Fed'in hamlesi petrol fiyatını geriletti! Faiz silahıyla düşürdüler

Dünyanın tam tersi yönde izlenen ‘faiz sebep’ teorisi Türk ekonomisini ‘yüksek enflasyon, yüksek kur’ sarmalına sokarken, faizi ekonomi yönetiminde ‘gerektiğinde kullanılacak bir enstrüman’ olarak gören Batı’nın hamlesi ise sonuç verdi. FED’in faiz artışı sonrası petrol fiyatları düştü.

Ekonomi yönetiminde uzun süredir izlenen yöntemlere dönük uzmanların eleştirilerine rağmen takip edilen politikalar enflasyonu da kuru da patlattı. Dünya faiz artırırken MB’nin tam tersi yönde adım attığı süreçte hükümet kanadından “Kimin haklı olduğunu zaman gösterecek” değerlendirmeleri geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Enflasyonu faizi artırarak kontrol altında tutma yaklaşımını artık hiç kimse dile getirmiyor” dedi.

AMERİKAN MB’Sİ FAİZİ ARTIRDI, PETROL- DEMİR ÇELİK FİYATLARI DÜŞTÜ

Ancak ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırma kararı sonrasında yaşanan durum tersi yönde gelişmeyi ortaya koydu. FED’in hamlesiyle petrol fiyatları savaşa rağmen düşerek savaş öncesinin bile altına indi. Geçen yıl bin 950 dolar olan çelik fiyatları ise bin 340 dolara geriledi. Benzer durum bakırda da yaşandı. Oluşan tablo ‘Faiz konusunda kriter, gerektiği yerde silah gibi kullanmak olmalı’ yorumlarına yol açtı.

FİYAT ARTIŞINI FAİZ SİLAHI DURDURDU

Dünyadaki tüm Merkez Bankaları ısınan ekonomileri soğutmak için faiz silahına sarılırken, Türkiye tam tersi bir politika izlemeye devam ediyor. FED’in son 4 toplantıda gerçekleştirdiği sert faiz artışları sonrasında petrol, bakır ve çelik fiyatları bile savaş öncesi seviyesine döndü. Fakat Türkiye’de tam tersi hareket kuru ve enflasyonu patlatınca hemen hemen dünya genelindeki indirim bize zam olarak yansıdı.

Isınan ekonomiler karşısında harekete geçen Merkez Bankaları, ağırlıklı olarak faiz artışı silahını çekiyor. Son birkaç aydır pandemiyle başlayan dönemde yaşanan ekonomik sorunlar karşısında oldukça temkinli davranan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve ABD Merkez Bankası (FED) sağlıktan sonra savaş krizi için de faiz silahını çekti. Özellikle FED’in bu süreçteki sert faiz artışları bütün dünya piyasalarında karşılık buldu. En büyük etkiyi kur ve petrol tarafında gösterirken, Türkiye’de de tam tersi bir etki yarattı. FED’in faiz artışları karşısında petrol 82,5 dolar seviyesini gördü. Ama Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz artışları kuru zirveye taşıdı. Böylece FED ile inen petrol fiyatları Türkiye’de kur ile yükselince bize de indirim değil zam yolu gözüktü. TCMB’nin faizi 100 baz puan düşürerek yüzde 12’ye indirmesiyle dolarda yeni zirve gecikmedi. Merkez Bankası’nın hızlı faiz indirimi sarmalı, TL’deki değer kaybını hızlandırırken, aynı zamanda yüksek enflasyona da davetiye çıkarıyor. Böylece FED’in faiz silahı petrol fiyatlarını bile enerji krizine rağmen savaş öncesine çekmeye başladı.

Geçen yılın aynı ayında savaş riskinin bile olmamasına rağmen 80 dolar seviyesinde olan petrol fiyatları karşısında kur ise 8.5 liranın biraz üzerinde işlem görüyordu. Akaryakıtın litresi de o dönemlerde 7 liranın üzerindeydi. Bugün gelinen noktada petrol hemen hemen aynı seviyede fakat dolar 18.50 lira. Kur bu şekilde arttığı sürece akaryakıt fiyatlarında da büyük bir gevşeme şimdilik görülmüyor.

Bu etki sadece petrolde değil diğer emtia türlerinde de kendini gösterdi. Çelik fiyatları geçen sene 1950 dolardan işlem görüyordu. Hatta Mart 2022’de 2050 dolar seviyesine kadar çıktı. Fakat şu anda 1340 dolara kadar düştü. Bakır fiyatları da aynı şekilde faizden etkilendi. Geçen yılın aynı döneminde 4 bin 800 dolara kadar çıkan bakır, 3 bin 800 dolara kadar gevşedi.

