Türkiye’de yasa dışı bahis yıllar içinde katlanarak büyümeye devam ediyor. Türkiye’nin yaptığı tüm hamlelere rağmen yasa dışı bahis, aslında kendini bir sektör olarak bile kabullendirmiş durumda. En başta ülke ekonomisine büyük zarar veren yasa dışı bahis, Türk sporunu da büyük bir sekteye uğratıyor. Ülkede genel olarak yetkili firmalar dışında bahis oynatmak aslında yasak. Fakat tahminlere göre, yasa dışı bahisin legal olarak oynatılan bahisleri bile geçtiği konuşulanlar arasında. 2018 yılında dönemin Spor Toto Teşkilat Başkanı olan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, (Gençlik ve Spor Bakanı) yasa dışı bahisin 40 milyar lirayı geçtiğini paylaşırken, bazı tahminlerin de bunun 60 milyar lira olduğu yönündeydi. 2018’deki rakamlardan bahseden Kasapoğlu, yasal bahisin de 12 milyar liranın üstünde olduğunu bunun yüzde 40’ının ise vergi olarak devlete geri döndüğünü aktardı. Nisan 2020’de de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Türkiye’de yaklaşık 50 milyar liranın kumar sitelerinde döndüğünü kaydetti. O dönemde caydırıcı cezalar verilmesine rağmen yasa dışı bahis aksine artışını sürdürdü.
Bahis Endüstrisi Uzmanı Anıl Ural, 2014-2020 yılları arasında yasa dışı bahsin 230 milyar liraya ulaştığını. Anıl, yapılan simülasyon üzerinden 2014 yılında 19.5 milyar TL olan yasa dışı bahis, 2017’de 32 milyar TL aştığını, 2019’da 42 milyar TL olduğunu, 2020’de de 50 milyar TL’ye ulaştığını kaydetti.
Kasım 2021’de açıklama yapan Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu “Yasa dışı bahis kayıt altına alma kaynaklı yatırım seferberliğine girdik; bunu kimsenin başka yöne çekme hakkı yok. ‘100 milyar yasa dışı bahis var’ diyorsunuz. Biz o yasa dışı bahsi, yasa çalışmasıyla, o 100 milyar büyüklüğü kayıt altına aldık” dedi.
Yasa dışı bahsin spora da büyük bir zararı var. Bahis Endüstrisi Uzmanı Anıl Ural “Yasadışı bahisten elbette tüm paydaşlar büyük zararlar görmektedir fakat futbol dünyası hem paraya en çok ihtiyacı olan hem de finans kaynaklarının sonuna gelerek kayyum riski taşıyan tek paydaştır. Futbol dünyasında yayın gelirinden sonra en çok gelir kaynağı sponsorluklardır. Fakat hem son dönemde futbol paydaşlarının oluşturduğu gerilim ortamı hem de oyunun kalite olarak düşük seviyede olması ve rekabetin getirdiği kutuplaşma ortamı sebebi ile markaların tek takıma sponsorluk yapmak için çekinmesi reklam pastasını iyice küçültmüştür. Sponsorluklar, kulüp başkanların kişisel ilişkileri ile rica minnet alınmakta ek olarak firma sahiplerinin taraftarlık ve gönül bağı ile ilerlemektedir. Maalesef reklam verenler arasında rekabet yaşanmadığı için piyasa kuralları gereği sponsorluk ücretleri olması gerekenin epey altında kalmıştır” dedi. Bugün 4 büyük futbol kulübünün borçlarına bakıldığında Fenerbahçe’nin yaklaşık 4.6 milyar lira, Beşiktaş’ın 4.1 milyar lira, Galatasaray’ın 3.6 milyar lira, Trabzonspor’un ise 1.4 milyar lira borcu bulunmakta.
Avrupa’da uygulanan sistemin Türkiye’de uygulanmadığını aktaran Anıl Ural “Avrupa’da uygulanan rekabete dayalı spor bahsi sistemi ısrarla ülkemizde uygulanamıyor. Spor kulüpleri mali bağımsızlıklarına kavuşmadığından siyaset tarafından her gün daha çok kuşatılmakta ve daha fazla borca girmektedir. Spor kulüplerimizin doğru bir yol haritası ile altı ay içinde tüm borçlarından arınması mümkündür. Aksi takdirde yakın gelecekte, çoğunluğu devletin bankalarından alınmış hali hazırdaki borçlarını ikinci ötelemeye rağmen ödenemeyecektir. Bu borç stoğu da kamu bankaları aracılığıyla milletimizin omuzlarına yüklenecektir” dedi.
