Zayıf hamlenin yükü ağır olur

Beklenti eşiğinin altında kalan faiz artışıyla birlikte MB’nin arka kapıdan satışı frenlemesi dövizi uçurdu. Üç günde 3 lira değer kazanan dolar 26, euro 28 lira seviyesinin üstünü gördü. Uzmanlar ekonomi yönetimini işaret ederek kritik noktaya dikkat çekti: Faizde yumuşak gidiş kuru ve enflasyonu patlatır. Bu da daha sert faiz artışını zorunlu hale getirir. Yük daha da artar.

Seçimin ardından ‘rasyonalite’ mesajlarıyla başlayan süreçte bir dönüm noktası olarak görülen faizde 27 ay sonraki ilk artış beklentileri karşılamadı. Enflasyonun da mevduat faizinin de yüzde 40 olduğu süreçte yüzde 15’lik tabela faizi piyasa gerçeklerine uygun görülmedi. Karar sonrası fırlayan dövize MB’nin müdahale etmemesi arka kapıdan satışın durduğuna yönelik izlenim oluşturdu. İki kritik hamle kurdaki tırmanışı tetikledi.

KUR VE ENFLASYON ARTIŞI DAHA SERT FAİZ GEREKTİRECEK

Uzmanlar ise ‘rasyonaliteye tam uyumlu’ adımların gerekliliğine işaret etti. “Faizi artırmazsan kuru tutamazsın” değerlendirmesi yapıldı. Ekonomist Hakan Kara da “Faizde yumuşak gitmek kuru ve enflasyonu artırdığı için daha sert faiz artışlarını gerektirecek. Bu da ekonomide sıkıntıyı artıracak” dedi. Lirada mayıs başından beri yaşanan değer kaybının haziran-ekim döneminde enflasyona katkısının 15 puan olacağını vurguladı.

Türkiye’de seçimlerden sonra başlayan ekonomiyi soğutma hamleleri sürüyor. Kısmen Yeni ekonomi yönetimi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ilk iş olarak faizlerde artışa giderken, beklentinin karşılanmaması sorunu büyütüyor. Merkez Bankası’nın arka kapıdan döviz satışının durmasıyla birlikte, seçim sonrasında ekonomide ortodoks politika mesajıyla kur artışı devam ediyor. Fakat faiz artışının şimdilik yeterince olmaması TL’yi tarihinin en değersiz seviyelerine itmeye devam ediyor. TL’deki kayıp hızlandıkça enflasyondaki artışın da durdurulamayacağı öngörülüyor. Yüksek enflasyonla birlikte bu tabloda ilerleyen aylarda faiz artışının yetersiz kalacak. Böylece Merkez’in ufak hamleleri ve enflasyon kısır bir döngüde kalacak. Enflasyon yükseldikçe faiz artışı geride kalmış olacak.

Döviz kurlarında günlük yükseliş yüzde 2,3’ü aştı. Gram altında da 1600 TL seviyesi aşıldı ve rekor tazelendi. Merkez Bankası piyasa beklentilerini karşılamadığı için eleştirilen geçen haftaki faiz artırımı sonrası ilk sadeleştirme adımını menkul kıymet tesisi uygulamasında yaptı ve bankaların tahvil tutma yükümlülükleri düşürüldü. Analistler, merkez bankalarının para politikalarına ilişkin belirsizlikler ve artan jeopolitik risklerin dolar talebini desteklemeye devam ettiğini söyledi.

Hafta sonunda Merkez Bankası, sadeleştirme politikası kapsamında ilk adım olarak Menkul Kıymet Tesisi Hakkında Tebliğ’de değişikliğe gitti. Buna göre, menkul kıymet tesis oranının yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürülmesine karar verilirken, Tebliğ kapsamında, menkul kıymet tesis oranı, gerçek ve tüzel kişi için hesaplanan paylardan düşük olanı yüzde 57’nin altında kalan bankalar için 7 puan artırımlı, yüzde 70 ve üzerinde olan bankalar için 2 puan indirimli uygulanacak.

DOLAR 26 EURO 28 LİRA

Bayram arifesinde euro saatler içerisinde rekor kırdı. Sabah 09.30 itibarıyla Serbest piyasada 25,3710 liradan alınan dolar 25,3730 liradan satılıyordu. 27,6730 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 27,6750 lira olarak belirlenmişti. Saatler ilerledikçe kurdaki ilerleyiş de sürdü. Böylece dolar/TL, haftaya yeni bir rekorla başladı ve son saatte 26,04 seviyesini gördü. Döviz piyasalarında yukarı yönlü seyir devam ederken euro/TL de yüzde 2,6 oranında yükselişle yeni rekor seviyesini an itibarıyla 28,38 olarak belirledi. Gram altın ise açılış sonrası yüzde 3,5’e yakın değer artışıyla 1.617,9 TL’ye kadar yükselerek rekor tazeledi. Döviz piyasalarındaki yukarı yönlü seyir ile birlikte Borsa İstanbul da güne pozitif başladı. Güne yüzde 2’ye yakın yükselişle başlayan BIST 100 endeksi, devam eden işlemlerde alıcı ağırlıklı hareket ederek değer artışını yüzde 2’nin üzerine taşıdı ve 5.700 puan bandına adım attı. Endeks, 12 Haziran’da zirve seviyesini 5.730 puanda belirledikten sonra TCMB’nin faiz kararına kadar 5.150 seviyesine kadar gerilemişti.

