Süt ve et üretimi alarm veriyor: Zarar eden besiciler, süt ineklerini kesime götürüyor

Gıda tedariğini sağlayan tarım ve hayvancılık sektörü artan giderler nedeniyle zor günler yaşıyor. Artan giderler, sofralara daha fazla pahalı gıda olarak geri dönüyor. İçine girilen bu sarmal farklı sorunları da beraberinde getiriyor.

Son yıllarda çok sayıda büyükbaş hayvan yetiştiricisinin artan maliyetlerin de etkisiyle kar edemediği gerekçesiyle hayvanlarını kesime götürdüğü öne sürülüyor. Ancak konuya hakim isimlerin iddiasına göre kesime götürülen hayvanların ciddi bir kısmı da süt veren inekler.

Independent Türkçe'nin haberin göre; bu sorunu gündeme getiren isimler arasında Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ile asıl mesleği çiftçilik olan ve bir dönem tarımdan sorumlu genel başkan yardımcılığı görevini de yürüten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da var.

"YAŞLANAN ÇİFTÇİ NÜFUSU DAHA FAZLA ZARAR ETMEK İSTEMEYİP, HAYVANLARI KESİME GÖNDERİYOR"

TÜSEDAD Başkanı Solakoğlu, süt ineklerinin kesiminin arttığını söyledi.

Artan giderlerin de etkisiyle son 3 yıldır hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin düzgün para kazanamadığını kaydeden Solakoğlu, "Zaten biliyorsunuz çiftçinin yaş ortalaması 55'in üzerinde artık. Adam diyor ki 'bu yaştan sonra buna bakamayacağım ve daha da fazla zarar etmek istemiyorum.' Bu düşünceyle elindeki inekleri kesime gönderiyor" dedi.

"2021'DE 500 BİN CİVARI DAMIZLIK KESİLDİ"

Ne kadar hayvanın kesime gönderildiğine dair net bir veri olmadığını kaydeden Solakoğlu, "Ancak bir bakanlık yetkilisiyle kayıt dışı (of the record) konuşurken 'Bakın 2008 krizi döneminde 1,5 milyon damızlık kesildiği söyleniyor. Şu anda bu rakama yaklaşıldığını düşünüyoruz' şeklindeki sözlerim üzerine 'Abarttınız. Biz, 500 binlerde hesap ediyoruz' cevabını aldım. Bu büyük bir facia ve katliamdır. Ama bu normal siz adamın kafasına silah dayayıp üretemezsiniz ki. Adam zarar ede ede bir yere kadar üretir. Bir yerden sonra lanet okur ve artık yapmayacağım bu işi der. Biz alarm noktalarını çoktan geçtik. 2018'den beri sistemin çalışma şeklinin yanlış olduğunu söylüyoruz" diye konuştu.

"2008'DE KESİLEN DAMIZLIKLARIN TELAFİSİ İÇİN 5 MİLYAR DOLAR HARCANDI, ŞİMDİ DAHA FAZLASI GEREKEBİLİR"

Bakanlık yetkilisinin kesildiğini söylediği 500 bin damızlık hayvanın sadece 2021 yılı içerisinde kesilenler olduğunu söyleyen Solakoğlu, 2008 yılında yaşanan kriz nedeniyle kesilen 1,5 milyon damızlık sığırın yerinin doldurulması için takip eden yıllarda 5 milyar dolara varan bir canlı hayvan ithalatının yapıldığını kaydetti.

Solakoğlu, o yıllarda yurtdışında hayvan fiyatlarının Türkiye'ye oranla daha düşük olduğunu, şimdi ise dünyada da canlı hayvan fiyatları yükseldiği için son kesilen damızlık hayvanların yerinin doldurulması için yapılacak ithalatın daha büyük maliyetlere mal olacağını, bunun da gıda fiyatlarını arttıracağını söyledi.

"BİR LİTRE SÜTE 1,5 KİLO YEM ALMASI GEREKEN ÜRETİCİ 800 GRAM ALABİLİR HALE GELDİ"

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez de sorunu yakından takip edenlerden.

Bir çiftçinin şayet bir litre süt satarak karşılığında 1,5 buçuk kilo yem alabiliyorsa süt hayvancılığını sürdürebileceğini aktaran Suiçmez, "Ancak yem fiyatları aşırı arttı. Üretici bir litre süt ile ancak 800 gram yem alabilir hale geldi. Dolayısıyla süt üretimini sürdüremediğinden süt hayvanlarını yani dişi inekleri de kesime yollamak zorunda kaldı" iddiasını dile getirdi.

Suiçmez, "Süt ineklerinin kesime gitmesi, süt üretiminin uzun vadede krize girmesi, aynı zamanda kesilen hayvanlar yüzünden azalacak hayvan sayımızla kırmızı et piyasasının da olumsuz etkilenmesine yol açıyor" uyarısında da bulundu.

