Türkiye’de kronikleşen yüksek enflasyon sorunu ve döviz kurlarında artışın frenlenememesi ile hayat pahalılığı artmaya devam ediyor. Verilerinin güvenilirliği sık sık tartışılan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre döviz kurlarının tarihi rekor kırdığı haziran ayında tüketici enflasyonuna işaret eden tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) değişim, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,92, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 19,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,21 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 59,95 olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 14,76 ile konut olarak kaydedildi.
Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 67,22 ile lokanta ve oteller oldu. Ana harcama grupları itibarıyla haziran ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 1,21 ile sağlık oldu. Buna karşılık, haziran ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 11,13 ile alkollü içecekler ve tütün yer aldı. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) haziran ayı itibarıyla, 20 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 117 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.
İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, bir önceki aya göre yüzde 3,45, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 23,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 46,63 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 59,18 olarak gerçekleşti. TÜİK verilerinin gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığının altını çizen ekonomistler yaşanan kur artışı ve diğer maliyet baskıları nedeniyle yılın kalan döneminde enflasyonda artışın kaçınılmaz olduğunu belirterek ‘’Yıl sonunda yüzde 50 enflasyon şaşırtıcı olmaz’’ dedi.
‘TÜİK VERİLERİ GERÇEK HAYAT PAHALILIĞINI YANSITMIYOR’
İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı ve Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz da son 1,5 yılda TÜİK tarafından yayınlanan enflasyon verilerindeki ‘anomali’ye dikkat çekti. DW Türkçe’ye konuşan Prof. Yılmaz, Aralık 2021’de yaşanan kur artışında üretici fiyat endeksinin aylık bazda yüzde 19 gibi sert bir yükseliş yaşadığını hatırlatarek “Şimdi Haziran 2023’te ise kur artışı yüzde 30’ları buldu. Aynı dönemde üretici fiyatlarındaki artış ise yüzde 6,5 olarak açıklandı. Bu nasıl olabiliyor, artık onu TÜİK’e bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
Temmuz ayı itibariyle üretici fiyatlarındaki artışın da kur kaynaklı olarak yükselişe geçmesi gerektiğini dile getiren Kamil Yılmaz, “Hayat pahalılığın ne kadar hızla arttığını hepimiz görüyoruz. TÜİK’e göre Haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 38,2 oldu. Oysa İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre yüzde 55, ENAG hesaplamasına göre ise yüzde 108. Bu farkın nasıl oluştuğunu bilemiyoruz” dedi.
TÜİK’in enflasyon verilerinin gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını vurgulayan Prof. Kamil Yılmaz, buna en çarpıcı örneklerden birinin de doğal gaz fiyatları olduğunu söyledi. Yılmaz, gerek 22 Haziran’da açıklanan faiz artırımının piyasalar tarafından yeterli bulunmaması, gerekse TÜİK’in enflasyon verilerinde kendini gösteren gerçekdışı hesaplamaların Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde vaat edilen “rasyonel politikalara dönüş” beklentisini karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.
‘FAİZ YÜZDE 50 OLMADIKÇA ENFLASYONLA SAVAŞI KAZANMAK MÜMKÜN DEĞİL’
TÜİK’in madde sepetini açıklamadığına dikkat çeken ekonomistler güvenilirlik açısından yayınlaması gerektiğinin altını çizdi. Ekonomist Tunç Şatıroğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada sıkı para politikası gerçekte nasıl olması gerektiğini madde madde açıklayarak ‘’1. TÜİK’in açıkladığını enflasyon verisi üzerindeki tartışmaları bitirmek için hangi verinin hangi gün nereden kaç olarak toplandığı bilgisi açıklanır. Mart 2022’den sonra neden İTO verisiyle bu kadar açılma olduğu anlaşılır. 2. Yanlış bir şey varsa geriye gidip Mart 2022’den itibaren düzeltme yapılır. Yoksa “gerçek enflasyon budur, veriler de bunu tartışmaya yer bırakmayacak şekilde göstermiştir” denir. 3. TCMB beklenti anketine daha fazla finans kurumundan katılımcı alınır. Her kurumun ne tahminde bulunduğu yazılır. Yani falan bankanın enflasyon tahmini şudur denir. Ona göre medyan hesaplanır. 4. Bu durumda reel faizin ne kadar olduğu anlaşılır. Buna göre pozitif veya buna yakın bir politika faizi oluşturulur. 5. Daha düşük politika faizi isteniyorsa o zaman beklenti iyi yönetilmeli ve tahminlerin düşmesi sağlanmalı. Bunun için de kapsamlı bir hareket planı ve takvimi açıklamak gerekir. Tahminimce politika faizi en az 50 olmadıkça enflasyonla olan savaşı kazanmak mümkün değildir. Yani öyle 15 ile başladık sonra 25’te duracağız ve enflasyona kaç olursa olsun daha da ötesine geçmeyiz derseniz baştan geçmiş olsun’’ dedi.
