Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kral Selman'ın daveti üzerine Suudi Arabistan'a hareket etti. Ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yapan Erdoğan, HDP'den gelen "özyönetim" açıklamaları ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK)'nın "özyönetim" bildirisine sert sözlerle tepki gösterdi. PKK'ya karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgusu yapan Erdoğan, "özyönetim" açıklamalarının ihanet ve provokasyon olduğunu söyleyerek HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'a yüklendi. Erdoğan, 'Eline saz almakla ya da Nişantaşı'nda tur atmakla Türkiye partisi olunmuyor. Boylaranın ölçüsünü alacaklar" dedi.
Suudi Arabistan ile ilişkiler
Ziyaretinde, başta Salman bin Abdülaziz el-Suud olmak üzere veliaht prens Muhammed bin Nayif, veliaht vekili Muhammed bin Salman ile ikili ilişkileri ve bölgedeki gelişmeleri ele alma fırsatları olacağını aktaran Erdoğan, enerji, güvenlik iş birliği, terörle mücadele, ekonomik ve ticari meselelerin gündemlerinin en önemli başlıklarını teşkil ettiğini vurguladı.
"Kritik gelişmeler ele alınacak"
Diğer yandan da gerçekleştirilecek görüşmelerde Suriye, Irak, Yemen, Libya başta olmak üzere, bölgedeki kritik konularla ilgili değerlendirmelerde bulunacaklarına işaret eden Erdoğan, Suudi Arabistan'ın, 8-10 Aralık tarihlerinde Suriye muhalefetine özellikle bu konuda bir araya gelen ülkelere, bir konferans düzenlemek suretiyle ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
Erdoğan: Demirtaş'ın sözleri ihanettir:
Erdoğan, bu toplantıya Türkiye'nin de güçlü bir destek verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Suudi Arabisan ile dayanaşma içindeyiz"
"Nitekim bazı önemli kararlar bu toplantıda alındı. Suriye'de siyasi çözüm için çabaların yoğunlaştığı bu süreçte Suudi Arabistan ile dayanışma ve istişare halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şunu bir kez daha vurgulamak isterim. Bizim amacımız başta Suriye olmak üzere tüm kriz bölgelerine adaletli, sürdürülebilir ve kalıcı barışın tesisidir. Sorunun çözümü noktasında Türkiye'nin ortaya koyduğu tezler, teklifler ve tavsiyeler bellidir. Bölgenin dinamiklerini, sosyolojisini ve tarihini dikkate almadan atılacak adımların sadece zulüm ve gözyaşı getireceği açıktır.
"Emrivakilerle yol alınamaz"
Emrivakilerle yol alınamayacağını artık herkesin idrak etmesi gerekiyor. 400 bin masum insani acımasızca, konvansiyonel, kimyasal silahlarla katleden bir rejime destek verilerek bir yere gidilemez. Bunlara destek verenler de bu rejimin ortağı konumundadır. PYD, YPG gibi terör örgütlerinin etnik temizlik faaliyetlerine göz yummak, bu terör örgütlerini sırf DAEŞ ile çatışıyor diye makbul görmek, bölgedeki yangının üzerine körükle gitmek demektir. Aslında bunlar görünürde çatışıyor ama birbirlerinin destekçisi ve adeta birbirini üreten, birbirine güç veren örgütler olduğunu da bir kenara koyamayız."
"Biz bunlara fırsat vermedik, asla da vermeyeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yanlışların bedelini de öncelikle kardeş Suriye halkının, daha sonra da bölge ülkelerinin ödediğini anlatarak, "Biz yaklaşık 5 yıldır bu konulardaki ilkeli, tutarlı ve insani bir tavır ortaya koymak suretiyle yapılan tespitlerde ne kadar isabetli bir duruş sergilediğimizi ortaya koyduk. İnşallah bundan sonra da aynı duruşumuzu devam ettirmekte kararlıyız" dedi.
Suriye'deki son gelişmelerin, PKK terör örgütünün ülkenin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik iştahını da kabarttığını gördüklerini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"3 binden fazla terörist etkisiz hale getirildi"
"PKK'nın Suriye kolu PYD, YPG'nin elde ettiğini düşündüğü bazı kazanımları ülkemize taşıma gayreti, son terör olaylarının gerisindeki sebeplerden biridir. Biz bunlara fırsat vermedik asla da vermeyeceğiz. Şu anda güvenlik güçlerimiz son derece başarılı operasyonlara imza atıyorlar. Yurtiçinde ve yurtdışında etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bini aşmış vaziyette. Bu operasyonlar ülkemizde terörü tamamıyla yok edene kadar ve bu noktada bölgeye refah, huzur getirinceye kadar, kararlı şekilde, milli güvenliğimiz için bunu tehdit olmaktan çıkarıncaya kadar devam edecektir.