‘İLLEGAL BAHİS İDDİA’NIN ÖNÜNE GEÇTİ’
Geçtiğimiz günlerde Semt77 Yalovaspor’un Başkanı Orbay Tuna da benzer açıklamalarda bulundu. Tuna sosyal medya üzerinden şu paylaşımı yaptı: “Dünya sporu bahis yasaklanmadığı sürece geri gider. Hakemler, menajerler, hatta bazı yöneticiler, bahis çetelerinin baskısı altında. Utanılacak hakem kararları ve transferler bu yüzden fazla. Kulüplerin resmi olarak kayda değer geliri yok. Basketbolda Süper Lig takımının İddaa geliri 1.200.000 TL. Komik. Yasa dışı bahis, İddaa’nın önüne geçmiş. Sisteme etki eden yasa dışı bahisçiler. Bahis oynanan tüm branşlarda sıkıntı var. Herkes bunu fısıldıyor ama gündeme getiren yok. Futbolun durumu ortada. Basketbol için bir şeyler konuşuluyor. Kitlesi olan spor branşları yıpranıyor.”
YILLIK REKLAM KAYBI 700 MİLYON DOLAR
Türkiye’de yasa dışı ve yasal bahislerin 2’ye bölündüğünü söyleyen Anıl Ural, özellikle futbol dünyasının yıllık reklam kaybının 700 milyon dolar olduğunu belirtti. Ural, finansal olarak batık olan 4 büyüklerin başını çektiği toplam borcun yaklaşık 1.3 milyar dolar olduğunu ifade ederek şunları aktardı: “Uzun yılların birikimiyle kangren haline gelen bu borç stoğunun çözümü aslında çok kolay. Sık sık taraftarı olduğunuz kulübün başkanından şu cümleyi duyarsınız; ‘Kulübümüzün hakkını kimseye yedirmeyiz’. Maalesef inanmayınız. Bu kulüplerin yıllık 700 milyon dolar hakkı gasp edilmektedir. Kulüplerin hakkını yedirmeyeceklerini iddia eden başkanlar, haklarını gasp edenlerin kim olduğunu biliyor ancak gerekeni yapamıyorlar.”
‘2004 YILINDAN BU YANA KAYIP 1.5 TRİLYON LİRA’
Hükümet yetkililerin de defalarca dile getirdiği yasa dışı bahisin ayrıca terör örgütlerine gelir kaynağı olduğu da paylaşılanlar arasında. Bahis Endüstrisi Uzmanı Anıl Ural “Yasa dışı bahis 2004 yılından günümüze oluşturmuş olduğu kayıt dışı ekonomi 1.5 triyon TL. Yıllık bazda dolar kurundan hesaplandığında ülkemiz dışına kaçırılan miktar 175 milyar dolar. Her şeyimiz özelleşmişken, özelleşmesi durumunda tamamen bitirilecek devasa bir suç organizasyonu tam tersi ısrarla devlet tekelinde tutulduğu için büyüyerek ülkemiz ekonomisine milyarlarca dolar zarar vermeye devam etmektedir. Bugüne kadar görüşme yaptığım herkesin yanlış bildiği bir gerçeği buradan açıklamak isterim. Ülkemizde bahis özelleştirilmemiştir. Demirören Grubu İddia organizasyonunun saha operasyonlarının (fiziki terminallerin sağlanması, bu noktalara kağıtların temini ve olası arızaların giderilmesini sağlamak gibi) yetkisini almak adına ihaleye girmiştir. Kısacası, Demirören Grubu herhangi bir müsabakaya oran belirleyemez. Yasal olan bahis siteleri kendileri arasında oran rekabeti yapamaz. Kendi stratejilerini oluşturamazlar. Zaten kâr ve zarar değil cirodan komisyon alırlar” açıklamasını yaptı.
