Türkiye’de ve dünyada adını hemen hemen herkesin duyduğu George Soros, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de doğdu. Gezi olaylarının finansörü olmakla suçlanan ABD’li milyarderin Financial Times için yazdığı yazı sükse yarattı. Peki George Soros kimdir, kaç yaşındadır, nerelidir? İşte detaylar..
12 Ağustos 1930’da Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de dünyaya gelen George Soros, Soros Fund Management şirketi ve Open Society İnstitute vakfının kurucusudur. 14 milyar dolarlık net mal varlığıyla dünyanın en zengin insanları arasında yer alan George Soros’un babası Esperanto dilini kullanan yazar Tivadar Soros’tur.
I. Dünya Savaşı esnasında esir düşen bir Yahudi olan Tivadar Schwartz, Rusya’daki eski kampından kaçmasının arkasından soyadını Soros olarak değiştirdi. Bölgede artan anti-seminist hareketlerden kaçmayı başardı. Babası Tivadar’dan Esperanto dilini öğrenen Soros, bu yapay dili aile ortamında doğal olarak öğrenen ilk insanlardan birisidir.
YAHUDİ KONSEYİ İÇİN ÇALIŞIYORDU
1944’te yapılan Almanya’nın Macaristan’ı işgali esnasında 13 yaşında olan Soros, Yahudi Konseyi için çalışan çalışıyordu ve durumu tehlikedeydi. Ancak babası tam zamanında devreye girerek hayatını kurtardı.
LONDRA EKONOMİ OKULU’NU BAŞARIYLA TAMAMLADI
Alman ve Sovyet güçlerin çarpıştığı 19 Aralık 1944’teki Budapeşte Savaşı’ndan sağ kurtuldu. Savaşın sona ermesinin arkasından yapılan 1945–1946 yıllarında hiperenfilasyon döneminde mücevher ve değerli taşların satışını yaptı. 1947’de İngiltere’ye ettikten sonra Londra Ekonomi Okulu’na (London School of Economics) kayıt oldu ve 1952’de başarıyla tamamladı.
Soros, 1956’da New York’a taşındıktan sonra F.M. Mayer ile birlikte 1956–1959 yıllarında arbitraj tüccarı olarak çalışmasının arkasından Wertheim Şirketi’ne geçti ve burada 1959-1963 yıllarında ekonomi analisti olarak çalıştı. Wertheim’de çalıştığı dönemlerde Karl Popper’ın fikirlerine dayalı bir düşünümsellik teorisi ortaya attı ve bu teorinin gerektirdiği pratiği elde etmek için bir zaman yatırımcı olarak çalışarak ekonominin iniş çıkışlarını hazmetti.
1963–1973 yıllarında Arnhold and S. Bleichroeder isimli yatırım firmasında başkan yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra 1973’te bu şirketteki görevinden etti ve Wall Street’te geçti. Bundan sonra kendisine destek verecek kadar yatırım yaptığını düşünen iş insanı, kısa bir zaman içerisinde 500 bin dolarlık bir kazancın olası olduğunu hesapladı.
1970’te Quantum Vakfı’nın kuruluşuna Jim Rogers ile birlikte ortak oldu.
‘’İNGİLTERE BANKALARINI SOYAN ADAM’’
İngiltere’de 16 Eylül 1992’de yapılan ve ‘Kara Çarşamba’ olarak bilinen ekonomik krizde döviz kuru ile oynayarak yalnızca bir gün içerisinde toplamda 1,1 milyar dolarlık bir kâr elde etti. İngiltere bankaları o dönem 3,4 milyar zarar etmiş ve Soros da bu zararın 1/3’ünü tek başına vermiştir. Ve Soros’a “İngiltere Merkez Bankası’nı Soyan Adam” adı verildi.
Soros, Karl Popper’ın açık toplum felsefesinden etkilenmiş ve 1993’te Açık Toplum Enstitüsü’nü kurmuştur. Dünyaya açık toplum modelini yaymaya çalışan bu kurumun azgelişmiş ülkelere gerçekleştirdiği yardım miktarı, 2. yüzyılın başında Birleşmiş Milletler’in yaptığı yardım miktarını aşmıştı.
Soros, kimilerinin alçak gönüllü ve yardımsever, kimilerinin ise her hareketi kendi çıkarına olan bir anti-hümanist olarak görülüyor. Son 30 senedir finans çevrelerini en çok etkileyen isim olma özelliğini hiç kaybetmezken, 7,2 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin 29. insanı olmuştur.
1979’dan beri çeşitli hayır kuruluşları ve devletlere toplam 7 milyar dolara yakın bağış yaptı.
AVRUPA TÜRKİYE'NİN YANINDA OLMALI
Gezi olaylarının finansörü olarak suçlanan Soros, Financial Times için kaleme aldığı yazıda, İdlib'de sıkıştırılan sivilleri savunmak için askeri güç kullanan tek ülkenin Türkiye olduğunu anımsatarak, Avrupa'nın Putin'in İdlib'deki savaş suçlarına karşı Türkiye'nin yanında durması gerektiğini söyledi.
Soros, Rusya'nın Eylül 2015 yılında başlattığı Suriye müdahalesiyle yalnızca "en sadık Arap müttefiki" diye adlandırdığı Beşar Esad'ı ayakta tutmayı değil, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden beri kaybettiği bölgesel ve küresel nüfuzu tekrardan ele geçirmeye çalıştığını kaydetti.
Rusya'nın Suriye'deki iç savaşa girmesinden beri amacının Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardından Moskova'nın kaybettiği küresel ve bölgesel etkiyi geri kazanmak olduğunu yazan Soros, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Orta Doğu'daki krizleri "2. Dünya Savaşı'nın ardından oluşan uluslararası normları silmek için kullandığını öne sürdü. Macar iş insanı, yaşanan sığınmacı krizinin Putin'in Suriye politikasının bir sonucu olduğunu ifade etti.