"Ağızlarındaki baklayı çıkardılar"
Tabii burada şunu da ifade etmek durumundayım. Bölücü örgütün siyasi uzantıları, mevcut konjonktürden istifadeyle ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar. Bu süreç maskelerin düştüğü, gerçek yüzlerin de görüldüğü bir süreçtir."
"Bu eş başkanın yaptığı provokasyondur, ihanettir"
Erdoğan, "Malum eş başkan hafta sonu Rusya ziyareti sonrasında kulaklarına üflenen suflelerin de etkisiyle olsa gerek birtakım hezeyanlar ifade etmiştir. Bu eş başkanın yaptığı açık ve net olarak bir provokasyondur, ihanettir. Türkiye üzerinde operasyon yapmak, ameliyat yapmak isteyen herkes boyunun ölçüsünü almıştır ve bunlar da alacaktır. Terör örgütü ve onun kuklası olan siyasetçiler, bu noktada attıkları adımlarda bugüne kadar yaptığımız uyarılarla hep dikkatli olmalıdır derken, bunlar tam aksini şu ana kadar icra etmişlerdir" diye konuştu.
Bu açıklamaların gerçek sebebini de bildiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kendilerini bekleyen akıbetten kurtulamayacaklar"
"Bu tür açıklamalar, kazdığı hendeğe gömülen terör örgütünün başarısızlıklarını örtme çabasının ürünüdür. Bölgedeki kardeşlerimizin sağduyusu, güvenlik kuvvetlerimizin başarılı operasyonlarıyla adım adım yok olan terör örgütüne, bu tür provokasyonlarla suni teneffüs yapmaya çalışmaktadırlar. Ne örgüt ne de onun kuklası olanlar kendilerini bekleyen akıbetten kurtaramayacaklardır. Bu eş başkanın açıklamalarıyla ilgili Diyarbakır ve Ankara başsavcılıklarımız gerekli soruşturmayı bildiğiniz gibi başlatmışlardır. Daha önce diğer eş başkanın da buna benzer birçok açıklamaları olmuştu.
"Bölge halkı gerçek yüzlerini görmüştür"
Bölge insanı da bu terörist ve siyasetçi güruhunun, hangi senaryoların figüranlığını yaptığını gördükçe onlarla arasına mesafe koymuştur. Ülkemizin birliğine, beraberliğine, huzuruna, kardeşliğine balta vuran bu ihanet şebekesinin hak ettikleri dersi, milletimizden ve hukuktan en kısa sürede alacağına inanıyorum. Bu ziyaretimin Suriye ve Irak başta olmak üzere tüm bölgede barışın, huzurun ve istikrarın hakim olması için bir vesile teşkil etmesini diliyorum.
''Nişantaşı'nda tur atmakla Türkiye partisi olunmuyor"
Bu açıklamalar maalesef ismi demokratik ama uygulamaları demokrasiyle yakından uzaktan alakası olmayan bir yapı bunlar ve şunu bir defa kendileri kesinlikle bilmesi gerekiyor, halkın iradesi silahtan güçlüdür ama bunlar parlamentoya inanmış değiller, bunlar bir taraftan 'Biz Türkiye partisiyiz veya Türkiyeliyiz' demeye başladılar 7 Haziran seçimleri öncesinde, bunların bir Türkiye partisi olmadığı ortaya çıktı yani ele saz almakla veya Nişantaşı'nda tur atmakla Türkiye partisi olunmuyor. Halkımızın değerlerine saygı duymak gerekir. Anayasamızın 14. maddesi bunların attığı bu adımlara konulmuş bir maddedir. Böyle bir adımı siz atamazsınız. Ne milli irade müsaade eder ne güvenlik güçlerimiz müsaade eder. Bu saldırılar sonlarının geldiğine işarettir.
"Terör örgütüne suni teneffüs yapmaya çalışıyorlar"
Bölgedeki kardeşlerimizin sağduyusu, güvenlik kuvvetlerimizin başarılı operasyonlarıyla adım adım yok olan terör örgütüne bu tür provokasyonlarla suni teneffüs yapmaya çalışmaktadırlar. Ne örgüt ne de onun kuklası olanlar kendilerini bekleyen akıbetten kurtaramayacaklardır. Bu eş başkanın açıklamalarıyla ilgili Diyarbakır ve Ankara başsavcılıklarımız gerekli soruşturmayı bildiğiniz gibi başlatmışlardır. Daha önce diğer eşbaşkanın da buna benzer birçok açıklamaları olmuştu. Bölge insanı da bu terörist ve siyasetçi güruhunun hangi senaryoların figüranlığını yaptığını gördükçe onlarla arasına mesafe koymuştur.
Yeni Anayasa konusu
Anayasa çalışmaları konusunda malum, tüm siyasi partilerin Türkiye'de toplumsal mutabakatın sağlandığı bir yeni anayasa beklentisi var. Hemen hemen bütün siyasi partiler de bunun sözünü siyasi seçimlerde meydanlarda verdiler ve seçimlerde verilen bu sözün temenni ederiz ki yerine geldiğini görürüz."