Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, perşembe günü gerçekleştirdiği toplantısında faiz oranlarını 200 baz puan artırarak yüzde 19'a çıkarması sonrası başlayan tartışmalar devamında Merkez Bankası'nda görev değişikliğini getirdi.
FAİZ ARTIRIMI GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ GETİRDİ
Görevden alma ve yeni atama kararı ekonomistler tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
"MERKEZ BANKASI'NIN SAYGINLIĞI KALMADI"
Görevden alınma ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu Merkez Bankası'nın saygınlığı ve uluslararası normlara uygunluğunun kalmadığı görüşünde.
''Merkez Bankası'nın bağımsız olduğu, ekonominin gerektiği motiflerle davrandığına dair bir algı yoktu ama Naci Ağbal'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasında konsensüs olduğuna dair bir varsayım vardı. Ama bunun da var olmadığı ortaya çıktı. Bu noktadan sonra Merkez Bankası'nda yapılacak hiçbir atama veya değişiklik sürpriz etkisi yaratmayacak. Artık o kurumun saygınlığı ve uluslararası normlara uygunluğu tartışma dışına gelmiş durumda. Güven vermeyecek ve Merkez Bankası Başkanının sözüne bakılmayacak. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya atılacak adımları veya faiz kararını söylemesi ile Merkez Bankası'nın bunu uygulaması çok daha pratik olacak.''
"TÜRKİYE EKONOMİSİNİ BU HALE GETİRENLERİN FATURASINI ÖDÜYORUZ"
Kozanoğlu, Türkiye ekonomisinin büyüme ve birikim modeli tıkandığı için faturanın faiz oranlarına ya da Merkez Bankası başkanlarına kesildiği düşüncesinde.
''Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 19'a çıkarmasıyla da Türkiye'de istikrarlı bir büyümenin sağlanması, işsizliğin azaltılması, yatırımların canlanması mümkün değildi. Peki bu kararla yanlış mı yapıldı. Değil. Çünkü faizlerin düşmesi halinde en azından parasını dövize yatıranların caydırılması anlamında böyle bir adım da gerekiyordu. Şu soru sorulabilir, faizlerin yüksek olmasının da ciddi sakıncalarını vurguluyorsunuz, düşük olmasının da piyasaları karıştıracağını söylüyorsunuz. Bu çelişkili değil mi? Hayır, değil. Çünkü Türkiye ekonomisini 20 yılda bu hale getirenlerin faturasını ödüyoruz. Bütün ekonomi ve bizler ödüyoruz. Türkiye büyük ölçüde uluslararası para girişlerine muhtaç bir ülke. Yenilenmesi gereken 190 milyar dolar borç var. Sermayenin Türkiye'ye ilgili göstermesini bekliyorsanız, ona uygun faiz oranı vermek zorundasınız. Kısacası Türkiye ekonomisinin büyüme modeli ve birikim modeli tıkandı. Ve çare bulamadıkları için bunun ceremesini de faiz oranlarına ve Merkez Bankası Başkanları kararlarına bırakıyorlar. Önümüzdeki günlerde Türkiye ekonomisi çok daha çalkantılı dönem yaşayacaktır.''
"BU SÜREÇ BÖYLE DEVAM EDEMEZ"
Bu şartlar altında döviz hesaplarına ilişkin de belli düzenlemelerin getirileceğine dikkat çekiyor Kozanoğlu.
''Cumhurbaşkanın yıllardır tekrarladığı ''Faiz sonuç değil, sebeptir'' tezine göre faizler düştüğü zaman enflasyonun düşmesi ve ekonominin istikrar kazanması beklenirdi. Ama o zaman da Ağbal'ı neden göreve atadı sorusu akla geliyor. Ben Türkiye'nin, ekonominin yönetilemediğini o nedenle kendi içinde tutarlı olmayan zikzaklı kararlar alınmak zorunda kalındığını vurgulamak istiyorum. Bu şartlar altında, döviz hesaplarına ilişkin belli düzenlemeler getirilmeden devam edilemeyeceğini düşünüyorum. Aksi durumda bu süreç böyle devam edemez. Pazartesi'den itibaren piyasalar karışacak. Bu görevden alınma ile faiz kararının onaylanmadığı anlaşılıyor. O zaman Merkez Bankası'nın bunu düzeltmesi yolunda bir irade, karar alması bekleniyor. Şimdi insanlar rahatlıkla döviz alabiliyor ama bu şartların önümüzdeki günlerde devam etmeyeceğine inanıyorum.''
MAHFİ EĞİLMEZ: BAŞKA BİR DİYECEĞİM YOKTUR
Ekonomist Mahfi Eğilmez sosyal medya hesabından haberi paylaştığı ilk iletisinde "TCMB Başkanı Naci Ağbal görevinden alındı. Başka bir diyeceğim yoktur" ifadelerini kullandı. Daha sonra yeni bir paylaşım yapan Eğilmez, "Geçen hafta Sn. Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan Ekonomik Reform Paketinden iki cümle: "İki kavram çok önemli. Bu, istikrar ve güvendir" dedi.
ÖZGÜR DEMİRTAŞ: ETKİSİ YOK
Sosyal medya hesabından kendisine yöneltilen soruya yanıt veren ekonomist Özgür Demirtaş ise "Benim görüşümün bir önemi, ehemmiyeti, etkisi yok. Zamanında yüzlerce kez, binlerce kez yaptığım uyarılar, öngörüler, tahminler ve reform önerileri ise youtube kanalımda mevcut: Aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum" dedi.
MUSTAFA SÖNMEZ: GÜVEN BUNALIMINA YOL AÇTI
İktisatçı Mustafa Sönmez ise döviz kurlarının hızla yükselebileceğini savundu. Sönmez, "Büyük bir güven bunalımına yol açtı bu kararlar. Hem içeride hem dışarıda Türkiye’nin kredibilitesi sert biçimde düşecektir. Döviz fiyatlarında hızlı bir artış bekleyebiliriz. Risk primi hızla yükselecektir. Tek adam rejiminin ne menem bir şey olduğu daha net ortaya sergilendi" diye yazdı.
UĞUR GÜRSES: ÇOK YAZIK OLDU ÜLKEMİZE
Uğur Gürses de karar tepki gösterdi. Gürses, "Hem Merkez Bankası Başkanı görevden alındı, hem de İstanbul Sözleşmesi çöpe atıldı. Çok yazık oldu ülkemize..." ifadelerini kullandı.