ALİ YILDIRIM
Türkiye’de otomobil sahibi olmak artık eskisi gibi kolay değil. Bir tarafta yüksek kur, diğer tarafta ise vergi yeni araç sahibi olmayı her geçen gün bir adım daha uzaklaştırıyor. Buna özellikle demode özel tüketim vergisi (ÖTV) eklenince fiyatlar her gün yeni bir tavan yapıyor. Araç sahibi olmak isteyenler son dönemde büyük bir ÖTV indirimi beklese de teorik olarak bunun mümkün olmadığı ortada. Yaklaşık 1 yıldır ÖTV matrahlarında artış gerçekleşmedi. Sektör temsilcileri de bu konuda uzun bir süredir temas halinde olduklarını ifade ediyor. En son Ocak 2022’de matrah dilimlerinde artış olmuştu. Gelinen 11 aylık dönemde fiyatlar o kadar arttı ki yeniden düzenlemeye şart gözüyle bakılıyordu.
Yılın ikinci haftasında en düşük dilim 92 bin liradan 120 bin liraya çıktı. Yani 205 bin liralık bir otomobil yüzde 45 vergi dilimine giriyordu. 2021’den 2022’ye geçişte yeniden değerleme oranı yüzde 92,9 seviyesinde olmasına rağmen en düşük matrah sadece yüzde 30,4 arttı. 2023 yılında matrah artışı yeniden değerleme oranında (yüzde 122) olsa bile 120 bin liralık en düşük yüzde 45’lik dilimin çıplak fiyatı 266 bin liraya çıkacak. Buna vergi dilimi ve toplamın yüzde 18 KDV’si de eklendi mi toplam etiket 385 bin liraya ulaşacak. Ama bu fiyata da 2023’te otomobil neredeyse kalmayacak.
Aynı zamanda matrah artışlarının yeniden değerleme oranından olması da oldukça uzak. Şartlar tabloda gösterdiğimiz gibi olsa bile 385 bin liraya 2023 yılında otomobil bulmak zor. Çünkü kurdaki yükseliş, ÖTV sistemi ve artık Avrupa’da da durmayan fiyat artışları maliyetleri sert etkiliyor. Eğer bu sistem bugün hayata geçerse 3 model belki yüzde 45’lik dilime inebilir. Ama seneye kampanya destekleri olmazsa yüzde 45’lik vergi dilimi büyük bir ihtimalle işlevsiz kalacak. Bütün bu tablo karşısında sistemin detayları çok iyi hazırlanması gerekiyor. Veya yüzde 45’lik matrah diliminin komple kaldırılması daha isabetli olur.
ARA DİLİMLER BİLE ÇARE OLMADI
Ocak 2022’de yayımlanan karara göre, Motor 1600 santimetre küp (cm3) geçmeyenler için yüzde 45, 50, 80 şeklinde üç farklı dilimde uygulanan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarına ara kademeler eklenmişti. ÖTV matrahı 120 bin lirayı aşmayan otomobiller yüzde 45’lik vergi oranı diliminde yer aldı. 120 bin lirayı aşıp 150 bin liraya kadar olanlar yüzde 50’lik vergi diliminde değerlendirilecek. ÖTV matrahı 150 bin lira ile 175 bin lira arasında olan araçlar için ise oran yüzde 60 olarak belirlendi. 175 bin lira ile 200 bin aralığında olan araçlar da yüzde 70 vergi oranı içinde yer almıştı. Bu oranlar bile bir süre sonra mevcut tabloda olduğu gibi işlevsiz kalmıştı.
600 BİN LİRAYA C SINIFI ZATEN YOK
Yine aynı şartlarda yüzde 50’lik matrah diliminin kağıt üstünde 333 bin liraya çıkması hesaplanıyor. Yeniden değerleme oranına göre, yaptığım hesaplamalar sonrasında yüzde 50’lik vergi diliminin perakende sınırı ise 590 bin liraya tekabül ediyor. Bugün bile bu paraya C sınıfı oldukça zor olurken, A ve B segmentinde seçenekler oldukça fazla. Fakat 2023’te tablonun nasıl bir porte çizeceğini kimse kestiremiyor. Değil 2023’e markalar ertesi haftaya bile fiyat vermekte zorlanıyor.
