Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), kur atakları karşısında müdahale kararı aldı. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, "Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir" denildi.
Açıklama sonrası yüzde 10'luk bir düşüşle 12,40 seviyelerine doğru çekilen dolar, ardından tekrar 13 seviyesinin üzerine çıktı. Merkez Bankası'nın müdahalesi ve kurdaki dalgalanmayı değerlendiren ekonomistler, "Saçma politikayla doğru hamlenin bir anlamı yok" dedi.
REUTERS: KASADA OLMAYAN PARA
Reuters haber ajansı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizleri yükseltmeyeceğine dair konuşma yapmasından dakikalar önce, Merkez Bankası'nın Türk Lirasının düşüşünü engellemek için dolar satmasını 'Türkiye sahip olmadığı parayı harcıyor' başlıklı bir haber yaparak analiz etti.
Haberde, Merkez Bankası'nın net rezervinin Kasım ayı itibarıyla bir önceki aya göre 28 milyar dolardan 25 milyar dolara düştüğü, ancak yerel bankalarla yapılmış olan 48 milyar dolar değerindeki takaslar (swap) hesaplandığında rezervlerin ekside bulunduğu hatırlatıldı.
Söz konusu haberde şu ifadeler kullanıldı:
"Bankanın net rezervleri Kasım ayı itibarıyla bir önceki aya göre 28 milyar dolardan 25 milyar dolara düştü. Ancak bu, yerel bankalardan rezervlerin kesinlikle negatif bölgede olduğu 48 milyar dolarlık başka bir takası içeriyor. Bu, liranın bu yıl dolar karşısında yüzde 40'tan fazla değer kaybetmesine neden olan para politikasını desteklemek için 'hatalı bir teklif' olarak yorumlanıyor.
Para birimini desteklemek, Türkiye'nin hiperenflasyon ihtimalini yavaşlatabilir, ancak ülkenin dolar potu tükenme riskiyle karşı karşıya. Banka, 2019-2020'de lirayı sabitlemek için 128 milyar dolar sattı ve yine de oranları artırmak zorunda kaldı.
Net rezervler Ağustos 2020'de 28 milyar dolar iken, 11 milyar dolara düşürmek sadece 5 ay sürdü. Bu rakam, 2003'ten beri görülen en düşük seviye. Rezervler ne kadar düşük olursa, devalüasyon o kadar olası hale gelir. Erdonomi pahalı bir uğraştır.