MELEK GEDİK | KARAR
Elif Çakır ile Yıldıray Oğur'un hazırlayıp sunduğu Bi'Karar Ver'e, bugün Boğaziçi protestoları damga vurdu. Haftanın son konuğu ise gazeteci-yazar Adem Özköse oldu.
Türkiye'deki herkesin bir sorgulama yapması gerektiğini belirten Özköse, AK Partili bir vekil ile arasında geçen diyaloğu da canlı yayında anlattı:
"Bu kulaklar şunu duydu, AK Partili bir milletvekili ile bir kitabevinde karşılaştık. Dedim ki: Yanlış yapıyorsunuz? Bu kadar, bu insanları kutuplaştırıcı, bu kadar sert bir dil doğru değil. Bana şunu söyledi, 'Türkiye'de seçim kazanmak için en reel yönlerden bir tanesi, toplumu kutuplaştırmaktır' dedi. Ben de dedim ki: Faiz de bazen ticarette işe yarar, kazandırır. Mesele kazanmaksa... Her şey normal o zaman. Onun için konuşmamız lazım, insanların konuşmaları lazım."
"İSLAM'DA KİMLİKÇİ BİR ADALET ANLAYIŞI YOK"
İslam'da da en önemli meselenin adalet olduğunu vurgulayan Özköse, şunları kaydetti:
"Tevhidin sosyalleşmesinin tek yolu: Adalet. Bir yerde adalet yoksa aslında orada İslam'ın en temel inancı tevhid ilkesi de yoktur. Peki, adalet nasıl bir şey? Sadece benim gibi düşünenlere mi adalet? Benim gibi inananlara mı adalet? Hayır, böyle bir şey yok. Peygamber Efendimizin gençliği aslında bir adalet mücadelesi ile geçmiş. Hatta Efendimizin hayatında vahiyden önce adalet var. Ben okudukça fark ettim, İslam'da asla kimlikçi bir adalet anlayışı yok."
Özköse'nin açıklamaları şöyle:
"Doğu Türkistan'da bir topluluk yok ediliyor, müthiş bir mağduriyet var. Bu insanlar, seslerini Türkiye'de duyuramayacaksa... Hani mazlumların sesiydik...
Geçmişte imkanlar daha azdı fakat STK'ların sözünün bir kıymeti, değeri vardı gerçekten. İmkanlar fazlalaştı fakat çok sağlıklı bir ilişki kurulamadı siyasetle. Çünkü sivil adam bir memur değildir.
"BU KULAKLAR BUNU DUYDU"
Bu kulaklar şunu duydu, AK Partili bir milletvekili ile bir kitabevinde karşılaştık. Dedim ki: Yanlış yapıyorsunuz? Bu kadar, bu insanları kutuplaştırıcı, bu kadar sert bir dil doğru değil. Bana şunu söyledi, 'Türkiye'de seçim kazanmak için en reel yönlerden bir tanesi, toplumu kutuplaştırmaktır' dedi. Ben de dedim ki: Faiz bazen ticarette işe yarar, kazandırır. Mesele kazanmaksa... Her şey normal o zaman. Onun için konuşmamız lazım, insanların konuşmaları lazım.
"TÜRKİYE'DE HUKUK KRİZİ YAŞANIYOR"
Tevhidin sosyalleşmesinin tek yolu: Adalet. Bir yerde adalet yoksa aslında orada İslam'ın en temel inancı tevhid ilkesi de yoktur. Peki, adalet nasıl bir şey? Sadece benim gibi düşünenlere mi adalet? Benim gibi inananlara mı adalet? Hayır, böyle bir şey yok. Peygamber Efendimizin gençliği aslında bir adalet mücadelesi ile geçmiş. Hatta Efendimizin hayatında vahiyden önce adalet var. Ben okudukça fark ettim, İslam'da asla kimlikçi bir adalet anlayışı yok.
