Ekonomi yönetiminin aldığı kararlar, piyasaları etkilemeye devam ediyor. Merkez Bankası’nın hızlı faiz indirimi döngüsü, piyasalarda karşılık bulamazken kredi oranları yüzde 50’lere dayandı. Bunun bir an evvel tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen iş dünyası da gelinen noktayı değerlendirdi. 14. Rekabet Kongresi’nde konuşan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turhan, yoğun regülasyonlar nedeniyle finansal kesimin kredi vermesinin daha da zorlaştığını belirterek, düşük faiz politikasının amaçlarının tekrar ele alınması gerektiğini söyledi.
Turan “Politika faiz oranlarının düşürülmesine rağmen, diğer faiz oranlarıyla aradaki ilişki kopmuşsa, krediye erişimde sorunlar varsa, düşük faiz oranları ile yatırımlar finanse edilemiyorsa, üstelik enflasyon ve kurlardaki sorunlar devam ediyorsa düşük faiz politikası ile hangi ekonomik amaçlara nasıl ulaşılacağının bir kez daha ele alınmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” dedi. Turan, yatırımların yapılabilmesi için finansmanın sadece elverişli koşullarda olması değil finansmana erişimin de gerekli olduğunun altını çizdi. Enflasyon dinamiklerinin son 4-5 yıldır belirgin düzeyde bozulduğunu belirten Turan, ayrıca enflasyonla mücadelede para politikasının yanı sıra, mali politikalar ve sektörlere dönük yapısal politikalarla Türkiye ekonomisi üzerindeki “enflasyon kamburunun” atılması gerektiğini kaydetti. “Küreselde yaşanan sorunlar ve içerdeki hüküm süren makroekonomik istikrarsızlık ister istemez dikkatleri bugünü kurtarmaya getiriyor” diyen Turan, şöyle devam etti: “Küresel likiditenin azalması ve maliyetinin yükselmesi, ABD ve Çin’deki yavaşlama ve Avrupa’yı tehdit eden ekonomik daralma ülkemiz açısından da ekonomik ufku belirsizleştiriyor. Bu koşullar altında ihracat ve büyüme perspektiflerin zorlaşması, dış açığının finansmanının sıkıntıya düşmesi ihtimali de yükseliyor. Nitekim büyüme göstergeleri yavaşlıyor, ihracat hız kesiyor, cari açık yükseliyor. Ekimde ihracatın artışı yüzde 2, eğer altın ihracatını çıkarırsak eksi 3.”
‘TÜRKİYE YOKSULLAŞTIRAN BİR BÜYÜME ORTAYA ÇIKARIYOR’
Kongrede konuşan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, “Dünyanın içinden geçtiği belki de en ‘çok katmanlı’ kriz ortamlarından birinin içindeyiz. Türkiye ekonomik olarak büyüse de büyümenin niteliği ve kalitesi, gelir dağılımında ciddi eşitsizlik yaratıyor, yoksullaştıran bir büyüme ortaya çıkarıyor” dedi. Sadece Türkiye tarihinin değil dünyanın içinden geçtiği belki de en ‘çok katmanlı’ kriz ortamlarından birinden geçildiğini vurgulayan Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ortamda yeşil dönüşüm ve dijitalleşme yeni perspektifler ve imkânlar sunarken, ülkemizin ihtiyacı olan sıçrama için de kaldıraç etkisi yaratabilir. Dijitalleşme bir hayatta kalma meselesi. Yeşil dönüşüm ise Sanayi Devrimi kadar önemli. TÜRKONFED olarak bu ikiz dönüşümün yanına en az onlar kadar önemli olan ‘toplumsal dönüşüm’ü de ekliyor, eğitimden kadına, gençlikten girişimciliğe toplumun tüm katmanlarını dönüşümün odağına alan Hayalimizdeki Türkiye için çalışıyoruz.” Rekabette sürdürülebilirliğin, güven ve istikrarın garantisinin hukukun üstünlüğünün sağlanmasından geçtiğine vurgu yapan Sönmez, “İlerleme, gelişme ve iyileşme; uzlaşma ve barış ortamında olur. Barış ve uzlaşma dilinin hâkim olduğu siyasal ve toplumsal zemini yaratmak ise hepimizin görevi” dedi.
GELECEĞE GÜVEN HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜYLE OLUR
Orhan Turan konuşmasına şöyle devam etti: “Ekonomideki öngörü ufkunun uzaması ve ülkenin geleceğine güven duyulması sadece ekonomik politikalar ile elde edilemez. İş, bireysel ve toplumsal yaşamın tüm alanlarında güvenilir ve kapsayıcı kurumları ve kuralları hayata geçirmeden, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı, denetleyici ve düzenleyici kurumların özerkliği gibi alanlarda ilerleme sağlamadan, ekonomimizi yeşil ve dijital dönüşüme hazırlayarak adımları rahatlıkla atabileceğiniz bir zemin olmayacaktır.”
‘ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELMEMİZ MÜMKÜN’
Orhan Turhan “Tüm bunlara rağmen ekonomimizin geçmişten gelen yapısal sorunlarını çözebilir, bugün karşı karşıya kalınan konjonktürden kaynaklanan ilave zorlukların üstesinden gelebiliriz. Önümüzdeki dönem hepimizin daha müreffeh yaşayacağı, adil, çevreci ve saygın bir Türkiye yaratmak için yeni bir anlayışla geleceği inşa raporumuzda vurguladığımız gibi; insan, bilim ve kurumların önemine dikkat çekiyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını inşa ederken insanımızın yetkinliklerini geliştirmek, bilimsel gelişmelere ayak uydurmak ve ekonomiden demokrasiye tüm alanlarda güvenilir ve kapsayıcı kurum ve kuralları hayata geçirmek öncelik olmalı” dedi.
‘BORÇ PİYASALARININ GELİŞMESİNİ TEŞVİK ETMELİYİZ’
Kongrenin bu yılki özel konuğu Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç’ın “Türkiye ve Avrupa’da İkiz Dönüşüm” temalı konuşması şöyle: “Dijital yeterliliği ve yeşil politikaları merkeze alan ikiz dönüşüm, günümüz ekonomik düzeninin inkâr edilemeyecek gerçeklerinden. Pandemi ile hız kazanan bu süreç, şirketlere yeni döneme daha dayanıklı, esnek, çevik ve 21’inci yüzyıl gereksinimlerine uygun bir biçimde başlama şansı veriyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası olarak bu bağlamda Türkiye’deki sürdürülebilir borç piyasalarının gelişmesini teşvik ederken, aktif politika diyalogları ve KOBİ’lere yönelik destekler ile ülke ekonomisinin ikiz dönüşümüne destek sağlamak konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bu önemli alanda lider kurum pozisyonumuzu korumayı ve beraber çalıştığımız tüm paydaşlarımıza örnek olmayı hedefliyoruz.”