Dubai'de bulunan Müşerref, TRT World'e verdiği röportajda, "Pakistan'a dönme ve siyasi mücadeleye yeniden katılma planınız var mı?" sorusuna "Evet var. Pakistan için vizyonum var. Çünkü Pakistan içinde siyasi kargaşa var" dedi.
Ülkesine ne zaman döneceğine dair herhangi bir ayrıntı vermeyen Müşerref, Pakistan'daki siyasi krizin tek çözümünün üçüncü bir siyasal kuvvet oluşturmak olduğuna inandığını söyledi.
Müşerref, bu üçüncü siyasal kuvvetin, etnik yapının ve mezhepçiliğin ötesinde olduğunu belirterek, "Şu an hiçbir siyasi partide, bunlardan bahsedilemez. Bu nedenle Pakistan'ın kurtuluşu, güvenliği ve bütünlüğü, Pakistan'ın tamamında, tüm vilayetlerinde ve her etnik kesimde tutulan üçüncü bir siyasal kuvvet oluşturmak olduğuna dair bir düşüncem ve vizyonum var. Burada, belki de bu aralarda, benim de bir sorumluluğum olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Hakkında, "vatana ihanet" ve "eski başbakanlardan Benazir Butto'ya suikast" iddiaları gibi birçok konuda dava olduğu anımsatılarak, ülkeye geri dönmesinin zor olup olmayacağına dair soruya ise Müşerref, bu davalarla yüzleşmek zorunda olduğunu belirterek, suçlamaların siyasi olarak, özellikle sahneyi terk eden Başbakan tarafından telkin edilmiş olduğunu bildiğini söyledi.
Bu davalardan her birinin kendisi Pakistan'dan ayrıldıktan, istifa ettikten yaklaşık iki veya üç yıl sonra başlatıldığına dikkati çeken Müşerref, "İstifa ettikten yaklaşık iki veya üç yıl sonra, Tüm Pakistan İslam Birliği Partisi'ni kurduktan sonra bu davalar başlatıldı. Bu yüzden bu davaların amacını anlayabilirsiniz. Bu davaların amacı genel olarak ortada. Mahkemede bu davalarla yüzleşeceğiz ve adaletin yerini bulacağını umuyorum" ifadesini kullandı.
Müşerref, başbakan olmak isteyip istemediğine ilişkin soruya ise "Hayır (Başbakan) olmak istemiyorum. Daha dinamik, genç insanların başbakan olması gerektiğini düşünüyorum. Ben sadece danışman rolünü üstlenebilirim" ifadesini kullandı.
KEŞMİR SORUNU
Müşerref, Pakistan ile Hindistan arasındaki ilişkilerle ilgili olarak da Hindistan'ın, Pakistan'ın kurulmasıyla gerçekten barışık olmadığı için maalesef geçmişteki acıların hala sürdüğünü dile getirdi.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin yemin törenine Pakistanlı mevkidaşını davet ettiği, böylelikle iki ülke arasındaki ilişkide yeni bir başlangıç olacağı beklentisi oluştuğu ancak daha sonra ilişkilerin iyiye gitmediği anımsatılan Müşerref, Modi'nin duruşunda sorunların çözümü için içtenlik olmadığına işaret etti.
Pakistan'ın ise sorunların çözümü yoluyla barış istediğini vurgulayan Müşerref, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sorunların bağımsız ülke eşitliğiyle şeref ve itibarımızın muhafaza edilerek çözülmesini istiyoruz. Pakistan küçük bir ülke değil, belki Hindistan'dan küçük ama nüfus olarak dünyanın 5. askeri olarak da 5. veya 6. ülkesiyiz, nükleer gücümüz var. Küçük bir ülke olan Bhutan gibi bir kenara atılamayız. Bu yüzden Hindistan, küçük bir ülke olmadığımızın ve hiçbir zaman onların istediği gibi boyun eğmeyeceğimizin farkına varmalı. Şeref ve itibarımızın iade edilmesini istiyoruz. Bunları yapacaklarsa Pakistan kesinlikle barıştan yana."
Müşerref, iki ülke arasında uzun yıllardır tartışma konusu olan Cammu Keşmir ile ilgili olarak da taraflar isteseydi ilerleme olabileceğini söyledi.
"Bir elin nesi var iki elin sesi var." diyen Müşerref, Keşmir konusunun çözülebilmesi için iki ülkenin de içtenlikli olması ve birbirlerinin görüşlerini dinlemeleri ve karşı tarafın fikri daha iyiyse kabul etmeleri gerektiğini kaydetti.
Müşerref, yeteri kadar içtenlik ve esneklik olduğu takdirde sorunun çözümünün başarılı olabileceğine işaret etti.
Pakistanlı liderlerin ordudan çok etkilendiği, ordunun da Hindistan ile barıştan yana olmadığına dair eleştirilerle ilgili fikri sorulan Müşerrref, Pakistan Ordusunun barış istediğini, bu sözlerin Pakistan karşıtları ve Hindistan tarafından ortaya atıldığını belirtti.
ANKARA/AA