İBRAHİM KAHVECİ / EKONOMİ SERVİSİ
Sanayi üretiminde 2011 sonrasında nihayet beklenen tablo oluştu. Aralık 2017 üretim artışının yüzde 6,47 gelmesi ile 2017 yılının tamamına ait veriler de tamamlanmış oldu. Böylece 2017 yılında sanayi üretimi 2016 yılına göre yüzde 6,29 artış gösterdi. Yılın ilk 9 ayında yüzde 5,84 sanayi üretim artışına karşılık yüzde 7,4 GSYH büyümesi gerçekleştiren Türkiye, yılın tamamında yüzde 6,29 üretim artışına karşılık yüzde 7,0 civarı büyüme gerçekleştirmesi bekleniyor. Türkiye 2007 yılına kadar büyümenin üzerinde bir sanayi üretimi gerçekleştiriyordu. Mesela 2003 yılında yüzde 5,61 büyüme karşısında yüzde 8,74 sanayi üretim artışı gerçekleştirmişti. Veya 2005 yılında yüzde 9,01 büyümeye karşılık yüzde 14,04 gibi muazzam bir sanayi üretim artışı sağlamıştı. 2011 sonrasında özellikle sanayi üretimi ile büyüme arasındaki bağ koptu. Yüksek cari açığa da yol açan az üretim-çok büyüme modeli oldukça can sıkıyordu. Düşük sanayi üretim artışları nihayet 2017 yılında son buldu ve büyüme oranına çok yakın seviyede sanayi üretim artışı sağlanmış oldu. Önümüzdeki yıllarda sanayi üretim artışının yeniden büyüme oranının üzerine çıkması ve cari açığa dayalı büyümenin önüne geçilmesi en önemli hedef olarak görülmelidir.
Tablo ve açıklaması: Türkiye’de yıllara göre sanayi ve ekonomik büyüme
HIZLI YÜKSELİŞ
Sanayi üretimi ile ekonomik büyümenin beraber sağlandığı başarılı yıllar, 2001 krizinden sonra yakalanmış ve 2007 yılına kadar sürmüştü. 2002-2007 yılları arasında GSYH artışı tam yüzde 42,0 oranında gerçekleşirken, sanayi üretimi yüzde 56,3 artış sağlamıştı. Oysa 2011-2016 arasında GSYH artışı yüzde 30,88’e ulaşırken sanayi üretim artışı sadece yüzde 15,1’de kaldı.
Sanayi üretimi son olarak 2010 yılında büyüme oranının üzerindeydi. O yıl yüzde 12,83 sanayi büyümesine karşılık GSYH artışı yüzde 8,49’da kalmıştı. 2010 yılından sonra her yıl sanayi üretimi büyüme oranının daha gerisinde artış sağlamış ve Türkiye’nin üretimle değil, tüketimle büyüme sağladığı eleştirileri gelmişti. 2017 yılında da yüzde 7,0 civarı beklenen büyüme oranına karşılık sanayi üretimi yüzde 6,29 artışla geride kalacak. Ama son yıllara oranla üretim ile büyüme oranı birbirine yeniden yaklaşmış oluyor.
ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER
Geçen yılı yüzde 6,29 ve son 3 yılı da yüzde 11,70 üretim artışı ile geçiren sanayi sektöründe ana güç imalat sanayinden geldi. İmalat sanayinde de geçen yıl yüzde 6,41 üretim artışı gerçekleşirken, son üç yıllık artış yüzde 11,83’e ulaştı. İmalat sanayinde öne çıkan sektöre bakınca ise şu sonuçlar çıkıyor:
* Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünleri imalatı 2017 yılını yüzde 7,98 artışla kapatırken son üç yıllık istikrarlı üretim artışı ile toplamda yüzde 20,74 büyüme gerçekleştirdi.
* Temel Eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı 2015 ve 2016 yıllarında sağladığı yüzde 21,93 ve 14,42 üretim artışını 2017 yılında yüzde 1,01 üretim daralmasına bıraktı. Buna rağmen son üç yıllık üretim artışı yüzde 38,11 ile hala genel ortalamanın oldukça üzerinde seyrediyor.
* Sanayi üretimi deyince aslında son yıllarda motorlu kara taşıtları damga vuruyor. 2017 yılını yüzde 14,29 üretim artışı ile tamamlayan sektör son üç yıllık üretim artışını da yüzde 36,71’e taşımış oldu. Diğer ulaşım araçları sektörü de keza son üç yılda yüzde 23,86 üretim artışı ile büyümede önemli bir paya sahip oldu.
