Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vahdettin Köşkü’nde Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Erkan Güral ve beraberindeki heyeti kabulü sonrası açıklamalarda bulundu.
Erdoğan konuşmasında, yüksek faize kesinlikle karşı olduğunu belirterek, "Çünkü ben yüksek faizle ülkemin kalkınacağına inanmıyorum. İstihdamı güçlendirirsek, üretimi ve ihracatı artırırsak dışarıdan imkanlar gelsin, cari açığı da azaltmış, hatta bitirmiş olalım" ifadelerini kullandı
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
TÜGİK çatısı altında Türkiye'nin güçlenmesi, büyümesi, bunun için de gayret sarfeden tüm iş adamlarına teşekkürlerimi sunuyorum. İlk ayının sonuna doğru yaklaştığımız 2021'in tüm insanlık için sağlık, huzur, esenlik getirmesini temenni ediyorum.
2021 salgın sebebiyle tüm dünyayla birlikte sıkıntılı geçti. Bununla birlikte salgın döneminde güçlü sağlık altyapısının yanı sıra üretimin, araştırma geliştirmenin önemliliğini çok açık gördük.
İnovasyona, AR-GE'ye, ihracata önem veren firmalar süreci en az zararla atlattı. Her ne kadar bu salgın beraberinde çeşitli zorluklar getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencereleri de açıyor.
"TÜRK ŞİRKETLERİ RAKİPLERİNE FARK ATIYOR"
Türk firmaları kaliteli ürünleri, rekabetçi fiyatları ve güvenilir oluşlarıyla rakiplerine fark atıyor. Aşılamanın artmasıyla beraber salgın geriledikçe ülkemizin yakaladığı ivme artacaktır. İhracatta geçen seneyi 169.5 milyar gibi bir rakamla kapatmayı başardık. İhracatçı sayımız 87 bin 400'ü aştı.
2020 yılında kurulan şirket sayısı salgına rağmen %20 artarak 101 bin 318'e ulaştı. Bazı dostlar yanıma geldi, "Dükkanlar, şirketler kapanıyor" diyor. Kapanan falan yok. Bunlar güçlü şirketler, ihracat yapıyorlar. Ama birileri de buralardan nemalanmak istiyor.
Yılın son günlerinde İngiltere'yle imzaladığımız serbest ticaret anlaşması gümrük anlaşmasından sonra en önemli anlaşmamızdır. AB ile gümrük birliği anlaşmamızı güncelleme çalışmalarımız da sürüyor. İnşallah 2021 yılında tüm bu çalışmaları daha da ileriye taşıyarak devam ettireceğiz.
"ÜLKEMİZİ YATIRIM ÜSSÜ YAPACAĞIZ"
Son 18 yıldır vatandaşımızın hayatının her alanına dokunan reformlarımız sayesinde ülkemizi diğerlerinden ayrıştırmayı başardık. Amacımız Türkiye'nin salgın sonrası döneme güçlü, dayanıklı ve rekabetçi bir küresel oyuncu olarak girmesini sağlamaktır.
Ekonomimizin güçlü yönlerini sağlamlaştırırken tedbir gerektiren hususların üzerine de kararlıkla gideceğiz. Tüketici güven endeksi ocakta %4 artarak 83.3'e yükseldi. Kur cephesi nispeten istikrar kazandı. Kasım ayından bu yana merkezi yönetim borç stokumuz yaklaşık 150 milyar lira azaldı. Ülke risk primimiz de düşüyor.
Türkiye'nin borçlanma maliyetlerini atacağımız kararlı adımlarla düşürmeye devam edeceğiz. Son aylarda ülkemize yurt dışından 15 milyar doların üstünde portföy girişi gerçekleşti. Ekonomimizin uzun dönemli sürdürülebilir ve kaliteli bir büyüme yapısına kavuşmasını amaçlıyoruz.
