Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Şırnak İl Kongresi'nde konuştu.
Ermenistan'ın kanlı saldırılarına tepki gösteren Erdoğan "Ne deniyor? MİNSK üçlüsü; ABD, Rusya ve Fransa... Bunlar Ermenistan'ın yanında yer aldılar. Ermenistan'a her türlü silah desteğini veriyorlar. Şu anda Azeri kardeşlerimiz Ermenilere karşı ciddi bir mücadelenin içerisindeler. Azerbaycan'ın Ermeni işgali altındaki topraklarını kurtarmak için bu mücadeleyi veriyorlar.
Rusya, ABD ve Fransa, Azeri kardeşlerimizin topraklarını kendilerine vermediler. Rabbim yardımcılar olsun. İnanıyorum ki bu toprakları Ermenilerden kurtaracaklar. Bu gece ateşkes ilan edildi, Ermeniler yeniden bozdu. Tekrar saldırmaya başladılar. Batı ses çıkarıyor mu? Türkiye ses çıkardığı zaman 'Türkiye durmuyor' diyorlar. Biz hakkın yanında yer alacağız" dedi.
Muhalefeti de sert sözlerle eleştiren Erdoğan "Dikkat ettiyseniz muhalefetimiz halktan uzak duruyor. Şehirlerimize gidip milletimizle kucaklaşmadan 'gönül siyaseti yapıyorum' diyenler, sufleyi milletten değil başka yerlerden alıyor" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"İnşallah Şırnak'a layık bir belediyecilik anlayışı ortaya koyarak bu güvenin karşılığını hizmet olarak vereceğiz. Bugün Şırnak'a elimiz boş gelmedik. Kongremizden sonra katılacağımız törenle yatırım bedeli yaklaşık 3,5 milyar lirayı geçen 591 projenin resmi açılışını yapacağız. Ayrıca bugüne kadar Şırnak'a yaptığımız hizmetlerin özet bir değerlendirmesini de toplu açılış törenimizde halkımızla paylaşacağız. Resmi açılışını gerçekleştireceğimiz eser ve hizmetlerin şimdiden şehrimize hayırlı olmasını diliyorum.
"MUHALEFET MİLLETİMİZDEN OLABİLDİĞİ KADAR UZAK DURUYOR"
Siyasi hayatımın sadece son 19 yılında AK Parti Genel Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülkemizin 81 vilayetinin hepsine defalarca gittim. Bunların arasında onlarca defa gittiğim şehirlerimiz var. Ayrıca Ankara ve İstanbul'daki programlarımızda da kimi zaman muhtarlarımızla kimi zaman belediye başkanlarımızla kimi zaman toplumun çeşitli kesimleriyle bir araya gelmeye özel önem veriyoruz.
Ülke ve dünya meseleleri ile ilgili her konuda biz kulağımızı da gönlümüzü de milletimize çeviriyoruz. Siz ne diyorsanız ne istiyorsanız ne bekliyorsanız onu yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Sorumluluklarımızın ağırlığına ve çokluğuna rağmen halkımızla muhabbetimizi bu derece sıkı tutarken dikkat ederseniz muhalefet, milletimizden olabildiği kadar uzak duruyor.
"SUFLEYİ SİZDEN DEĞİL BAŞKA YERLERDEN ALIYORLAR"
Şehirlerimize gidip milletimizle kucaklaşmadan, insanımızın gönül sıcaklığını hissetmeden siyaset yapıyorum diyenler emin olun sufleyi sizden değil başka yerlerden alıyor. Milletimizin karşısına çıkıp bu ülke için yaptıklarını, yapacaklarını, içerideki ve dışarıdaki her meseleyle ilgili duruşunu açık yüreklilikle ortaya koyamayandan siyasetçi olmaz. Yalan, iftira, dedikoduyla, ima ile siyaset yapanların halktan uzak durmasının sebebi bu sığ ve çirkin üsluplarının yüzlerine vurulacağını bilmeleridir.
"BİZ TÜM HAYATIMIZI MİLLETİMİZE HİKMETE VAKFETTİK"
Biz tüm hayatımızı milletimize hizmete vakfettik. Hamdolsun milletimiz de bizi girdiğimiz hiçbir mücadelede yalnız bırakmadı. Demokrasiyi güçlendirmek için attığımız her adımda milletimiz yanımızda oldu. Vesayet karşısında dimdik dururken milletimiz hep yanımızdaydı. Sınırlarımızı korumak için terör örgütleri ve onları destekleyenlerin üzerine giderken milletimiz yanımızdaydı. Darbeciler tankları, uçaklarıyla, silahlarıyla üzerimize gelirken milletimiz yanımızdaydı.
