Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Külliye'de kaymakamlarla buluşmasında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye zalim ile mazlumu savunanların ayrıldığı, maskelerin düştüğü bu süreçte küresel vicdanın sesi olmuştur. Türkiye tüm algı operasyonlarına rağmen Suriyeli kardeşlerine din, dil, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadan sahip çıkarak, tüm dünyaya insanlık dersi vermiştir.
Nusra-Kaide neyse PYD-PKK da odur
Suriye halkını 40 katır mı, 40 satır mı tercihine zorlayanlar, insanlıktan nasibini almamış olanlardır. İyi terörist, kötü terörist yoktur. El-Nusra ile El-Kaide arasındaki ilişki neyse PKK ile PYD arasındaki ilişki de odur.
Bizi dost görmeyenler bunu net biçimde ifade etsin
Biz dost bildiğimize gereğini yaparız. Ama bizi dost olarak görmeyenler lütfen açıkça net bunu ifade etsinler. İşte dün sözcünün açıklamasını görüyoruz, duyuyoruz. Ne diyor, 'YPG'ye yardımımız devam edecektir ama orada yapılan mücadelede işimizi zorlaştırmasın', lafa bak... Bir defa temelden bu yaklaşım sakat. Bu bilgileri sen bizden alacaksın. Bu tür insanlara, teröristlere bu sorulur mu? Ona soracaksın, onun verdiği bilgiye göre hareket edeceksin.
Suriye'de nefsi müdafaa konumundayız
Suriye konusunda Türkiye nefsi müdafaa konumundadır. Yani yaptığımız her şeyin, attığımız her adımın meşruiyeti vardır. Bu hassasiyeti anlayamayan veya saygı duymayan herkes öyle veya böyle bunun bedelini ödeyecektir. Türkiye can evine yöneltilen silahlar karşısında geri çekilecek veya teslim olacak bir ülke asla değildir.
Uzaktan izleme lüksüne sahip değiliz
Biz, bölücü terör örgütünün Suriye'deki kolunun izlediği politikayı, diğer ülkeler gibi uzaktan izleme lüksüne sahip değiliz. Topraklarımızın bütünlüğü, milletimizin birliği bakımından sınırlarımızın içinde sürdürdüğümüz mücadeleye bakışımız ne ise o sınırların Suriye tarafındaki gelişmeler konusundaki hassasiyetimiz de aynıdır.
Yeni bir Kandil'e izin vermeyeceğiz
Güney sınırımızda yeni bir Kandil'in oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. PYD terör örgütünün Halep'in kuzeyinde attığı provokatif adımlara ve hayata geçirmeye çalıştığı emrivakilere asla müsaade etmeyeceğiz. Bölgede Türkiye'ye rağmen 'oldu bitti'lerle fiili durumlar ortaya çıkarılmasına sessiz kalamayız, kalmayacağız.
Top atışı durdurulmayacak
Ama bak orada Rus savaş uçakları cirit atıyor ve binlerce, on binlerce oradaki mazlum, mağdur insan ölüyor. Hani biz koalisyon güçleriydik, hani koalisyon güçleri olarak beraber hareket edecektik. Hani ne oldu ve kalkıp Türkiye'ye şu söyleniyor, 'PYD'ye, YPG'ye top atışlarını durdurun'. Kusura bakmayın, bizim böyle bir düşüncemiz yok. Türkiye'ye karşı bir kişi kalkıpta bir havan topu, bir mermi atarsa, bu kat be kat fazlasıyla karşılığını bulacaktır.
Anayasa ve başkanlık sistemi
Erdoğan Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi konusunda ise şunları söyledi:
(CHP'nin masadan kalkması ile Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun dağılması) İpe un sermek denir buna. Bunların iş yapmak, iş üretmek diye bir derdi yok. Bu sadece ülkeyi kilitlemektir. Bunlardan bir şey çıkmaz. Öyle veya böyle ben inanıyorum ki aklı selim sahibi olan parlamentonun diğer üyeleri kesinlikle bu işe kararlı bir şekilde yürürlerse masadan çekilenlere de 'hayırlı olsun' demekten başka söyleyecekleri bir şey yok.
Ey Parlamento'daki saygın üyeler, değerli arkadaşlarım, gelin bir karar alın. Deyin ki 'Biz millete gideceğiz'. Millete gidin. Bakın bakalım millet size ne diyor. Hazırlayın, sunun millete. Millet 'evet' diyorsa, egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Siz Atatürkçü değil miydiniz? Atatürkçü olduğunuza göre, Gazi Mustafa Kemal ne diyor? 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'. Öyleyse haydi millete gidelim, 'Millet bu kararı versin' diyelim. Milletin verdiği karara da uyalım.
Yeni Türkiye'nin inşası çerçevesinde yeni anayasamızı da çıkartacağız. Başkanlık sistemi de inşallah bu şekilde hayata geçecektir. Benim milletim başkanlık sistemini istemiyorsa, bizim milletimize söyleyecek hiçbir şeyimiz yoktur, onu da öper başımıza koyarız. Olay bu kadar basittir.