HABER MERKEZİ / İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’nin Suriye’de YPG’yi silahlandırma faaliyetlerinin Türkiye’ye karşı bir planı olduğuru ortaya koyduğunu söyledi. Sarraf davası ve YPG konuları üzerinden ABD ile müttefiklik için kritik mesajlar veren Erdoğan, İsrail’e de Kudüs meselesinde rest çekti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve akrabalarına yönelik yurtdışına para gönderme iddiaları hakkında sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şu başlıklarda değerlendirmelerde bulundu:
ANA HIYANETİN BAŞINDAKİ ZAT: Günlerce kamuoyunu ‘cumhurbaşkanının yakınları yurt dışındaki şirkete para gönderdi’ diyerek aldatan şahsın ipliğini pazara çıkardık. Hepsi sahte olan kağıt parçalarında zaten bu iddiaları destekleyecek hiçbir bilgi bulunmuyor. Belki partisi içinden birileri bu konuda da kendisini tongaya düşürdü. Orasını biz bilemeyiz. Meselelerini kendi aralarında halletsinler.
CAMBAZA BAK OYUNU: Amerika’daki (Sarraf) dava hukukla, adaletle, ticaretle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir cambaza bak cambaza oyunudur. Türkiye’nin tüm dikkati bu davaya çekilerek Suriye ve Irak’ta yürütülmek istenen projeye hız verilmek istenmesidir. Davanın projesi Amerika yönetimindeki bir gruba aittir. Amerika’da ülkemizdeki 28 Şubat dönemine benzer bir süreç yaşanıyor. Kritik kademelerdeki eski grubun, ülkemiz konusunda sandıktan çıkan yönetime aykırı olarak bambaşka politika yürüttüğü anlaşılıyor. Bizim muhatabımız Sayın Trump’tır. Ve öyle de kalacaktır.
ŞANTAJ ARACI OLARAK KULLANIYORLAR: Bizi İran ile ticaretimiz sebebiyle yargılamaya kalkanların niyeti, on binlerce kişilik terör ordusunu gizlemektir. Bu davanın ülkemizi bölgedeki kazanımlarından vazgeçirmek için şantaj aracı olarak kullanmak üzere gündemde tutulduğu
açıkça görülüyor.
ORTADA YOLSUZLUK YOK: ABD’de bu dava Rusya Flynn Trump davasıyla birlikte değerlendiriliyor. Amerikan iç siyasetindeki büyük kavganın malzemesi olarak algılanıyor. Ortada FETÖ’nün ve ana muhalefetin güdümündeki bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk davası yoktur. Davanın özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir, zaten de olamaz.
TÜRKİYE’YE KARŞI KOMPLO: Nasıl 17-25 Aralık’ta yolsuzluk görüntüsü altında ülkemizdeki anayasal düzeni emniyet darbesiyle yıkma çabası varsa, Amerika’daki davada aynı amacı gerçekleştirme niyeti vardır. Bu dava FETÖ’nün sürecin tam göbeğinde olduğu uluslararası darbe girişimidir, Türkiye’ye karşı bir komplodur.
RAKKA’DAKİ İŞİD’LİLER MISIR’A SÜRÜLDÜ: Şimdi buradan bir şey açıklıyorum. Rakka operasyonundaki DEAŞ militanları Mısır Sana Çölü’nü sürüldü. Orada onlar istihdam edilecekler. Görevlerini daha sonra yakından takip edeceğiz. Lafa gelince hassasiyetlerinize saygı duyuyoruz deyip de sahada her türlü ihaneti yapan bir müttefikle kendimize nasıl ortak bir gelecek kurabiliriz?
SEYREDECEK DEĞİLİZ: Bugüne kadar dost kabul ettiğimiz güçlerin personeline zarar vermeme hassasiyetiyle çok dikkatli hareket ettik. Bunun devamı bizim hassasiyetlerimize riayet edilmesiyle mümkündür. Bizi Amerika’da çarmıha germeye çalışanların burnumuzun dibinde terör devleti kurma girişimini eli kolu bağlı seyredecek değiliz.
YA IRAK YA İRAN SIKIYSA RUSYA: Amerika’nın bize karşı bir planı olduğu artık iyice anlaşılıyor. Kuzey Suriye’de, en doğusundan, batıya doğru orada bir terör koridoru oluşturulduğunu görüyoruz. Kurulmakta olan üsler var. 3 bini aşkın TIR’la zırhlı taşıyıcılar, silah, mühimmat bu bölgeye geldi. Nerede kullanacak bu silahları Amerika? DEAŞ diye bir şey mi kaldı ortada? Suriye’yeya da Irak’a karşı mı kullanacak? Ya İran, ya Türkiye, sıkıysa Rusya’ya karşı...
