Ekonomide 'heterodoks' yaklaşımdan 'ortodoks' politikalara geçiş Hazine Bakanı'nın "Rasyonalite Türkiye için zorunluluk" sözleriyle ifade buldu. Doların ipinin bırakılmasıyla faizde izlenecek yol kilit hale geldi. Cumhurbaşkanı'nın "Faiz adımını kabullendik" sözleri piyasaları rahatlatırken kritik süreçte piyasaların tüm dikkati Merkez Bankası'nın perşembe günü alacağı faiz kararına çevrildi. Artışa gidileceği beklentileri öne çıktı.
'YALNIZCA BİR FAİZ KARARI DEĞİL YENİ DÖNEMİN İŞARETİ OLACAK'
Ekonomistler de yüzde 25'lik bir artış öngörüsünü dile getirdi. Resmi enflasyonun yüzde 40 seviyesinde olduğu işaret edilerek ekonomi yönetimini zorlu bir sürecin beklediği vurgulandı. Uzmanlar MB'nin atacağı adımın bundan sonraki süreci de şekillendireceğini vurguladı. "Bu toplantı bir faiz kararının çok ötesinde. Çıkacak sonuç sadece ekonomi yönetiminin itibarını değil kamu maliyesinin ve bankacılığın geleceğini de belirleyecek" yorumları yapıldı.
Ekonomi politikalarında eski bilinen doğrular yavaş yavaş tersine dönüyor. Seçim sonrasında yapılan atamalar atılan adımlar birer birer eski ekonomi politikalarına dönüşü işaret ederken, uzmanlar böylece yeni ekonomi modelinin de rafa kalktığını aktardı.
Türkiye’de yüksek kur ve yüksek faiz dönemiyle birlikte piyasaların alt üst olduğu görülürken seçimlere kadar hükümet arka kapı satışlarıyla kuru dizginlemeye çalıştı. Seçim sonrasında Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna tekrar oturtulan Mehmet Şimşek, iddialara göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bağımsızlık sözü aldı. Hafize Gaye Erkan’ın da Merkez Bankası Başkanlığına atanmasıyla birlikte, ekonomi yönetiminden beklentiler arttı.
Merkez’in bu hafta yapacağı ilk para politikası kurulu (PPK) toplantısında güçlü bir faiz artışının gerçekleşmesi bekleniyor. Fakat beklentilerin altında bir artış olursa yine piyasalar üzerinde etkisinin sınırlı olacağı da tartışılanlar arasında. Bin baz puanın üzerinde yapılacak olan artış, uzmanların aktardığına göre kuru düşürür. Aynı zamanda kurdaki gerilemeyle birlikte birçok üründe de fiyat gerilemesinin olacağı aktarılanlar arasında. Konut ve otomobil fiyatlarının da kurdan direkt olarak etkileneceği tartışılıyor.
Faizde yapılacak olan artışı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kabullendiği ortada. Erdoğan’ın enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için Mehmet Şimşek’in adımlarını Merkez Bankası’yla atmasını kabullendiklerini söylemesi sonrasında TCMB’ye yönelik faiz artışı beklentileri de zaten kuvvetlenmişti. Yatırımcılar, Merkez Bankası’nın para politikasında serbest politikalara geçişinin ilk aşaması olarak görülen Perşembe günkü para politikası kararını beklerken, TL geçen hafta başında tarihi zirveyi görmesinden beri izlediği yatay seyri sürdürdü. TCMB, başkanlık makamına Gaye Erkan’ın getirilmesinin ardından ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını perşembe günü yapacak.
