Ülke ekonomisinin girdiği kriz ve üzerine eklenen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte artan işsizlik gençleri daha fazla etkiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan şubat ayı verilerine göre 15 yaş üstü grupta mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 13,4 olarak açıklandı. Ancak yaş aralığı 15-24 olarak belirlendiğinde bu oran yüzde 26,9'a yükseliyor.
İstihdam oranının düşmesi gençlerin işe girme umudunu da oldukça azalttı. TÜİK anketinde “iş olsa çalışılırım ama iş bulma ümidim yok” diyenlerin sayısı Kovid-19 salgınıyla birlikte yükselişe geçti. Bu durumda olan 2020 yılı ortalarında sadece 15-24 yaş aralığında tam 319 bin genç bulunuyor. Önceki yıla bakıldığında bu sayı 159 bin. Buna göre bu duruma gelenlerin yıllık artışı yüzde 100. Gençlerin umutsuzluğu ise onları dolandırılmaya açık hale getiriyor.
THODEX'E EN ÇOK GENÇLER PARA KAPTIRDI
Birgün'de yer alan habere göre; geçtiğimiz günlerde ülke gündemine bomba gibi düşen kripto para platformu Thodex skandalından en çok hangi yaş aralığının etkilendiğine bakıldığında gençlerin oranı göze çarpıyor. Thodex tarafından geçen ay paylaşılan verilere göre, kullanıcıların yarısından fazlası 18-24 yaş aralığında.
Yatırımcıların yüzde 26,5’i ise 25-34 yaş aralığında. Yani Thodex'e parasını kaptıran her 100 yatırımcıdan 77’si 34 yaş ve daha altındaki kişiler.
GENÇ BORSACILARDA YÜZDE 255 ARTIŞ
Borsa İstanbul’un Veri Analizi Platformu verilerine göre 2021 yılının Ocak ayında 20 ila 34 yaş arasındaki borsa yatırımcılarının sayısı 639 bin 454. Bu sayı geçen yılın aynı ayında 179 bin 624 olarak görülüyor. Bir yılda genç borsacıların sayısı yüzde 255 arttı.
BAHİS OYUNLARINA YÖNELİŞ
Bahis oyunları oynayanların sayısı ise oldukça fazla. Bu oyunların çoğu yasa dışı olduğu için gerçek rakam tespit edilemese de Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun en son yayımladığı 2017 tarihli rapora göre o tarih için 18-50 yaş arasındaki 5 milyon kişi yılda 50 milyar TL’lik bahis oynuyor.
'HER KESİME HİTAP EDİYOR'
Gençlik arasında hızla yükselen kripto para ilgisiyle ilgili konuşan Sosyolog Tolga Gürakar, bu durumu ekonomik kriz ve yoksullukla ilişkilendiriyor. Gürakar bu ilişkiyi açıklamak için verdiği örnekte şu ifadeleri kullanıyor:
“10-11 kişinin çalıştığı bir üretim atölyesinde 3 bin 200 liraya çalışan askerliğini yapmış bir kişi tanıyorum. Bu çocuk şu anda evli değil. Borsa gibi alanlarda kazanma güdülerini hemen satış yapıp veya alım yapıp harekete geçiriyorlar. Daha küçük paraları katlayabilecek bir mekanizma kripto para mekanizmaları… Bu aslında her kesime hitap ediyor. Bu bahsettiğim kişi alt-orta gelir seviyesine sahip ve lise mezunu. Tek hedefi koyduğu parayı artırmak. Her gün bunu artırabilmek için sürekli bir takip halinde. 4 bin lirasını yatırmış, onu 7 bin lira yapmış daha sonra düşmüş parası. 6 bin liraya kadar düşmüş ama çıkmıyor. Bu para gelir seviyesine göre artıyor tabii.
Ekonomik kriz aleni bir şekilde yaşanıyor. Çok ağır bir kriz ve yoksulluk koşullarında yaşıyoruz. İnsanlarda bir taraftan da tüketim motivasyonu hızlı bir şekilde artıyor. Öte yandan hayattaki tatmin ve haz alma güdüsü her geçen gün azalıyor. Dolasıyla bunu hali hazırdaki emekle karşılanamayan hayaller, böylesi şeylere yönlendiriyor.
'KUMAR SINIFSAL BİR DURUMDUR'
Kumar motivasyonu ile hareket ediyor. Ancak kumar oynama motivasyonu sınıfsal bir durumdur. Kumar oynayan orta üst gelir düzeyine sahip insanlarda kaybettiği zaman hayat mahvolmuyor. Ancak burada durum pek de öyle değil.
Muhafazakar insanlarda kripto paralar daha çok ‘günah’ olarak görülüyor. Bunu oynayanlara sorduğumda ilk başlarda haram denildiğini ancak bir miktar para kazanmaya başlandığında durumun değiştiğini söylüyorlar.
İnsanlara rahat ulaşılabilir bir kolaylık getiriyor. Öte yandan yoksulluk ve umutsuzluk… Yok olan umutlar, hayaller buralara yönelmeye cesaret veriyor. Bu olay bir kartopu misali yaygınlaşıyor. Her türlü zevk, olay sınıfsaldır. Sistemin dayattığı ve tüketim üzerine kurulu hayalleri nasıl gerçekleştireceğiz düşüncesi buralara yönlendiriyor. Kazandığı zamanda hayat tarzında kültürel sermayesinde hiçbir değişiklik olmayacak.”