Eylül 2015’ten, Mayıs 2016’ya kadar tarihinin en zorlu süreçlerinden birini geçiren Galatasaray Kulübü’nün üzerindeki karabulutların bir kısmı dağıldı. Türkiye Kupası’nın kazanılmasıyla UEFA’nın verdiği men cezasının 2 yıla çıkmasının önü kesilmiş, ancak sarı-kırmızılı yönetim haziran ve temmuz aylarında da sıkıntılı günler yaşamıştı. Genel Sekreter Fatih İşbeçer ile Selim Arda Üçer’in istifaları, Alp Yalman’ın istifa haberi, Sneijder krizi, teknik direktörlük koltuğunun uzun süre boş kalması “Dursun Özbek istifa” seslerini artırmıştı.
YENİ YOL HARİTASI
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre sarsıntılar “Riva-Florya arazilerinin projelendirilmesi” ve “Kart cezalarıyla” devam etse de, Galatasaray yönetimi son 1 aylık süreci başarıyla yönetti. Temmuz ayı divan toplantısı sarı-kırmızılılar için bir mihenk taşı oldu. Muhalefetin Riva projesi ve diğer konulardaki sert eleştirileri sonrası, Özbek ve kurmayları beyaz bir sayfa açarak yeni bir yol haritası belirledi. Öncelikle Sportif A.Ş’de bağımsız üye olarak gözüken Levent Nazifoğlu, asil üyeliğe taşınarak futbolun başına getirildi. Yıpranmamış bir isim olan Nazifoğlu’nun hem G.Saray’ın medyadaki yüzü olması, hem de yönetim ile oyuncular arasında köprü olması amaçlandı.
ALBAYRAK ETKİSİ
Nazifoğlu’ndan “Abdurrahim Albayrak etkisi” bekleyen yönetim an itibarıyla da amacına ulaştı. Bir diğer plan da muhalefetle ve G.Saray’ın “Büyük abileri” ile aradaki buzları eritmekti. Riva ve Florya arazisi projelerini hayata geçirmek isteyen Başkan Özbek, muhalefetteki isimlerle temaslarını artırdı ve “Her fikre açığım” mesajı verdi. Bu süreçte oyunculara kesilen para cezaları için de bir yaptırım uygulamayan sarı-kırmızılı yönetim, 13 Ağustos’ta gelen Süper Kupa ile de beyaz sayfanın girizgahını iyi yapmış oldu.