Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan "Söyleyecekleri ne varsa söylesinler, böyle lafla tehdit olmaz. Bagajlarındakini ortaya dökmelerinde fayda var" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
''Bunlar tabii kuzeyi zorluyorlar, bize doğru geliyorlar. Tabii bu konuda da bizim teyakkuz olmamız, tedbirli olmamız lazım. Biz de bütün tedbirimizi şu anda almış durumdayız. Zaten televizyonlarda izlediğiniz gibi bütün zırhlı personel taşıyıcılarımızdan tanklarımıza, toplarımıza varıncaya kadar hepsi orada. 12 gözlem kulemiz her an şu anda teyakkuz halinde. 9 ve 10 no'lu gözlem kulelerimize bazı tacizler olmuştu. Fakat Sayın Putin ile yaptığımız görüşmelerden sonra bu konuda da gerekli uyarılar yapıldı. 20 mil talimatı olmuştu. Bu 20 mil konusunda daha sonra Amerikalı heyet bizim heyetimizle yaptıkları görüşmelerde bunu biraz daha daraltma gibi bir durumları oldu ve arkadaşlarımız bu konuda da onlarla belli bir geçici de olsa mutabakatı sağlamış durumdalar.
ABD İLE GÜVENLİ BÖLGE MUTABAKATI
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da Sayın Trump ile bir araya geleceğiz ve orada da yine bu konuları ele alacağız ama bu arada tabii onların heyetleriyle bizim heyetlerimiz arasındaki görüşmeler de yine devam ediyor. Temennim odur ki bu süreci Cenevre'den önce çok daha olumlu bir şekilde tamamlayalım.
RUSYA'DAN SU-57 UÇAĞI ALINACAK MI?
Bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve bunlarla birlikte bu sektörde de birçok karşılıklı alışverişlerin olabileceğine inanıyorum. Tabii silahlı insansız hava araçları, ayrıca İHA'lar, bu konuda müşterek bazı adımları atma durumumuz da var. Şu anda 25 milyar dolar gibi bir ihracat hacmine ulaşmış olan Türkiye-Rusya, 75 milyarı ve ardından 100 milyar doları hedeflemiş vaziyetteyiz ve bu konuda yoğun çalışmayla bu süreci çalıştırıyoruz.
Bunların birbirlerine göre çok farklı özellikleri var. Burada tabii özellikle F35'ler konusunda Amerika şu andaki tutumunu devam ettirirse biz tabii başımızın çaresine bakacağız. Su-35 mi, F35 mi veya Su-57 mi vesaire gibi artık bunun masaya yatırılmasından öte biz savunma sanayimiz veyahut da savunmaya yönelik ne gibi tedbirler alırız, bu tabii bizim şu andaki tedbir paketlerimizin içerisinde yer alan konuştuğumuz konulardır ve vakti saati geldiğinde şartlar masaya yatırılarak, özellikle ortak üretim, kredi planlamaları, bunlara bakarak adımlarımızı atacağız. Çünkü biz pazar olmaktan çıkıp, pazar aramaya giden bir ülke olmak istiyoruz.
DAVUTOĞLU'NA CEVAP
Biz bunları geçmişte yaşadık. Öyle bizim partimizden grup kuracak şekilde ayrılıp ondan sonra esamesi okunmayanlar çıktı. Ayrılıp da şu anda CHP'nin içinde sığıntı durumuna düşenler oldu. Bizim bunlar derdimiz değil. Biz artık AK Parti olarak elhamdülillah şu anda adeta bir tarih yazar konumdayız. AK Parti, hamdolsun ulusal olmaktan uluslararası boyuta çıkmış bir parti konumundadır ve bu arkadaşlar söyleyecekleri ne varsa bunların hepsini söylesinler. Böyle lafla herhangi bir tehdit olmaz. Şu anda onlar bu söyleyebilecekleri bagajlarında ne varsa ortaya dökmelerinde fayda var. Döksünler ki biraz daha fayda elde edebilirler ama bizim böyle bir endişemiz yok. AK Parti Türkiye'de çalışmalarını en güzel şekilde ülke yatırımı, insan yatırımı bunların hepsini sürdürüyor ama bir şey var, siz basın mensubusunuz, AK Parti olarak başında şahsımın ve arkadaşlarımın olduğu bu dava, ülkemin dört bir yanında neler yapmış, lütfen buna bakacaksınız. Unutmayın eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Bizim eserler ortada. Bu eserlerle yolumuza devam ediyoruz. Bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bu hafta sonu Konya'dayım. Orada da birçok açılışlarımız var. Çarşamba Sivas'tayım, orada da açılışlarımız var. Laf değil iş üretiyoruz, üretmeye devam edeceğiz.
İDAM TARTIŞMALARI
Bu konuda, Adalet Bakanlığımız gerekli çalışmaları zaten yaptı. Parti içi çalışmalarımız da aynı şekilde devam ediyor. Ben biliyorsunuz çok kesin, net bir şey söyledim; eğer parlamentomuz, 'dünya ne der' demiyorum, parlamentomuz bu konuyla ilgili eğer kalkar da idam konusunda kararını verirse, bunun geleceği yer neresi? Cumhurbaşkanlığı. Ben bunu onaylarım. Hiç düşünmem ve bu konuda vicdanım da rahattır. Çünkü yavrusunun gözleri önünde öldürülen bir anne... Ağırlaştırılmış müebbetle, müebbetle onun hakkı ödenmez."