TL MAYIS AYINDAN BERİ YÜZDE 27 DEĞER KAYBETTİ

Merkez bankasının geçen hafta yaptığı keskin faiz artışının ardından borç verenlerin varlıklarını ve yabancı mevduatları düzenleyen kuralları basitleştirmeye yönelik adımları atmasının ardından Pazartesi günü Türk lirası ABD doları karşısında düşüşünü sürdürdü. Reuters’ın aktardığına göre, lira dolar karşısında 26’ya düşerek geçen haftaki tüm zamanların en düşük seviyesi olan 25,74’ü geçti. Büyük ölçüde, yükselen enflasyona rağmen faiz oranlarını düşürmek de dahil olmak üzere yıllarca alışılmışın dışında ekonomi politikasından geri adım atan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mayıs ayı sonlarında yeniden seçilmesinin ardından, bu yıl şu ana kadar yüzde 27 düştü.

Son günlerde iki büyük adım atıldı: Yeni Başkan Hafize Gaye Erkan’ın başkanlığındaki merkez bankası, Perşembe günü faiz oranlarını 650 baz puan artırarak yüzde 15’e çıkardı ve piyasa beklentilerinin altında kalmasına rağmen önemli bir sıkılaştırma yaptı. Ardından Pazar günü merkez bankası, 2021’den beri kabul ettiği ve borç, kredi ve forex piyasalarını büyük ölçüde devlet tarafından yönetilen ve lira tutmayı teşvik etmeyi amaçlayan düzinelerce kural ve düzenlemenin bazı kısımlarını geri almaya başladı. Banka hafta sonu yaptığı açıklamada, adımların piyasaları serbest bırakma ve istikrarı sağlama amaçlı olduğunu söyledi. Resmi Gazete’ye göre, bankaların döviz depolarına ayırmak zorunda oldukları menkul kıymet tutma oranı yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürüldü.

Yeni standart kapsamında bankaların tutması gereken menkul kıymetler, daha önce yüzde 3 ila yüzde 17 arasında olan TL mevduatlarının yüzde 3 ila yüzde 12’si arasında değişiyordu. Yeni düzenleme ayrıca, TL mevduatı toplam mevduatın %57’sinden az olan bankaların, daha önce yüzde 60’tan az TL mevduatı olan bankalara uygulanan yedi ek puana kıyasla, ilave yedi puanlık menkul kıymet tutması gerekeceğini de belirtti.

Ekonomist Enver Erkan, “Oranlar yavaş yavaş düşürüldü, bu da bankaların pozisyonlarını yavaşça ayarlamalarına izin verdi ve faiz oranlarında hızlı bir artışı tetiklemedi, kuralların biraz gevşetilmesi bankalara tahvil portföyleri hakkında manevra yapma alanı ve zamanı verir” dedi.

‘ASGARİ ÜCRET 482 DOLARDAN 438 DOLARA DÜŞTÜ’

Ekonomist Sabri Öncü de “Bu kadar basit. Lira satıp döviz alacaklara, hem de eksi nominal faizle, yani üste para vererek, lira verirsen, onlar da lirayla döviz alırlar ve kur yükselir. Seri katile içi dolu silah ver, daha iyi. Belki seni vurmaz” dedi. Ekonomist Şenol Babuşcu da “Açıklandığı tarihte 482 dolar olan asgari ücret daha işçinin eline geçmeden bugün itibarıyla 438 dolara düştü” yorumunu yaptı.

‘YAVAŞ HAREKET DAHA SERT ARTIŞA NEDEN OLUR’