TAHMİNLER HAVADA UÇUŞUYOR
Reuters anketine katılan uzmanlar çok geniş bir aralıkta tahminlerde bulunurken, tahminlerin medyanına göre politika faizinin 11,5 puan artışla yüzde 8,5’ten yüzde 20’ye yükseltileceği öngörüldü. Societe Generale, Orta Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu baş stratejisti Marek Drimal, TCMB’nin yapacağı tahmin edilen sıkılaştırma için tahminlerin çok geniş bir aralıkta yer aldığına dikkat çekerek, “Faizin 650 baz puan artırılarak yüzde 15’e yükseltileceği, Erkan’ın ileride yeni artırımların da olacağını belirterek sıkılaştırma yanlısı mesajlar vereceği tahminimizde değişikliğe gitmedik” dedi. Drimal, kademeli faiz artırımı, sıkılaştırma yanlısı mesajlar ve ortodoks politikalara kuvvetli bir yönelimin TL’nin değerini yaz aylarında korumak için yeterli olabileceğini öngördüklerini söyledi.
‘TEK SEFERDE SERT ARTIŞ İHTİMALİ DÜŞÜK’
Bank of America Securities, Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’e yükseltmesini beklediğini, ancak aşağı yönlü bir sürpriz için de alan gördüklerini belirtti. Aralarında Zümrüt İmamoğlu’nun da bulunduğu ekonomistlerin yayımladığı raporda tahminlerinden daha düşük bir faizin, faiz koridoru ya da daha fazla faiz artışı sinyaliyle desteklenebileceği belirtildi.
Bloomberght’te yer alan habere göre, regülasyonlar ve kontrollerin tedrici olarak kaldırılmasının beklendiği belirtilen raporda “Kontrolleri kaldıracak tek seferde büyük bir faiz artışı daha az ihtimal olarak görüyoruz” denildi. Kurum, Merkez Bankası’nın yüzde 15-18 gibi düşük bir faizle başlaması durumunda mevcut banka faizlerini yakalamak için en az iki faiz artışı daha yapabileceğini öngördü.
‘ANORMAL BİR DURUMDAN NORMALLEŞME İŞARETİ OLUR’
Ekonomistler de Merkez Bankası’nın faiz hamlesini daha şimdiden değerlendirmeye başladı. Ekonomist Şenol Babuşcu “Kredi kullanan bireyler, kredilerinizi ikiye ayırın: Sabit faizlileri vadesinde ödemeye devam edin. Değişken faizlilerin faizi Temmuz’da yükselecektir. Ya yüksek faiz ödemeye hazır olun, ya da sabit faizliye çevirin. KMH’lar ve kredi kartı nakit çekimleri değişken faizlidir” dedi.
Ekonomist Onur Erkan Yıldız da “TCMB faiz artıracak, bu net görünüyor. Bu ihtimal zaten ‘beklentiyi satın al’ olarak fiyatlara yansıdı ve bu ihtimal dolayısıyla borsada kalıcı düşüş beklemek yanlış olur. Büyük hatadır. Bu haftalar öncesinde fiyata yansıdı. Dolar/TL tarafında bir gevşeme, daha doğrusu TL tarafında bir kazanım beklentim mevcut. Eğer TCMB faiz oranlarında yükseliş gerçekleştirirse ‘daha sıkı’ bir politika işareti vermiş olmaz, anormal bir durumdan ‘normalleşme’ işareti vermiş olur. Bu durum da her ihtimalde ülke ekonomisine katkı sağlar. Bu tip bir faiz artışı anormallikten normalliğe geçiş olduğu için ‘para sıkıntısı’ ‘kredibilite sorunu’ ‘işsizlik’ ‘soğuk ekonomi’ gibi kavramların hiçbirine sebep olmaz” yorumunu yaptı.