KUDÜS PROVOKASYONU İÇİN DÜĞMEYE BASTI
ABD Başkanı Donald Trump Ortadoğu’yu ateşe atacak Kudüs krizinin fitilini ateşledi. Dünyanın ve İslam aleminin tepkilerine kulak tıkayan Trump, bugün Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklayabilir. Trump, dün Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı telefonla arayarak, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma niyetinde olduğunu söyledi. Trump’ın kararına tepki gösteren Abbas, bu yönde atılacak bir adımın barış sürecine zarar vereceği, bölgesel ve evrensel güvenliği ve istikrarı tehlikeye atacağı uyarısında bulundu. Abbas bir kez daha Arap Barış Planı ve uluslararası kararlara göre başkenti Doğu Kudüs’süz bir Filistin devletinin olamayacağı yönündeki açık tavrını dile getirdi. Trump, Abbas’ın ardından Ürdün Kralı Abdullah ve İsrail Başbakanı Netanyahu’yu da arayarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını söyledi. Karara karşı çıkan Ürdün Kralı, böyle bir kararın Ortadoğu’nun güvenliği ve istikrarı üzerinde tehlikeli yansımaları olacağına dikkati çekti. Kral Abdullah, bu durumun Müslümanlar ve Hristiyanların duygularını tahrik edeceğini ve ABD yönetiminin barış sürecini devam ettirme gayretlerini zayıflatacağını dile getirdi.
İSRAİL İLE DİPLOMATİK İLİŞKİLER KOPAR
Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma hazırlığına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Trump, Kudüs, Müslümanların kırmızı çizgisidir. Filistin halkının yaraları kanamaya devam ederken, zulümler sürerken İsrail’e destek mahiyetinde böyle bir kararın alınması insanlık vicdanına vurulmuş ağır bir darbedir. İslam işbirliği teşkilatı dönem başkanı olarak bu konunun sonuna kadar takipçisiyiz. Eğer böyle bir adım atılacak olursa, hemen 5-10 gün içerisinde İslam işbirliği teşkilatı liderler zirvesini İstanbul’da toplayacağız. Çok daha önemli etkinliklerle tüm İslam dünyasını hareketlendireceğiz. Kaldı ki bu bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir. Amerika’yı bölgedeki sorunları daha derinleştirecek böyle bir adım atmaması konusunda buradan bir kez daha ikaz ediyoruz. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir adım atamazsınız.
AVRUPA'DAN DA TRUMP'A UYARI VAR
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ABD Başkanı Donald Trump ile telefonda görüşerek Trump'a, AB'nin tek taraflı şekilde Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ihtimallerinden endişe duyduğunu söyledi ve Kudüs'ün statüsünün İsrail-Filistin arasındaki barış görüşmeleri çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini hatırlattı.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ise Stuttgarter Zeitung'da yer alan habere göre “Kudüs sorunsalına sadece taraflar arasında doğrudan yapılacak görüşmelerle bir çözüm getirilebilir” dedi. Gabriel, “Bu krizi keskinleştirecek herşey böyle bir zamanda yapıcı olmaz” dedi.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini, “AB, Kudüs’ün statüsünde değişikliğe neden olacak herhangi bir karar ya da bireysel eylemin ciddi sonuçları olacağını düşünüyor” açıklamasında bulundu.
İSRAİL ATEŞE BENZİN DÖKÜYOR
İsrail yönetimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kudüs’ün Müslümanların kırmızı çizgisi olduğu yönündeki açıklamalarına gerilimi artıracakbir cevap verdi. İsrail Dışişleri Bakanı Emanuel Nahson, paylaştığı yazılı açıklamada, “Erdoğan tanısın ya da tanımasın, Kudüs Yahudilerin 3 bin yıllık, İsrail’in de 70 yıllık başkentidir” dedi. İsrail Milli Eğitim Bakanı Naftali Benett de, “Maalesef Erdoğan son yıllarda İsrail’e saldırmak için hiç bir fırsatı kaçırmadı. Her zaman eleştirecek birileri olur ama neticede birleşik bir Kudüs’e sahip olmak Erdoğan’ın sevgisine sahip olmaktan daha iyi” dedi. İsrail Ulaştırma ve İstihbarat bakanlıklarını yürüten Yisrael Katz da “Türkiye’nin Cumhurbaşkanından emir almayız. İsrail egemen bir ülkedir ve Kudüs onun başkentidir” dedi.
GARDROP MODERNLEŞMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Kadın Kolları’nın örganize ettiği, 2. Uluslararası İş’te Kadın Zirvesi’ne eşi Emine Erdoğan ile birlikte katıldı. 4 kıta 20 ülke ve 81 ilden gelen temsilcilerin olduğu zirveyi KARAR yazarı Elif Çakır da takip etti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada modernleşme ve çağdaşlaşma düşüncesine eleştiriler getirerek “Batının kadınlarla ilgili o kötü siciline bakmadan senelerce çağdaşlaşma adına milletimize batıyı örnek gösterdiler. Bu kesimlerin modernleşmeden anladıkları hiçbir zaman kılık kıyafetin, yani gardırop modernleşmesinin ötesine geçemedi. Amaçları kadın hakları olsa moda sektörünün kanını emdiği, modern kölelere çevirdiği çocuk yaştaki kızlar için de seslerini yükseltirler. Niyeti kadının onurunu korumak olanlar her gün bir skandalın patlak verdiği sosyete dünyasındaki tacizlere tepkilerini yükseltirler. Oysaki İslam kadına gerçek değerini, hürriyetini kazandıran dindir” dedi.