DİSK: 85 MİLYON CİDDİ BİÇİMDE YOKSULLAŞTIRILMAKTADIR
Araştırma Merkezi (DİSK-AR), TÜİK’in açıkladığı haziran enflasyon verilerine ilişkin rapor yayımladı. TÜİK verilerinin hatırlatıldığı raporda, şu ifadelere yer verildi: “TÜİK, Haziran 2023 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 53,92 olarak açıkladı. Ancak TÜİK tarafından yayımlanan resmi enflasyon oranları farklı gelir gruplarının gerçeğini yansıtmıyor. Resmi ortalama enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir.” Öte yandan DİSK enfasyon rakamlarına tepkisini dile getirmek için Ankara’da TÜİK önünde eylem yaptı.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki bütün emek gelirleri TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verisine göre belirlenmektedir. Ve yine milyonlarca işçi, emekçi, kamu çalışanı, emekli, dar gelirli şahittir ki TÜİK’in enflasyonu her gün bizlerin çarşıda, pazarda, markette karşı karşıya kaldığımız enflasyonun çok altındadır. Üstelik TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamıyla halkın yaşadığı enflasyon arasındaki makas günden güne daha da fazla açılmaktadır. Bu durum tüm çalışanların ve emeklilerin ücret artışlarının gerçek enflasyonun çok altında kalmasına neden olmakta yani 85 milyonu çok ciddi biçimde yoksullaştırmaktadır. Bir kez daha soruyoruz: TÜİK nereden alışveriş yapıyor? TÜİK eti, sütü, yumurtayı kaç liraya alıyor” dedi.
‘MÜCADELE EDİLMEK İSTENİYORSA DOĞRU ORAN HESAPLANMALI’
İktisatçı Mahfi Eğilmez enflasyonla gerçek mücadelenin doğru ölçümlemeden geçtiğini vurgulayarak ‘’Enflasyonla gerçekten mücadele edilmek isteniyorsa ilk adım olarak enflasyonun gerçek oranı hesaplanmalıdır. Boyutu bilinmeyen bir hastalık sadece teşhisle tedavi edilemez. Tedavide doğru ilaç ve doğru doz için hastalığın boyutunu bilmek gerekir’’ paylaşımında bulundu.
‘YIL SONU YÜZDE 50 ŞAŞIRTICI OLMAZ’
Kur artışı ve maliyet baskılarına dikkat çeken Merkez Bankası eski ekonomisti Prof. Dr. İbrahim Ünalmış sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada enflasyonda artışın kaçınızlmaz olduğunu vurgulayarak ‘’ ‘’Haziran 2023’te TÜFE 38,2, ÜFE yüzde 40, 4 olarak gerçekleşti. Yaşanan kur artışı ve diğer maliyet baskıları nedeniyle 2023 yılının kalan döneminde enflasyonun yukarı yönlü hareket etmesi beklenebilir’’ dedi. Yıl sonunda yüzde 50 enflasyon şaşırtıcı olmayacağını belirten Ünalmış ‘’TÜFE ile ÜFE arasındaki makas kapanmıştı fakat önümüzdeki dönemde makasın tekrar açılması ihtimali yüksek. Temmuz Enflasyon Raporunda yıl sonu enflasyon tahmininin yukarı yönlü güncellenmesi kaçınılmaz görünüyor’’ ifadelerini kullandı.
