Eski yıldız futbolcu Patrick Kluivert İstanbul'daki maçlara hayran kalmış

1998-2004 yılları arasında Barcelona'da forma giyen Hollandalı golcü Patrick Kluivert, LİG TV'de katıldığı programda; Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'ın iç saha maçlarında harika bir atmosfer olduğunu söyledi. Golcü futbolcu genç yaşlarda idolünün Marco van Basten olduğunu belirtti.

Hollanda'nın eski futbolcularından Patrick Kluivert LİG TV'nin Quiz programının konuğu oldu. Ajax, AC Milan, Barcelona, Newcastle United, Valencia, PSV ve Lille gibi takımların formasını giyen Kluivert Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş seyircilerinden de övgüyle bahsetti.

İşte Avrupa futbolunun unutulmaz golcüleri arasında yer alan Patrick Kluivert'ın Quiz programında verdiği cevaplar...

Unutamadığın gol: Birçok gol attım ve hepsi önemliydi. Ancak onlardan birtanesi çok daha önemliydi. 1995 Şampiyonlar Şigi Finalinde Milan'a attığım gol. O maçtaki 18 yaşındaydım ve bu golle galibiyet kazandık, o gol aklımdan asla çıkmaz. Ayrıca 1998 Dünya Kupasında Hollanda'yla Arjantin ve Brezilya ya attığım golleri unutamam.

Unutamadığın asist: Birçok önemli asist yaptım. En çok Barcelona ve Milli Takımda takım arkadaşlarıma gol fırsatı yakalayabilecekleri harika paslar attım.

Unutamadığın maç: Euro 2000'de Hollanda'yla Yugoslavya'ya karşı 3 gol attığım maç. Bir forvet için 3 gol atmak önemlidir. Ayrıca bunu milli takımda yapmak daha özeldir. Benim için de harika bir andı.

En çok sevindiğin: Dünya Kupası'ndaki ilk maçımda Belçika'ya karşı kırmızı kart gördüm. Ama geri dönüşümü Arjantin ve Brezilya'ya karşı gol atarak yaptım. O turnuvadaki ilk golümü attığım Arjantin maçını unutamam.

En çok üzüldüğün: Yarı finalde Brezilya'ya karşı penaltılarla kaybettiğimiz maç. Harika bir takımdık. Biraz daha şanslı olsaydık Fransa'daki 1998 Dünya Kupasını kazanabilirdik. Söylediğim gibi ilki Brezilya diğeride Avrupa Şampiyonası'ndaki İtalya maçı.

İyi oynadığın maç: Barcelona'da El Classico mücadelesi. Maç Santiago Barnebau'daydı. Bu tarz maçlarda sahaya çıkmadan önce motive olur maçı tam kalbinizde yaşarsınız. Kariyerimin en iyi oyunlarını El Classico mücadelelerinde gösterdim.



En çok etkilendiğin stat: Türkiye'de Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'a karşı oynadım. Üçününde statlarında harika atmosfer oluşuyor ve sizi baskı altına alıyor. Taraftarlar çok tutkuludur. İçlerinden biri için daha etkili diyemem. Bu ambiansı ve atmosferi yaşamak gerçekten güzeldi.

İdolün: Genç yaşlardan beri idolüm Marco van Basten di. O Hollandalı bir santrafordu ve Milan'da harika yıllar geçirdi. Gençliğimden bu yana bana hep örnek oldu.

En beğendiğin oyuncular: Tabii ki Ronaldo ve Messi. Sayabileceğim iki futbolcu. İkiside takımlarına başarılarında yardım eden ve bir çok gol atan isimler. Bu yüzden şuanın en iyisi olarak ikisini söyleyebilirim.

Teknik direktör idolün: Louis van Gaal. O genç oyunculardan kurulu bir sisteme gitti. Milli takımda da Barcelona'da da teknik direktörlüğümü yaptı. Benim favori teknik direktörüm Louis van Gaal.

En iyi golcü: Messi, Cristiano Ronaldo, Lewandowski ve Louis Suarez. Hepsi takımları için farklılık yaratabilecek kalitedeki oyuncular.

En iyi kaleci: Birçok iyi kaleci var. Ancak ben; Neuer, De Gea, Joe Hart, Lloris ve Mignolet'i beğeniyorum. Hepsi takımları için galibiyet getiren kurtarışlar yapan isimler.

En sevdiğin hakem: İspanyol hakem Iturralde Gonzalez diyeceğim. Gördüğüm en iyi hakem oydu.

En sevmediğin hakem: Bana kırmızı kart veren hakemlerden biri olan Collina. O iyi bir hakemdi ama kırmızı kart gördüğünüzde o gece sizin için kötü geçiyor, bu yüzden Collina.



En yetenekli futbolcu: Barcelona'da Ronaldinho ile birlikte oynadım. O benim dönemimin en yetenekli futbolcusuydu. Ama şuan Cristiano Ronaldo ve Messi.

