Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, düşük faizle ihracatı artırıp ucuz işgücü ile yatırımı artırarak büyüme sağlamayı amaçlayan ekonomik modele ilişkin açıklamalarda bulundu. 'Yeni ekonomi modeli'nin Çin modeli olmadığını söyleyen Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mevcut politikayla ekonominin 5-6 ay arasında düzeleceğine ilişkin sözlerinin nasıl gerçekleşeceğini ise 'inanca bağladı. Nebati, "Tayyip Erdoğan’a rağmen asla bir şey yapmam" diyerek bağlılığını ilan ederken "Bize güvendiğiniz anda. İnandığınız anda bu iş çözülür" diye konuştu.
Bakan Nebati, döviz kurlarına yönelik yapılan Merkez Bankası müdahalelerinin ise devam edeceği sinyalini verdi. AK Parti tarafından kurdaki yükselişin nedeni sıklıkla 'dış güçler' olarak açıklanıyor.. Nebati, Merkez Bankası'nın müdahalelerinin iç piyasaya yönelik olduğunu belirterek, "Çünkü dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net olarak söylüyorum. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlemeler var. Merkez Bankası da onların bu hamlelerine karşı hamle yapıyor" dedi.
'TOPLANTIDAN GÖZLERİ PARLAYARAK AYRILDILAR'
Habertürk'ten Sevilay Yılman'a açıklamalarda bulunan Nebati, öngörülebilir ve şeffaf olacaklarını belirterek iş dünyası ile yaptığı toplantıya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Önemli olan onlar açısından nasıl olduğu ama benim açımdan çok çok iyiydi. Ama onlar da toplantıdan gözleri parlayarak ayrıldı. Herkes vardı. Bankacılardan, iş dünyasındaki çok önemli isimlere kadar herkes vardı.
Çok güzel. Çok verimli geçti. Önemli olan iletişim Sevilay Hanım… Bakın sizinle konuşabiliyoruz ya! Şöyle bir iletişim her şeye bedeldir. İletişimi kurduktan sonra problem değil. Ama tabii bunu bütüne yaymak lazım. Kavgadan, "sen, ben” tartışmalarından rahatsız olan herkesin el atması gerekir. Benim için ne fark eder? Ahmet kazanmış, Mehmet kazanmış. Katma değer nerede kalıyor? Bu ülkede kalıyor. Bu ülkede kim yaşıyor? Isparta'daki de yaşıyor, Şırnak'taki de, İstanbul'daki de… Ben ona bakarım. Benim hiç kimseyle alıp veremediğim yok.
Ben elimi herkese uzatıyorum. Sen kimsin diye sormuyorum. Elini yumruk yapanın da elini tutuyorum. Çok net olarak söylüyorum bunu."
'BİZİM MODELİMİZ ÇİN MODELİ DEĞİL'
Ucuz işgücüne dayalı büyüme modelinin Çin modeli olmadığını söyleyen Nebati, "Hayır. Hayır. Asla! Bizim modelimiz Çin Modeli, Güney Kore modeli filan değil. Bu, Türkiye modeli. Türkiye çok güçlü bir ülke. Konjonktürel yapısı, jeopolitik yapısı, iyi ilişkileri, geçmişte edindiği ilişkilerden gelen gücü. Medeniyeti. Şu anda kimse Türkiye’yi taşımıyor. Türkiye kendi kendini taşıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Çin kendi modeliyle var olabilir ama bizim modelimiz farklı. Bize özgü bir model. Dün toplantıda bunları anlattım gelen işadamlarına. O yüzden de çok mutlu ayrıldılar. Altyapısını tamamlamış. Çok güçlü bir şekilde bu modeli hayata geçirmek üzere yola çıkıyor Türkiye" ifadelerini kullandı.
'EKONOMİ HIZLI BİR ŞEKİLDE DÜZELECEK'
Mevcut modelle ekonominin hızlı bir şekilde düzeleceğini kaydeden Nebati, "Göreceksiniz. Çok hızlı bir şekilde düzelecek ekonomi. Yeter ki bize güvenilsin. Dün toplantıda bankacılar da vardı. 'Güvenin, inanının bize' dedim. Faiz artırmayacağız. Bu işi faiz artırmadan da yapabildiğimizi göreceksiniz. Sadece güven" diye konuştu.
'DIŞARIDAN SALDIRI YOK'
Faiz indirim konusunda net konuşmayan ama yükseltmemekte kararlı olduklarını ifade eden Nebati, döviz kurlarındaki yükselişin 'dışarıdan bir müdahale nedeni' ile olmadığını ve Merkez Bankası'nın müdahalelerinin devam edeceğini belirterek, "Çünkü dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net olarak söylüyorum. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlemeler var. Merkez Bankası da onların bu hamlelerine karşı hamle yapıyor" dedi.
