Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Mücadele Sergisi'nin açılışında konuştu. Tarihi miras vurgusu yapan Erdoğan "En büyük gücümüz, tarihi mirasımız. Bu miras hakkıyla hıfzedilmeden ne 15 Temmuz anlaşılabilir ne Cumhuriyetimizin kıymeti bilinebilir" dedi.
"Bizi kendi ecdadımıza düşman etmek için her türlü yolu denediler. Bu gayretler başarılı olamadı. Ülkemizde en eski dönemlerden bugüne kadar tarihimizi yeniden hatırlayan, yeniden kucaklayan bir nesil yetişiyor" diyen Erdoğan şunları da kaydetti: "Bizi kendi ecdadımıza düşman etmek için her türlü yolu denediler. Bu gayretler başarılı olamadı. Ülkemizde en eski dönemlerden bugüne kadar tarihimizi yeniden hatırlayan, yeniden kucaklayan bir nesil yetişiyor.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Tarihten ve yaşadığı coğrafyadan tamamen silinmeye çalışılan bir milletin yeniden ayağa kalkışının sembolü olan İstiklal Harbi'mizdeki ruh ve heyecan, bugün de yolumuzu aydınlatıyor. İstiklal Harbi'mizi zafere ulaştırıp Cumhuriyet'imizi kurarak pek çok mazlum milletin gönlüne bağımsızlık ateşini düşürmüştük. Anadolu'nun üzerine bir sırtlan gibi saldıran emperyalistlerin korkusu da zaten buydu. Daha sonraki yıllarda Balkanlar'dan Güney Asya'ya kadar yayılan özgürlük ateşinin közü Anadolu'dan çıkmıştır. Bugün de yürüttüğümüz mücadeleyle, kalbi ve gözü üzerimizde olan nice mazlumlara, mağdurlara umut veriyoruz. Yaşadıklarımız bize gösteriyor ki Türk milletinin istiklal mücadelesi, vatanına, bayrağına, ezanına sahip çıkmaya devam ettiği sürece bitmeyecektir.
"DENİZLERİN NİHAYETSİZ SULARI YIKAMAYACAKTIR"
Kardeşlerim, evlatlarım, ruhu göklerde olan ecdadımız, minarelerimizden yüzyılın şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü faciasını seyrediyor. Bu tarihi, bu muazzam meydanda zafer alayları yapan kahraman ecdadımızın ruhları karşısında, dünyanın bir başından bir başına at süren o namağlup erlerin gazapları karşısında başımı kaldırıyor ve diyorum ki ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Eskileri kadar kahraman fakat bedbaht yeni milletin de bedbaht bir anasıyım. Bu yeni millet namına, ulu ecdadımızın ruhları önünde başımı eğip yemin ediyorum. Bugün kolları kesilmiş Türk milletinin geçmiş günlerdeki kadar cesur bir ruhu var. Yemin ediyorum ki göğsünü adalet ve insaniyetten alan ecdadımın ilahi namusuna hıyanet etmeyeceğiz.
Asırlardan beri sinsi sinsi devam eden Avrupa'nın istila siyaseti, her vakit Türk toprakları üzerinde en vicdansız bir şekilde tecelli etmiştir. Ayda ve yıldızlarda zapt edilecek Müslüman ve Türk toprakları ve milletleri olduğunu haber alsa oraya istila ordusu göndermek için mutlak yol bulacak olan Avrupa'nın eline nihayet bir fırsat geçmiştir. Türk'e zalim ve günahkar diyen, milletlerin günahı için mahkeme kuranların bu günahı o kadar çirkin ve sefil bir günah ki lekesini engin denizlerin nihayetsiz suları yıkamayacaktır.
