EKONOMİ SERVİSİ
Hükümetin inadı TL’deki serbest düşüşü hızlandırdı. ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’ politikasının süreceğini belirten Erdoğan’ın “Ne yaptığımızı, hangi risklerle yaptığımızı biliyoruz” sözleri sonrası MHP lideri de “Faiz kambur, hükümetin ekonomi politikası doğru” dedi. İki açıklamayla birlikte Cumhurbaşkanı’nın “Erken seçim yok, 2023’e kadar böyle sürecek” çıkışıyla lira 24 saatte dünyada en çok değer kaybeden para birimi oldu.
TÜRKİYE DALGALI KURDA DA DEVALÜASYON OLABİLECEĞİNİ KANITLADI
Dolara alınmayan önlem vatandaşın gelirini buharlaştırdı. Uzmanlar da gidişatın vahametine dikkat çekti: Temelsiz bir ısrar uğruna dalgalı kur rejiminde ikinci kez serbest düşüş yaşayan ülke olarak tarihe geçtik. Türkiye, devalüasyonun dalgalı kurda da olabileceğini bir kez daha kanıtlamış bulunuyor. Ekonomileri en sıkıntılı olan ülkeler kadar kaybetseydik dolar bugün 4.94 olmalıydı. Bunun üstü Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı maliyeti.
BIR TARAFTA KUR
Ekonomi yönetiminin faiz hassasiyeti TL’yi de oldukça hassas duruma getirdi. Dolar/TL, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında dün 13.46’yı aşarak rekor tazeledi. Kurdaki günlük yükseliş yüzde 10’u geçti. Euro/TL ise günlük yüzde 15 civarında yükselişle 15.16’nın üstüne çıktı. Türk lirasındaki değer kaybı dolar karşısında Kasım ayı başından beri yüzde 40’dan fazla oldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bağımsızlık sorunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz indirimi ısrarı ve ard arda son 3 ayda 4 puan faiz indirilmesi, TL’nin değer kaybını rekor seviyeye taşıdı. Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası düşük faiz politikalarında kararlı olduklarını yinelemesi sonrası dolar/TL kuru yükselişini sürdürerek yeni zirvelere imza attı. Dün dolar/TL 13.45 seviyesini aşarak rekor tazeledi. Euro/TL de yüzde 15’ten fazla yükselişle 15.15 seviyesinin üzerini gördü.
12 Kasım tarihinde ilk kez 10 lira sınırını aşan dolar/TL’deki yükseliş 10 günde yüzde 40’ın üzerine çıktı. Eylülden bu yana 400 baz puan faiz indirimi yapan TCMB’nin indirime devam edeceğinin sinyalini vermesi ve politik cepheden bu yönde mesajların devam etmesi TL’deki değer kaybının ana nedeni konumunda. Türk lirası dün yüzde 5’ten fazla değer kaybıyla gelişen ülke para birimleri arasında en fazla değer kaybeden para birimi olurken ikinci sırada yüzde 0,72 düşüşle Tayland bahtı yer aldı. Türk lirasındaki değer kaybı dün akşam üstü daha da hızlandı. Dolar/TL oldukça volatil bir seyirle işlem görürken TL’nin 3 aylık öngörülen oynaklık göstergesi spot piyasadaki satış baskısının ivme kazanmasıyla marttan bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Gösterge 10 yıllık tahvilde bileşik faiz ise 2019 başından beri ilk kez yüzde 21’i aştı ve yüzde 21.19’a kadar ulaştı. Kısa vadeli tahvil faizleri 20,8 ve uzun vadeli tahvil faizleri de 21,7. Piyasa faizleri de yükselmeye başladı. Öte yandan ABD piyasaları, Başkan Biden’ın FED Başkanı Powell’ı yeniden Fed Başkanlığına aday göstermesi sonrası sıkılaştırmacı patikanın planlandığı üzere devam edeceği yönündeki öngörülerin tahvil faizleri cephesindeki yansımaları nedeniyle satıcılı seyir izledi. Amerikan dolarına olan yönelim ivmelenirken, ABD tahvillerinde satışlar gözlendi.