'DESPOTİK BİR YÖNETİM ANLAYIŞIM YOK'
Ekonomi modelini anlatmak için hazırlık yaptığını söyleyen Nebati, "Anlatacağız. Yavaş yavaş. Hazırlıklarımı tamamlıyorum. Önce MYK’ya sonra kabineye sunacağım ve sonra da kamuoyunun karşısına geçip anlatacağım. 'Buyrun sorun. Neyi düzeltmemiz gerekiyor söyleyin' diyeceğiz. Despotik bir yönetim anlayışım yok benim. Demokratik ve serbest piyasaya inanan bir kişiyim. Bir defa ben patronum. Ama aynı zamanda da çiftçiyim.
'ERDOĞAN'A RAĞMEN ASLA BİR ŞEY YAPMAM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tutumunun dışına çıkmayacağını vurgulayan Nebati şu açıklamayı yaptı:
"Bakın Sevilay Hanım…
Kamuyla iş yapmayan, kamu kurum ve kuruluşlarının önünden bile geçmemiş bir işadamıyım ben! Hayatında ilk defa kamudan maaş alan ve bu maaşı da kendi için harcamayan bir kişiyimdir.
Yemeyiz, yedirmeyiz! Bunu net söylüyorum. Kimseye eyvallahımız yoktur. Liderimize bağlıyız. Tayyip Erdoğan’a rağmen asla bir şey yapmam! Bunu da net söylüyorum. Herkes bilsin."
'O İFADELER CUMHURBAŞKANIMIZIN KENDİSİNİN'
Erdoğan'ın düşük faize rağmen TÜSİAD'lı iş insanlarını yatırım yapmaması üzerine sarf ettiği 'Sizler nasıl insanlarsınız' çıkışının hatırlatıldığı Nebati, "O ifadeler, yorumlar Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisinindir. O benim liderim. Genel Başkanım. Aynı zamanda Cumhurbaşkanım. Üç açıdan bağlıyımdır kendisine. Kabinenin de bir üyesiyim. Ama benim tarzımı, düşüncelerimi, tutumumu, olaylara karşı bakış açımı herkes bilir.
Vakti geldiğinde TÜSİAD’la da görüşeceğim elbette. Ben şu anda Türkiye ekonomisinin başına getirildim mi? Getirildim! O halde işime bakıyorum. İşimi çözeceğim. Ulusal çıkarlar neyi gerektiriyorsa, sokaktaki vatandaşımın ihtiyacı ne ise ona ilişkin olarak hareket etmek zorundayım. Patronun da patronluğunu anlamalıyım. Gazetecinin de gazeteciliğini, çalışanın da çalışanlığını anlayacak empatik davranışlarda bulunmalıyım. Çünkü ancak o şekilde başarılı olabilirim" dedi.
'BİZE İNANDIĞINIZ ANDA EKONOMİ SORUNU ÇÖZÜLÜR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonominin 5-6 ayda düzeleceği iddiasının nasıl gerçekleşeceğine dair ise Nebati şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bize güvendiğiniz anda. İnandığınız anda bu iş çözülür. Sıkıntı yok. Türkiye'nin makro ekonomik göstergesinde hiçbir şekilde hiçbir sorun yok. Güven tesis edelim. Sorunlar var ama bunun üstesinden gelebilecek de çok güçlü bir altyapımız var. Sadece ve sadece insanları inandırmamız, geri adım atıp atmayacağımızı bilmeleri, kararlılığımızı anlamaları, samimiyetimize inanmaları gerekiyor. Bu kadar!
'MODEL TUTMAZSA ÜZÜLÜRÜM'
Üzülürüm. Çünkü ya kahramanı olacağım çocuklarımın. Ya da boynu bükük bir şekilde eve döneceğim ve onların da boynunu bükmüş olacağım. Ben eve boynu bükük dönemem. Çünkü eğer öyle dönersem bilirim ki sokaktaki vatandaş, Dicle’deki çoban artık benden umudunu kesmiştir. Boynum bükülürse işçilerin artık mutlu olmadığını, patronların benden nefret ettiğini, siyasete ve Türkiye’ye zarar verdiğimi düşünür, üzülürüm.
Bakın… Türkiye’ye iyi bir şekilde bakan İslam Ümmeti var. Onlara ya da Güney Amerika’dan gelen ve sizi merak ediyorum diyenlere; “Türkiye diye bir yer varmış. Merak ediyoruz. Recep Tayyip Erdoğan diye bir lider varmış. Görmeye geldik" diyenlere hayal kırıklığı yaratacak bir duruma gelmek istemem ve bu yüzden de Allah’a sığınırım. Ona göre de elimden gelen her türlü gayreti ortaya koyacağım. Bu işi samimiyetle çözeceğiz Allah'ın izniyle Sevilay Hanım. Yeter ki siz bize güvenin ve arkamızda durun. Düzelecek…
'BİTERSEK BERABER BİTECEĞİZ'
Bravo! Öyleyiz işte. Bitersek hep beraber biteceğiz. Kazanırsak hep beraber. Karamsar tablo çizenler var. Hiçbir şekilde bize inanmayanlar. Onlara diyorum ki; 'Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim. Ben babadan görme bir insanım. Babamın bana bıraktıklarını kaybederim. Ben bunu göze alır mıyım Sevilay Hanım? Bu işi ya düzelecek ya düzelecek! Yeter ki bize güvenilsin, inanılsın!"