KARAR HABER MERKEZİ
Amnesty International geçtiğimiz günlerde ABD hava kuvvetleri tarafından görüntülenen Saydnaya cezaevinin görüntülerini yayınlandı. Esad'ın işkence merkezi olarak da adlandırılan bu cezaevi için harekete geçen UNO ve Amnesty International kapsamlı bir rapor hazırlayarak, Saydnaya'da kalan 84 kişiyle röportaj gerçekleştirdi. Görgü tanıklarının ifadelerine dayandırılan raporda tüyler ürperten detaylar gün yüzüne çıktı. Esad rejiminin eline düşen muhalifler öldürülmeden Saydnaya cezaevine götürülüp orada çeşitli işkencelere maruz kalıyor.
ÖLÜM FABRİKASI
2011 yılına kadar DEAŞ'lı teröristler için kullanılan bu cezaevi, iç savaşın ardından rejim karşıtlarına işkence uygulamak için kullanılmaya başlandı. Amnesty International'ın raporuna göre bu hapishanede toplam 20 bine yakın muhalif işkence görüyor. Saydnaya cezaevinin içinde gerçekleştirilen işkenceleri dünyaya duyurmak için yayınlanan görüntü ve görgü tanıkları ifadeleri en son Avrupa'nın da ses çıkarmasına yardımcı oldu. Başta Fransa olmak üzere, UNO ve İnsan Hakları örgütleri de Esad'ın işkence merkezinin soruşturulmasını talep etti.
SAYDNAYA'YA VARIŞ
Rejim karşıtları Esad askerleri tarafından gözaltına alındıktan gözleri kapalı ve ters kelepçeli şekilde kamyonete doldurulan tutuklular, cezaevine ulaştıktan sonra, kendilerini bekleyen gardiyanlar tarafından ilk işkenceye maruz kalıyorlar. 15 kişilik camsız hücrelere depolanan tutukluların ölüme yolculukları aslında o saatten sonra başlıyor.
SOĞUK SU VE DAYAK İŞKENCESİ
Küçük hüvrelerde üst üste kalan tutuklular, önce tıraş ediliyor ve ardından devamlı dayaklara maruz kalıyor. Birçok tutuklu bu dayaklar sonucunda ya ölüyor ya da felç kalıyor. Amnesty International'ın bir görgü tanığının ifadelerine dayandırdığı raporda işkence süresi şu şekilde anlatılıyor:
"Saçlarımızı kazıdıktan sonra gözlerimiz kapalı ellerimiz ters kelepçeli bize soğuk su sıçratmaya başladılar. Nerede olduğumuzdan habersiz, bize bu işkencenin kim yaptığını dahil hiçbir şey görmüyor bilmiyorduk. Sert cisimlerle ve sopalarla yüzümüze doğru vuruyorlardı. Çenemizi kırana kadar bu işkenceler devam ederdi"
İKİNCİ TUR: BÜYÜK HÜCRELERE GEÇİŞ
15 kişilik hücrelerde ilk işkencelerini gördükten sonra 35 kişilik daha kalabalık hücrelere taşınan mahkumlara konuşma yasağı getiriliyor. Günlerce çıplak halde soğuk hücrelerde bırakılan tutuklulardan biri açıklamasında "2 hafta boyunca çıplak kaldık ve bize her gün soğuk duş aldırdılar. Bunun yanında dayaklara devamlı maruz kalıyorduk" dedi.
İDAM AŞAMASI
Amnesty International'ın raporuna göre işkenceden sonra idam hükmü alan mahkumlar Saydnaya cezaevinden başka bir yere naklediliyor. Bu süreç içinde gözleri kapatılan tutuklular, nereye gittiklerini son ana kadar bilmiyor. Toplama kampına varıldığında ise idam cezası alan muhalifler önce rutin dayak prosedüründen geçiriliyor. Bir görgü tanığının ifadesine göre "dayaklar o kadar gaddar şekilde oluyordu ki, adamların çığlıkları metrelerce öteden duyuluyordu".
Hapishanede yetersiz beslenme nedeniyle çok fazla kilo kaybına uğrayan mahkumlar iple asılarak idam edilmek istenince, ilk aşamada çok zayıf oldukları için ölmüyor. Bunun üzerine gardiyanlar mahkumların ayaklarından asılarak boynunu kırıyor.
4 YILDA 13 BİN MAHKUM İDAM EDİLDİ
Avrupa'yı harekete geçiren raporun son bölümünde ise, 2011-2015 yılları arasında idam edilen mahkumların sayısı durumun korkunçluğunu göz önüne seriyor. Buna göre dört yıl içinde toplam 13 bin mahkum bu şekilde idam edildi.