"BU MAHKEMEYE MİLLET HAKKI ÇİĞNEYEN ZAKİMLER GELECEKTİR"
Avrupa'nın bu günahı karşısında sizin için bugün yegane yükselen ses Müslüman dünyasının sesi. Esaret boyunduruğunun zincirleri ta canına geçmiş olan Müslüman kardeşleriniz, sizin için bugün gür sesleriyle haykırıyorlar. Ben kardeş Müslüman dünyalarına da sizin namınıza yemin ediyorum. Davamız, Türkiye'nin mevcut olan hak ve istiklalinin elinden alınmamasıdır. Türkler ve Türkiye, ecdatlarına ve bayraklarına ve milletimizin ebedi ve ilali hakkına hıyanet etmeyeceklerdir. Ya Rabbi, hakkın ve milletlerin bir mahşeri, bir mahkemei kübrası hazırlanıyor.
Bu mahkemeye millet hakkı çiğneyen zalimler gelecektir. Ve bu zalimleri en evvel kendi milletleri mahkum edecektir. Milletlerin ruhunda her vakit ilahi bir hak ve büyüklük vardır. Şimdi yemin ediniz ve benimle tekrar ediniz, milletlerin ilahi hakkı ilan olunacağı güne kadar kalbimizde heyecanımız kalacak, eksilmeyecektir. Yedi yüz senenin en asil ve büyük mirası olan vakarımızı, adalet ve terbiyemizi unutmayacağız. Yedi yüz senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz, bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz. İnşallah biz de aynı ruh ve heyecanla ülkemizi 2023'e, 2053'e, 2071'e taşıyacağız. Medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği sorumluluk, elbette ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. Dünyada, bizim gibi binlerce yıllık kesintisiz devlet geleneğine, bizim kadar kadim bir medeniyet birikimine sahip millet yoktur.
"EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ BU TARİHİ MİRASIMIZDIR"
Geniş bir coğrafyaya yayılan bu mirası bize unutturmak için çok çalıştılar. Kadim geçmişimizi tüm haşmeti ve zenginlikleriyle tamamen silerek takvimi bugünden başlatmaya kalkıştılar. İnancımızı, değerlerimizi, kültürümüzü yok etmek, bizi kendi ecdadımıza düşman etmek için her türlü yolu denediler. Hamdolsun bu gayretler başarılı olamadı. İnşallah ülkemizde, en eski dönemlerden bugüne kadar tarihimizi yeniden hatırlayan, yeniden keşfeden, yeniden kucaklayan bir nesil yetişiyor. Başkalarına hayran olmak yerine kendine güvenen, azimle çalışan, araştıran, üreten, geliştiren, başarıya kilitlenen bir gençliğin ayak seslerini duyuyoruz. Hele okul çağına henüz gelen çocuklarımızın gözlerindeki pırıltı ve konuşmalarındaki heyecan, ümitlerimizi katlayarak artırıyor.
En büyük gücümüz bu tarihi mirasımızdır. Bu miras hakkıyla hıfzedilmeden, ne 15 Temmuz anlaşılabilir ne Cumhuriyet'imizin kıymeti bilinebilir ne Osmanlı ne Selçuklu mirasının farkında olunabilir. Bir başka ifadeyle, tarihimizi bilmeden maziden atiye kurduğumuz köprü eksik kalır, işlevsiz kalır. Sergimizde yer alan eşyalar ve belgeler, İstiklal Harbi'mizin ve Cumhuriyet'in ilk döneminin hatıralarını gözlerimizin önünde yeniden canlandıracaktır. Hemen kürsümüzün önünde yer alan, Çanakkale Savaşı'mızın sembollerinden 57'nci Alay'ımızın sancağı bunlardan biridir. Gazi Mustafa Kemal, bu sancağın sahibi olan 19'ncu tümene bağlı 57'nci Alay'ımızın askerlerine, 'Sizlere taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum' diyerek, 'Çanakkale Geçilmez' destanının omurgasını inşa etmiştir. Gençlerimiz, her yıl Gelibolu'da yaptıkları vefa yürüyüşüyle 57'nci Alay'ımızın adını ve hatırasını yaşatıyorlar."