Yeni bir otomobil sahibi olmak artık bu dönemde oldukça zor hale geldi. En ucuz otomobilin fiyatı bile 500 bin lira bandını neredeyse aştı. Ücretli çalışanlar için otomobil sahibi olmak artık bir adım daha uzağa giderken, tüketici artık ikinci eline de gözü gibi bakıyor. Bu süreçle birlikte hem tedarik sorunları hem de artan fiyatlar karşısında dünya yeni bir anlayış ortaya çıktı.
Avrupa’da dikkat çeken ikinci el araç yenileme merkezi modelleri yavaş yavaş Türkiye’de de uygulanmaya başladı. İrili ufaklı birçok şirket bu işe girmişken, Renault da Avrupa modelini 2023’te Türkiye’ye getirecek. Bu konuda uzun bir süredir mesai yapan Renault Group Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Doğu, bu modeli yakın zamanda Türkiye’ye getireceklerini paylaştı. Bunu Renault-OYAK Fabrikaları’nda gerçekleşeceğini aktaran Doğu, araçların banttan sıfır ikinci el olarak çıkacağını söyledi.
Geçen hafta Fransa’da bulunduğumuz süreçte Renault’un Fransa Flins fabrikasını da gezme fırsatı bulduk. İkinci el araç yenilemenin kalbine indiğimiz süreçte fabrika yetkilileri sorularımızı cevapladı. Burada yapılan modelin hemen hemen aynısını Türkiye’ye de uygulanacağını aktaran yetkililer, yeni bilgiler de verdi. Bu fabrikada aynı zamanda Nissan Micra ve Renault ZOE üretiliyor. Bizde de Renault Clio’nun yer aldığı gibi. İkinci el araç pazarı tüm dünyada ciddi bir şekilde büyümeye devam ediyor. Bu yüzden ikinci el araç yenileme de geleceğin vazgeçilmez modellerinden biri olabilir. Flins’te 11 bin metrekare üzerine kurulan sistemle birlikte 2023’e kadar yıllık 45 bin aracın yenilenesi hedefleniyor. Filolar ve sigorta şirketleri için önümüzdeki yılın sonunda Refactory’de ağır hasarlı araçlar için yeni bir kaporta onarım faaliyetine start verilecek. Kaporta fabrikası olacak olan yerde 2023’e kadar 3 bin aracın tamir edilmesi planlanıyor. 2025’te de 25 bin araca ulaşacak.
10 AYDA 20 BİN ARAÇ YENİLENDİ
Bu fabrikada boyadan parça değişimine kadar her şey yapılıyor. Renault’un Avrupa’daki en büyük tesisi olan Flins, aynı zamanda 50 yıllık bir tarihe de tanıklık ediyor. Fabrikada özel birimler oluşturan tesiste aynı zamanda Nissan Micra ve Renault ZOE üretimi de yapılıyor. 800 kişi burada yenileme işinde çalışırken, sadece bu yıl 20 bin aracın yenilendiği de paylaşılanlar arasında.
BURSA’DAKİ ‘REFACTORY’ DE BAYİLER ÜZERİNDEN ARAÇ KABUL EDECEK
Fransa Flins’teki yetkililer, ikinci el araç toplayıp satmanın dışında bireysel müşterilerin de sisteme dahil olabileceğini anlattı. İkinci el aracını yenilemek isteyen müşteri öncelikle bayi ile iletişime geçecek. Ekspertizi yapılan modelin teslimat süresi de maksimum 10 gün. Ama buradaki yetkililer teslimatın genelde 6 gün sonunda yapıldığını da paylaştı.
1 YILA KADAR GARANTİ VERİLECEK
Yenilenmesi yapılacak araçlarda şimdilik yaş sınırlaması olacak. Bu sınırlama parça ve fiyata göre değişiklik gösterirken, aynı zamanda garantisinde de değişik durumlar söz konusu oluyor. Fabrikadan garantili olarak çıkan modellere 6 ay ile 1 sene arasında bir süre veriliyor. Maksimum 3-4 yaş aralığına uygulanan yenileme modeli sadece Renault marka araçları da kapsamıyor. Şimdilik Filns’te Renault, Nissan, Peugeot ve Toyota modelleri ikinci baharını yaşayarak banttan iniyor.
