HİLAL ÖZTÜRK / DETAY HABER
FETÖ'nün devletin hafızasını ele geçirme operasyonu olarak bilinen “Kozmik Oda” soruşturmasıyla ilgili Ankara Başsavcılığı dün düğmeye bastı. Aralarında dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse'nin de olduğu 45 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartıldı. FETÖ'nün “casusluk” faaliyetlerinin en somut kanıtlarını taşıyan dosyada, HSYK müfettişleri de hakim ve savcılarla ilgili ayrı bir soruşturma yürütüyor. Kozmik Oda soruşturmasında devletin en mahrem bilgilerinin üçünçü ülkelere ulaştırıldığına ilişkin önemli bulgulara ulaşıldığı belirtiliyor. Kozmik oda kumpasının aslında bir casusluk faaliyeti olduğuna ilişkin tespitler yapıldı. Karar Kozmik Oda soruşturmasının ayrıntılarına ulaştı:
KUMPAS ASKERİ DARBE HASSASİYETİYLE KURULDU
Türkiye 19 Aralık 2009 günü, gündemi sarsan bir polis operasyonuyla uyanmıştı. Dönemin Başbakanı Bülent Arınç’ın da evinin olduğu Ankara’nın Çukurambar semtinde Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli iki asker, polis operasyonuyla “suçüstü” yakalanmıştı. İddia çok ağırdı Başbakan Yardımcısı’na suikast girişimi. FETÖ kamuoyunu yine en hassas yerinden yakalamış ve askeri darbe travması yaşayan bir ülkede, TSK’nın stratejik öneme sahip biriminde görevli iki askerin, Başbakan Yardımcısını öldürme girişimi senaryosu yazmıştı. FETÖ diğer kumpas soruşturmalarında olduğu gibi ayı senaryoyu sahneye koydu. Kısa sürede emniyet kaynaklı bilgiler medyaya yağdı. Arınç’ın evinin krokisini askerlerden biri yutmak isterken durdurulmuştu. Polis iki askeri apar topar gözaltına aldı. Arkasından da amiri konumundaki 5 asker. Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli 3’ü rütbeli toplam 8 asker gözaltındaydı. Ülkede bir şok halindeyken Genelkurmay Başkanlığı o askerlerin bir iç soruşturma için orda olduğunu açıklıyordu. Ancak savcılık ve emniyetten sızan bilgiler kamuoyu algısını “Bir grup asker Arınç’a suikast düzenlemek istedi” olarak oluşturmuştu bile.
HEDEF KOZMİK ODANIN ANAHTARLARI
Yapılan tespitlerin er çarpıcısı sözde suikast iddiasıyla gözaltına alınan 8 askerin sahip olduğu bir anahtardı. Bu anahtar Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kapısını açan anahtardı. Ve bu anahtar sadece bu askerlerin elindeydi. İşte bu durum bu 8 askerin hedef alınmasına neden oldu. 4 ay önce takibe alınan askerler adım adım izlendi. Taki sözde suikast girişi iddiasıyla gözaltına alınabilecekleri, Çukurambar semtinde Arınç’ın evine yakın bir noktada bulundukları ana kadar.
ADIM ADIM İZLENDİ, SENARYO HAZIRLANDI
Oysa bu askerler Yazar Nuri Pakdil'i Çukurambar Semti'ndeki evinde zaman zaman ziyaret eden Albay Baki B.'yi izleme görevindeydi. FETÖ için ise bu ortam bulunmaz fırsattı. Arınç'a suikast girişimi iddiası için en uygun ortam bulununcaya harekete geçirildi. Görevli askerler bir anda çevrelerini saran polis ekibiyle büyük şok yaşadı. Ardından soruşturma hızla genişleyecek dönemin Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanı Albay Yusuf Alkan A., Albay Erkan Yılmaz B., Binbaşı İbrahim G.’nin aralarında olduğu 5 asker daha gözaltına alındı. Savcı suikast girişimi iddiasından hızla “hükümete karşı halkı isyana tahrik ve bu amaçla örgüt kurmak” iddiasına dönüştürdü. Gözaltındaki askerlerden kozmik odanın anahtarı alındı.
20 ANAHTAR KELİME
Sorguya alınan askerlere Arınç’a suikast girişimi, planlar, talimatı kimden aldıkları gibi sorular sorulmadı. Bunun yerine askeri istihbaratın kullandığı kodlar soruluyordu. Üstelik henüz kozmik odaya girilmemişti. O halde savcı bu soruları sorabilmek için gerekli bilgilere nasıl ulaşmıştı. Çünkü bu bilgiler FETÖ'nün TSK'daki yapılanmasından geliyordu. Askerlere sorguda sorulan 20 anahtar kelime, belge ve bilgiler incelenirken de tarandı. Savaş hali, olağanüstü haller, askeri istihbaratta kullanılan, güvenlik amacıyla anlamları gizlenmiş bu kelimeler araştırılıyordu.