Büyümenin kendisi kadar istikrarı ve istihdam oluşturması da istiyoruz. Yüksek teknoloji sektörleri öncelikli olmak üzere çekeceğimiz uluslararası yatırımlarla ülkemizi bir teknoloji, yatırım üssü yapacağız.
"YÜKSEK FAİZE KESİNLİKLE KARŞIYIM"
Yatırım ortamının daha da iyileştirileceği, yatırımcıların beklentilerinin daha yüksek karşılanacağı bir iklimini tesisi için gereken tüm adımları atacağız. Şöyle de bir planım var; Uluslararası gerek yatırımcı gerekse şirketleri biz senede bir, hatta iki kez ülkemize davet edip onlarla ülkemizde time-tablelar yapabiliriz, bazı görüşmelerimizi yaparız, hatta onlara ülkemizdeki yatırım imkanlarının neler olduğunu, ne gibi yatırımlar yapabileceklerini anlatmak suretiyle anlatmamızda fayda var.
Bunları geçmişte çok yaptık ve çok da faydasını gördük. Ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündemimizle ilgili yoğun bir hazırlık dönemini geride bıraktık. Yakında kapsamlı reform paketini sunacağız. Kur istikrarı enflasyonla mücadelede önemli bir yer tutuyor. Yüksek faize kesinlikle karşıyım. Bu konuda sizlerin mesajları önem arz ediyor. Niye? Çünkü siz şu anda yatırımcı konumundasınız. Siz bu yatırımları düşük faizli kredi imkanına sahip olursanız yapabileceksiniz. Siz bu yatırımı yaptığınızda bu bize istihdamı, üretimi, ihracatı sağlayacak. Bütün bunlar uluslararası piyasada rekabeti sağlayacak.
Bunları sağlayacağız ki devlerle yarışabilir hale gelelim. Dünyada şu an eksi faizle kredi veren finans kuruluşları var mı? Var. Japonya'ya bakın. İsrail kendi içinde eksi faiz. Avrupa'ya gelin. Amerika, ha keza öyle. Ben bu ülkenin cumhurbaşkanıysam, bunu anlatmaya devam edeceğim. Çünkü ben yüksek faizle ülkemin kalkınacağına inanmıyorum.
Biz eğer yatırımı güçlendirirsek işsizlik diyoruz, istihdamı güçlendirirsek, üretimi, ihracatı artırırsak dışarıdan imkanlar gelsin, cari açığı da azaltmış, hatta bitirmiş olalım. Savunma sanayinde başarıyı getiren yönetişim modelini imalat sektörünün alt sektörlerinde de uygulayacağız.
"MALİ DİSİPLİNDEN TAVİZ VERMEYECEĞİZ"
Bankalar neyle övünüyor? Ben şuradan kâr ediyorum. Öbürü? Ben de senden fazla kâr ediyorum. Sizin kârınız önemli değil. Reel sektördekilerin başarısı bizim için önemli. Reel sektör başarıyı elde edemiyorsa iyi yolda değiliz demektir. Gelişmekte olan ülkelerde %10.7 bütçe açığı verildiği bu dönemde sağladığımız bu başarı takdire şayandır.
Bütçeye gelen ilave yüklere rağmen mali disiplinden taviz vermemekte kararlıyız. 2021 yılı için bütçe açığını milli gelirin %3 buçuğu tutmayı hedefledik. Hizmetlerimizi artırırken vatandaşımızın bize emanet ettiği vergileri, en doğru şekilde ekonomik ve verimli kullanacağız. Kamuda tasarrufları artırmanın önemli bir yolu dijital dönüşüme önem vermekten geçiyor.
Vergi politikalarımızı adil, öngörülebilir, sade, yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek bir temele oturtacağız. İktisat tarihi kitaplarına geçecek böylesine küresel zorlu bir konjonktürü, 18 yıllık tecrübemizle başarıyla atlatacağımıza inanıyorum.