İÇTEN YANMALILAR ELEKTRİKLİYE DÖNÜŞECEK
Ağırlıklı olarak sigorta şirketleriyle çalıştıklarını vurgulayan fabrika yetkilileri, işin bir de fiyat boyutuna değindi. İkinci el araç fiyatlarının Avrupa’da da sert yükseldiğine değinen yetkililer, alınan araçları onarmaya değerse yapacaklarını aktardı. En çok konuşulan modellerden biri ise dönüşüm. Türkiye için bu ayak şimdilik ne olmasa da Renault Refactory’de elektrikli dönüşüm gerçekleşecek. Klasik içten yanmalı araçları elektrikliye döndüren fabrika, maliyetleri de düşürecek. 2023 sonunda LCV Master’a yapılacak olan uygulamayla hız kazanacak olan elektrikli dönüşüm sisteminde fiyatlar daha da düşecek. Sıfır elektrikli araca göre, dönüşüm yüzde 40-45 bandında daha ucuz olacak.
‘0-6 YAŞ GRUBUYLA BAŞLAYACAĞIZ’
Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş “Refacory benim yürekten inandığım bir proje. Bunda bir de garanti sistemi var. Bunu ilk etapta biz şubelerimiz kanalıyla yapmak istiyoruz tabi ki network üzerinde satış kanalı olarak kullanılacaktır. 0-6 yaş olacak başlangıçta 10’a doğru gideceğiz sonra. Burada önemli olan araba bulmak. 3 yaşında bir araç 2 sene garantiniz olacak. 6 yaşında 2 sene garantisi olacak. Bizim avantajımız. Motor yemişse motoru değiştiririz. Her şeyi yaparım. Aracı biliyorum ben. Yenilenmiş parça ithalatı Türkiye’de yasak maalesef. 5-6 yaşı 7-8 yaşa götürürsek parçaları yenileyebiliriz. Maliyetleri düşürebiliriz. Oyunu biz burada değiştireceğiz. Refactory fabrikanın içerisinde olacak. Fabrikanın içerisine sokup çıkaracağız” dedi.
‘OTOMOTİVİN APPLE’I OLACAĞIZ’
Paris’te sorularımızı cevaplayan Renault Group CEO’u Hakan Doğu, fabrikanın kapasitesini tamamen doldurmaya çalıştıklarını söyledi. Doğu “Şu anda Renault markasının stratejisi 2025’ten sonra tamamen elektrikliye geçmek. Elimizde Dacia var. Dacia’lar içten yanmalı hibrit olarak devam ediyor. Türkiye’de bizim ana markamız Renault orada bunu nasıl acaba yapabiliriz onun üzerine düşünüyoruz. Önümüzdeki 10 yılda Türkiye’de ne modeller üretmemiz lazım ihracat ve iç pazar için onları tahmin etmeye çalışıyoruz. Şu anda her şey değerlendirme aşamasında. Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş ile birlikte mobilite üzerine 4-5 inovatif proje açıklayacağız. Türkiye’de hiç kimsenin yapmadığını yapacağız. Türkiye’de otomotivin Apple’ı olmak gibi kendimize hedef koyduk. Otomotivin Apple’ı olursak. Sektör değişiyor. Biz kendimizi araç üreticisi olarak tanımlamıyoruz artık” dedi. Refactory çalışmalarında son aşamada olduklarını paylaşan Doğu “Teknolojik olarak yatırımlarımızın ne olacağının kararını verdik. İkinci elin kaderini değiştireceğiz. Bundan sonra muhtemelen diğer üreticiler bizi taklit edecektir. Çünkü otomobile doğru ulaşma yöntemi bu olacak. İnsanları kandırarak ikinci ele ulaşılmasını engellemiş olacağız. Biz aracı 10 yıllık süreci boyunca sürekli yenileyip garantiler verip o aracın biz halkın güvenli kullanabileceği uygun fiyatlı araçları yapmaya çalışacağız” diye konuştu.
ÜRETİM İÇİN YENİ YER ARIYORUZ
Dacia CEO’su Denis Le Vot, araçların gelecekte daha pahalı olacağını ve insanların artık otomobile gereğinden çok fazla para ödemek istemediğini anlattı. Üretim tarafıyla da ilgili bilgi veren Vot “Kapasite artıyor üretim için yeni yer arıyoruz. Gelecek yılın ilk aylarında bunu ele alacağız. Bu konuda tekrar planlama yapmak zorundayız” dedi.
