Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aksaray'daki Tuz Gölü doğalgaz depolama tesisi açılış töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın satır başlıkları:
Bedeli 700 milyon dolar olan depolama tesisinin hayırlı olmasını diliyorum. Tuz Gölü'nün yüzeyinin 1100 - 1400 metre altında doğalgaz depolama tesisi oluşturuldu. Türkiye daha önce pek çok ilk gibi buradaki tesisin mühendislik ve teknolojisiyle ilk defa tanıştı. İlk etapta Türkiye'nin ihtiyacının 6'da 1'ini karşılayabilecek bir tesis.
Bir de müjde veriyorum. Açılışını yaptığımız 1,2 milyar metreküplük doğalgaz kapasitesini 5,4 milyar metreküpe çıkaracak yeni bir yatırımı da başlatıyoruz. 2 milyarlık yeni yatırım devreye girdiğinde Tuz Gölü'nden günlük 80 milyon metreküpe kadar doğalgaz verilecek. Şimdi de Karadeniz'i Marmara'ya bağlıyoruz, İnşaallah. Bu sene çalışmalara başlıyoruz. Bugün Ankara'dan Aksara'ya karadan geldim. Elhamdülillah, Aksaray değişmiş.
'BİLEKLERİMİZDE PRANGAYDI'
Bu hayırcılar var ya, bunlar sadece laf üretirler, hizmet yok. Ama biz size aşığız. Bu aşk bizi dertli etti. Şimdi de Karadeniz'i Marmaray'a bağlıyoruz. Bu sistem, bu bizim bileklerimizde prangaydı. 16 Nisan'da prangaları söküp atmaya var mıyız?
4 yavrusu İmam Hatip'te okuyan babayım. Kapılarda çok çile çektik. Kızlarımı başörtülerinden dolayı, çocuklarımı katsayısına tabi tutarak istediğimiz üniversiteye sokmadılar. Biz de çocuklarımızı yurtdışına göndermek zorunda kaldık. Dünyanın en güçlü üniversitelerinde okudular ama Türkiye'de üniversiteye sokmadılar. Biz hiçbir beşeri gücün önünde eğilmeyiz. Biz sadece Rabbimizin huzurunda secdede eğiliriz. Bugüne kadar kimse bizi eğemedi. Şimdi şu millet, el ele verdiği sürece biz ülkemizi de muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracağız.
Türkiye yönetim sistemini değiştirme konusunda önemli bir kavşağa geldi. Gelirken imzayı attım. Şimdi süre başladı. 16 Nisan'da benim aziz milletim sandığa gidiyor. Sonunda ne olacak? Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan ne yazar, milletvekili, belediye başkanı, trilyarder olsan ne yazar? Gideceğimiz yer neresi 2 metreküp toprak. Millete tepeden bakılmaz, milletle el ele olunur. 15 Temmuz'da bu millet göğsünü tanklara siper etti mi, F16'lara siper etti mi, helikopterlere siper etti mi? 16 Nisan'daki evet aynen bunun tekrarıdır.
Anayasa değişikliği ile getirilen cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi yani başkanlık sistemi Türkiye'nin birliğini, beraberliğini koruyarak hedeflerine ulaşma yolunda verilen mücadeleyi gösterecektir. Bunun adı Türk tipi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Biz farklı bir sistemle geliyoruz. Yani Cumhurbaşkanının aktif olarak bir partisi olacak. Buna karşı çıkanların derdi, bu ülke ve millet için iyi olan, güzel olan, faydalı olan ne varsa sorunu var.
1. ve 2. dünya savaşlarında kurulan küresel sistem çatırdıyor. Yeni bir düzen kuruluyor. Bize rol biçiyorlar. Yeni düzende bize biçilen role boyun eğmiyoruz. Arzularımıza uygun bir güce sahip olmak gerekiyor. Amaç dünyanın yeniden kurulan düzeni içerisinde mümkün olan en avantajlı konumu elde etmektir.
'16 NİSAN BU İŞİN SİNYALİ OLACAK'
"İdam isteriz" sloganları üzerine Erdoğan: "16 Nisan bu işin sinyali olacaktır. Benim askerimi, polisimi, korucumu şehit edenlerin akıbeti dediğiniz gibi idamdır. Bu karda kışta benim Mehmedim bu vatanı milleti korumak için neler yapıyor görüyorsunuz. Biz nasıl olır kanlarını yerde bırakırız. Onun için 16 Nisan'da evet."
"BU SİSTEMİN ADI..."
Anayasa değişikliği ile getirilen cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi yani başkanlık sistemi Türkiye'nin birliğini, beraberliğini koruyarak hedeflerine ulaşma yolunda verilen mücadeleyi gösterecektir. Bunun adı Türk tipi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Biz farklı bir sistemle geliyoruz. Yani Cumhurbaşkanının aktif olarak bir partisi olacak. Buna karşı çıkanların derdi, bu ülke ve millet için iyi olan, güzel olan, faydalı olan ne varsa sorunu var.
Bu ülkede Cumhuriyetle, devletle, rejimle bir derdi yoktur. Dünyanın yeniden kurulan sistemi içinde en güçlü, en avantajlı konumu elde etmektir. Mevcut yönetim sistemimiz sadece askeri darbelere değil, siyasi ve ekonomik krizlere açık yapısıyla bizi hedeflerimize ulaştırma konusunda engeldir. Yönetim sistemimizi değiştirmekten başka çaremiz yoktur. Böyle bir değişim, ülkenin ve milletin geleceği için istenir. Her kim bunu şahsıma bağlıyorsa, milletin kendisine teveccüh etmeyeceğini biliyor olması."