75 BAZ PUAN DAHA ARTIŞ BEKLENİYOR

Küresel piyasalar, Avrupa ve Çin başta olmak üzere küresel ekonomide yavaşlamayı fiyatlarken merkez bankaları ise enflasyonu düşürmek için sıkı para politikasına ağırlık veriyor. Bu konuda FED’in diğer merkez bankalarından önde olması doların da bu yılki yükselişini destekliyor. FED, bu ay da faizi üçüncü kez 75 baz puan oranında artırdı. Komite üyeleri bu yıl faizin yüzde 4,25 – 4,50 aralığında olmasını bekliyor. Toplantı sonrası FED yetkilileri şahin mesajlar vermeye devam ediyor. FED Başkanı Jerome Powell, Cuma günkü konuşmasında eşi benzeri görülmemiş zorlu bir süreçten geçtiklerini, ancak enflasyonu düşürmekte kararlı olduklarını söyledi. FED yetkililerinin çoğu enflasyon konusunda önden yüklemeli politikayı destekliyor. Bu ayki toplantıda 2023 içinde faiz indirimi olasılığına kapılar kapatılmıştı. Dolayısıyla Evans’ın güvercin açıklamasına piyasalarda pek ihtimal verilmiyor. Piyasalar 2 Kasım’da yapılacak FOMC toplantısında komitenin 4. kez 75 baz puanlık faiz artışı yapmasına bugün itibarıyla yüzde 67 oranında olasılık veriyor.

DOLARDA YENİ ZİRVE GÖRÜLMEYE DEVAM EDİYOR

TCMB ikinci defa 100 baz puan faiz indirimine gitmesinin ardından TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı hızlandı. Dolar/TL, 18.53 ile yeni zirvesini dün gün içinde gördü. Euro/TL ise 17.85’ten alıcı buldu. Türk Lirası, son bir ayda benzer para birimlerinden ise daha sınırlı bir kayıp yaşıyor. Günlük olarak oldukça sınırlı kalan ancak her gün devam eden yükselişler bir aydan fazla süredir görülüyor. Geçen haftaki faiz kararının ardından Dolar/TL, 17.40’ın üzerine çıkmıştı. TL, eylül ayındaki ilk faiz indiriminden beri dolar karşısında yüzde 3’e yakın değer kaybetti. TL, nisan sonundan beri yüzde 20, yılbaşından beri yüzde 28.6, son bir yılda ise yüzde 54.6 değer kaybetti. TL geçen yıl da yüzde 40’ın üzerinde değer kaybı yaşamıştı.

‘BELİRSİZLİKTE AGRESİF HAREKET DAHA İYİDİR’

Cleveland FED Başkanı Loretta Mester, enflasyonun ‘kabul edilemeyecek kadar yüksek’ olduğu ortamda FED’in faiz oranlarını artırması ve bir süre için politikayı sınırlayıcı tutması gerektiğini söyledi. Mester “Eğer yapılacak bir hata var ise daha az şey yapmaktan ise daha fazla şey yapmak daha iyidir” diye konuştu. “Bir belirsizlik olduğunda, politika yapıcılar için daha agresif şekilde hareket etmek daha iyi olabilir, çünkü agresif ve önden adımlar normalde ortaya çıkacak sonuçlardan daha kötülerinin ortaya çıkmasını engelleyebilir” diye konuşan Mester, enflasyonu değerlendirirken çok ihtiyatlı olacağını ve enflasyonun tepe yaptığına ikna olmadan önce birkaç ay üst üste enflasyonun bir önceki aya göre düştüğünü görmesi gerektiğini de vurguladı. Enflasyon bekleyişleri konusunda belirsizlikle karşı karşıya olan politika yapıcıların politikası daha gevşek tutmak yerine daha fazla sıkılaştırma riskini alması gerektiğini savunan Mester “Araştırmalar yanlış bir şekilde uzun vadeli enflasyon bekleyişlerinin iyi çıpalandığını öngörmenin, enflasyon bekleyişlerinin iyi çıpalanmadığını öngörmekten çok daha maliyetli olduğuna işaret ediyor” ifadelerini kullandı.

‘ENFLASYON DÜŞERSE DÜZENLEMELERE BAŞLARIZ’

