Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ürdün Kralı Abdullah'ı ağırladı. Beştebe'deki görüşmenin ardından ortak açıklama yapan iki lider, ABD'nin Kudüs'ü İsaril'in başkenti ilan etme girişimi konusunda uyarılarda bulundu. Erdoğan karar için "Tamamen hukuksuz bir adım" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
ÇATIŞMALARIN FİTİLİNİ ATEŞLER
Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün muhafazası hususunda Ürdün ile aynı hissiyatı paylaşıyoruz. Ürdün Haşimi Krallığının Kudüs'teki kutsal mekanların hamisi olarak oynadığı kritik rolü çok önemsiyoruz. Kudüs'ün statüsü konusunda atılacak yanlış bir adım, tüm İslam aleminde infiale sebep olacaktır, bu barış zeminini dinamitleyecek, bölgemizde yeni gerilimlerin, çatışmaların fitilini ateşleyecektir.
KUDÜS MÜSLÜMANLARIN GÖZBEBEĞİDİR
Kudüs, tüm Müslümanların harimiismetidir, göz bebeğidir. Kimden gelirse gelsin, bu tarihi hakikati gözardı eden her yaklaşımın sonu hüsrandır, felakettir. Bölgemizin huzur, barış ve güvenliği, iç politik hesaplara kurban edilemeyecek kadar önemlidir.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN İŞİNE YARAR
Tüm dünyaya şu çağrıyı yapmak istiyorum; Kudüs'ün Birleşmiş Milletler kararlarıyla da defalarca teyit edilmiş hukuki statüsünü değiştirecek her türlü adımdan uzak durulmalıdır. Hiç kimsenin kişisel hevesleri uğruna milyarlarca insanın kaderleriyle oynamaya hakkı yoktur. Böylesi bir adım sadece terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürecektir.
BAĞIMSIZ FİLİSTİN'DEN VAZGEÇİLEBİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Bölgedeki huzur ve güvenliğin şartı olarak gördüğümüz 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden vazgeçilebilmesi asla mümkün değildir. Amerika Birleşik Devletleri'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, sadece BM kararlarına değil, Kudüs'ün asırlara sâri kadim karakterine de aykırıdır. Dolayısıyla bu adım, uluslararası hukukla birlikte, tarihi ve sosyal gerçeklerin hiçe sayılması anlamına gelmektedir.
İsrail'in Kudüs'ü ilhak kararı, bu çerçevede yaptığı tüm işlemler ve uygulamalar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, bu açıklama da aynı şekilde gerek vicdan, gerek hukuk, gerek tarih önünde hükümsüzdür. Herkes için barış, ancak Doğu Kudüs, Batı Şeria, Gazze'deki İsrail işgali sona erdiğinde ve Filistinliler kendi yurtlarında hür olabildiğinde mümkün olacaktır.
İSRAİL BARIŞA KATKI SAĞLAYACAK POLİTİKALAR İZLEMEYE DAVET EDİYORUZ
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak, tüm dünyaya bu ve bu tür tüm gayri hukuki adımların karşısında durularak, gelecek nesillerin barış ve güvenliğine sahip çıkılması çağrısında bulunuyorum. Henüz Filistin Devleti'ni tanımamış olan ülkelerin artık bu önemli adımı atmalarının, bölgede aklıselimi ve adaleti ayakta tutacak bir dengenin sağlanabilmesi bakımından zaruri hale geldiğini düşünüyoruz.
Bugün, haklı davalarında Filistin halkının ve Kudüslülerin yanında olmak her dinden, her milletten, her inançtan sağduyu ve vicdan sahibi tüm insanların ortak vazifesidir. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Amerika Birleşik Devletlerini bölgede kaosu tetikleyecek bu adımdan vazgeçmeye, İsrail'i de barışa ve huzura katkı sağlayacak politikalar izlemeye davet ediyoruz.
HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA FAZLA İSTİŞARE YAPMAMIZ GEREKİYOR
Daha sonra söz alan Kral 2. Abdullah ise şöyle konuştu:
"Bu ziyaretim vesilesiyle ki siz konulara değindiniz. Bölgede karşı karşıya olduğumuz zorlukları ele aldık. Bizim çok daha derin tarihi ilişkilerimiz var. 70'nci yılını kutluyoruz tarihi bağların. Siyasi, ekonomik ve güvenlik alanındaki işbirliğimizi ilerlemeyi öngörüyoruz. Her zamankinden çok daha fazla önemli bölgesel ilişkiler bizim artık istişare içinde olmamızı gerektiriyor. Sizin gösterdiğiniz bir destek var Kudüs konusunda. Nasıl birlikte çalışabiliriz, hem ümmetimiz hem bölgemizin karşı karşıya olduğumuz konuları görüştük. Kudüs önemli husus olarak ortada. Ancak iki devletli çözüm gibi bir alternatif yok. Bütün bölgenin istikrarını bu belirleyecektir. Ben dün Amerikan Başkanı'na da ilettim. Kudüs kararıyla ilgili endişelerimizi dile getirdim. Bizim hızlı çalışmamız gerekiyor. Filistinliler ve İsrailliler arasında bir barış anlaşması imzalanmalı. Bu yaklaşımlar terörle mücadeleye de destek vermiyor. Biz buradaki kutsiyet arz eden makamların koruyucusu konumundayız. Suriye'den de bahsettik. Suriye halkının güvenliği muhafaza edilmeli. İki ülke arasındaki en güçlü ziyaretlerden biri oldu."