Türk Lirası'nın döviz kuru karşısında erimesi ve yüksek enflasyon sonrası iğneden ipliğe gelen zamlardan elektrik faturaları da nasibini aldı. Elektrikte ikinci kademe tüketime yılbaşından itibaren yüzde 127 zam geldi. Elektrik faturası yükselen bireysel kullanıcıları ve işyerlerini, kendi enerjisini üretmeye yöneltti. Bu alanda faaliyet gösteren şirketlere yönelik talepte olağanüstü artış yaşanırken, bu kategorideki şirketlerin kapasite artırımı yatırımlarına yöneldikleri bildiriliyor.
"TALEP ESKİYE GÖRE 4-5 KAT ARTTI"
Dünya gazetesinden Hüseyin Gökçe'nin haberine göre, rüzgar ve güneş enerjisi konusunda bireysel kullanıcılara yönelik hibrit projeler de geliştiren Halbes Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Deda, beklenenden yüksek oranda gelen zammın, yenilenebilir enerjiye olan talebi 4-5 kat artırdığını söyledi. Şu an bireysel tüketicilere yönelik herhangi bir teşvik olmadığını belirten Deda, sistemin kurulmasına yönelik dağıtım şirketi ile yapılan bağlantı izin sürecinin tüketicilerin gözünü korkuttuğunu bildirdi. Yönetmelikte ‘lisanssız’ olarak geçen sistemin evrak aşamasının 3 ay sürdüğünün altını çizen Haluk Deda, önceleri çevreci kaygılarla sosyal sorumluk projesi olarak görülen bu alandaki yatırımların, yerini tasarruf kaygısına bıraktığını anlattı. Talebin eskiye göre 4-5 kat artış gösterdiğini ifade eden Haluk Deda, “Daha önceleri sadece fabrika ve işyerleri düşünürken, şimdi konut sahipleri ve bireysel kullanıcılar da bu alana ilgi göstermeye başladılar” dedi. Bireysel yatırımlara yönelik teşvik olmadığını tekrarlayan Deda, bu durumdaki kişilerin sisteme girişi için dilekçenin yeterli olması gerektiğini savundu.
"TEŞVİKLER VERİLİRSE ELEKTRİK SORUNU 5 YILDA ORTADAN KALKAR"
Ticari kaygısı olmayan, tamamen öz tüketim karşılama amacı taşıyanlar için kolaylaştırma kadar finansal teşvikin de önem arz ettiğini anlatan Haluk Deda, “Bununla beraber devlet, yatırım maliyetinin en azından belli bir bölümünü, kurulu güç anlamında kotalar da koyarak karşılayabilir veya sistemine yenilenebilir enerji kaynaklarından herhangi birini dahil eden tüketiciye şebekeden almaya devam ettiği tüketim tarifesini yarı fiyatına verebilir” diye konuştu.
Deda, bu tarz teşviklerinin verilmesi halinde önümüzdeki 5 yılda elektrik sorunu ve zafiyetinin ortadan kalkacağını, Paris İklim Anlaşması’na uyumun da kolaylaşacağını anlattı.
Türkiye’nin ilk yerli solar inverter üreticisi Solarkol kapasitesini arttırıyor. Solarkol Enerji Genel Müdürü Kemal Ertuğran, sanayicilerin en büyük maliyet kalemi olan enerji fiyatındaki artışın, artık bağımsız kullanıcıları da ciddi oranda etkilemeye başladığını söyledi. Ertuğran, sınırsız kaynak olması ve düşük maliyet sebebiyle güneş enerjisinin ön plana çıktığını belirterek, bu konuda özellikle son 1 aydır ciddi talep geldiğini bildirdi. Türkiye’nin ilk yerli inverter üretimi yapan firması olduklarını belirten Kemal Ertuğran, gelen talepleri karşılayabilmek için kapasitelerini 2 katına çıkaracaklarını aktardı.
"GERİ DÖNÜŞÜM SÜRESİ 3 YILA KADAR GERİLEDİ"
Güneş enerjisi sistemleri alanında projeler üreten Elseroof da bu noktada yüksek talep alan firmalardan birisi oldu. Yenilenebilir enerjiye yönelik bireysel taleplerin olağanüstü arttığını dile getiren Elseroof Genel Müdürü Arslan Köse, bu noktada daha iyi sonuç alınabilmesi için gerekli prosedürlerin kolaylaştırılması gerektiğini söyledi. Konutlar için geri dönüşüm sürelerinin 3 yıla kadar gerilediğini kaydeden Köse, bireysel başvuruların prosedürünün 1 mW santral ile aynı olduğunu belirtti. Köse, sürecin kolaylaşması ve KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi halinde çok daha fazla kişinin bu avantajdan yararlanabileceğini anlattı. Arslan Köse, Elseroof’a da bu anlamda çok sayıda talep ulaştığını bildirdi.
Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, enerjinin üretildiği yerde tüketilmesinin, maliyeti ciddi anlamda düşüreceğini söyledi. Elektrik zamlarıyla birlikte kendi elektriğini üretmek isteyen şirketlerin, lisanssız tesislere talebinin arttığını belirten Özkök, ancak özellikle KOBİ’lerin bu alandaki yatırımı finansa etmekte zorlanabileceğini vurguladı. Lisansız üretim ve yatırımların kolaylaştırılmasının ülke yararına olacağının altını çizen Cem Özkök, “Öncelikle enerjinin üretildiği yerde tüketilmesi sistem maliyet ve kayıpları açısından büyük avantaj sağlayacaktır. Bunun yanı sıra en hızlı şekilde devreye girebilen projeler lisanssız projelerdir. Bu üretim tipine ilişkin finansman modelleri geliştirilerek sanayici desteklenmeli ve yatırımların finansal açıdan önü açılmalıdır” dedi.Enerji darboğazının aşılmasının en hızlı çözümlerinden birisinin bu olduğunu söyleyen Özkök, “Lisanssız tesisler, milli, yerli ve temiz enerji politikalarımızla da birebir uyumludur. Bu nedenle lisanssız tesislere getirilen bağlantı anlaşması sözleşme gücü sınırı kaldırılarak kanundaki sınır tatbik edilmelidir” ifadelerini kullandı.