Chicago FED Başkanı Charles Evans “Gelecek bahara kadar faiz oranlarını oturup etkilerini bekleyeceğimiz bir seviyeye yükseltmiş olacağız. Eğer enflasyon gerilemeye başlarsa aşağı yönlü düzenlemeler yapabiliriz” şeklinde yorum yaptı. 15 yıldır Chicago FED Başkanı olarak görev yapan ve her zaman Merkez Bankası’nın en güvercin isimlerinden biri olan Evans ABD’nin resesyona girmeyebileceğini, faizlerin genel uzlaşıdan daha az artırılma olasılığı olduğunu da ifade etti. Evans “Medyan tahminler, ters şoklar olmazsa Mart ayında faizlerde zirveyi göreceğimize işaret ediyor. Eğer işler yolunda giderse belki daha az artış olabilir. Ancak faizde zirveye doğru ilerlemek istihdamda da stabilizasyona ilerleyeceğimizi gösteriyor. Resesyon olmasa da bazı şoklar yaşanabilir” yorumunu yaptı. ABD Merkez Bankası 40 yılın zirvesindeki enflasyonu düşürmek için bu yıl sıkı para politikası uyguluyor. Banka 21 Eylül’deki son toplantısında 75 baz puanlık artırımına giderek politika faizini finansal kriz öncesinden beri ilk kez yüzde 3’ün üzerine yükseltti. Yetkililer ayrıca yılın son 2 toplantısında 125 baz puanlık faiz artışı sinyali verdi. Yatırımcılar Kasım’da 4’üncü kez 75 baz puan faiz artırımı fiyatlıyor. Evans “Faiz artışının zamanlamasından çok olmamız gereken yere varıp varmamız önemli” şeklinde konuştu. FED yöneticisi ayrıca enflasyonu kontrol altına almanın bir numaralı görevleri olduğunu ifade etti.

‘AMB DE HIZ KESMEYECEK’

Goldman Sachs ekonomistleri Euro Bölgesi enflasyonunda artışın devam edeceği beklentisiyle Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) faiz artış hızını yavaşlatmayacağını, bu nedenle gelecek 2 toplantıda 75’er baz puan faiz artışı beklediklerini belirtti. Jari Stehn öncülüğündeki ekonomistler daha önceki tahminlerinde Aralık toplantısında 50 baz puanlık ılımlı artış beklediklerini açıklamıştı. Ekonomistler “Ancak enflasyonun dördüncü çeyrekte de yükselmesi faiz artış hızını düşürme ihtimalini zorlaştıracak” değerlendirmesini yaptı. Goldman, gelecek yıl Şubat ayında da 25 baz puanlık artış beklentisini 50 baz puana revize etti. Uzmanlar “Politika daha kısıtlayıcı oldukça, enflasyon rakamları istikrarlı hale geldikçe ve Euro Bölgesi’nde resesyon görünür hale gelince 50 baz puan artış olabilir. Terminal faiz için tahminimiz yüzde 2,75” ifadesine yer verdi. Avrupa Merkez Bankası son 2 toplantısında toplam 125 baz puan faiz artırdı. Banka bu ay politika faizinde 75 baz puanlık ‘tarihi faiz artışı’na gitti. Para piyasalarında şu an yüzde 0,75 olan mevduat faizinin Ekim’de de 75 baz puan artırılması ve yıl sonuna kadar yüzde 2’yi aşması fiyatlanıyor.

‘ODAK NOKTASI ENFLASYON’

Atlanta FED Başkanı Raphael Bostic, İngiltere’de yeni hükümetin mali planlarının GBP’de hızlı satışları tetiklediğini ve bu satışların İngiltere ekonomisinin yönü konusunda artan belirsizliklerin yansıttığını bildirdi. Bostic, İngiltere’de yaşanan gelişmelerin Avrupa ve ABD’de daha büyük ekonomik gerilime yol açabileceğini vurguladı. FED’in İngiltere’de yaşanan gelişmelere yanıt verip vermeyeceği konusunda herhangi bir işaret ortaya koymayan Bostic, FED’in odak noktasının ABD’de enflasyonu kontrol altına almak olmaya devam edeceğini vurguladı. Bostic “Bunu gerçekleştirene kadar tüm piyasalarda çok fazla oynaklık öreceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

DÜNYADA UCUZLUYOR TÜRKİYE'DE ZAMLANIYOR

Gelinen bu tablo karşısında emtia fiyatları tüm dünyada düşüşe geçerken, Türkiye’de yönünü artışa çevirdi. Bunun en önemli nedenleri arasında uzmanlara göre, faiz indirimi var. Tüm dünyada Merkez Bankaları faiz artışıyla ısınan ekonomileri soğuturken, TCMB faiz indirimiyle her ay biraz daha sıkılaşmayı hedefliyor. Atılan bu hamleyle birlikte TL değer kaybını sürdürüyor. Öte yanda da FED’in artışı dolara biraz daha güç katıyor. Bu yüzden petrol fiyatları tüm dünyada düşerken, Türkiye’de kur etkisiyle çıkıyor. Brent tipi petrolün varil fiyatı dolar bazında hemen hemen tam bir yıl önceki seviyede. TL bazında bakacak olursak 1 yıl önce 730 lira olan varil fiyatı bugün bin 571 lira. Gelinen süreçte petrol fiyatı sabit kalsa da kur kaynaklı artışın akaryakıt fiyatlarını sert vurduğu görülüyor. Merkez Bankası’nın faiz indirimi süreciyle birlikte Hükümet kanadından ‘dünya faiz artırıyor ama biz indiriyoruz, kimin doğru yaptığı zamanla belli olacak’ açıklaması yapılmıştı.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Ekonomi Haberleri