Ekonomistler de tabloyu yorumladı. Ekonomist Hakan Kara “Faizlerde çok yumuşak gidelim, aman ekonomiyi sarsmayalım argümanını sorgulama ihtiyacı duyuyorum. Bugün yavaş hareket etmek kuru ve enflasyonu artırdığı için ilerde daha sert faiz artışlarını gerektirir. Bu da ekonominin gelecekte daha çok sıkıntı yaşaması anlamına gelir. Para politikası gevşek kaldığı için kurda ve enflasyonda yaşanacak ilave artış orta vadede daha yüksek faiz ya da daha sert finansal baskılamaya yol açar. Mayıs başından beri yaşanan yüzde 30 değer kaybının Haziran-Ekim döneminde enflasyona katkısı yaklaşık 15 puan olacak. Parasal sıkılaştırma iyi bir iletişimle ve daha yüksek dozda verilerek kurdaki artış daha sınırlı (mesela yüzde 20) tutulabilseydi yıl sonunda enflasyon 5 puan daha düşük gerçekleşecekti. Enflasyonu dizginlemek için faizlerin gitmesi gereken seviye de 5 puan daha aşağıda olacaktı. Özetle, bugün faizleri olması gerektiğinden düşük tutmak ilerde daha yüksek faiz ve daha derin bir durgunluğa katlanmak anlamına gelir. Yıl sonunda enflasyonun yüzde 50’leri aşacağı bir ekonomide yüzde 15 politika faizini alkışlayanlar bunun farkında mı emin değilim” dedi.

‘DÖVİZİ TUTAMAZSAN ENFLASYONU DA TUTAMAZSIN’

Ekonomist Ömer Fırat Gencal “Londra Forward kurların ima ettiği TL faizleri 1 hafta yüzde 11.4. 1 ay yüzde 16.4. Londra’nın elinde TL var ve TL’nin değer kaybı için büyük risk. Söylemedi uyarmadı demeyin. Bir dost” dedi.

Ekonomist Artunç Kocabalkan ise “Dolar da neler oluyor? Ya bunu bilmeyecek ne var. Sadeleşiyor nasıl yani anlatayım Türkiye’de enflasyon kaç? Türkiye’de reel kur ne olmalı? Türkiye’de politika faizi kaç? Türkiye’de reel faiz ne olmalı? Hadi geçmiş enflasyona bakmayalım gelecek enflasyona bakalım ve çok da iyimser olalım diyelim ki gelecek enflasyon yüzde 30 olsun. E o zaman faiz yüzde 30 olmalı. Faiz kaç yüzde 15’e o zaman yabancı neden gelsin? E hadi kuru bırakalım o zaman bırakalım ki yabancı yatırımcı faizden kazanamayacağını değersiz Türk Lirası üzerinden kazansın. Faizi 30 yapmazsan kuru 30’da tutamazsın! Kuru tutamazsan enflasyonu düşüremezsin. Ekonomiyi yavaşlatırsan seçimi kazanamazsın. Hayırlı sadeleşmeler dilerim” ifadelerini kullandı.

MERKEZ ARKA KAPIYI TAMAMEN KAPATTI

Merkez Bankası’nın son bir hafta içerisinde döviz pozisyonunda yaklaşık 8,8 milyar dolarlık iyileşme görülüyor. Son 1 ayda Merkez Bankası önce arka kapı yöntemini sığlaştırdı ve son bir haftada ise arka kapı yöntemini tamamen kapattı. Yani artık 128 milyar dolar olayında olduğu gibi veya son bir yıldır bundan daha fazla döviz satışında olduğu gibi Merkez Bankası yurtdışından swap gibi veya çok yüksek faizle veya da özel ikili ilişkilerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağladığı dövizleri sırf içeride kur dengesi sağlamak için kamu bankaları eliyle satmayı durdurdu. Arka kapı satışı kapatılınca dövizde sert yükselişin de önü açılmış oldu.

Sadeleşme politikasına ilişkin sosyal medya üzerinden açıklamalarda bulunan Serkan Özcan “Makyaj değil gerçek para politikasına ihtiyaç var” dedi. Serkan Özcan “Koskoca Türk bankacılık sistemini safsatadan ibaret bir tezi uygulayabilmek için anormal düzenlemelerle kilitlediler! Para politikasında anlamlı bir değişiklikle samimi bir enflasyon mücadelesi yapmadıkları sürece, bu düzenlemelerden kolay kolay kurtulamayacaklarını da biliyor olmalılar! Bu geceki düzenlemenin de en çok son kur artışı nedeniyle TL varlıkların toplam bilanço içindeki payının hızla gerilemesine bağlı olarak yapıldığını düşünüyorum! Derhal samimi, bilimsel veriye dayanan, ulusal ve uluslararası yatırımcıları ikna edebilen, “makyaj değil gerçek” bir para politikasına ihtiyaç var! Bu yapılmadığı sürece atılan her adım bedeli büyütecek!” açıklamasında bulundu.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İlgili Haberler

O ilçede düğünlere altın kısıtlaması getirildi! Yükselen fiyatlar nedeniyle herkes altın takamayacak
Alarm verildi, zincirleme çevre felaketi geliyor! Canlılar büyük tehlike altında, her şey için çok geç olabilir
Tatlı krizine girenler hemen çikolataya sarılmasın! Bu besinler sağlıklı bir şekilde şeker ihtiyacınızı karşılıyor

Ekonomi Haberleri