‘ENFLASYON ALTINDA HAMLENİN TEMELİ YOK’
Bu hafta en önemli gündemin Merkez’in PPK toplantısı olduğunu söyleyen ekonomist Altuğ Özaslan “Faiz seviyesinin nereye çekileceğini tahmin etmek çok zor çünkü yıllık enflasyon yüzde 39.59 ve TCMB beklenti anketine göre 12 ay sonraki beklenen enflasyon yüzde 29.84 olduğu bir zeminde yüzde 20-25 gibi artışı tahminlerinin matematiksel bir temeli yok. Bu yüzden ben bir tahminde bulunamıyorum ama başka bir konuya dikkat çekeceğim. TTM bazda, bütçe açığı –527 milyar TL (–%2,9 GDP) ve faiz dışı açık ise –100 milyar TL (–%0,6 GDP) seviyesinde. Aradaki fark olan –427 milyar TL ise faize ödendi. Bütçede faize ödenen toplam tutar 2017 yılından beri yükseliyor ama MK tesis yükümlülüğü doğal olarak bir borç monetizasyonu olduğu için anapara borç enflasyonla korele yükselmesine rağmen toplam faiz giderlerinin ağırlığı yüzde olarak düşüyordu. Yılın ilk 5 ayında vergi gelirlerindeki artış 490 milyar TL (%55.6). Buna rağmen personel giderleri, SGK devlet primi ve görev zararı kaynaklı cari ve sermaye transferleri çok yüksek seyretmektedir. Doğal afet ve seçim harcamalarının da etkisiyle yakın dönemde kamu maliyesinin görünümünün daha da bozulması kaçınılmaz. Bu minvalde TCMB’nin faiz artışı sürecinde, MK tesis yükümlülüğü de normalleşme süreci dahilinde kaldırılacaksa TL tahvil faizlerinde sert yükseliş görmemiz kaçınılmaz olacaktır ve doğal olarak kamunun faiz gideri çok sert yükseliş gösterecek” dedi.
‘VERGİ ARTIŞI KAÇINILMAZ GÖRÜNÜYOR’
Ekonomist Altuğ Özaslan “Son finansal istikrar raporuna göre bankaların sabit faizli TL menkul değerler ortalama vadesi 67’ye yükseldi. MK tesis yükümlülüğünün kaldırılması söz konusu olursa, Hazine ile bankalar arasında geçen seneden beri değindiğim borç swap’ı da kaçınılmaz olacaktır, bu sebeple 67 aya kadar yükselmiş ortalama vade düşmek zorunda kalacaktır. Bu da Hazine’nin artan borç stoğunu roll etme sıklığını ve faiz ödemelerini yükseltecektir. BDDK’nın son TBS Temel Göstergeler raporuna (Mart 2023) göre ise Menkul Kıymetlerin toplam varlıklar içerisindeki payı yüzde 17.2 ve TL Menkul kıymetlerin payı ise yüzde 10.11 seviyesindedir. Kısaca, TCMB’nin bu hafta ortodoksumsu bir politikaya dönüşü ve faiz artışı parasal aktarım mekanizması (PAM) üzerinden kamu maliyesini ve bankacılık sektörünün borç monetizasyonu amacıyla kullanılmış bilançosunu da etkileyecektir. Bu minvalde faiz artışı ne olursa olsun MK tesis yükümlülüğü bir süre daha devam edebilir mi? MK tesis yükümlülüğü sona erdirilecekse borç swapı yapılacak mı? Politika faizi nereye kadar yükseltilebilecek çünkü bu gösterge tahvil faizlerine bir şekilde referans oluşturacak. MK tesis yükümlülüğü devam edecekse de sona erdirilecekse de vergi artışı kaçınılmaz görünüyor. Bu da ÖTV ve Kurumlar Vergisi tarafında mı olacak? KDV’de pek yer yok. Çok soru türetilebilir, hangilerine cevap bulabileceğimizi bilemiyorum ama ikiz açık dönemine döndüğümüz aşikar. Bu yüzden konunun sadece politika faizi olmadığını ve etki alanı sebebiyle birçok önemli noktayı etkileyebileceğini lütfen unutmayalım. TL tahvil faizleri ve verim eğrisi normal/serbest bir fiyatlamaya dönecekse yakın dönemde sık takip etmekte fayda var” ifadelerini kullandı.
AĞBAL’DAN SONRA ARTIŞ YAPILMADI
Merkez Bankası politika faizinde en son artış Naci Ağbal’ın başkanlığının son döneminde Mart 2021’de yapılmıştı. Mart toplantısında Ağbal başkanlığındaki Para Politikası Kurulu 2 puan artış gerçekleştirmiş ve politika faizini yüzde 17’den yüzde 19’a yükseltmişti. Bu artış Ağbal’ın başkanlığının da sonunu getirmişti. 19 Mart 2021’de başkan olan Şahap Kavcıoğlu döneminde ise politika faizi hiç artırılmadı. 26 ay boyunca politika faizinde indirimler gerçekleştirilirken en son indirim ise Şubat 2023’te 50 baz puan olarak gerçekleştirildi. Mart 2021’ten bu yana ise politika faizinde 1050 baz puanlık faiz indirimi yapıldı.