Paris Otomobil Fuarı’nda bir araya geldiğimiz Dacia CEO’su Denis Le Vot, Türkiye pazarından da bahsederek sorularımızı yanıtladı. Vot, markanın bir dönüşüm arifesinde olduğunu söyleyerek, gelecekte araç fiyatlarının daha pahalı olacağını ifade etti. Vot, araçların gelecekte daha pahalı olacağını ve insanların artık otomobile gereğinden çok fazla para ödemek istemediğini anlattı. Dacia’nın artık tam olarak bunlara hitap ettiğine değinen Vot “Herkes için otomobil yapıyoruz. Yaptığımız şey basit ve güvenilir. Türkiye’de de otomobillerin uzun süreler kullanıldığını biliyoruz. Üzerinde çalıştığımız şey basit ve daha güvenilir araçlar üretmek. Bu nokrada, Dacia olarak farklı markalardan da müşteri çekmeye başladık. Artık Dacia’lar yüksek donanımlarla tercih ediliyor. Yani üst segmentlerde müşteriler geliyor ve yüksek donanımlı araçlara Dacia’nun sunduğu mantıklı fiyatlara ulaşabiliyorlar” dedi. Üretim kapasitesinin de yeterli olmadığına artık kanaat eden Vot şöyle konuştu “Evet arıyoruz, gelecek yılın ilk aylarında bunu ele alacağız. Bu konuda tekrar planlama yapmak zorundayız. Planımız gelecek yılın başlarında belli olur.”
ONARIMA YURTDIŞINDAN BİLE TALEP VAR
RS Otomotiv Grubu, Filistin, Hindistan, Bahreyn, Irak ve İsveç ülkelerinden işbirliği geliştirmek üzere gelen ziyaretçilerini ağırladı. İlk görüşmelerin tamamlandığını ve prensip anlaşmalarının başarılı şekilde gerçekleştirildiğini ifade eden RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı “Pandemi sonrası ortaya çıkan küresel enflasyon, çip ve ham madde krizleri, tedarik zinciri sıkıntıları satış sonrası hizmetlerde ve sigortacılıkta küresel çapta yeni çözüm ihtiyacı doğurdu. Yerli ve milli kaynaklarla geliştirdiğimiz onarım teknikleri ve birçok yenilikçi satış sonrası hizmetimiz yurtdışındaki yatırımcıların ilgisini çekmeye başladı. Diğer olumsuz gelişmeler araçlarda kaza sonrası parça değişimi yapmak yerine onarımı zorunlu bir hale getirdi” dedi.
TARIMA TÜRKTRAKTÖR’DEN DESTEK
TürkTraktör Genel Müdürü Aykut Özüner, 1954 yılında Türkiye’nin otomotiv sektöründeki ilk üretici kuruluşu olarak faaliyetlerine başlayan TürkTraktör’ün ilk traktörünü 1955 yılında ürettiğini, 500 bininci traktörün ise 2007 yılında banttan indirildiğini söyledi. Traktör pazarında tüm dünyada yıllık üretim adetlerinin 1.6 milyon civarında gerçekleştiğini belirten Özüner; “Türkiye’nin yıllık üretimi ise 60-70 binler civarında. Bugün Türkiye’de halihazırda kullanılan traktör parkının 1 milyon 300 bin civarında olduğunu düşünürsek TürkTraktör olarak 1 milyoncu üretim adetine ulaşmanın çok önemli bir kilometre taşı olduğunu görebiliriz” dedi. Özüner, tarımda dijital dönüşüm olan Tarlam Cepte uygulamasının 100 binin üzerinde kullanıcı sayısına ulaştığını söyledi.
DÜŞÜK KALAN MATRAH ÖTV BEKLENTİSİ OLUŞTURDU
ÖTV matrahında olası bir düzenleme veya ÖTV indirimiyle ilgili yüksek seviyede spekülasyonun vatandaşları ciddi bir beklenti içine soktuğunu kaydeden Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş “Konuyla ilgili olarak devlet kanadından olumlu veya olumsuz herhangi bir açıklama yapılmadığı takdirde, pazardaki durgunluğun yıl sonuna kadar süreceği endişesini taşıyoruz. Hem sektörümüz hem tüketici hem de yatırımcı ÖTV belirsizliğine cevap bekliyor. Zira 4 aylık durgunluk döneminde finansman yükünü taşıyamayan irili ufaklı bazı ikinci el otomobil satıcıları iflas etti, birçok çalışan işsiz kaldı” dedi.
SATIŞ SONRASINDA KUR PROBLEMİ
Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) verilerine göre, satış sonrası ilk üç çeyrekte satış, ihracat ve istihdamını artırarak, dördüncü çeyrekte de hızını korumaya odaklandı. Olumlu tabloya rağmen Otomotiv Satış Sonrası temsilcileri yatırım konusunda temkinli davranmayı hedefliyor. OSS’nin son anketinde üye firmalar, Otomotiv Satış Sonrası Pazarında yaşanan sorunların başında döviz kurlarında yaşanan hareketliliğe dikkat çektiler. Üyelerin yüzde 65.6’sı döviz kurlarındaki hareketliliği sektör için büyük problem olarak nitelendirdi.