* Mobilya üretimi de aslında dayanıklı tüketim sektörüne benzer gelişme sağladı. Sektör 2016 yılındaki yüzde 9,83 daralma yerine vergi teşviklerinin de etkisi ile 2017 yılında yüzde 15,01 üretim artışı gerçekleştirdi.
* Motorlu kara taşıtlarının dışında istikrarlı üretim artışı sağlayan bir diğer sektör ise makine ve ekipmanlarının kurulumu ve onarımı oldu. Sektör 2017 yılını yüzde 7,50 büyüme ile kapatırken, son üç yıllık büyüme de yüzde 47,72’ye ulaşmış oldu.
DAYANIKLI TÜKETİM SIRTLADI
Toplam üretim artışı 2017 yılında yüzde 6,29 seviyesinde gerçekleşirken, en önemli artış vergi teşviklerinin sağlandığı dayanıklı tüketim sektöründe gerçekleşti. Sektör 2017 yılını yüzde 9,39 üretim artışı ile kapattı. Dayanıklı tüketim sektörünün 2016 yılında yüzde 2,80 daralma yaşamış olması, son üretim artışında baz etkisini de oluşturdu. Dayanıksız tüketim sektörü ise 2017 yılında yüzde 3,19 artış sağlarken, bir önceki yıl sağladığı yüzde 3,25 üretim artışında istikrarı korumuş oldu. Nitekim 2014-2017 arasında sanayi üretimi toplamda yüzde 11,70 üretim artışı sağlarken, dayanıklı tüketim sektörü yüzde 11,36 ve bunun yanında dayanıksız tüketim sektörü de yüzde 10,26 üretim artışı sağlamış oldu.
SANAYİ BÜYÜME BEKLENTİLERİNİ YÜKSELTTİ
Sanayi sektöründeki gelişmeyi gösteren sanayi üretim endeksinin Aralık 2017’de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,47 artarak yüzde 4,8 olan beklentileri aşması, 2017 büyümesine ilişkin beklentileri de yükseltti. Ekonomist Haluk Bürümcekçi, sanayi üretimi artışının son çeyrekte yüzde 7,5 seviyesinde gerçekleştiğini ifade ederek, “Sanayi üretimi ve katma değer arasında önceki çeyreklerde gözlenen ilişki geçerliyse son çeyrek, GSYH büyümesi açısından olumlu sinyal vermeye devam etmektedir. Son çeyrekte büyümenin yüzde 6 ve üzerinde gerçekleşmesi durumunda geçen yılın tamamında GSYH büyümesi yüzde 7 seviyesini aşacak.” diye konuştu. Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış endeksin bir önceki aya göre yüzde 0,9 artarak yeni tarihi zirvesine çıktığını bildiren Bürümcekçi, sanayi üretiminin ana eğilimi açısından izledikleri endeksin, aşırı dalgalı seyrinin 2017’de de sürdüğünü kaydetti. Bürümcekçi, çeyrekler bazında bakıldığında ilk çeyrekte ortalama yüzde 1,4 artış, ikincide yüzde 1,7 ve üçüncü çeyrekte yüzde 1,9 ile kademeli güçlenmenin devam ettiğini, son çeyrekte ise yüzde 1,7 ile çok hafif hız kestiğini söyledi. Geçen yıl para politikasında göreli sıkılaşma ile kredi ve mevduat faizlerinde yükseliş gözlense de finansal koşulların Kredi Garanti Fonu (KGF) etkisiyle gevşekliğini korumasının büyüme tahminleri üzerindeki riskleri yukarı yöne döndürdüğünü belirten Bürümcekçi, şunları kaydetti: “İmalat sanayi üretimi açısından öncü gösterge olan kapasite kullanımı, Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ve PMI endeksleri ise toparlanmanın son çeyrekte de devam ettiğine işaret etmişti. İlk 3 çeyrekte büyümenin yüzde 7,4’e ulaşması sonrasında, son çeyrekte daha önce belirttiğimiz aleyhteki baz etkilerine rağmen yüzde 6-7 aralığında büyüme kaydedilmesi olası göründüğünden, yılı yüzde 7’nin üzerinde bir büyüme ile kapatmamız olası görünmektedir.”