GOLDMAN SACHS YÜZDE 40 İHTİMALİ YÜKSEK
ABD merkezli banka Goldman Sachs, Merkez Bankası’nın faizi perşembe günkü toplantıda yüzde 40’a çıkarmasını bekliyor. Goldman Sachs’ın notunda bankanın ekonomistlerinin beklentisinin TCMB’nin yüzde 8,5 seviyesinde olan politika faizini yüzde 40’a çıkarması yönünde olduğu belirtildi. Faizin; AA Finans’ın beklenti anketinde yüzde 19,25’e, Reuters’ın anketinde yüzde 20’ye çıkarılacağı görüşü hakimdi. Merkez Bankası’nın piyasa beklentileri anketinde ise faizin yüzde 17,5’e yükseltileceği tahmin edilmişti. Bank of America ve JP Morgan ise faizin perşembe günü yüzde 25’e çıkarılmasını öngörüyor. Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu, perşembe günü saat 14.00’de faiz kararını açıklayacak.
‘KAMU MALİYESİNİN GELECEĞİNİ BELİRLEYECEK’
Gelecek Partili ekonomist Kerim Rota, Altuğ Özaslan’ın değerlendirmelerini yorumlayarak “TCMB PPK kararının sonuçlarına geniş açıdan bakmış. Yaptığı paylaşımda mükemmel bir şekilde bu haftaki toplantının bir Merkez Bankası’nın faiz kararının çok ötesinde olacağını anlatmış. Bu toplantı sadece yeni ekonomi yönetiminin itibarını değil, kamu maliyesi ve bankacılık sektörünün geleceğini de belirleyecek” dedi. Ekonomist Akın Rota da “Kısaca faaliyet karı faiz giderlerini karşılamayan şirketlere zombi deniyor. Bu araştırmada acaba hangi faiz oranı kullanıldı? ÜFE’nin 50 puan altında olan mı yoksa ÜFE’ye eşit olsaydı ne olurdu mu? Türkiye dünyada ‘zombi’ şirket oranında birinci” yorumunda bulundu.
‘KREDİ FAİZLERİ 50-60 BANDINA ÇIKABİLİR’
Ancak Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 8.5 olmasına rağmen piyasa faizleri durdurulamıyor. Uzmanlar seçim sonrası sert yükselişe geçen mevduat faizlerinin yüzde 50’yi kredi faizlerinin de yüzde 60’ı aştığını belirtiyor. Oluşan tabloyu değerlendiren Ziraat Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı ve Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu Twitter’da yaptığı paylaşımda “Yeni dönemde mevduat faizlerinin 40-50 arasında, kredi faizlerinin yüzde 50–60 arasında oluşması beklenmektedir” dedi.
ERKAN’IN TBB İLE TOPLANTISI ERTELENDİ
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın 19 Haziran Pazartesi günü, TBB üyesi bankalarla bir araya gelerek piyasanın yeni ekonomi yönetimine ve izlenecek politikalara ilişkin beklentilerini dinlemesi bekleniyordu, toplantı 23 Haziran Cuma gününe ertelendi. Bankaların Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile toplantıda dile getirdikleri sorunların teknik boyutlarıyla ilgili olarak yapılacak görüşme, böylece Perşembe günkü Para Politikası Kurulu toplantısının sonrasına kalmış oldu. Bankaların gündeminde regülasyonlar, TCMB’nin getirdiği dönüşüm hedefleri ve kredilerde faiz sınırlaması gibi konular yer alıyor. Bakan Mehmet Şimşek’in 16 Haziran Cuma günü, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ile gerçekleştirdiği toplantılarda, ekonomik programın ayrıntıları ve gelecek politikalara ilişkin önemli konular ele alınmıştı.