Türkiye genelinde devam eden FETÖ soruşturmalarında ifade veren gizli tanıklar, örgütün gizlenme konusunda zayıf kaldığı üç dönemi anlattı. Savcılıklarca ifadesi alınan gizli tanık Defne, FETÖ’nün mahrem yapılanmasına yönelik önemli bilgiler verdi. Örgütün en fazla üzerinde durduğu tedbir konusuna da değinen gizli tanık Defne, örgütün devlet kadrolarına sızmak için yoğun çaba harcadığı üç dönemde kendini gizlemekte zayıf kaldığını anlattı.
İlkinin üniversite dönemi olduğunu belirten Defne, bu dönemde örgüt üyeleri tarafından tedbir kurallarına uyulmadığını, mensuplarının örgüte ait Zaman gazetesi, Sızıntı dergisi aboneliği için uğraştığını, kurban ve fitre topladığını ilgilendiği sınıf arkadaşlarını örgüt evine getirdiğini ve bunları açıkça yaptığını anlattı.
İkincisinin ise YARSAV üyeliği dönemi olduğunu aktaran Defne, paralelci hakim ve savcıların, YARSAV’ı Ömer Faruk Eminağaoğlu’ndan almak ve birliğe egemen olmak için talimat doğrultusunda üye olduklarını, zamanla çoğunluğu ele geçirdiklerini kaydetti. Defne, üye profilinin 2009’dan bu yana incelenmesi halinde YARSAV’ın temel ilke ve gayesiyle yakından uzaktan ilgisi olmayan cemaatçi hakim ve savcıların birliğin yönetimine girdiklerinin hatta başkanlık yaptıklarının görülebileceğini vurguladı.
Örgütün gizlenme konusunda tedbirsiz davrandığı üçüncü dönemin ise 2014’te yapılan HSYK seçimleri olduğuna işaret eden Defne, FETÖ’nün seçim çalışmalarına bir yıl önceden başladığını, bu kapsamda öncelikle cemaatçi hakim ve savcıların, ilgilendikleri ve ilgilenebilecekleri hakim ve savcıların teker teker tespit edildiğini anlattı.
HSYK SEÇİMLERİNİ ÖLÜM KALIM OLARAK GÖRDÜLER
Gizli tanık Defne, “Ayrıca, YARSAV adayları arasına kripto cemaatçiler yerleştirilerek sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Bütün süreçte cemaat, HSYK seçimlerine ölüm kalım savaşı olarak bakmış ve bütün cemaatçi ve cemaate yakın hakim ve savcılar seferber edilmiştir. Bu dönemde cemaate yakın hakim ve savcıların önemli bir kısmı izin veya rapor almış ve Türkiye’yi karış karış dolaşmışlardır” ifadelerini kullandı. Defne, ayrıca bu dönemde örgüt üyesi hakim ve savcılar tarafından iletişimin güvenli ve hızlı şekilde yürütülmesi amacıyla ByLock ve benzeri programların kullanıldığına dikkati çekti.