GRAM ALTIN 780 LİRAYI GÖRDÜ
Gram altın, küresel altın fiyatlarındaki gerilemeye rağmen Dolar/TL ’nin 13 seviyesini aşmasıyla 780 TL’nin üzerini görerek rekor tazeledi. Gram altın Kasım ayı başından bu yana yüzde 26 yükseliş kaydederken sene başından bu yana yüzde 50’den fazla yükseldi. Gram altın 2021’e 450 TL civarında başladıktan sonra dolar kurundaki gerileme ve küresel altın fiyatlarının 1.600 dolar seviyesine inmesiyle Şubat ayında 398 TL’ye kadar gerilemişti. Sonrasında dolar kuru ve küresel altın fiyatlarındaki yükselişle kademeli bir şekilde değer kazanan gram altın, Haziran’da 527 TL’ye çıktıktan sonra yaz aylarını sakin bir seyirle geçirmişti. Geçen hafta 1.875 dolara kadar tırmandıktan sonra haftanın ikinci yarısını 1.860-1.865 dolar arasında geçiren ons altın, cuma günü hafif düşüş kaydederek haftayı 1.850 doların altında kapatmıştı. Ons altın, yeni haftaya da 1.850 doların altında görece yatay bir seyirle başladıktan sonra hızlı bir gerilemeyle 1.804 dolar civarında işlem görüyor.
‘TL’DEN KURTULMA SAVAŞI’
Ekonomik kurtuluş savaşı verdiğini zannedenler, biraz çarşı pazar gezip, ticaret erbabı ile konuşurlarsa, şu an sayelerinde piyasada ve tasarruf tercihlerinde ‘Türk Lirasından kurtulma savaşı’ verildiğini görebilirler diyen Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota “Dün ‘Taammüden’ rekabetçi kur modeline geçtiğimiz açıklandı. Onun öncesinde yine taammüden TCMB’ye sattırdıkları 127 milyar doların ortalaması 6.50.!! Şimdi 1 dolar =12.20 ile ortaya çıkan kayıp 724 milyar TL.. TCMB’nin faiz kazancı ise 200 milyar TL bile değil. 524 milyarlık cehalet...’’ ifadelerini kullandı.
‘KURDA 4.94 ÜSTÜ ERDOĞANI’IN MALİYETİDİR’
İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türk ekonomisine çok ciddi zarar verdiğini savundu “Dünyada ‘kırılgan beşli’ şeklinde bir ifade var. Yani ekonomileri en sıkıntılı olan ekonomiler bunlar. Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Hindistan ve Türkiye. Bakın bu ülkelerde 2018’den bu tarafa milli para yüzde 31 değer kaybetmiş. Biz de bunlar kadar kaybetseydik yani dünyaya yağan yağmur kadar bize yağmur yağsaydı, dünyaya yağan dolu kadar bize dolu yağsaydı bugün 4,94 olmalıydı. Bunun üstü Erdoğan maliyetidir. Bunun üstü Partili Cumhurbaşkanlığı maliyetidir. Bugün bu ‘kırılgan beşli’de ortalama 4,8’dir. Bugün politika faizi 15’tir. Yüzde 10,2 Erdoğan maliyetidir. Partili Cumhurbaşkanlığı maliyetidir” dedi. Tatlıoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında mevcut durumda Türkiye’de Merkez Bankası (TCMB) diye bir şey kalmadığını dile getirerek, “Merkez Bankası ile Tapu İdaresi’nin arasında hiçbir fark kalmamıştır” ifadelerini kullandı.
ALIM SATIM DURDU, BüROLAR İŞLEM KAPATTI
Kurun yükselmesi döviz bürolarını da etkiledi. Piyasadaki anlık volatilitenin fazla olması sebebiyle bazı döviz büroları satışı durdurarak sadece alım işlemi yaptı. Habertürk’ün aktardığına göre, piyasada TL’nin fazla olduğunu belirten işlemciler, “İstikrar olmadığı için tahtayı kapatmak zorunda kaldık. Ne müşteri ne biz mağdur olalım” açıklamasında bulundu. Öte yandan sosyal medyada bazı bankalarında döviz işlemlerini durdurduğu paylaşıldı.
