama, Yunanistan üzerindeki baskıları daha da artırırken, ülke IMF'e 5 Haziran'da geri ödenmesi gereken haziran ayının ilk borç taksitini kaynak bulamadığı gerekçesiyle ödeyememiş ve hazirandaki dört ayrı taksitin birleştirilmesini talep etmişti. Bu talebi kabul eden IMF, Yunanistan'a haziran borçlarını toplu ödemesi için 30 Haziran'a kadar süre tanımıştı.
IMF tarafından yapılan açıklamada "Yunan yetkililer, Haziran'daki 4 ayrı taksiti, tek bir ödemede birleştirmeyi planladıklarını Fon'a bugün bildirdi. Tek ödeme için son tarih 30 Haziran" ifadelerine yer verildi.
Kreditörlerle müzakereleri hızlandırma kararı
Avrupa Birliği-Latin Amerika zirvesi için Brüksel'e gelen Çipras, önce AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ardından da Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'le görüştü.
Merkel ve Hollande, açıklama yapmadan ayrılırken, Alman hükümet sözcüsü, tarafların, Yunanistan'la kreditörler arasındaki müzakerelerin daha yoğun şekilde sürdürülmesi konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.
Anlaşma sağlanamayınca not indirimleri geldi
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da görüşmelerde bir türlü uzlaşma sağlanamamasına kayıtsız kalmadı. Fitch Ratings, 28 Mart'ta yaptığı değerlendirmede Yunanistan’ın yabancı ve yerli para cinsinden uzun vadeli kredi notunu "B"den "CCC"ye indirmişti. Kuruluş daha sonra 16 Mayıs’taki değerlendirmesinde, Yunanistan’ın yerli ve yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notlarını "CCC" olarak teyit etti.
Bir diğer Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's ise 30 Nisan'da Yunanistan'ın kredi notunu "Caa1"de"Caa2"ye düşürdü, görünümünü "negatif"te bıraktı.
Standard & Poor's (S&P) da 11 Haziran’da Yunanistan'ın kreditörleriyle anlaşmaya varamamasını gerekçe göstererek, ülkenin uzun dönem kredi notunu "CCC+"dan "CCC"ye indirdi.
320 milyar avroluk borç
Avrupa Merkez Bankası ve IMF verilerine göre, Yunanistan'ın toplam borcu 320 milyar avro ve milli gelirin yüzde 177’ine tekabül ediyor. Yunanistan'ın, kurtarma paketine ait 240 milyar avro, borçlarının en büyük bölümünü oluşturuyor. Ayrıca, ülkenin Avrupa'nın lokomotif ülkesi olan Almanya'ya 56 milyar avro borcu bulunuyor.
Yunanistan, haziranda IMF’ye 1,5 milyar avro ve 5,2 milyar avro da kısa dönemli borçlanma senetleri olmak üzere 6,7 milyar avro borç ödemesi gerekiyor. Ülkenin temmuzda da IMF’ye 452 milyon avro, kısa dönem senetlere 2 milyar avro ve Avrupa Merkez Bankasına 3,5 milyar avro olmak üzere 5,95 milyar avro borç ödemesi bulunuyor.
Yunanistan'da tansiyon yükseldi
Yunan hükumeti görüşmeleri sürdürürken, sonuç alınamamasında dolayı ülke içinde protestolar gerçekleştirildi. Başkent Atina’da, hükumetin ekonomi politikasını protesto eden Yunanistan Komünist Partisine bağlı (KKE) Panhelenik Mücadele Cephesi (PAME) üyesi bir grup, 11 Haziran'da Maliye Bakanlığını işgal etti.
Hükumetin seçim öncesi vaatlerini yerine getirmesini isteyen göstericiler, asgari ücretin 751 avroya çıkarılmasını, toplu iş sözleşmelerinin uygulanmasını ve işçilerin kemer sıkma önlemleri nedeniyle oluşan maddi kayıplarının karşılanmasını talep etti.
Yarın yapılacak Avro Bölgesi Maliye Bakanları toplantısı hayati önem taşıyor
Öte yandan, mevcut mali programda kalan 7,2 milyar avroluk kredinin serbest bırakılması için Yunanistan'ın haziran sonuna kadar kreditörlerle anlaşması gerekiyor. Aksi halde Yunanistan'ın, gelecek haftalar ve aylarda IMF'e geri ödemesi başta olmak üzere borç yükümlülüklerini yerine getiremeyebileceği belirtiliyor.
Son olarak Yunan medyasına yansıyan haberlerde, Brüksel’de taraflar arasında bir çözüm bulmak amacıyla gerçekleşen görüşmelerin pazar günü de başarısızlıkla sonuçlandığı ve Yunan hükumetinin sunduğu son tekliflerin kurumlar tarafından tatmin edici bulunmadığı ifade edildi.
Kreditörlerin anlaşma sağlanması için memur ve emekli maaşlarında yeni kesintilerle birlikte kalıcı olarak yıllık bazda 2 milyar avroluk ek tedbir talebinde bulunmasının taraflar arasındaki görüşmelerin kesilmesine neden olduğu belirtilen haberlerde, Yunanistan’ın vadesi dolan borçlarını ödeyebilmesi için ihtiyaç duyduğu finansman sorununun çözümünün yarın yapılacak Avro Bölgesi Maliye Bakanları toplantısına kaldığı bildirildi.
Lüksemburg'da gerçekleştirilecek toplantı, Yunanistan ve Avrupa açısından hayati önem taşıyor. Zira, perşembe günkü müzakerelerde bir anlaşma sağlanması durumunda uzun süredir belirsizliğin hakim olduğu piyasaların rahat nefes alacağı düşünülüyor. Ayrıca, Avro Bölgesi'ndeki siyasi istikrarında da anlaşma sonrasında güçleneceği belirtiliyor.
Tarafların anlaşamaması durumunda ise Yunanistan'ın temerrüde düşeceği ve dolayısıyla iflasını ilan edebileceği kaydediliyor. Ayrıca, böyle bir senaryo sonucunda ülkenin Avro Bölgesi'nden ayrılma ihtimali de sıklıkla dile getiriliyor.
Söz konusu toplantıda da sonuç alınamaması durumunda gözler, Avro Bölgesi Maliye Bakanları'nın 13 Temmuz'da gerçekleştireceği toplantıya çevrilecek.
FRANKFURT/AA