Sınırlarımız içinde ve dışında istiklalimizi ve istikbalimizin korumak için girdiğimiz her kavgada milletimiz yanımızdaydı. Türkiye'nin yönetim sistemini tarihindeki ilk defa demokratik yollardan değiştirirken milletimiz yine yanımızdaydı. Hakkımızı, hukukumuzu, çıkarlarımızı her platformda cesaretle savunurken milletimiz yanımızdaydı. Milletimizden aldığımız güçle gerektiğinde yedi düvele meydan okumaktan çekinmedik. Ülkemizin dört bir yanını yatırımlarla, eserlerle, hizmetlerle dolaşırken önümüze çıkan engelleri yine milletimizle birlikte aştık.
"BUNDAN DAHA BÜYÜK BİR İTİBAR BİLMİYORUM"
Beni Rizelinin olduğu kadar Şırnaklının, Edirnelinin olduğu kadar Karslının da Samsunlunun olduğu kadar Adanalının da, İzmirlinin olduğu kadar Vanlının da kardeşi olarak yaratan Rabb'ime hamdediyorum. Dünyada bundan daha büyük bir zenginlik, bundan daha büyük bir mutluluk, bundan daha büyük bir güç, bundan daha büyük bir itibar bilmiyorum, tanımıyorum. Ülkesinden ve milletinden utanan değil, onunla gurur duyan herkesin de aynı hissiyat içinde olduğuna inanıyorum.
Her kim birliğimize, beraberliğimize kardeşliğimize omuz veriyorsa bilin ki hepimizin en büyük dostudur. Hiçbir siyasi, ideolojik, sosyal, kültürel, ekonomik mülahaza 83 milyon olarak birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden daha ileri, daha önemli, daha hayati değildir. Ne diyor Mehmet Akif, 'Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.' Yüreklerimiz toplu vurduğu müddetçe, her türlü tefrikayı bünyemizden uzak tuttuğumuz müddetçe Allah'ın iziniyle bu ülkenin yükselişinin, bu milletin zenginliğinin önünde duracak hiçbir güç yoktur. Bugün burada gördüğüm manzara, kadim medeniyetlerin şehri, maziden atiye kurduğumuz köprünün altın halkası Şırnak'ın bu konuda da öncülüğü elden bırakmadığını gösteriyor.
Her şeyden önce geçen yıldan kalan Şırnak'a bir sözümüz vardı. Bu vesileyle onu yerine getirmiş oluyoruz ama tek sebep bu değil. Kongremizin ilk durağı olarak Ahmedi Hani'nin, Mela Ahmed Ceziri'nin, El-Cezeri'nin şehri Şırnak'ı seçmemiz aynı zamanda dünyaya bir mesajdır.
"ERMENİSTAN'A HER TÜRLÜ SİLAH DESTEĞİNİ VERİYORLAR"
Biz niye Azerbaycan'da varız, niye Azerbaycan'daki kardeşlerimizin yanındayız? Dikkat edin ne deniyor, 'Minsk Üçlüsü'. Kimdir Minsk Üçlüsü? Amerika, Rusya, Fransa. Peki bunlar kimin yanında yer aldı? Ermenistan'ın yanında yer aldı. Ermenistan'a, Ermenilere her türlü silah desteği veriyorlar mı, veriyorlar. Bütün bunlar yapılırken şu anda Azeri kardeşlerimiz Ermenilere karşı çok ciddi bir mücadelenin içindeler. Bu mücadeleyi neden veriyorlar? Çünkü Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını Ermenilerden kurtarmak için bu mücadeleyi veriyorlar. Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir? 30 yıldır Amerika, Rusya, Fransa kalkıp da bu müzakereyi bitirmediler ve Azeri kardeşlerimizin topraklarını kendilerine vermediler. Şimdi de Azeri kardeşlerimiz işte işgal altındaki bu topraklarını kurtarmanın mücadelesini veriyorlar. Rabb'im yardımcıları olsun. İnanıyorum ki işgal altındaki bu toprakları Ermenilerden alacaklar ve kurtaracaklar. Duadayız, inşallah bunu da başarıyla götürsünler diyorum.