"YA SÜT FİYATLARI ARTACAK YA DA YEM DÜŞECEK YOKSA BU KISIR DÖNGÜDE SÜT HAYVANLARI KESİME GİDER"

Ulusal Süt Konseyi'nin geçen aralık ayında toplanarak sütün litresine 4,70 lira verdiğini hatırlatan ancak yem fiyatlarında beklenen düşüşün olmaması ve elektrik vb. gibi artan yeni giderler nedeniyle bu rakamın da üreticiyi kurtarmadığını söyleyen Suiçmez, iddiasını şu şekilde sürdürdü:

Şu anda süt hayvanlarının yeniden kesime gitmemesi için Ulusal Süt Konseyi'nin toplanım 4,70 rakamını yukarı doğru güncellemesi lazım. Süt üreticileri şunu söylüyor: Sütün litresini 4,70'den artırmak istemiyorsanız o zaman açıktan yem desteği verin. Kısaca ya yeme yeni zam gelmeden sütün litresine verilen para artmalı ya da 4.,70'de kalacaksa yem fiyatları düşmeli veya karşılıksız yem yardımı yapılmalı. Bu sağlanamadığı sürece bu kısır döngü içinde süt hayvanları kesime gider.

"ÖNÜ ALINMAZ İSE KURBAN BAYRAMI'NDA BİLE YETERLİ SAYIDA HAYVAN BULUNAMAYABİLİR"

Bu durumun kırmızı et fiyatlarını da olumsuz etkileyeceğini öne süren Suiçmez, "Ne kadar hayvan kesildiği konusunda net bir rakam veremiyoruz. Çünkü bu konuda doğru dürüst bir kayıt olmadığı gibi net bilgi de verilmiyor. Ancak sahadan aldığımız duyumlar çok miktarda olduğu yönünde ve bu eğilim sürüyor. Bunun önü alınmaz ise Kurban Bayramı'nda bile yeterli sayıda kesilecek hayvan bulunamayabilir. Hayvan sıkıntısı ortaya çıkabilir" ifadelerini kullandı.

"HAMİLE İNEKLERİN DE KESİLDİĞİNE DAİR İDDİALAR VAR"

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, son süreçlerde süt hayvanlarının kesilmek üzere yaygın bir şekilde kasaba veya mezbahalara gönderildiğini kaydederek, o da nedenin Suiçmez'in Solakoğlu'nun da belirttiği gibi üreticinin sattığı sütün ancak yem fiyatlarını karşılar hale gelmesine bağladı.

Para kazanamayan besicilerin diğer maliyetler de eklenince ciddi zarar ettiğini söyleyen Sarıbal, "Sürekli süt inekleri ciddi sayıda kesiliyor. Sağımdaki hayvanlar kadar yasak olmasına rağmen hamile ineklerin de kesildiğine dair çok sayıda bilgi aldım. Sonuç olarak et üreticisi de ciddi zarar ediyor. Ve dolayısıyla yapamayacak duruma geldiler" tespitinde bulundu.

TÜİK'in verdiği hayvan sayıları doğru değil iddiası

"PEKİ TÜRKİYE'NİN HAYVAN SAYISI NEDİR?"

Sarıbal'ın iddiasına göre Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TUİK) verdiği rakamlar doğru değil.

Geçmişte Türkiye'de her 10 yılda bir tarımsal sayım yapıldığı halde 2001'den beri yeni bir sayımın olmadığını hesaplamaların TÜİK'in açıkladığı rakamlara dayanılarak yapıldığını öne süren Sarıbal, şu iddiada bulundu:

Siz Kurban Bayramı'ndan sonra Türkiye'nin hayvan sayısında değişim olduğunu gördünüz mü hiç? Peki nasıl oluyor da değişmiyor. Kimi köylere gidiyorsunuz köyde üç tane hayvan yok ama orada beş tane hayvan kulak küpesi olduğunu söyleniyor. Katar'a küçükbaş hayvan satıldığı da söyleniyor ama bakıyoruz TUİK rakamlarına hayvan varlığı hep artıyor. Açıklanan hayvan varlığı ile gerçek sayının aynı olmadığını düşünüyoruz.

1980'DE KİŞİ BAŞINA İKİ HAYVAN DÜŞERKEN ŞİMDİ KİŞİ BAŞINA BİR TANE BİLE DÜŞMÜYOR

Her şeye karşın Türkiye'deki hayvan sayısının nüfusa oranla azaldığını kaydeden Sarıbal, verdiği rakamlar aslında Türkiye'de hayvancılığın içine girdiği sıkıntının nedenini de özetledi.

Sarıbal, ardından hayvan sayısına dair şu bilgileri verdi:

1980'de 44 milyon nüfus varken 86 milyon baş hayvan vardı. Yani kişi başına iki hayvan düşüyordu. Şimdi 84 milyonuz. Son açıklanan rakamlara göre 18 milyon büyükbaş, 53 milyon da küçük baş olmak üzere 71 milyon hayvanımız var. Yani kişi başına bir hayvan bile düşmüyor. Ben şahsi olarak gerçek hayvan sayısının da 60 milyonu geçtiğini düşünmüyorum. Tamam geçmişteki hayvan başına verimlilikle bugünkü hayvan başına verim farklı ama artık hayvancılık çok daha pahalıya mal olduğu için dolayısıyla büyük işletmeler de işin içinde olduğu için hayvancılığının sürdürülebilirliği şu fiyatlarla çok mümkün görünmüyor.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İlgili Haberler

Vanadaki kesinti üreticiyi vurmaya devam ediyor: Tonlarca süt çöpe gidecek

Ekonomi Haberleri