Yarın Türkiye'de başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. Öyle dosyalar inceliyorum ki, öyle garip şeylerle karşılıyorum ki... Şu an Türkiye'de hukuk krizi yaşanıyor, herkesle konuşuyoruz. Ben bugün hak diyorum, hukuk diyorum. Yarın hak, hukuk deme hakkım olacak. Fakat bugün haksızlıklara karşı çıkmayanlar ne yapacak?
"BUGÜN DE HAKSIZLIKLAR YAPILIYOR"
28 Şubat'tan kaçanlar, bugün 28 Şubat kahramanlığı yapıyorlar. 28 Şubat'ı asla küçümsemiyorum, çok büyük haksızlıklar yapıldı. Fakat bugün de haksızlıklar yapılıyor. 28 Şubat'ı da istismar ediyorlar.
Hiçbir kutup gibi düşünmek zorunda değilim, Allah bana akıl vermiş. Ne şu parti gibi, ne şu grup gibi düşünmek zorunda değilim. Bize şahsiyetli insanlar lazım."
"BU KADAR HOYRATLIK"
Bi'Karar Ver'in ilk yarısında devam eden Boğaziçi protestoları masaya yatırıldı.
"Karar gazetesinin manşeti ile gurur duyuyoruz. Bugünkü manşetimiz: Polisi geri çekin gençleri dinleyin. Gerçekten Karar'da yazdığımız için de gurur duyuyoruz" diyen Yıldıray Oğur, Boğaziçi tartışmaları ile ilgili şunları söyledi:
"300 tane öğrencinin hepsine LGBT'li diyorlar. Bu çocuklar, LGBT'li olmadıklarını ispatlamak için ne yapacak? Bu haksızlık yani. Tamam, LGBT hakları konusunda bir şey demiyorum ama... Sırf kamuoyuna bunların hepsi LGBT'li demek için, 300 tane öğrencinin hepsine LGBT'li denir mi? Bu nasıl bir dil... Bunlar sizin de çocuğunuz olabilirdi. Küçük çocuklar bunlar. Yaşlı, başlı adamlar küçücük çocuklarla uğraşıyor. Ben işin hala bu noktasındayım. Siyasi noktasına gelemiyorum. Bu kadar hoyratlık... Böyle bir şey olabilir mi?"
"GENÇLERİN HAYALİ BU ÜLKE DEĞİL"
Elif Çakır da Boğaziçi gözaltılarına tepki göstererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi: "Melih Bulu'nun tekrar seçime girmesini istiyorlar. İrdeleyen gençlik isteyen... Peki, 'sorgulayın, baş eğmeyin' diyen devlet, bu gençlere ne yapıyor?
Boğaziçi'ndeki gençler, bu ülkenin gelecekleri, yarınları. Gençler, bizim çocuklarımız. Bu gençler terörist değil, provokatör değil, onlar sapkın da değiller. İstedikleri tek bir şey var. Belki de Erdoğan oraya gitse... Gitse, konuşsa ve 'Ne istiyorsunuz' dese. Bir kere dinlese. Ve geri adım atsa, geri atmak da erdemdir. Cumhurbaşkanı'nın koltuğunu istemiyorlar, siyasi bir pazarlık istemiyorlar.
Gençlerin hayali bu ülke değil... Erdoğan, 'Z kuşağına anlatın' diyor. Benim de Sayın Erdoğan'a tavsiyem şu: Z kuşağını dinlesinler. 19 yaşındaki bir genç, umutsuz olduğunu söylüyor."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın "Biz milletin bize verdiği iradeyi, Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesi söylediği gibi ölümüne, ölümüne muhafaza edeceğiz" sözlerine de tepki gösteren Çakır "Korkunç bir dil, korkunç..." tanımı yaptı, Yıldıray Oğur aynı sözler için "Boğaziçi meselesi bir hükümet meselesi değil, Mahir Bey'in dediği ile hiçbir alakası yok" yorumunda bulundu.