‘DOĞALGAZ SIFIRLAMASI İLE BİR TAŞLA 3-4 KUŞ VURULDU’
Seçim öncesi doğalgaz faturalarının sıfırlanmasının etkilerinin devam ettiğini vurgulayan ekonomistler bunun etkisinin dar gelirli ve emekliye yansıyacağını belirtti. Finansal Piyasalar Uzmanı İris Cibre Twitter’dan yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: ‘’6 Aylık enflasyon yüzde 19,77 iken gıda enflasyonu ne kadar yüzde 28. 6 aylık konut gaz, su, elektrik ne kadar yüzde 6,66. Kısacası 1 defalık doğalgaz sıfırlamasının etkisini dar gelirli ve emekli daha iyi görecek Gıdayı yüzde 28 artışla yerken, yaz ayı bedava doğalgaz sayesinde maaşı o artışı göremezse büyük adaletsizlik olur...’’ Ekonomist Fatih Tonguç ise Doğalgaz faturasının seçim öncesi sıfırlanması ile bir taşla 3-4 kuş vuruldu.Bu durumda emekliler yüzde 19,77, memurlar da yüzde 17,55 zam olacak. Torba yasa ile memur ve emekli hakkını almalı. Düşük faiz, yüksek enflasyon deneyinin faturasını memur ve emekli ödememeli’’ paylaşımını yaptı.
Prof.Dr.Binhan Elif Yılmaz da 6 aylık enflasyon oranının belirleyici olduğunu vurgulayarak ‘’Haziran23 TÜFE, Haziran 22’deki yüzde 4,95’e rağmen yüzde 3,92 arttı. Mayıs’ta bedava doğalgaz nedeniyle aylık olarak yüzde -13,79 azalan konut, haziranda yüzde 3 artış gösterdi. Ulaştırma mayısta aylık yüzde 1,9 iken haziranda yüzde 8 artış kaydetti. Sonuçta 6 aylık enflasyon yüzde 19,77 olarak açıklandı ve emekli/memur maaş zammını belirleyici’’ dedi.
MARKETTE 23 ÜRÜNÜN FİYATI ARTTI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, haziranda üreticiyle market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 338,4 ile elmada görüldüğünü bildirdi. Bayraktar, haziranda takip edilen 39 ürünün 23’ünün fiyatlarının arttığını açıkladı. Bayraktar, haziran ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette patlıcan, üreticide sivri biber; fiyatı en fazla düşen ürününün ise markette karpuz, üreticide havuç olduğunu belirtti.
FARKLI MESLEKLERE AYNI MAAŞ
Haziran ayı enflasyon oranın açıklanmasıyla gözler memur ve emeklilerin zam oranına çevrilmişti. Toplu sözleşmeye göre memurlar yılın ilk 6 ayı için yüzde 8 zam almıştı. Memur ve memur emeklileri bu zammı aşan oranda enflasyon için fark almaya hak kazanıyor. Memurlara bu yılın ikinci 6 ayı için, yüzde 6 zam ve enflasyon farkı verilecek. Memurlar ikinci 6 ayda yüzde 6’lık sözleşme zammına ek olarak yüzde 11,77’lik enflasyon farkı alacak. Böylece memur ve memur emeklileri yüzde 17,77’lik zamma hak kazandı. Memur ve emeklilerin maaş zamlarına ilişkin kanun teklifi dün Meclis’e sunuldu.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde memur ve emeklilerin maaş artışlarını da içeren kanun teklifine ilişkin açıklama yaparak Teklifimiz ile tüm kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinde 1 Temmuz 2023 tarihi ile 31 Aralık 2023 tarihler arasındaki dönem için enflasyon farkı dahil yapılması öngörülen artışa ilave olmak üzere seyyanen net 8 bin 77 liralık bir artışı öngörüyoruz. Burada en düşük memur maaşı Aralık 2022 tarihi itibarıyla 9 bin 105 lira iken, 2023 ocak tarihinde 11 bin 848 liraya, artış oranı ile beraber 2023 temmuzunda 22 bin 17 liraya çıkartılacaktır. Temmuz artış oranı bu şekli ile beraber toplam yüzde 86’yı bulmaktadır’’ dedi. Düzenlemeyle kamu çalışanlarının aylıkları arasındaki fark tartışma konusu oldu. En düşük gelir grubuna yüzde 80’leri bulan zam yapılırken diğer kesimde yüzde 35’lerde kalması sosyal medyada ‘Profesör ile işçi arasındaki makas kapanıyor. Herkes yavaş yavaş taban maaşta buluşuyor’ görüşleri aktarıldı.