MÜDAHALE YOK AÇIKLAMA VAR
Zirveler sonrasında Merkez Bankası’ndan açıklama geldi. Piyasaların kapanışından hemen önce açıklama yapan Merkez, müdahale yapmayacaklarını bildirerek vatandaşları da uyardı. Açıklama ise şöyle sürdü: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının uygulanmakta olan dalgalı kur rejimi altında kur seviyesine ilişkin bir taahhüdü yoktur. Döviz kurları, serbest piyasa dinamiklerince arz ve talep koşullarınca belirlenmektedir. Merkez Bankası belli koşullar altında kalıcı yön amacı taşımadan sadece aşırı oynaklığa müdahale edebilmektedir. Döviz piyasalarında gerçekçi olmayan ve iktisadi temellerden tamamen uzak, sağlıksız fiyat oluşumları gözlemlenmektedir. Şirketlerimiz ve vatandaşlarımızın aşırı oynak piyasa koşullarında iktisadi temellerden tamamen uzak değerlerden işlem yaparak olası kayıplara karşı uyarılması lüzumu üzerine bu açıklamaya gerek duyulmuştur.”
‘DENEYLERİ BİTMİYOR ÜLKEYİ LABORATUVARA ÇEVİRDİLER’
KARAR TV’de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un konuğu olan Merkez Bankası Eski Başkanı Durmuş Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyguladığı ekonomi modelini eleştirerek “Sayın Cumhurbaşkanı gemileri yaktı, geri dönüşü yok” ifadesini kullandı Yılmaz geçtiğimiz Cuma, kendi hesabından Resmi Gazete ile ilgili ‘bu akşam olağanüstü şeyler olacak’ tweeti atmıştı. Yılmaz’ın attığı tweet sonrasında gözler saat 00.00’da Resmi Gazete’de yaşanacak değişime yönelmişti. Yoğunluktan dolayı çöken gazetede herhangi bir görev değişimi yaşanmamıştı. Yılmaz, attığı tweete ilişkin, “O tweet Türk lirasına verilen bir destekti. Ama destek kısa süreli oldu” dedi. Yılmaz, Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın görevinden neden alınacağına ilişkinse, Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taban tabana zıt bir ekonomi politikası izlediğini söyleyerek, iki karar alıcının bir arada yürümesinin mümkün olmadığını belirtti. AK Parti iktidarının uyguladığı yeni ekonomik modelin sonucunun geri dönüşü olmayan, çıkmaz bir sokak olarak değerlendiren Yılmaz “Şu an bir zihniyet buhranı var. Bu ekonomiden de öte. İşte bu zihniyet ülkeyi bu duruma getirdi. Bu öğreti dışı bilgilerle ülkeyi bir laboratuvar haline getirdiler. Deney yapıp, toplumu yeise düşürdüler” açıklamasını yaptı.
'HIZINA YETİŞEMİYORUZ'
Türk lirasının hızlı değer kaybını değerlendiren ekonomist İris Cibre “İnşaat için feda edilen ekonomimizde kur yine rekorla güne başladı...
