Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanması beklenen enflasyon rakamları öncesi Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) 2021 yılı enflasyon araştırma sonucunu açıkladı.
ENAG'ın Twitter hesabından yapılan paylaşımda, enflasyonun yüzde 82.81 olduğu belirtildi. Paylaşımda şöyle denildi:
"ENAGrup Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Aralık ayında %19.35 arttı. E-TÜFE’nin 2021 yılındaki artışı ise %82.81 olarak gerçekleşti."
"TÜRKİYE DÜNYADAN AYRIŞAN BİR EKSENDE POZİSYON ALDI"
Hazırlanan analiz raporunda, FED'in faiz arttırma kararına karşı bütün ülkelerin faiz artışı yaptığını fakat Türkiye'de ise faiz indirimi kararı alındığı belirtilerek, "Türkiye tüm dünyadan ayrışan bir eksende pozisyon aldı ve tarihin en yüksek döviz kuru seviyelerinin yaşanmasını üzülerek izledik" ifadelerine yer verildi.
Dünya genelinde gerçekleşebilecek kötümser senaryo yorumuna yer verilen raporda şöyle denildi:
"Kötümser senaryo kapsamında, Omicron varyantının bulaşıcılığının artması AB bölgesinde yeni kapanmaların yaşanmasının, AB bölgesindeki ekonomik büyümeyi etkileyeceği ve milyarlarca dolarlık zararlara, işsizlik dalgalarına ve yine üretim zincirlerinde kırılmaya yol açacağını söylemek mümkün."
"ENFLASYONUN TIRMANMASINDA ETKİLİ OLACAK"
Dövize endeksli mevduata ilişkin ise şu yorumlarda bulunuldu:
"Önümüzdeki süreçte bu dolara endeksli vadeli mevduat sisteminin yaratacağı ek baskıların enflasyonun tırmanmasında daha da etkili olacağını tahmin ediyoruz. Uzun bir süreden bu yana kalıcı ve yapışkan enflasyon oranlarının tecrübe edilmesi sonucu reel alım gücündeki azalmanın bu baskıyla daha artacağını tahmin etmek zor değildir. Ekonomideki güvenin güçlü bir göstergesi olan düşük ve kararlı bir enflasyon oranı ve döviz kuru varlığının daha çok uzun bir zamanda gerçekleşme olasılığının azalması sonucunda yabancı doğrudan yatırımları da olumsuz etkileyecektir. Çok hızlı bir şekilde kontrolden çıkabilen fiyatların tekrar kararlı bir yapıya gelmesinin uzun zamanlar alacağı gerçeği ile ekonomi politikalarının kısa dönemli kazanımlar üzerine değil de, refah seviyesini artırıcı orta ve uzun vadeli döneme yayılması gereğini vurgularız."