Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde, muhalefetin peşini bırakmadığı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) kaybolan 128 milyar dolar rezervine ilişkin tartışmalar vardı.
Ortada 128 milyar dolar diye bir rakam, gerçekle ilişkisi olan bir rakamın olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaygarası yapılan 128 milyar dolar ne buhar olmuştur ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birilerinin cebine girmiştir" diyerek şunları kaydetti:
"Sahada terör örgütlerine, uluslararası alanda müstemlekecilere karşı verdiğimiz mücadeleyi, ekonomide de faiz-kur-enflasyon şer üçgenine karşı yürüttük. Bu mücadeleden dolayı bizi suçlayanlara soruyorum: Ne yapacaktık, böyle davranmayıp da, başımıza gelenlere rıza mı gösterecektik? Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyirci mi kalacaktık?"
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
KABİNE REVİZYONU SONRASI İLK YORUM
"Dün gece hem bir bakanlığımızı ikiye böldük hem de 3 yeni bakan ataması yaptık. Zehra Zümrüt Selçuk ile Ruhsar Pekcan'a şahsım ve partim adına teşekkür ediyorum. Kabinemizde birlikte mesai yürüteceğimiz Derya Yanık'a, Prof. Dr. Vedat Bilgin'e, Mehmet Muş'a başarılar diliyorum. Artık tüm teşkilatlarımızla 2023'e odaklanmamız gereken bir döneme girdik.
CHP'Lİ ENGİN ALTAY'A SERT SÖZLER
Şimdi de çıkmış bir ahlaksız bir edepsiz benim akıbetimin de rahmetli Adnan Menderes'in gibi olabileceğini söylüyor. Be ahlaksız, be edepsiz biz bu yola çıkarken kefenimizi giyip de yola çıktık. Yani Menderes'in akıbetinden memnun mu oluyorsunuz? O akıbeti hazırlayan sizdiniz. Şimdi bize de aynı akıbeti mi hatırlatıyorsunuz? Boşuna merak etmeyin. 15 Temmuz'da bunları gördük ve 15 Temmuz'u hazırlayanlara bu ülkeyi mezar ettik. Basın toplantılarıyla falan benim akıbetimin öyle olacağından hiç bahsetme. Biz şuna inanmışız, her nefis ölümü tadacaktır, bitti. Senin değerlerinde böyle bir şey yoksa onu da bilmem. Ama sen de tadacaksın, onu bil.
AB tam üyelik sürecinde verilip tutulmayan sözler başta olmak üzere uluslararası riyakarlıkları da bunlara eklememiz gerekiyor. Baskılara boyun eğmedik, dik durduk. Daha güçlü şekilde durmak yok yola devam dedik. Her saldırıya cevabımızı geriye çekilerek değil daima ileri atılarak verdik.
Şimdi de emekli amirallerle kol kola vererek oradan aldığı güçle ne diyor Kılıçdaroğlu efendi, "Emekli olanlar darbe yapabilir mi?" diyor. Onlar sizin akıl hocanız. Siz o akıl hocalarınızla birlikte yürüyorsunuz. Bu ülkede bu akıl hocalarına yer ve yol kalmayacak.
'MİLLETİMİZİN YÜZÜNE BAKAMAZDIK'
Türkiye makro ekonomik dengeleri gerçekten sağlam olduğu için son 8 yıldır yaşadığı tüm gizli açık saldırılara rağmen ayakta kalmayı, istikrarını korumayı sağladı. 2002 öncesi Türkiye'sinin bu tür saldırılarla karşılaşmış olsaydık ülkemizin nasıl bir duruma düşeceğini tahayyül etmek dahi istemiyorum. Vesayete teslim olsaydık, darbelere boyun eğseydik, dış telkinlere kayıtsız şartsız uysaydık belki bu baş ağrılarını çekmeyecektik. O zaman da milletimizin yüzüne bakamazdık.
'15 TEMMUZ KIYAMINI CEZALANDIRMAK İÇİN....'
Sahada terör örgütlerine, uluslararası alanda müstemlekecilere karşı verdiğimiz mücadeleyi, ekonomide de faiz-kur-enflasyon şer üçgenine karşı yürüttük. Bu mücadeleden dolayı bizi suçlayanlara soruyorum: Ne yapacaktık, böyle davranmayıp da, başımıza gelenlere rıza mı gösterecektik? Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyirci mi kalacaktık? Bir süredir sarıldıkları 128 milyar dolar meselesini bu fotoğraf içinde okumak gerekiyor.
'NE RAKAM DOĞRU, NE DE KAMPANYA'
Esasında 128 milyar doların akıbetini arama anlayışı olmadığı için söylenen sözlerde doğru olan hiçbir şey yok. Ne rakam doğru, ne bu rakam üzerinden yürütülen kampanya doğru. Baştan sona yanlış, baştan sona cehalet. Tabii cehalet deyip geçmeden lazım. 3 çeşit cehalet vardır. Birincisi bir şeyi bilmemektir. İkincisi cehaletin karesidir. Öğretim gördüğü için konunun ne olduğunu bilir, eğitimi olmadığı için nasılını bilmez. Bunlara gafil denir. Üçüncüsü ise cehaletin küpüdür. Öğretimden geçtiği için konunun ne olduğunu bilir, eğitimli olduğunu için nasılını da bilir. Bilerek ve isteyerek konunun nedenini harmanlayarak, sürekli senaryo peşinde koşmaktır.
