Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Semih Karademir, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar’a (GDO) ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
ABD, Arjantin, Kanada ve Çin gibi 18 ülkede ve 7 milyon çiftçi tarafından GDO'lu tarımsal üretim yapıldığını aktaran Karademir, "Genetiği değiştirilmiş organizma veya transgenik ürün, bir canlıya bir veya daha farklı yabancı organizmanın genlerini transfer esasına dayanan, bu süreç sonucu elde edilen canlı organizmalardır" dedi. Türkiye Biyogüvenlik Kurulu'nun belirli ölçülerde GDO'lu mısır ve soya ithalatını serbest bıraktığını bildiren Karademir, "GDO, tarım alanında ağırlıklı olarak mısır, soya, pirinç, pamuk, kanola gibi bitkilerde kullanılıyor. Ülkemizde üretim açığını kapatmak için GDO'lu mısır ve soya ithalatı yapılıyor" diye konuştu.
“Tüketicinin aleyhine birçok belirsizlik var”
GDO'lu ürünlerin tüketici aleyhine birçok belirsizlik ortaya koyduğunu savunan ZMO Şube Başkanı Semih Karademir, şunları kaydetti:
"Dünyada GDO'lu tarımsal üretim pazarı 70 milyar dolara ulaştı. GDO'lu ürünlerin tüketici riskinin yanı sıra, gen kaçışları, biyogüvenlik, alerjik reaksiyonlar, antibiyotik direnç genlerinin insan vücuduna yerleşebilmesi, toksik etkiler gibi sağlık konularındaki olumsuzlukları var.
Ayrıca çevresel, hukuki ve etik boyutlarıyla da tartışılmaktadır. 2014'te ithal ettiğimiz 2 milyon ton soyayı üretmek için 5 milyon dekar, 1.4 milyon ton mısır içinse 1.5 milyon dekar araziye ihtiyaç var. 2014 yılında ithal 2 milyon ton soya için 1.1 milyar dolar, 1.4 milyon ton mısır için de 360 milyon dolar ödendi. Son 13 yılda Türkiye ithal ettiği 13 milyon ton soya için 5.5 milyar dolar, 11 milyon ton mısır için de 3 milyar dolar ithalat bedeli ödedi. Son 10 yılda ise tarım arazilerimiz 27 milyon dekar azaldı. Çiftçinin üretim maliyeti yüksek. Üreticiler kazanamadıkları için, arazileri terk ediyor.
Türkiye'de sulanabilir arazi 85 milyon dekar. Modern sulama teknikleri kullanıldığında bu alan 125 milyon dekara çıkabiliyor. Bu durum ülkemizin ihtiyaç duyduğu soya, mısır ve diğer tarımsal ürünlerle ilgili iyi bir üretim potansiyelini gösteriyor. İhtiyaç duyulan soya ve mısır için üretim dışında bırakılan ve sulanabilecek araziler kullanılmalı, üreticiler desteklenmeli.”
ADANA/DHA