SELİM YILDIRIM
Phillip Cocu’nun ellerinde verimli olamayan kadro, Erwin Koeman’ın ilk günlerinde farklı bir kimliğe bürünür gibi olsa da aslında pek bir şey değişmedi. Sonraki maçlar ve skorlar da bunu ortaya koydu. Oynanan (ya da oynanamayan) oyun 3 aşağı, 5 yukarı aynıydı. Koeman hamlesi ile tasta da hamamda da bir değişiklik olmayınca Ersun Yanal arzusu başkan Ali Koç’u da köşeye sıkıştırdı.
Yanal’ın yakın zamanda bu takımın başına gelmesi artık kaçınılmaz bir son gibi duruyor. Ancak istediği şartları ‘teferruat’a bağlayan Yanal geldiğinde ne değişeceğini bir parça düşünmek gerek. Yanal, bu takımın bir tık üste çıkmasını belki sağlayabilir ama taraftarın istediği gibi ‘vuran, kıran, parçalayan’ bir Fenerbahçe’nin ortaya çıkması mümkün değil. Çünkü takımın kimyası buna uygun değil.
2013-2014 sezonunda Fenerbahçe’yi şampiyon yaptığında Kadlec, Bruno Alves, Gökhan Gönül, Caner Erkin, Emre Belözoğlu, Cristian Baroni, Raul Meireles, Moussa Sow ve Dirk Kuyt gibi oyuncular olan Yanal, bu kez Jailson, Frey, Slimani, Ayew, Reyes ve Benzia ile idare etmeye çalışacak.
Yeni sezon için arzu ettiği hamleleri yapma şansı verilir ve kendi kafasındaki kadroyu kurarsa Yanal bazı şeyleri değiştirebilir. Ama o da belki. Yanal’ın da sihirli değneği olmadığını kabul etmek gerek. Geçen sezon 8. haftada Trabzonspor ile yolları ayrıldığında Yanal’ın 2 galibiyeti, 3 beraberliği ve 3 yenilgisi vardı. 8 haftada 17 gol atan Yanal’ın Trabzonspor’u 21 gol yemiş ve -4 averajda kalmıştı. Ama ‘bunlar teferruat’ diyorsanız o başka…