Dün TL’nin değer kaybı iyidir minvalinde açıklamalara, Kur, ‘beni ciddiye almıyorlar artık’ diyerek tepki gösterdi... USD/TRY 11.7580... Hızına yetişemiyorum 11.95, 12. Sayın Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sayın Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu! Dolar 12 oldu, acaba bu konu sizi ilgilendiriyorsa, olağan üstü bir toplantı, piyasaları rahatlatacak bir açıklama filan düşünür müsünüz, yoksa kur daha istediğiniz, seviyeye yükselmedi mi?” değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal medya hesabından dolar/TL kuruna ilişkin konuşan Mustafa Sönmez ise “Erdoğan’ın kurtuluş savaşı mesajı yanlış anlaşıldı galiba. Herkes dolara koşuyor. 12’yi bulur mu bugün, bulur. Erdoğan’ın ki kurtuluş savaşı değil, düştüğü bataklıkta çırpınma. Arkasından giden yok. Herkes dolara sığınıyor. Çırpındıkça batıyor ve tüm toplumu dibe çekiyor. Sorumluluk muhalefette artık. Bu bataklığa daha fazla gömülmeden rejim ACİL seçime zorlanmalı. Her gecikme kan kaybıdır. Tüketici güveni Kasım ayında, AK Parti zamanların dibini gördü. Aralık ayında bunun daha da düştüğünü göreceğiz” paylaşımında bulundu.
‘DEĞER KAYBI İÇİN HER ŞEY YAPILIYOR’
TL’nin değer kaybetmesi için her şey yapılıyor diyen Ziraat Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr Şenol Babuşçu “1 dolar = 12 TL. Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Sonumuz hayrola... Sürücü hala gaza basıyor!” yorumunu yaptı. Ekonomist Cem Oyvat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temel de iki hata yaptığını belirterek “Cari açık için önemli olan kur değil reel kurdur. Kur artışı sizin ürünlerinizi ucuzlatır; ama kur şokunun içerideki fiyatlara yansıması bilakis bu etkiyi zayıflatır, hatta tersine bile çevirebilir” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE, EN RİSKLİ ÜÇ ÜLKEDEN BİRİ
Ekonomist Mahfi Eğilmez, iktidarın faizlerini düşürerek kuru yükselmeye ve bu yolla ihracatı arttırıp ithalatı düşürerek cari açığı kapatma çabalarını değerlendirdi. Bu uygulamayla cari açığın düşeceğini savunanlar için kurgulanan bu gelişme gerçekleşirse enflasyon üzerinde kur baskısının azalacağını dile getiren Eğilmez, piyasa temsilcilerinin hükümetle aynı görüşü paylaşmadığını dile getirdi. Eğilmez “Türkiye, sabit kur rejimine özgü olan devalüasyonun dalgalı kurda da olabileceğini bir kez daha kanıtlamış bulunuyor”dedi. Eğilmez, ülkenin risk derecesini gösteren CDS primi de yükselmeye devam ederken bugün itibarıyla Türkiye, dünyanın en riskli üç ülkesinden biri konumunda olduğunu ifade etti.
BİR TARAFTA FAİZ
Ekonomi yönetiminin faiz inadı hem kuru hem de enflasyonu patlattı. Merkez Bankası’nda yaşanan başkan değişimleriyle başlayan Hükumetin faiz savaşı, TL’yi tarihinin en kötü seviyelerine itti. Faiz indirimleriyle birlikte yaşanan sorunu ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürecin devam edeceğinin mesajını verirken, MHP lideri Bahçeli de “Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır” diyerek hükümete destek verdi.
Türkiye’de enflasyon ve yüksek kur sorunu ekonomide alınan yanlış kararlarla birlikte her gün bir tık daha büyüyor. Özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) yaşanan değişimlerle birlikte taçlanan faiz kararları TL’yi tarihinin en değersiz seviyelerine çoktan taşıdı.
Murat Çetinkaya ile başlayan değişim süreciyle birlikte Merkez’in üzerindeki bağımsızlık algısı biraz daha düşerken, ‘Laf dinlemiyordu görevden aldık’ sözleriyle artık düşük faiz tek Merkez dönemi başlamış oldu. Son dönemde yaşanan bu hamleler önce dövizi sonra da kuru üst seviyelere taşıdı. Görünen tabloda ‘faiz indirmeyen başkan’ görevden alındı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her seferinde faiz hassasiyetine değinirken, bununla birlikte eş zamanlı kurda da yeni zirveler görüldü.
