Lig TV'de Şansal Büyüka'nın sorularını cevaplayan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Oğuzhan ve Olcay'ın artık Siyah-Beyazlı kulübün sembolü olduğunu söyledi. Oğuzhan'ı geçtiğimiz sezon Lazio'nun istediğini ancak teklifi reddettiklerini belirten Orman, Gomez'in takımda kalmasını istediğini ancak giderse de zorlanmayacaklarını, Cenk Tosun gibi başarılı bir forvete sahip olduklarını söyledi.
Fikret Orman, teknik direktör seçiminden oyunculara, transferden gelecek sezonki planlarına kadar bir çok konuda açıklamalar yaptı.
İşte Orman'ın konuşmaları:
'ŞENOL HOCA İLK GELDİĞİMDE DE AKLIMDAYDI'
"Şenol Hoca, ben ilk geldiğimde de aklımdaydı. Şenol Hoca, çok iyi tanıdığım bir kişilik. Birbirimizi çok severiz. Ağabey-kardeşliğimiz vardır. Fakat hoca hem dünya 3.sü olduğu takımla beraber hem de ondan sonraki kariyerinde Kore'ye gitmesiyle çok üzerine koydu. Çok istiyordum, denk gelmesi bu zamanaymış. Lig bitti, şampiyon olduk, Şenol Hoca, Bursaspor'dan ayrılmadan önce ne benle ne de benim bir yakınımla konuşmadı. Oradan ayrıldıktan sonra biz konuştuk. Onun prensiplerini de bilirim. Böylesi nasipti, inşallah daha önemli başarıları elde ederiz.
'ORMAN'DAN CENK VE GOMEZ SÖZLERİ'
Gomez konusunda Fiorentina ve biz çok doğru iş yaptık. Gomez, Dünya Kupası kaldırmış Alman Milli Takımı'nın santraforu. Londra'da Bayern Münih ile Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdı. Fiorentina, yüksek maliyetli bir futbolcudan hiçbir verim alamazken bizden şans doğdu. Herkes açısından kazançlı bir transfer oldu.
Mario'yu çok seviyoruz. O da Türkiye'yi ve Beşiktaş'ı çok seviyor. Kalmasını istiyoruz ama kulübümüzün bir duruşu var. O duruştan ne olursa olsun, kim olursa olsun asla taviz vermeyiz. Beşiktaş, araç olacak kurum değil, amaç olacak kurumdur. Mario'nun kalmasını istiyoruz ama kalmazsa bizim için nasıl kayıpsa onun için de kayıp olacağını düşünüyoruz. Biz Alman Milli Takımı'nın güncel santraforunu almadık, onlara santrafor verdik. Bizde Cenk var. İnanılmaz Beşiktaşlı.
En önemli şey karakter ve kişilik. Bizim bünyemize uyduğu zaman, oyuncu inanılmaz performans gösterir. Bir dünya kulübü nasıl yönetiliyorsa biz de öyle yönetiliyoruz. Ayrımcılık olmaz, oyuncuya dayalı düzen olmaz, başkanın takım üzerindeki etkisi bellidir, hoca bellidir, her şey çok nettir. Bizde oyuncular geldiği zaman ailemize yeni birisi gelir ve Beşiktaş bünyesine uygun hareket ederler. Bu takım tuğla tuğla üzerine konularak 4 senede oluşturuldu. Hepsi seçilmiş, özel kişiliklerdir. Bize gelen oyuncu büyük performans gösterir. Gomez, başka bir kulübe gitseydi bu performansı gösteremezdi.
van Persie çok iyi bir futbolcu. Kişisel tanışıklığımız var, çok da sevdiğim bir kişi. Ancak birinci derecede rekabet yaptığım bir kulübün oyuncusu. O yüzden hakkında yorum yapmak istemiyorum. Hayat tercihlerle alakalıdır. Harcadığınız para kurumun parası. Kurumlara borç para verebiliyoruz. Şu anda endüstriyel futbolda verilmesi mümkün paralar da olmuyor. Başkanlar gidiyor transfer yapmaya, kurumlara zarar veriyorlar. Önce büyük alkış alırlar ama kurum zarar görür.
