OĞUZ ERDİNÇ
Keşmir’deki Müslümanlar, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine uyguladığı baskı ve sistematik soykırımın bir benzeriyle karşı karşıya. Popülist sağcı Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin Çin özentiliği nedeniyle Keşmir’deki milyonlarca Müslüman kendilerini Sincan tarzı bir işkence çarkının içinde bulabilirler.
Müslüman Uygurların anavatanı olan Doğu Türkistan’da 2009 yılında, Çin hükümetinin uyguladığı internet ve iletişim kesilmesi olayının bir benzeri, şu sıralar Hindistan baskısı altında bulunan Keşmir’de uygulanıyor. On yıl sonra bugünlerde Hint hükümeti, Müslüman Keşmir halkının internet, mobil ve hatta posta iletişimini kesmiş durumda. Bölge izole edilmiş ve kimse bağlantının ne zaman tekrar sağlanacağını bilmiyor.
Yeni Delhi’nin uygulamaları batılı bilim insanları ve tarihçiler tarafından da Pekin’in insanlık dışı uygulamalarına benzetiliyor. Bu kapsamda tespitlerde bulunan ABD’nin Georgetown Üniversitesi’nden Orta Asya Tarihi Uzmanı Profesör James Millward “Şu an Keşmir’de internet ve iletişimin kapatılması, 2009 sonrası Sincan’daki olaylara oldukça benzer. Başbakan Narendra Modi, sanki bir Çin işkencesi kitabını okuyup uyguluyor gibi” diyor.
Himalayalar’ın ayırdığı Keşmir ve Sincan bölgeleri, günümüzde maruz kaldıkları zulüm nedeniyle pek çok konuda endişe verici benzerlikleri paylaşıyor. 2009’da Sincan bölgesinde iletişimin kapanması, Uygurlar için bir dizi dehşetin başlama noktasıydı. Bölgede terörle mücadele kimliği altında yaşanan olaylarda, Uygurların ifade ve özgürlük alanları kültürel, sosyal ve dini yönleriyle yavaş yavaş daraltıldı. Hayatları tamamen Çin otoritelerinin eline geçti.
Bugün bölge, Uygur yaşamının hemen hemen her yönünü gözetleyen polis gözetimi ile tekno-dijital bir distopyaya ev sahipliği yapıyor. Baskı, 2017’den bu yana çok daha ağır bir hal aldı, herhangi bir suçu olmayan 1.5 milyon Uygur Türkü, büyük toplama kamplarına hapsedildi. Hergün işkenceden geçiriliyor.
Delhi merkezli bir düşünce kuruluşu olan İnsan Hakları Aktivisti ve Gelecek Konseyi’nin yöneticisi Ovais Sultan Khan, “Keşmir ve Sincan’ın paralellikleri var” deyerek eklyor: “Uygur Müslümanları, Çin devleti tarafından soykırımla karşı karşıya kalıyorlar ve hem Hindistan hem de Çin, Uygur ve Keşmir halkına baskı yapmak için birbirlerinin taktiklerini kullanıyorlar.”
Her iki bölgede de Müslümanlara uygulanan bastırma politikalarının başrolünde ‘terörizm’ bulunuyor. Hindistan ve Çin hükümetleri, bu bölgeleri kontrol altında tutmak için ulusal güvenlik ve terör kartını kullanarak zulümlerini dünya üzerinde meşrulaştırmaya çalışıyor.
Çin’in Sincan’da uyguladığı gözetim teknolojisi ile Uygurların hayatını 24 saat takip edebilme özelliği, şimdi de Keşmir’de uygulanacak. Çin’in devlet kontrolündeki ve dünyanın en büyük kapalı devre kamera sistemi üreticilerinden olan Hikvision adlı şirket, Sincan’da uygulanan bu sistemi şimdi Cammu Keşmir bölgesine ihraç ediyor. Kamera sistemlerinin yanı sıra camilerin ve Keşmir’deki Müslümanların hareketlerinin izlenmesi için drone kullanımı da yaygınlaşmış durumda.