ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmekle suçlanan ve 1,5 yıldır New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde yargılanan Rıza Sarraf davasında, üzerinde gizlilik bulunan 3 dosya daha olduğu ortaya çıktı. İsmi verilmeyen bir bankanın daha suçlandığı iddia edilen bu üç gizli dosyada Türkiye’den yeni isimlerin olup olmadığı ise gizemini koruyor. “Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı 19-25 Eylül’deki New York’taki BM Genel Kurulu Toplantıları’ndan önce ortaya çıkan bu gelişme büyük bir gerilime neden oldu. Hukukçular, mahkemenin önündeki 3 dosyadaki bilgiler, suçlanan ve suçlamaların içeriğine ulaşılamadığına dikkat çekiyor.
ABD’de görülen Sarraf davası, Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan’ın da aralarında da bulunduğu dört yeni ismin dosyaya sanık olarak eklenmesiyle yeni bir boyut kazanmıştı. Erdoğan’ın korumalarına açılan dava, FETÖ liderinin bu ülkede ikamet etmesi ile birlikte Türkiye-ABD arasındaki 3 önemli kriz noktasından biri olan davada üzerinde gizlilik kararı bulunan dosyaların içeriği merak konusu oldu. New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nin davayla ilgili resmi kayıtlarına göre 2015’te 1 numaralı dosya açıldı. Bu dosyada Sarraf’ın aleyhine hazırlanan ve hakkında gizlilik kararı olan ilk iddianame vardı. 19 Mart 2016’da Sarraf’ın Miami’de tutuklandıktan sonra, 21 Mart tarihinde mahkeme kararıyla gizlilik kararının kalkmasıyla birlikte ilk iddianame kamuoyuna açıklandı. Bugüne dek 293 ayrı dosya işleme kondu. Bu dosyalardan kamuoyuna açıklanan 1 numaralı dosya dışında, üç ayrı dosyada hala gizlilik kararı var.
11 Aralık 2016 tarihinde 126, 3 Mart 2017 tarihinde 200 ve son olarak 21 Ağustos 2017 tarihinde 289 sıra numarasıyla davaya eklenen dosyalarda gizlilik kararı bulunuyor. Bu dosyalarda ne tür bilgi, belgelerin yer aldığı ve kimlerin suçlandığı ise henüz bilinmiyor. Gizlilik kararı olan dosyalar ya savunma ya da iddia makamının talebiyle, hakim tarafından istenirse kaldırılabiliyor. Dava sürecini başından bu yana takip eden New York Barosu avukatı Cahit Akbulut, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, gizli dosyalarda yeni isimlerin ve bankaların da olabileceğini söyledi.
“Bu durum bize ileride açıklandığı taktirde başka isimlerin, müesseselerin, şahsi ve tüzel kişilerin bu soruşturmaya dahil edilebileceğini izlenimini veriyor. Başka bankalar yer alabilir” veriyor diyen Akbulut, eski Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın da bulunduğu ek iddianamede diğer iddianamelerden farklı olarak yeni suçlamalar yer aldığını belirtti.
SENATO’DAN ‘TÜRK YETKİLİLERİ ABD’YE SOKMAMA KARARI
Sarraf davasında yaşanan gelişmeler tartışılırken ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye ile gerilimi artıracak bir adım daha attı. Daha önce PKK yandaşlarına müdahale eden ve haklarında iddianame hazırlanan Erdoğan’ın korumalarına nota verilmesini talep eden ABD Senatosu Tahsisler Komitesi, Türk hükümet yetkililerinin ABD’ye sokulmaması için ABD Dışişleri Bakanlığı’na yetki veren bir kararı kabul etti. Kararda “ABD Dışişleri Bakanı’na, Amerikan vatandaşlarının kanunsuz ve yanlış bir şekilde tutukluluğunmasından bilerek sorumlu olduğu yönünde güvenilir bilgiye sahip olduğu Türk hükümetinden herhangi bir kıdemli yetkilinin ABD’ye girişini yasaklama yetkisi verilmesi ve Amerikan vatandaşlarının kanunsuz tutukluluğundan sorumlu olan Türk yetkililerinin, ABD vizesi başvurusunda bulunmamış olmaları halinde bile, belirlenmeleri konusunda sorumluluk verilmesi...” ifadeleri yer aldı. Karar, 15 Temmuz sonrasında tutuklanan Amerikan vatandaşları salıverilmediği sürece, bu tutuklamaların önünü açan Türk hükümet yetkililerinin ABD’ye girişinin “kısıtlanmasını” öngörüyor. Türkiye’de FETÖ ile bağlantılı suçlar nedeniyle tutuklu bulunan yaklaşık 12 Amerikan vatandaşı bulunuyor. Bunların en bilineni, ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan iadesini istediği İzmir Alsancak’taki Protestan Diriliş Kilisesi Papazı olan Andrew Brunson. Papaz, 2016’da tutuklanmıştı.
SERBEST KALMADI TEKNİK HATA OLDU
Hakkında 75 yıl hapis cezası istenen ve dün akşam saatlerinde Manhattan Federal Mahkemesi’nde duruşmaya katılan Sarraf’ın önceki gece ‘serbest bırakıldığı’ iddiası ortaya atıldı ancak gerçek kısa sürede ortaya çıktı. New York Güney Bölgesi Başsavcılığı yetkilileri, Sarraf’a ait bilgilerin Federal Hapishaneler Bürosu’na ait sitede ‘serbest bırakıldı’ olarak görünmesinin teknik bir yanlışlıktan kaynaklandığını açıkladı. Dün öğle saatlerinde yenilenen www.BOP.gov (Federal Hapishaneler Bürosu) adlı siteden adı sorgulanan Sarraf’ın, Brooklyn Tutukevi’nde bulunduğu bilgisi paylaşıldı.