Biz işimize gelmezse oturduğumuz pazarlık masasından kalkarız. Kim ne derse desin. Olmuyorsa da "Hayır vardır" deriz. Burada harcadığımız para 7 yetimin parası. Bir A oyuncusu varken B, C, D'si de vardır. Transfer hiç bitmez. Her dakika gider izleriz. Çok iyi şeyler yapıyoruz ama yeterli değiliz. Daha önemli işler yapacağız. Futbolda biraz daha kurumsal itibarla yatırımlar yapacağız. Bir futbol takımına yatırım yapmak istiyoruz.
'ALT YAPIDAN BİR ÇOCUĞUN GELİP GOMEZ'İ KESMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Eskiden oyuncuların arasında gelir farkı ve tecrübe farkı bu kadar değildi. Şimdi santraforda Gomez, Cenk ve Mustafa. Genç bir oyuncu gelecek, bunların önüne geçecek. Mümkün değil. Bu oyuncuların her biri dünya kadar para kazanıyor. Akbille otobüse binen bir futbolcunun gelip onları geçmesi mümkün değil. Orta sahada Quaresma, Gökhan, Kerim, Sosa, Oğuzhan. Onları nasıl geçecek. Bunlara kişilik verebilmek için bizim ara bir kulübe ihtiyacımız var. Bazen "Nijerya'da 19 yaşında bir çocuk var" diyorlar, getirsek forma veremeyeceğiz ki. Burası da kanarya severler cemiyeti değil ki al oyuncuyu, bak, sonra sal gitsin. Günah değil mi?
İyi teklif alırsak her oyuncuyu satarız. Bu bir takım oyunu. Bir oyuncu çok önemli olabilir ama her şey olacağı anlamına gelmez. Bir oyuncu, bir oyuncudur. 24 oyuncu var Beşiktaş kadrosunda. Bir oyuncuyla bu iş olmaz.
Kulüplerimiz çok borçlular. Bu borç nasıl ödenecek? Takıma katkı yap, stat yap, tesis yap, diğer amatöre şubelere de yatırım yap. Nasıl inecek bu borç? Daha lig bitmedi arkadaşlar mesaj atıyorlar "Şunu bunu alın" diye.
Genel kurulda da konuşmak için konuşuyorlar. Diyorum ki, "Buraya çıkanlar neyi yapmadığımızı anlatsınlar biz de bilelim." Herkes seyretsin diye açtım, millet isimlerini arkadaşlarına akrabalarına gösterebiliyorlar ama artık kapatacağım. Ben de muhalefet liderliği yaptım 8 sene. Her seferinde nasıl yapılması gerektiğini anlattım. Hiçbir zaman ahlaksız işler yapmadım. Beşiktaş'ın bütçesi yüksek transferleri kaldıracak durumda değil. Satıp, alacağız. İyi bir kadro yapılanması lazım. Aras diye bir oyuncu aldık. Göreceksiniz önümüzdeki sezon Aras'ı. Yeni sezonda dönüyor. Aras, Beşiktaş'ta göstereceği performansla satılacak oyuncular listesine girecektir.
'GÖKHAN'A 100 MİLYON EUROLUK TEKLİF GELİRSE SATARIM'
Gökhan Töre'nin 3 yıllık daha kontratı var. İyi bir teklif gelirse bütün oyuncularımız gidebilir. Gökhan'a da 100 milyon euroluk bir teklif gelirse satarım.
Oğuzhan'ı gelir gelmez almıştık. Çok iyi bir çocuk. Milli Takım'ın Avrupa Şampiyonası'nda önemli bir performans göstereceğini düşünüyorum. Beşiktaş'ta top oynamanın ne demek olduğunu anlamaları için inşallah geç olmaz çünkü futbolcular Avrupa'da oynamak ister. Oğuzhan bir yere gidecekse, dünyanın ilk 10-12 kulübü arasında olan kulüplerden birine gitmesi lazım. Arda'dan sonra, "Oraya gideyim, oradan diğerine giderim" diye bir algı var. Buradan git direkt. Şampiyonlar Ligi'nde oynuyorsun, Milli Takım'da da oynuyorsun. Buradan da gidersin. Oğuzhan'ın gideceğini hiç düşünmüyorum.
