TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Manisa Turgutlu'da devam eden üzüm hasadına katıldı. Yaşanan doğal afetlerden dolayı bu sene üzümde rekoltenin ortalama yüzde 35 düştüğünü aktaran Bayraktar, “Düşük rekolteye yüksek girdi fiyatları da eklenince üretim maliyetleri önemli ölçüde arttı” dedi.
Çiftçilerin çeşitli faktörlerden dolayı zor şartlarda üretim yaptığını belirten Bayraktar, “Çiftçilerimiz artan maliyetler, kur artışları ve yaşanan doğal afetler nedeniyle zor şartlar altında üretim yapıyor. Çiftçilerimizin yeterli gelir elde ederek üretimine devam edebilmesi için açıklanacak kuru üzüm fiyatının beklentileri karşılaması gerekiyor. Üreticilerimiz alım fiyatının biran evvel açıklanmasını bekliyor. İhracat açısından önem arz eden bu stratejik ürünümüzde fiyat istikrarının sağlanması gerekiyor. Ülkemiz için ekonomik önemi büyük olan kuru üzümün hak ettiği değeri bulabilmesi, ihracatta bulunduğumuz yeri koruyabilmemiz ve Türk üzümünün dünyada bilinen kaliteli üzüm imajının zedelenmemesi açısından da önemlidir. Türkiye’nin kuru üzüm ihracatında ki dünya liderliğini koruması sağlanmalıdır.” ifadelerine yer verdi.
TÜRKİYE ÜRETİMDE 1. SIRADA
Türkiye'nin üzüm üretiminde dünya birincisi olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:
"Dünya üzüm üretimi FAO 2021 yılı verilerine göre 6,7 milyon hektar alanda, 73 milyon ton olarak gerçekleşti. Dünya üzüm üretiminin yaklaşık yüzde 65’i şaraba işlenirken, yüzde 8-10’u kurutmalık ve yaklaşık yüzde 20’si sofralık olarak değerlendiriliyor. Kuru üzümde Türkiye, ABD, İran, Şili, Güney Afrika ve Arjantin önemli ülkelerdir. 2020-2021 sezonu verilerine göre dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yüzde 19,7’sini Türkiye gerçekleştirdi. Ülkemiz, dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde son üç hasat yılında ilk sırada yer alıyor. Ülkemizde özellikle çekirdeksiz üzümden elde edilen kuru üzümler dünya çapında ünlüdür. Bu nedenle Ege Bölgesi'ndeki bağlarda, değerli ihraç ürünü olan ve dış piyasalarda aranan çekirdeksiz kuru üzüm elde edilmesine yönelik olarak üretim yapılıyor. 2022 yılında toplam 3,8 milyon dekar alanda toplam 4 milyon 165 bin ton üzüm üretimi yapıldı. Bu üretimin 2,1 milyon tonu sofralık, 1,7 milyon tonu kurutmalık, 383 bin tonu şaraplık üzümden oluştu. Toplam üzüm üretimimizin yüzde 38,4’ünü çekirdekli sofralık üzüm ve yüzde 28,2’sini de çekirdeksiz kurutmalık üzüm oluşturuyor. Üzüm üretim alanımız yıllar itibariyle azalıyor. Ülkemizde toplam tarım alanının yaklaşık yüzde 1,1’inin bağ alandır. Yıldan yıla bağ alanlarında azalma yaşanıyor. Bağ alanlarında son 10 yılda yüzde 16,8, son 20 yılda da yüzde 27,4 oranında azaldı. Ege Bölgesi ülkemizde en geniş alanda yetiştiricilik yapılan bölgedir. Bağ alanlarında Manisa, Mardin ve Denizli ilk sıralarda gelmekte iken, üretimde Manisa, Mersin ve Denizli ilk sırada bulunuyor. Türkiye, üzüm üretiminde dünyada 6’ncı sırada gelmekte ve dünya üretiminin yüzde 5’ini karşılamaktadır.”
İMKANLAR ARTIRILMALI
Üzümdeki tarım ve ticaretin geliştirilmesi, sektör sorunlarının giderilmesi için yapılması gerekenleri de açıklayan Bayraktar, “Üretilen ürünün yaklaşık yüzde 85’i ihraç etmemiz ve dünya ticaretinin yarısına yakınına sahip olmamız nedeniyle yıllık 400 - 500 milyon dolar döviz geliriyle en önemli ihraç ürünlerimiz içinde yer alan çekirdeksiz kuru üzümün, tarım ve ticaretinin geliştirilmesi ve sektörün sorunlarının giderilmesi ülkemiz için oldukça önemlidir. Kuru üzümde ihracat imkânları artırılmalı, mevcut pazarlar korunmalı ve yeni pazarlar bulunmalıdır. Kuru üzüm ticaretinde en büyük alıcı ve piyasayı regüle edici konumda olan TARİŞ, yeniden yapılandırma süreci sonrasında kaynak yetersizliğinden piyasayı regüle edecek miktarda bir alım gerçekleştiremiyor. Ürün pazarlamasında ve serbest piyasada oluşan fiyatı kaçak yollarla gelen üzümler olumsuz etkiliyor. Kuru üzümde kaçak önlenmeli, yabancı menşeli üzümlerin Türk üzümüne katılarak ihraç edilmesinin önüne geçilmelidir. Sınır ticareti kapsamında gelen üzümler, sınır illeri dışına çıkarılmamalıdır. İhracatta ürün temizliği çok önemlidir. Üzümler yerde veya örtü üzerinde kurutulmamalı, kurutma beton veya tel sergi üzerinde yapılmalıdır. Ambalajlamada en büyük ihracat pazarı Avrupa Birliği’ne uyum göstermek için çalışmalar yapılmalı, AB benzeri bir depolama kuruluşu oluşturulmalı, depolama yatırımları desteklenmelidir. Üzümde katma değeri artırıcı ürün çalışmaları yapılmalıdır. Okul üzümü programı devam etmeli, her yıl rekoltenin belirli miktarı bu program kapsamında değerlendirilmelidir. İç ve dış pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlayacak şekilde üretim planlaması yapılmalıdır. Girdi maliyetleri, kuru üzüm üreten diğer ülke üreticileriyle rekabeti zora sokmayacak şekilde sağlanmalı, üzüm üreticisi desteklenmelidir.” dedi.