En son Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de ekonomi açısından endişe kaynağı olan döviz kurundaki artış eğilimine karşı “Kur ve faiz oyununu görüyoruz. Kurdaki rekabet gücü yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar” sözleriyle Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararını savundu. Bunun üzerine MHP lideri Devlet Bahçeli de “Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur. Bunun üzerinden yandık, bittik demek, felaket tellallığı yapmak kötü niyetliliktir. Ekonomiden anlamayan cahillerin tek söylediği erken seçim. Erken seçim falan yoktur.
Seçim 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır” dedi. Bu konuşmalar üzerine TL tarih üstüne tarih yazarak en değersiz para birimleri arasına adını yazdırdı.
Euro ve dolar rekor üstüne rekor kırdı. Bazı iş dünyası temsilcileri de Erdoğan’a destek verdi. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, Türkiye üzerinde faiz ve kur sebebiyle baskı oluşturulmaya çalışıldığının açıkça görüldüğünü belirterek, “Allah’ın izni ile bu faiz ve kur baskısını kırarak ekonomik bağımsızlığımızı sağlayacağız” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısına ilişkin açıklamasında, geçtiğimiz hafta içerisinde Merkez Bankası’nın yeniden faiz indirimi kararı alması üzerine döviz kurunda yaşanan artış ve paralelindeki gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan “Faiz nedendir, enflasyon sonuç” şeklinde özetlediği faiz karşıtı tutumunu korudu. Döviz kuru artışını ise ‘Türkiye üzerindeki oyun’ şeklinde sıkça dile getirdiği uluslararası politik hamle yaklaşımıyla yorumladı. Döviz kuru artışını ‘rekabet gücü’ olarak nitelendirdiği gözlemlenen Erdoğan “Kurdaki rekabet gücü yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar. Ülkemizde yaşanan tam da budur” ifadelerini kullandı. Erdoğan şöyle konuştu: “Bireylerin döviz borcu değil, bankalarda, yastık altında ciddi bir döviz varlığı vardır. Bankalarımızın açık pozisyonları bulunmuyor. Önemli olan burası. Bütçe performansımız oldukça yüksek seviyededir. Büyük altyapı projelerimizi önemli ölçüde bitirdiğimiz için yatırımlarda kullanmak için acil finansal ihtiyacımız kalmadı.”
'SORUMLUYU UZAKTA ARAMAYIN'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek “Dolarla ihale alanların başına çok şey gelecek. Milletin hayrına ne varsa gelecek. Bu milletin hakkını ve hukukunu savunacağım. Garanti veriyorsun dövizle. Bu mandacılık değil mi ya?” dedi. Gelecek Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, doların 12 lirayı geçtiğini aktararak “Siz seyrediyorsunuz! ‘Faiz sebeptir, enflasyon neticedir’ diye bahane üretiyorsunuz. Sorumluyu uzaklarda aramayın, aynaya bakın: Sebep sizsiniz! Ülkenin Geleceğini yakmanıza izin vermeyeceğiz” diye konuştu. İYİ Parti lideri Meral Akşener de “Tek adamlığı verirseniz, Türkiye uçacak’ dedin. Millet verdi. Döviz, faiz, enflasyon uçtu” açıklamasında bulundu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan sosyal medya hesabından şu eleştiriyi yaptı: “Sayın Erdoğan durun yeter artık. Dolar 12’yi geçti. Ekmek 4 lira olmak üzere. Kuru ekmeğe bile muhtaç hale geldi insanlar. Dibe batıyoruz. Durun artık.”
‘BU TEORİLERDEN VAZGEÇİN’
Gelecek Partisi sözcüsü Serkan Özcan “Sizden başkasının inanmadığı bu teorilerden vazgeçin, ülkeyi yüksek kur-faiz-enflasyon sarmalına sokacaksınız” diyen ekonomistler vatanseverdir. Asıl mandacılık ülkenin rezervlerini gayrihukuki biçimde satıp, diğer ülke merkez bankalarının kapısında swap kuyruğuna girmektir” açıklamasını yaptı. İyi Parti İzmir milletvekili Aytun Çıray da “Erdoğan’ın faiz kararlarında Cumhurbaşkanlığı Ekonomik Kurul üyesi ilahiyatçı Prof. Servet Bayındır ile eski Bakan Nurettin Canikli’nin etkili olduğu tartışılıyormuş. Başka söze gerek var mı?” diye konuştu. Ekonomist Uğur Gürses ise şu yorumu yaptı: “Vatandaş çok ağır bir bedelle, faiz kamburundan kurtulduğunu sanırken yoksulluk kamburunun sırtına yüklendiğini görecek. Çok yazık.”
