İş dünyası 16 Aralık 2021 Merkez Bankası faiz kararına olumsuz yanıt verdi. Faiz kararı öncesi 15,28 TL seviyesine kadar yükselen dolar biraz düşse de 15 TL seviyesinin altına gerileyemedi. Dolar/TL kuru, Merkez Bankası'nın kararını açıklamasından saniyeler önce 15,49 TL seviyesine yükselen dolar, Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararının ardından saat 14.01 itibarıyla 15,60 TL seviyesinden işlem görüyor. Daha önce de piyasaların beklentisi politika faizinin yükseltilmesiyken faiz indirimine gidilmesi, Türk lirasının hızla değer kaybetmesine neden olmuştu.
MERKEZİ BANKASI FAİZ KARARI NE OLDU?
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 16 Aralık 2021 Perşembe günü gerçekleşen toplantısında politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 14'e düşürdü.
Merkez Bankası; eylül, ekim ve kasımda toplamda 400 baz puanlık faiz indirimi yapmıştı. Böylelikle Merkez Bankası'nın aralık ayında yaptığı 100 baz puan faiz indirimiyle, toplamda 500 baz puanlık indirim yapıldı.
FAİZ KARARINDAN ÖNCEKİ SON DURUM
Faiz kararından önce en kritik gelişmelerden biri, döviz piyasasına satım yönünde yapılan müdahaleler oldu.
Merkez Bankası'nın 1 Aralık 2021 tarihindeki ilk müdahalesi yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık 2021'deki ikinci müdahalesi yaklaşık 400 milyon dolar, 10 Aralık’taki üçüncü müdahalesi ise yaklaşık 500 milyon dolar seviyesindeydi. Merkez Bankası'nın dördüncü ve 2,5 milyar dolarlık son müdahalesi ile birlikte toplam tutar yaklaşık 4 milyar seviyesine yükseldi.
Tüketici fiyatları kasımda yıllık yüzde 21,31 arttı. Böylelikle yıllık tüketici enflasyonunda Kasım 2018'den bu yana en yüksek seviye kaydedildi.
Üretici fiyatlarında yıllık artış ise yüzde 54,62 ile 2002'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Bu rakamların ardından tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki fark rekor kırdı.
FAİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİ NE ANLAMA GELİYOR?
Geleneksel ekonomi teorisinde, faizlerin yüksek tutulmasının enflasyonu aşağı çekme ve ilgili ülkenin para birimini de güçlendirme yönünde bir etkisi olacağı düşünülüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonu düşürmek için faizlerin indirilmesi görüşünü savunuyor.
Enflasyon ve faiz oranları arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Faiz ayrıca döviz kurunu da etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Uygulanan politikalarla bunlar arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor.
Merkez Bankası'nın piyasadaki para arzını yönetebilmek için sahip olduğu araçlardan birisi politika faiz oranları.
Politika faiz oranlarında yapılan değişiklikler piyasadaki oyuncuların borç alma ve verme maliyetlerini değiştirdiğinden hem bankaların uyguladığı faizleri hem de tahvil, hisse senedi gibi varlıkların değerini etkiliyor.
Faiz oranlarının düzeyi, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyici oluyor.
Örneğin, faiz oranlarının düşük olduğu bir ortamda tasarruf üzerinden elde edilecek gelir de düşük olduğundan harcama eğilimi artıyor.
FAİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİNİN RİSKLERİ NELER?
Dolayısıyla faiz oranlarının düşürülmesinin tüketim harcamalarını artırması ve ekonomik büyümeyi desteklemesi bekleniyor.
Ancak tüketim harcamalarının artması beraberinde enflasyonun yükselmesi riskini getiriyor.
Bir diğer konu da faizlerin düşük olduğu bir ortamda kredi alma ve verme eğiliminin artmasının piyasadaki yerel para birimi miktarının yükselmesine neden olması. Bu da enflasyon riski yaratan bir başka unsur olarak ortaya çıkıyor.
Bu nedenle genel kabul gören ekonomi teorisinde, faiz oranlarının düşük tutulmasının enflasyon yaratacağı ve enflasyonun arttığı bir dönemde de fiyat artışlarını dizginlemek için faiz artırımına gidilmesi gerektiği görüşü bulunuyor.
FAİZLER NASIL DÜŞÜRÜLÜR VE ARTIRILIR?
Bankalar müşterilerine kredi verdiklerinde para yaratır. Faizler düştüğünde yaratılan para miktarının azaldığını, arttığında ise yaratılan paranın azaldığını söyleyebiliriz.
Faiz arttığında aynı ürünü almak için takas edilmesi gereken 'para' miktarı da artar. Bu da enflasyona neden olur. Tersi durumda, yani Merkez Bankası faizi artırdığında ise daha az miktarda borçlanma olur ve daha az miktarda para yaratılır. Bu da enflasyonu azaltır.
Kendi inisiyatifindeki faiz oranıyla ülkenin ekonomik büyümesine dair işlemde bulunabilmesi o merkez bankasının bağımsız para politikasına sahip olduğunu gösterir.
Fakat bankanın finansal istikrarı sağlayabilmek için faiz dışında, sermaye hareketlerini ve para biriminin diğer para birimleri karşısındaki değerini de göz önünde bulundurması gerekir.