Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ile izleyiciler katıldı.
Duruşmada, sanık eski binbaşı Mutlu Burak Uyar, savunma yaptı.
'GENELKURMAY'A SALDIRI YAPILACAĞI SÖYLENDİ'
Uyar, rutin çalışmaları nedeniyle mesaide kaldığını, akşam saatlerinde Genelkurmay Başkanlığına saldırı yapılacağının söylendiğini ve emniyeti almakla görevlendirildiğini savundu.
Alarm verildiğini, saldırı olacağı gibi söylentiler duyduğunu, karargahta güvenlik önlemleri alındığını ileri süren Uyar, Genelkurmay Başkanlığındaki ilk çatışma sırasında da karargah bahçesinde olduğunu anlattı.
Sanık Uyar, şunları söyledi:
"Birden silah sesleri geldi. Tolga Kılıçarslan yere düştü. Aracın arka tarafını ve inenleri arada beton mevzi olduğundan göremedim. Yaralılar, vurulanlar ambulansla taşındı. Adeta şok olmuştum. Ateş eden kişinin Mehmet Akkurt olduğunu sonradan öğrendim. Akkurt'un, Yaşar Güler'i kurtarmaya çalışırken vurulduğu söyleniyordu. Çatışma sırasında aracın içinde Yaşar Güler'in olduğunu iddianameyi okuyunca öğrendim. Tam bir karmaşa içine düşmüştüm."
DARBE GİRİŞİMİNİ AKLINA GELMEMİŞ
Yaşananların ardından baskın ve sabotaj ihtimaliyle ilgili konuşmalar duyduğunu, daha önceden de sürekli "belediyelerin çöp araçları, ambulanslarla kışla ve nizamiyelere saldırı yapılacağı" konusunda ihbarlar geldiğini ileri süren Uyar, bu nedenle darbe girişiminin aklına gelmediğini iddia etti.
Karargah bahçesinde neler olduğunu anlamaya çalıştığını, bahçede beklediği sırada ikinci kez ateş edildiğini gördüğünü, gece yarısı da tankların geldiğini belirten Uyar, "Tankların gelmesinin ardından bir şeylerin ters gittiğini anladım. Tam teçhizatlı askerler gördüm, gün ağırana kadar bekledim. Tanıdık simaları görmek için etrafta dolaştım. Sabit bir yerde beklemeyerek, hem hedef olmaktan hem de cebren bir şeyin içinde olmaktan kaçındım" şeklinde savunma yaptı.
Sanık Mutlu Burak Uyar, güney nizamiyenin güvenliğini sağladığı iddiasının gerçek dışı olduğunu öne sürerek, şunları dile getirdi:
"Fotoğraflardan sadece birinde teçhizatlı askerlerle yan yana olduğum belirtiliyor. Ben olduğum iddia edilen bir şahıs var. O gece ÖKK personeliyle hareket etmedim. Muhabere merkezine giderek, olay olduktan 8-10 saat sonra arkadaşlardan ölen, kalan var mı diye baktım sadece. Sabaha karşı çıkış yolu arıyordum. Kışla etrafında demir parmaklıklar arasına karışmış birkaç kendini bilmez provokatör bana sataştı. 'Buradan çıkamayacaksınız' diyerek küfürlerle beni tehdit etti.
Bu yaşananlar karşısında art niyetli olmadığım için ortamı yatıştırmaya çalıştım. 'Biz darbe yapmadık.' demeye çalmıştım. Sabah oradan ayrılamayacağımı anladım, karargaha geri girdim. Öğleden sonra sivil kıyafetimi giyip çıkmaya çalıştım, polisler geldi. Çıkabileceğimizi söylediler, eve gittim. Pazartesi günü mesaiye gittim, yaşadıklarımı amirlerime anlattım. 21 Temmuz'da mesaideyken gözaltına alındım."
Baskı ve işkence altında verdiğini savunarak eski ifadelerini reddeden sanık Uyar, darbe girişimine katılmadığını, muhabere merkezinin darbeciler tarafından ele geçirilmesinde görevi bulunmadığını, FETÖ ile bağının olmadığını iddia etti.
Eski ifadesinde, darbecilerin kendisini bağladığı, alıkonulduğu şeklinde ifade verdiği hatırlatılan sanık Uyar, korktuğu için mağdur olduğunu ve derdest edildiğini söylediğini ileri sürdü.
Karargahtaki güvenlik kameralarına yansıyan çok sayıda fotoğrafta silahlı askerlerle yan yana görüldüğü belirtilen sanık eski binbaşı Uyar, "Görüntülerdekilerden çoğu ben değilim, birkaç bana benzeyen var" iddiasında bulundu.
Duruşmaya öğle arasının ardından sanık savunmalarıyla devam edilecek.
ANKARA/AA