'ÜSTÜMDEN BİR AĞIRLIK GİTTİ'
SporX'in haberine göre; Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ise şöyle konuştu: "Üstümden bir ağırlık gitti. Futbolcular o ağırlığı aldı. Onlara da üzülüyorum, şimdi Milli Takım'a gidecekler. Ne tatil var ne bir şey var. Çok güzel bir geceydi. Camianın başkanı olarak bir rolümüz var tabi. Aynı zamanda bir taraftarlığım da var. Tribünlerden gelmiş biriyim. Ama her yerde de bunu gösteremiyorum.
Bir ciddiyet ve duruşumuz da var ama içim de kıpır kıpır. Beşiktaş Başkanlığı makamı maç seyretmek için de kötü bir yer. Her tarafım kasılıyor. Otur, kalk, bağır olmuyor. Dün hepsini bir tarafa atıp bir güzel eğlendik. Osmanlıspor Başkanı da yanımdaydı, ona da kusura bakmamasını söyledim.
Bu şampiyonluğu hep beraber başardık. Futbol yapılanmasında bizzat çok içindeyim. Beraber kurduk ve büyüttük. Bunun bir parçası olmak da benim için çok önemli. Beşitkaş oyuncularının hepsi pırlanta gibi çocuklar. Aramızda bir sevgi ve saygı var. Hepsi özel olarak seçildi. Bugüne kadar da duruşlarıyla bunu gösterdiler. Böyle bir takımın başkanı olmaktan iftihar ediyorum.
'OĞUZHAN BEŞİKTAŞ'IN SEMBOLÜ'
Alex Ferguson'un bir kitabı var. Orada diyor ki, "Bir futbol takımı oyuncularını stadyumun 1 kilometre etrafından bulmalı. Arada ihtiyaç olanları dışarıdan getirebilirsiniz." Beşiktaş'ın tarihi kadroları, Galatasaray'ın tarihi kadroları, birbirine uyumlu yerli oyuncularla kurulmuştur. Lig bitsin de ertesi sabah nereye gideyim diye düşünen oyuncularla olmuyor. Beşiktaş'ta bunun olması çok önemli.
Oğuzhan artık Beşiktaş'ın bir sembolü. Olcay ve Tolga da öyle. Onlar artık Beşiktaş'tan kopamazlar. 10 sene spor hayatlarına devam edecekler ama benim camiamda devam edecekler. Belki başkanlık yapacaklar.
2000'de Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı almasından sonra Türkiye'ye o kupanın 5-6 kez daha gelmiş olması gerekiyordu. Burası çok güzel bir ülke. Geçen sene Dnipro final oynadı, Shakhthar kupayı aldı. İstanbul, bu şehirlere göre çok daha güzel. Futbolcular da buraya gelince mutlu olurlar. Olcay mesela Kaiserslauten'de oynadı ama burayla mukayese edemez. İnanılmaz coşkulu bir taraftar var. Norveç'te Tromsö'ye gittik, 100 metre ilerisi kutup. Sembolleri de kutup ayısı. Biz oraya gittik 200-300 taraftar karşıladı.
'NEDEN OLMASIN'
Kamp tesislerimiz de çok iyi. Sevilla'nın tesislerini de gördüm, konteynerlerde soyunuyorlar. Sivasspor'un, Kayseri'nin, Trabzon'un hepsi daha güzel. Stadımız dünyanın en güzel stadı. Neden biz de bunu başaramayalım. Futbolculara baktığımızda, Sevilla'dan daha büyük bütçeli takımız. Dnipro'nun iki katıyız. Bizim Avrupa kupalarını buraya getirmemiz lazım. Brugge'e karşı turu atlamamız lazımdı.