BÖLGENİN ÜRETİM ÜSSÜ
Türkiye’nin bölgesinde en önemli üretim üssü olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü şunları kaydetti: “Uluslararası piyasalarda ve özellikle Avrupa ülkelerinde beklentilerin olumluya dönmesi Türkiye’deki üretimi tetiklemektedir. Bu bölgelerdeki üretim ihtiyacının karşılanmasında Türkiye önemli bir rol oynamaktadır. Son çeyrek sanayi üretiminde bu husus daha net görülmüştür. Türkiye gerek nitelikli üretimi gerekse coğrafi konumunun getirdiği avantajlar sayesinde bu pazarlara ihracatını her geçen gün artırmaktadır. Bakanlık olarak sanayi üretimimizde niteliği artırmak için çalışıyoruz. Ocak ayı içinde üretim kabiliyetimiz olduğu halde yüksek dış ticaret açığı verdiğimiz ürünleri ülke kaynaklarıyla üretebilmek amacıyla Yerlileştirme yürütme Kurulu ihdas edildi.”
SON 7 YILIN REKORU
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, beklentilerin üzerinde büyüme gösteren sanayi üretiminin, geçen yılın aralık ayında yüzde 8,7 artışla aynı dönem itibarıyla son 7 yılın en yüksek artış oranına ulaştığına dikkati çekti. 2017’deki ortalama artışın yüzde 6,3 olarak gerçekleştiğini ve söz konusu oranın son 6 yılın en yüksek ortalaması olduğunu vurgulayan Elvan, şöyle devam etti: “2017 yılının son çeyreğinde sanayide üretim yüzde 7,8, imalat sanayisinde üretim yüzde 8 artmıştır. Bu rakamlar, yüzde 7’nin üzerinde bir büyüme beklediğimiz 2017 yılı için güçlü bir altyapı oluşturmuştur. Alt kalemlere bakıldığında aralık ayında tüm ana sanayi gruplarında üretim artışı gerçekleşmiştir.” İmalat sanayisinde üretimin aralıkta yüzde 8,9 arttığına işaret eden Elvan, alt sektörler açısından değerlendirildiğinde ise 2016’nın aynı dönemine göre; makine-teçhizat ürünleri üretiminin yüzde 16,1, ana metal sanayisi üretiminin yüzde 12,1, artış gösterdiğini ifade etti.”
EKONOMİNİN TEMEL DİREĞİ
Sanayi sektörü aslında ülke ekonomisinin temel direği olarak kabul edilebilir. Üretimsiz ekonomilerin nasıl kağıttan kaplan gibi çöküş yaşadığı son krizlerde bir kez daha görüldü. Türkiye 2017 yılında ihracatını yüzde 10,36 artırarak 156 milyar 782 milyon dolara yükseltti. Buna karşılık sanayi sektörü ihracatı yüzde 12,82 artışla 121 milyar 393 milyon dolara ulaştı. 2016 yılında toplam ihracatın yüzde 75,7’si sanayi sektörü ihracatından gelirken , bu yıl oran yüzde 77,4’e çıktı.
Sanayi sektörü aynı zamanda istihdamında belkemiğini oluşturuyor. 2017 yılının ilk dokuz aylık ortalamasına göre Türkiye’de toplam çalışan sayısı 28 milyon 94 bin kişi. Bunun içerisinde 5 milyon 359 bin kişi sanayi sektöründe iş buluyor. Fakat unutulmamalıdır ki, sanayideki üretim artışı, sanayi istihdamının yaklaşık iki katı civarında gerçekleşmektedir. 2005-2017 arasında ülkemizde toplam istihdam yüzde 43,1 artarak 19,6 milyondan 28,1 milyona yükselirken sanayi istihdamı sadece yüzde 26,4 artabilmiştir. Yine aynı dönemde sanayide toplam üretim artışı yüzde 51,8 oranına ulaşırken istihdam artışı yüzde 26,4’de kalmıştır. Böylece sanayi sektörünün giderek daha teknolojiye ağırlık verdiğini ve emek yoğun sektörlerin azaldığını iddia edebiliriz. 2015 yılında toplam elektrik tüketiminin yüzde 40,87’sinin sanayi sektörü kullanırken, 2017 yılı Kasım ayında bu oran yüzde 44,87’ye çıkmıştır.