En çalışkan futbolcu: Çok fazla çalışkan futbolcuyla bir araya geldim. Hepsi ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu. Birini seçmek zor ama Edgar Davids gerçekten çok çalışkandı. Harika bir orta sahaydı.

En tembel futbolcu: Futbolda asla tembel olamazsınız. Futbol buna yer veren bir spor değildir. O yüzden tembel birini söyleyemeyeceğim.

En iyi şarkı söyleyen: Ben, hayır hayır… Bilmiyorum. İyi şarkı söylemeyen birini bilmiyorum.

En kötü şarkı söyleyen: Aynı tarz soru burda da isim veremeyeceğim. Kötü şarkı söyleyen futbolcuyuda bilmiyorum.

En sevdiğin yemek: Bunu söylemek çok zor. Yemek yerken biri ne kadar yer diye bakmam. Ama kaleciler herzaman daha fazla yemek yer. Ama dediğim gibi isim vermek çok zor.

En bonkör futbolcu: Christian Karembeu. Çok iyi bir insandır. Kibardır. Saha içine de saha dışında da insanlara yardım etmeyi çok sever. Her zaman yardımlaşmanın aktörü olmuştur.

En cimri fotbolcu: Yorum yok



En çok konuşan: Önemli maçlarda konuşmak işe yarar. Pep Guardiola Barcelona kaptanı olduğu dönemde futbolcularla çok fazla konuşurdu. Luiz Enrique de o da konuşmalarıyla takıma liderlik ederdi.

En az konuşan: Böyle birçok oyuncuyla oynadım. İçlerinden birini seçmek gerçekten çok zor.

En doğrucu: Ronald de Bour. Oyuncuların iyi ya da kötü yönlerini söylemeyi sevmiyorum ama Aron Winter.

En şık giyinen futbolcu: Onlardan biri de benim. İyi giyinmeyi seviyorum. Gittiğim yerlerde güzel görünmek hoşuma gidiyor. Seedorf ve Figo da iyi giyinen futbolcular.

En kötü giyinen futbolcu: Yorum yok.

En gaddar futbolcu: bu soruya mücadele açısından bakıcam ve Nigel de Jong diyeceğim. Gerçek bir savaşçıdır ve takımı için sonuna kadar savaşır. Edgar Davids de öyledir.

En yumuşak futbolcu: Litmanen

Lakap: Karapanter

En sevdiğin yemek: Favori yemeğim tavuk.

En sevdiğin film: Scarface.

En beğendiğin aktör: Samuel Jackson, Denzel Washington, Christopher Walker, Joseph Bashi, Al Pacino. Sanırım iyi isimler söyledim.

En beğendiğin şarkıcı: R&B seviyorum. Favori şarkıcım da Usher.

En beğendiğin şehir: Favori şehrim tabii ki Amsterdam. Orası benim evim. Barcelona, Paris, Miami, Los Angeles.



Futboldan kazandığın ilk para ile ne aldın: Sanırım güzel bir saat aldım. Saatleri severim.

Futbolcu olmasaydın mesleğin ne olurdu: Genç yaşlarımdan beri sporu hep sevdim. Futbolcu olmasaydım basketbolcu ya da tenisçi olurdum.

Futbol dışında neler yapıyorsun: Çocuklarımla ve eşimle zaman geçiriyorum. 4 çocuğum var bu yüzden onlara yeterince vakit ayırmaya çalışıyorum.

Kariyerin boyunca en zorda kaldığın an: Sakatlıklar. Kariyerimin en zor anları sakatlandığım dönemlerdi. Profesyonel futbolcu için gerçekten kötü bir durum. Oynayamıyor olmak her zaman çok üzücüdür.

En sevdiğin çizgi film: Süperman

Kariyerinde aldığın en iyi tavsiye: Saha da her zaman sakin kalmak. Birçok dikkat etmeniz gereken konu oluyor mesela aileyle olmak ve onlarla vakit geçirebilmek.

Futbol dışında sevdiğin spor ve sporcu: Roger Federer ve Djokovic. Tenis oyuncularını seviyorum.

Hangi süper güce sahip olmak isterdin: Bazen görünmez olmak.

En beğendiğin gol sevinci: 1995 finalinde golden sonra formamı çıkarmıştım. Favori gol sevincim bu.

Dünyada tuttuğun takım: 6 ya da 7 kulüpte oynadım. Dışarıdan tuttuğum takım Barcelona ama yetiştiğim kulüp olan Ajax her zaman kalbimde olacaktır.

En çok gururlandığın an: Büyük şampiyonluklar yaşadığımda gurur duyarım. Ajax da çok önemli maçlar kazandık ve özel anlar yaşadık.

En pişman olduğun an: Önemli bir maç kaybetmek her sporcuyu üzer. Özellikle finallerde kaybetmek en kötü anlardır. Euro 2000 de ve 1998 Dünya Kupasında elendiğimiz maçlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Emre Mor UEFA'nın genç yetenekler 11'inde yer aldı
Aubemayang için tam 65 milyon euroyu gözden çıkardılar

Spor Haberleri