'128 MİLYAR DOLAR NEREDE? YALANINA SARILDILAR'
Erdoğan düşmanlığı, AK Parti düşmanlığı bu cehli mikap'ın gözlerini öyle kör etmiştir ki, ülkenin ve milletin felaketinden medet umar hale gelmişlerdir. Beşinci kol faaliyeti yürütmeye başladılar. CHP'nin başında olduğu bu ekip yurt içi ve yurt dışındaki yatırımcıları korkutmak için dört bir koldan çalışıyor. Diğer konularda dikiş tutturamayınca, şimdi yanlış olduğunu en iyi kendilerinin bildiği '128 milyar dolar nerede?' yalanına sarıldılar.
128 tuğlayı üst üste koymuşluğu dahi yok olan Kılıçdaroğlu, kalkmış bunları konuşuyor. Küresel senaryolara payandalık etmek yerine kendi ülkesinde baş role soyunan bir muhalefet görene kadar bu yalanları deşifre etmeyi sürdüreceğiz.
'ORTADA 128 MİLYAR DOLAR DİYE BİR RAKAM YOK'
Aslına bakarsanız ortada 128 milyar dolar diye bir rakam, gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok. Merkez Bankası işlemleriyle ilgili analizi hangi tarihten başlattığınıza ve hangi tarihte sona erdirdiğinize bağlı olarak pek çok farklı rakamla karşılaşabilirsiniz.
128 milyar dolar nerede diye yaygara koparılan meselenin aslı şu: Merkez Bankası, küresel ekonomide yaşanan gelişmeler nedeniyle çok ciddi döviz işlemleri yürütmek zorunda kalmıştır. Çeşitli ülkelerin salgınla mücadele için aldıkları mali tedbirlerin toplamı 16 trilyon doları. Merkez Bankalarının bilanço gelişmeleri de 10 trilyon doları bulmuştur. Cari açığımız negatif yönde artarken, turizm gelirlerimiz düşmüştür. Yabancı sermaye çıkışı ve reel sektörün borcu azaltma gayretleri döviz talebini artırmıştır. Vatandaşlarımızın tasarruflarını döviz ve dövizle alınan altına yönlendirmeleri de talep açığı ortaya çıkarmıştır. Gördüğünüz gibi sadece 4 kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıkıyor. CHP Genel Başkanı 'Bu 128 milyar dolarla şunlar yapılırdı' diye atıp tutuyor. Bu zat herhalde 128 milyar doların kendi cebindeki bir para olduğunu sanıyor.
'CHP'NİN İÇİNDE AZ BUÇUK BİLANÇO OKUMAYI BİLENLER VARSA...'
Bu soruyu soranların amacı gerçekten Merkez Bankası rezervlerindeki değişimi öğrenmekse, bunun yolu çok kolay. CHP'nin içinde, az buçuk bilanço okumayı bilenler varsa, Merkez Bankası, BDDK ve Strateji Bütçe Başkanlığımızın herkese açık olan internet sitelerindeki verilere bakarak, bu hesabı kolaylıkla çıkartabilirler.
CHP Genel Başkanı dün çıkmış, 'Bu 128 milyar dolarla şunlar yapılırdı, şunlara şu kadar para dağıtılırdı' diye kürsüden atıp tutuyor. Bu zat herhalde, bu 128 milyar doların kendi cebindeki bir para olduğunu, istediği yere istediği gibi keyfince dağıtabileceğini sanıyor.
'NE BUHAR OLDU NE DE BİRİLERİNİN CEBİNE GİRDİ'
Son iki yılda, Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak, tasarruf tercihlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi, sadece 4 kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı.
Nereye harcandı diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar, ne buhar olmuştur, ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır.
'BU REZERVİ TURŞUSUNU KURMAK İÇİN DEĞİL...'
Merkez Bankası rezervini 27,5 milyar dolardan 135 milyar dolara çıkartan da bizdik. Bu rezervi turşusunu kurmak için değil, ülkemizin ihtiyaç duyduğunda kullanması için büyütmüştük; o günler geldiğinde de kullandık.
Üstelik Merkez Bankası bu işlemleri yaparken zarar bir yana, son iki yılda 98 milyar lira kar etmiş ve bunu da hazineye aktarmıştır.
Eğer biz döviz üzerinde yoğunlaşan talebi tereddütsüz karşılamamış olsaydık, yani kontrolü ele almasaydık, işin ucunun nereye kadar varabileceğini, 1994 ve 2001 krizlerine bakarak az çok görebiliyoruz.
IMF komiserleriyle otel lobilerinde yaptıkları gizli görüşmelerin gayesinin de Türkiye'yi eski günlerine döndürmek olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar vesayetten darbeye, terörden uluslararası baskıya kadar her konuda heveslerini kursaklarında bıraktık, inşallah ekonomide de heveslerini kursaklarında bırakacağız.
Bunların ceddi de, rahmetli Menderes’in 12 uçak dolusu para ve altınla kaçmaya çalıştığı iftirasıyla darbeyi meşrulaştırmanın gayreti içindeydiler. Kim onlar? CHP’nin ceddi.
Hakikatler apaçık ortadayken, Türkiye'nin itibarını düşürmek, kredibilitesine zarar vermek, yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülen '128 milyar dolar nerede' kampanyasını siyasi muhalefet saikiyle açıklamak mümkün değildir. Ortada bu ülkeye ve millete yönelik aleni bir ihanet, aleni bir saldırı, aleni bir hançerleme vardır."