"BİZ ZULÜM NEREDEYSE ORADAYIZ"
Bize ne diyorlar, 'Sizin oralarda ne işiniz var?' Biz zulüm neredeyse oradayız. Diyorlar ki 'Suriye'de ne işiniz var?' 911 kilometre bizim sınırımız var. 911 kilometre sınırımızın olduğu yerde böyle bir işgal varsa biz bu işgalden oradaki kardeşlerimizi kurtarmayacak mıyız? Sınırlarımızı güvence altına almayacak mıyız? Bu niye birilerini rahatsız ediyor? Kusura bakmasınlar orada da varız ve olacağız. Amerika'nın, Suriye'de 24 tane üssü var. Amerika'nın 11 bin kilometreden buraya gelip de burada üs kurmasının anlamı ne?
Öbür taraftan Amerika buraya 3 bini aşkın tır silah, mühimmat, araç gereç getiriyor. Hayırdır ne işin var burada? Bunları neyle izah edeceksiniz? Ama dünya, Batı şu anda Azerbaycan'ın yanında değil. Dikkat edin ateşkes ilan edildi bu gece ama ateşkesi Ermeniler yine bozdu ve tekrar saldırmaya başladılar. Bütün bu gerçekler ortadayken Batı ses çıkarıyor mu? Çıkarmıyor. Türkiye ses çıkardığı zaman 'Türkiye'ye bak ya hiç de sessiz durmuyor' diyorlar. Durmayacağız. Biz hakkın ve haklının yanında yer alacağız."
Ağıtlar hep Türkçe, Kürtçe, Arapça yakılmış, zafer çığlıkları ise hep başkalarının dillerinde yükselmiştir. Ölenin de öldürenin de bu toprakların insanları olduğu bir yerde kazananlar başka coğrafyalardan çıkıyorsa hep birlikte durup düşünmemiz lazım. Şırnak'ın bir tarafı Irak, bir tarafı Suriye. Her iki tarafta yaşayanlar da hangi kökene, hangi inanca, hangi mezhebe, hangi meşrebe sahip olurlarsa olsunlar bizim binlerce yıllık kardeşlerimizdir. Maalesef her iki tarafta da istismarcı terör örgütlerinin, zalim rejimlerin veya mezhepçi fanatiklerin yol açtığı acılar yaşanıyor. Terör örgütleri lafa geldiğinde sizin tüm hassasiyetlerinizi, tüm hayallerinizi istismar ederler ama gerçekte bu örgütlerin her biri coğrafyamızla da inancımızla da kültürümüzle de ilgisi olmayan sadece kendi çıkarları ve hesapları için burada bulunan ülkeler için çalışıyor. Canı yanan biziz, kanı dökülen biziz, evlat acısı çeken biziz ama kazanan başkaları. Böyle bir çarpıklığa nasıl göz yumabiliriz? Bu anlayışla biz 18 yıldır ülkemizde herkes için demokrasi herkes için kalkınma diyerek gece gündüz hizmet ediyoruz.
"AVRUPA'NIN KASASINA AKITACAK DEĞİLİZ"
Sakarya gaz sahasındaki Tuna-1 kuyusunda keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğal gaz ülkemizin ihtiyacını yıllarca karşılayacak büyüklüktedir. Fatih Gemimiz, önümüzdeki aydan itibaren aynı sahada yeni bir kuyuda sondaja başlayacak. Elimizdeki tüm veriler, önümüzde keşfedecek çok daha zengin kaynaklar bulunduğunu gösteriyor. Türkiye, bu zenginlikleri ne yapacak? Bölgemizdeki kimi ülkeler gibi bunları har vurup harman savuracak, götürüp Avrupa'nın ve Amerika'nın kasasına akıtacak değiliz. Bu zenginlikleri 81 vilayetimizin tamamının, 83 milyon vatandaşımızın her birinin refahı, kalkınması ve geleceği için kullanacağız.
Türkiye, bu noktaya kolay gelmedi. Bizim dedelerimizin ömrü cephelerde savaşarak geçti. Bizim babalarımızın ömrü harap haldeki bir ülkenin tüm yükünü omuzlayarak yokluk ve baskı altında geçti. Bizim ömrümüz, hem hak ve özgürlüklerin alanını genişletme hem şehirlerimizi ve ülkemizi geliştirme mücadelesiyle geçti.
Bugün artık orta yaşa ulaşan evlatlarımız, nispeten daha iyi şartlarda bir hayat sürüyor. İnşallah torunlarımıza hayal ettiğimiz, hedeflediğimiz büyük ve güçlü Türkiye'yi miras bırakacağız. Gençlerimizin gözünde bu heyecanı, bu ışığı, bu kararlılığı görüyorum. Halihazırda yürüttüğümüz mücadeleleri başarıya ulaştırdığımızda inşallah hep birlikte geleceğimize daha bir güvenle bakacağız."