‘YASA DIŞI BAHİS KRİPTO İLE UÇUYOR’
Dünya Ekonomik Formu tarafından yapılan araştırmaya göre, Nijerya yüzde 33 kripto para kullanımıyla ilk sırada yer aldı. Vietnam yüzde 21 ile 2’nci, Filipinler yüzde 20 ile 3’üncü sırada yer alırken Türkiye yüzde 16 ile dünyada 4’üncü, Avrupa’da ise ilk sırada yer aldı. Konu hakkında detay veren Anıl Ünal “Ekonomik şartlarda günü geçirip kıyıya köşeye para atabilecek potansiyelde kişilerin kripto para çılgınlığına girmesi zor bizim halk garanticidir. Peki 300-500 lirasını on veya yüz misline katlarım hayali ile bu işlere giren hayalperestler ile Avrupa birinci olmak mümkün mü? İşe burada yasa dışı bahisin 80 ila 100 milyar çapındaki cirosu devreye giriyor. Bizdeki yasa dışı bahis parası kripto paraya çevrilerek merkez ofislere gönderildiği için biz Avrupa’da 1 dünyada 4’üncü oluyoruz. Kişi başına düşen gelir o gelirden tasarruf miktarı ile Avrupa ile rekabet etmemiz olabilirken bizi bu liderliğe taşıyan para yasa dışı bahis parası” dedi.
‘YAKALANMA RİSKLERİ YOK’
Kayıt altına alınmayan ve alınamamakta ısrar edilen yasa dışı bahisin önemli ölçüde vergi kaybına neden olduğunu aktaran Anıl Ünal, hesaplama yöntemlerinin değişikliğinden dolayı 5 ila 8 milyar TL arasından bir vergi kaybının olduğunu anlattı. Ünal şöyle devam etti: “Yasa dışı bahis suç örgütlerinin iştahını kabartmaktadır. Belki de daha önce hiç kazanmadıkları kadar kolay, riski her işten daha az, imaj olarak diğerlerine göre itibar suikastı yapmayan milyarlarca dolarlık yepyeni bir suç sahasından bahsediyoruz. İnternet üzerinden ve çoğunlukla yurt dışı merkezlerden yönetildiği için engellenmesi imkansıza yakındır. Zehir taciri veya silah kaçakçısı gibi çok daha aşağılayıcı etiketleri almayacakları, diğer yasa dışı işlere nazaran daha az rüşvet ağına girilen, lojistik - dağıtım gibi operasyonlarla boğuşmak zorunda kalınmayan milyarlarca dolardan söz ediyoruz. Kıbrıs, Balkan ülkeleri, Gürcistan, Ukrayna, Malta gibi merkezlerden işletenler için yakalanma riski bulunmayan yapılanmalardır.”
'BAHİS GELİRLERİ FONU KURULSUN’
Yayın ihalesiyle ilgili olarak Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir “Pazartesi günü yayın ihalesini yaptık. 15 tane teklif geldi. Katılanlara cuma günü saat 17.00’ye kadar süre verdik. İlgi ve alaka var ancak elimizden geldiğince bu yayın fiyatını yükseltmeye çalışıyoruz. Daha yüksek teklif gelmesini bekliyoruz. Kulüplerimizin maksimum bedel almasını isteyen bir federasyonuz. Beklediğimiz teklif gelmezse Süper Lig Televizyonu gibi bir televizyon kurulur. Kulüpler, dekoder satışı yapar ve gelir paylaşımı yapılır. Bu da düşüncemiz içerisinde var” dedi. Bahis Endüstrisi Uzmanı Anıl Ural “3 yıldır gelecek, gelecek dediğim günlere geldi. Yayın geliri diye bir kalemde kalmadı. Projem olan ‘Bahis gelirleri fonu’ dışında kulüplere uzanacak bir el yoktur. Televizyon kurmalar, hayali yayın satışları gerçeklerin önüne geçemez. Projem çatısı altında birleşmeye ve benimle kulüpleri 6 ay içinde borçsuz hale getirmeye davet ediyorum. Aksi halde futbol için tek slogan ‘karanlık bir günü atlattık sırada daha karanlık günler var’ olacaktır” diye konuştu.