'ACİL TEDBİR LAZIM SİSTEM BUNA DAYANMAZ'
Kasım 2020’yi hatırlatan analist Cem Başlevent “TCMB faiz artırmış. Dolar düşmüş, borsa yükselmiş. Ekonomide büyüme ve istihdam odaklı seferberlik ilan edilmiş” dedi. Ardından Kasım 2021’i anlatan Başlevent şöyle devam etti:
“Kasım 2021. Bir yıl önceki uygulamalar ‘mandacı iktisatçıların oyunu’ olmuş.” Ekonomist Ali Hakan Kara da “Bugünkü kur seviyesi ile önümüzdeki aylarda resmi enflasyon yüzde 30’u geçebilir. Mevcut mevduat faiziyle -15 reel faiz demek. Acilen tedbir alınmazsa finansal sistem buna dayanamaz. Yakın tarihte ilk defa enflasyon beklentileri hızla bozulurken faiz indiriyoruz. Karşıdan düşman gelirken silahı kendine sıkmak gibi bir şey. Dalgalı kur rejiminde ikinci kez serbest düşüş yaşamayı başaran ülke olarak tarih geçiyoruz. Sadece ve sadece temelsiz bir ısrar uğruna. Yanıldığınızı kabul etmek de bir erdemdir. Çok geç olmadan lütfen bu ısrardan dönün” yorumunu yaptı.
‘LOBİYİ ALT ETMEK İÇİN YÜZDE 20 İLE BORÇLANIYORUZ’
Ekonomistler de faiz indirim döngüsü hakkında sosyal medya hesapları üzerinden yorumlarda bulundu. Faiz indirerek faiz lobisine ağır bir darbe vurulduğunu söyleyen ekonomistler, bunun karşısında devletin dış piyasada borçlandığını kaydetti. Lobiyi alt etmek için faiz indiren hükümetin neden dış piyasalarda yüzde 20 ile borçlandığını sorguladı.
'EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞINDAN ZAFERLE ÇIKACAĞIZ'
Türkiye’nin ekonomisi hakkında değerlendirme yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Geçmişten beri her alanda olduğu gibi finansal kriz yönetiminde ciddi tecrübe sahibi ülke olarak dünyanın zor dönemden geçtiği dönemde fırsatlardan yararlanmakta kararlıyız. Ülkemizi eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin, kur, faiz fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyoruz. Biz aynı oyunu vesayetle mücadelede gördük. Sabrettik ve başardık. Biz aynı oyunu terör örgütleriyle mücadelede gördük. Karşı atağımızı yaptık başardık. Bu ekonomik kurtuluş savaşından da milletimizi zaferle çıkaracağız” sözleriyle açıkladı.
İNDİRİMLERE DEVAM ÇIKIŞINI CUMHURBAŞKANI DA VERDİ
Merkez Bankası’nın faiz indirimi politikasını devam ettirmesi görüşüne sahip olduğunu da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hep söylüyorum faiz sebeptir enflasyon neticedir. Bu tespitimiz bu güne kadar yaşadığımız derslerden kaynaklanmaktadır. Yeni küresel sisteme arayışları, ülkemizin sahip olduğu altyapı. Böyle bir mücadele için geçmişte olmadığı kadar uygun bir zemin hazırlamaktadır. Ülkemizin ve milletimizin ekonomik kurtuluşu için böyle davranmamız, bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor. Önümüzdeki aylardan itibaren bu politikanın insanlarımızın günlük hayattaki olumlu yansımalarını inşallah göreceğiz” ifadelerini kullandı.