FİYATLAR ARTIK YÜZDE 80’DEN BAŞLIYOR
Son dönemde yaşanan fiyat dalgasıyla birlikte etiketlerde dengeler değişti. Ne yüzde 45 ve yüzde 70 aralığında otomobil kalmadı. Neredeyse 2 model hariç yüzde 80’in altında otomobil kalmadı. Ocak 2023 ile birlikte gerçekleşecek matrah artışı sonrasında tablonun tam olarak ne olacağı bilinmiyor. Yüksek ihtimalle yeniden değerleme oranı matrah artışlarına tam olarak uygulanmayacak. Daha önce de uygulandığı gibi en fazla artışın yüzde 50 oranında yapılacağı tahmin ediliyor.
2021’DE ETKİSİ 3 AY SÜRMÜŞTÜ
2021 yılında yapılan matrah artışında fiyatlar kısa süreli gerilemişti. O dönemde de fiyatların yeniden adım adım eski haline döndüğü görüldü. Artan kur ve araç bulunabilirlik etkisi sürmeye devam ederken, 2 aylık bir süreçte fiyatların birçoğu sınırı aştı. Ağustos 2021 ortasında gerçekleşen matrah artışı sonrasında bazı orta ve alt sınıf modellerin fiyatlarında iyileşme görülmüştü. Fakat o dönemde de sektör temsilcileri bunun kalıcı bir hamle olmadığını uzun vadeli bir önlem alınması gerektiğini paylaşmıştı.
TEDARİK SORUNU YAĞA YARADI
Mobil Oil Türk Genel Müdürü Münci Bilgiç “Otomotiv sektöründe özellikle satış sonrası dediğimiz garanti dışı araçlar pazarında ciddi bir hareketlilik oluştu. Yeni araç tedarikinde çip sıkıntısı ve Türkiye için tahsis edilen araç sayısının azalmasına bağlı sorunlar oluşunca tüketicinin elindeki araca iyi bakma motivasyonu ister istemez satış sonrası pazarını da hareketlendirdi” dedi.
Sıfır araçta yaşanan bulunurluk sorunu ikinci ele olan talebi oldukça arttırdı. Bununla birlikte araçların servis talebi de arttı. Servis hareketliliği de hızla büyürken, bununla birlikte madeni yağ sektörü de hareketlendi. Yaşanan durumu Kıbrıs’ta anlatan Mobil Oil Türk Genel Müdürü Münci Bilgiç, geçen yıl sektörün yüzde 10 büyüdüğünü bunun gelecek yıl da devam edeceğini paylaştı. Türkiye’de yıllık 450 bin ton civarında madeni yağ talebi olduğunu ve 200 binin tonunun otomotiv sektöründen geldiğini belirten Bilgiç “Otomotiv sektöründe özellikle satış sonrası dediğimiz garanti dışı araçlar pazarında ciddi bir hareketlilik oluştu. Yeni araç tedarikinde çip sıkıntısı ve Türkiye için tahsis edilen araç sayısının azalmasına bağlı sorunlar oluşunca tüketicinin elindeki araca iyi bakma motivasyonu ister istemez satış sonrası pazarını da hareketlendirdi. Endüstriyel alanda ise Türkiye’nin son 24 aydır aralıksız pozitif olarak artan endüstriyel talebi pazarın yüzde 10 büyümesinde etkili oldu diyebiliriz” şeklinde konuştu. Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Türkiye’nin de sorumluluğunun arttığına dikkat çeken Mobil Oil Türk Genel Müdürü, “Dünya çapındaki pek çok enerji firmasının Rusya’daki faaliyetlerine son verdi. Bu noktada biz de Mobil Oil Türkiye takımı olarak yeni görevler üstlendik. Orta Asya’da ülkelerinin daha önce Mobil’in Rusya’daki birimine bağlı olarak yönetiliyordu. 2022 Haziran ayı itibariyle artık bu Orta Asya bölge ve ülkelerin yönetimi tamamen Türkiye’ye sorumluluğuna geçti. Hali hazırda Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ın yanı sıra Gürcistan’ın da olduğu 7 ülkenin yağ satış ve tedarik yönetimi Mobil Türkiye olarak bize bağlandı” ifadelerini kullandı.