KOZMİK ODALAR AÇILDI
Hedeflenen kozmik odalara iki aşamada girildi. 25 Aralık 2009: FETÖ soruşturmasında açığa alınan Savcı Mustafa Bilgili, ve firari Hakim Kadir Kayan kozmik odada 27 gün süren incelemelerde bulundu. Genelkurmay’ın hafızasının bir bölümü bu aşamada kopyalandı. Ancak 11 ve 16 numaralı kozmik odalarına girilmesi askerin müdahalesiyle engellendi. Dosyada Hakim Kadir Kayan’ın hazırladığı tutanağa göre Seferberlik Tetkik Kurulu’nun 11 ve 16 Nolu odalarında arama yapılırken Seferberlik’in komutanı, 1,5 terabaytlık sabit diske alınan imajın dışarıya çıkarılmasına fiilen müsaade etmedi. Tutanakta “Savcıya teslimine karar verilmiş, ancak fiilen müsaade edilmemesi üzerine Tümgeneral Selahattin Kısacık ve Albay Nazım Demirkol’a tevdi edilmiştir” denildi. Bunun üzerine Hakim Kayan, harddiskleri arama yapılan 16 nolu arşiv odasında bulunan demir kasaya koyarak kasa ve odayı mühürledi. O dönem Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun başında bulunduğu Genelkurmay Adli Müşavirliği, el koyma tutanağına karşı 26 Ocak 2010’da itiraz etti. 1.5 terebaytlık imaja savcılığın el koyma kararını kaldıran Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bu imajların “mahkemece kovuşturmanın derinleştirilmesi kapsamında başvurulacak kaynak olduğu iddiasıyla” Adli Müşavirlik’in uygun göreceği bir yerde muhafaza altına alınmasına karar verdi. Burası da Destek Kıtaları Grup Komutanlığı oldu. İşte ikinci aşama bu “beklenmedik” gelişme nedeniyle ortaya çıktı.
ÇUBUKLU ENGELİ KALDIRILDI
İlk aşamada yarım kalan “soruşturma” için tam 3 yıl beklendi. Dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu internet andıcı davasında 17 Ağustos 2011’de tutuklandı. Çubuklu’nun yerine Muharrem Köse atandı. Savcılığa yazı yazan Genelkurmay Adli Müşavirliği mühürlü halde bir kasada tutulan 16 Nolu odaya ait belgelerin alınmasını istedi. Mahkemeden karar çıkartan Savcı Bilgili, tüm dökümanları aldı.
DEVLETİN HAFIZASI FETÖ'CÜLERDE
Devletin hafızası, artık sadece Savcı Bilgili’nin elinde değildi. Savcı Bilgili bu belgelere “bilirkişi” incelemesi yaptırdı. Mahkeme kararı olmadan ancak kovuşturma yani yargılama sırasında yapılabilecek bir inceleme, kim olduğu belirsiz, resmi kimliği olmayan 3 kişiye verildi. Ancak dosyada bilirkişi incelemesine veya herhangi bir rapora rastlanmadı. Kimdi bu bilirkişiler? İkisi Poyrazköy, İzmir Askeri Casusluk gibi dosyalarda da bilirkişilik yapmış, TÜBİTAK’tan FETÖ bağlantısı nedeniyle atılmış “veri uzman”ları. Üçüncü sözde bilirkişinin ise devletin hafızasını kopyalayıp kaçıran kişi olduğu tespiti yapıldı.
BELGELERDE NELER VAR?
Peki belgelerde neler vardı? Savaş stratejileri, planlar, savaş halinde görevlendirilen sivillere kadar devletin en mahrem ve kritik bilgileri bu odalardan çıkarıldı. Bu belgeler nelerdi? Suikast girişimiyle ilgili verilen takipsizlik kararına göre işte o belgeler:
- Seminer dosyası 2003/1 konu: Yedek personel işlemleri, siyah personel, yardımcı kuvvetler, Ö/P eğitimleri, koruculardan faydalanma, hedef ülke ve yurt içinde; fiziki harita, halk, oy tabanındaki hareketlilik, partiler sistemi, tarikatlar, azınlıklar, yeni kurulması gereken gerilla birlikleri -haritada gösterilmiş.
- İş takip defteri. Kontrollü kayıt defteri.
- Seferberlik Bölge Başkanlığı Sorumluluk bölgesi, vali ve belediye başkanlarının isimlerinin yer aldığı belge ve kayıtlar.
- Yardımcı Kuvvetler Sürekli Yönergesi.
- Yardımcı kuvvetler listesi, (Gerilla- Mukavamet-K-K Lojistik v.s ibareler var)
- ST.K.B. Eğitim ve Öğretim Sürekli Yönergesi, (349. Sırada Yönergede Gayri Nizami Harp ile ilgili esaslar belirleniyor ve özel personel, beyaz personel, siyah personel, yardımcı kuvvetler v.s. tanımlar yapılmış)
- Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı Eğitim ve Öğretim Sürekli Yönergesi
- Özel Personel Faaliyetleri Sürekli Yönergesi, (Yönergenin amaç bölümünde; GNH teşkilatına alınacak özel personelin tespiti, tahkiki, teşkilata alınması, takip ve kontrolü, özel personel seferberlik hazırlıklarının yapılmasının standart hale getirilmesinin amaçlandığı, ayrıca özel personel, beyaz personel, siyah personel, yardımcı kuvvetler, turuncu personel, yeşil personel, siyah adayı olarak muhafaza, tanımlarına yer verildiği, personel seçim prensiplerinin benimsendiği, personel seçim safhalarının anlatıldığı, çizelge ve takip raporlarına ilişkin formların bulunduğu)
- Rektörler gizli ibareli dökümanlar (rektörler ile ilgili bir kısım bilgiler, öğrenci konseyleri kurultayı açılış konuşması v.s)