'OĞUZHAN'I LAZİO İSTEDİ'
Oğuzhan ile aramızda inanılmaz bir sevgi bağı var. Oğuzhan, Avrupa'ya gitmek isteyebilir. Bunlar çok normal. Hedefleri olabilir. Ama Oğzuhan, Beşiktaş'tan gidip de X bir ligin X bir takımına gidemez. Gidecekse gitsin Chelsea'ye. O tarzda bir kulübe gitmesi lazım. Potansiyeli de zamanı da var. Mesela Lazio istedi. Ne yapacak Oğuzhan, Lazio'da? İtalya Ligi aşağı düşüyor, Lazio da orta seviye bir takım. Ama Juventus'a gidecekse Beşiktaş da ona elinden gelen her şeyi yapmaya çalışır.
Her futbolcu süper bir ivmeyle gidemez. İnişler çıkışlar olabilir. Bazen performans düşüşleri olacak, bazen artışlar. Kaptan Tolga acaip iyi bir sezon geçirdi. Bir maçta en şanssız mevki bence kalecilik. Ama şampiyonluk maçında müthişti. Bu sene Oğuzhan bireysel olarak Beşiktaş'a 10 puan aldırdı. Bursaspor maçı mesela.
Bu yıl kanatta rekabet çok fazlaydı. Ama Olcay formasını vermedi. Kim gelirse gelsin formayı alamadı. Olcay'ın yüzü bize enerji veriyor. Zemine indim, sırtıma bir adam çıktı. Taraftar sandım, bir baktım Olcay. Bize pozitif enerji saçıyor. Takımın ruhunu oluşturan kişilerin başında o geliyor. Düştüğü zaman da tam zıttı oluyor. Herkes ona bakıyor çünkü güneş gibi ama o batınca herkes düşüyor.
'İLK GELDİĞİMDE DE ŞENOL HOCA İLE ÇALIŞMAK İSTEMİŞTİM'
Şenol Hoca müthiş bir insan. Hiç B planı yok. Sağlam karakterli bir insan. Beşiktaş'ta Samet Hoca ve Bilic ile çalıştık. Hepsinin kendine göre farklı özellikleri var ama Şenol Hoca müthiş bir insan. Beşiktaş'a daha evvel gelseymiş, 5-6 şampiyonluğumuz daha vardı.
İlk geldiğimde Şenol Hoca ile çalışmak istiyordum ama Trabzon'daydı. Sonra denk gelmedi. Yoksa biz Şenol Hoca'yı 80 senesinden beri tanıyoruz. Babam yönetici olduğu için bir dostluğumuz var. Ben de Karadenizli olduğum için onu iyi tanıyorum. Ne anlattığını kafasını çevirdiği zaman anlıyorum.
'GOMEZ'İN KALMASINI İSTİYORUZ'
Falcao'nun fotoğrafını bilerek beğenmedim. Öyle bakarken tıkladım. Olaya iki taraftan bakmak lazım. Mario çok düzgün bir arkadaş. Beşiktaş'a da iyi adapte oldu. Ama ona da bu golü attıran bir ekip var. Gökten bir top gelmiyor. Ekip işi bu. O da çok düzgün karakterli bir oyuncu. Tüm arkadaşları onu çok seviyor. Bir dünya yıldızı. Dünya Kupası, Şampiyonlar Ligi'ni kazanmış bir oyuncu. Kendini yukarıda gören biri olsa hemen iteriz zaten.
Beşiktaş'ta kalmasını istiyoruz ama Beşiktaş amaç olacak bir kurumdur, araç olacak değil. Mario'nun Beşiktaş'ta kalmasını istiyorum ama onun da istemesi lazım. Başka teklifler gelir de ona göre hareket edecekse biz orada olmayız. Kullanılacak bir kurum değiliz. Ciddi ve temiz bir kulübüz. İsteriz ki kalsın. Türkiye'nin en önemli santraforu bizde o da Cenk. Sol ayak, sağ ayak, kafa... Beşiktaş büyük bir kurumdur. Olmazsa ölürüz diye bir şey yok."