‘CİDDİ BİR DEVALÜASYON VAR OLABİLDİĞİNCE DİRENDİK’
Maliyetlerde çok ciddi artışların olduğunu ifade eden Münci Bilgiç “Sizler de takip ediyorsunuzdur kendi pazarlarınızda; hammaddede döviz bazında yüzde 100’den fazla artışlar oldu. Bunun üstüne bir de TL’nin devalüasyonu var. Hepsini bir araya getirdiğiniz ciddi bir maliyet artışı oldu Türkiye’de. Olabildiğince bunu yönetmeye çalıştık. Fakat Eylül-Ekim ayından itibaren görebildiğimiz, hammaddedeki fiyat artışları durdu hatta bazı alanlarda yavaş yavaş geri gitmeye bile başladı. Bu saatten sonra baz etkisini çok konuşacağız gibi görünüyor. Pandemiden sonra hammadde üreten firmalar bir şekilde hammadde üretimini yeterince hızlı artıramadı. Şimdi ama o kapasite artışı gerçekleşti ve bir yere kadar geldi. Arz-talep meselesi olarak düşünüyorum ben bunu” dedi.
7 YILDA 1 MİLYON EGEA ÜRETTİ
İlk kez 2015 yılında İstanbul Autoshow Fuarı’nda tanıtılan Fiat Egea Sedan, aradan geçen 7 yılda 4 farklı gövde tipiyle satışa sunulmaya başladı. Tofaş’In 1.2 milyar dolarlık yatırımla dünya pazarına sunduğu Fiat Egea ailesinin de 1 milyonuncu otomobili banttan inmiş oldu. Tofaş Fabrikası’nda üretilen 1 milyonuncu Fiat Egea ‘Cross Hybrid’ oldu. Böylece, Tofaş’ta üretilen toplam araç sayısı da 6,8 milyonu aştı. Fiat’ın 2019 yılından bu yana Türkiye Toplam Otomotiv Pazarının lideri olduğuna değinen ve Egea modelinin bu başarıda önemli katkısı olduğuu söyleyen Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu, Tofaş’ın üretim ve Ar-Ge gücünü yansıtan Egea’nın, pazara sunulduğu günden itibaren, tam altı yıldır “Türkiye’nin En Çok Tercih Edilen Otomobili” olduğunu ve başarısını bu yıl Egea ailesine katılan yeni üyeler ve hibrit motorlu versiyonlarıyla perçinlediğini söyledi. Eroldu “Ürettiğimiz 1 milyonuncu Egea ile Tofaş’ta üretilen toplam araç sayısı da 6 milyon 800 bini aştı. Egea’nın ürün geliştirme sürecinde kavram aşamasından sonuna kadar proje sorumlululuğunu Tofaş Ar-Ge merkezi üstlendi” dedi.
ELEKTRİKLİ TRANSİT BİZE 1.1 MİLYON LİRADAN GELDİ
Elektrikli Ford e-Transit Türkiye’de yola çıkıyor. 1.1 milyon liralık fiyat etiketine sahip olan model, Ford Pro ile tüm ihtiyaçları tek bir noktadan karşılamaya hazırlanıyor. Aracın Avrupa fiyatı ise hemen hemen 855 bin liradan başlıyor. Profesyonel ticari araç müşterilerinin tüm ihtiyaçlarını tek bir noktadan karşılayacak olan Ford Pro iş modeli insiyatifi, bu kapsamda ticari araçlar için yazılım, şarj, servis ve finansman hizmetlerini bir arada sunuyor. Böylelikle Ford Pro, sürekli açık bir hizmet noktası olarak ticari müşterilerin hem günümüzde hem de gelecekteki verimlilik ve üretkenliklerini daha da artırmalarını desteklemeyi amaçlıyor.