EKONOMİ SERVİSİ
Ekonomi yönetiminin aldığı yanlış kararlar TL’nin hızla değer kaybetmesine neden oluyor. Yüksek kurla beraber her geçen gün eriyen asgari ücret açlık sınırının çok altında kaldı.
TL’nin değer kaybı Türkiye’yi yabancılar için gittikçe ucuz ülke konumuna getirirken, asgari ücretli için de pahalı olmaya devam ediyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) kasım ayına ilişkin “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” raporunu yayımladı. Buna göre açlık sınırı 3 bin 192, yoksulluk sınırı 10 bin 396 liraya yükseldi.
Raporda ‘’2021 yılının ilk gününden itibaren aylık 2.825,90 TL olarak yürürlüğe giren net asgari ücret halen açlık sınırının altındadır. Bu ay itibariyle tek bir kişinin yaşama maliyeti de net asgari ücreti 1.078 TL geçti’’ denildi. Türk-İş raporuna göre Dövizde yaşanan artış, elektrik, doğalgaz, benzin fiyatlarına yansıması, üretim girdi maliyetlerindeki yükselme, temel mal ve hizmetlere gelen yüksek zamlar, dar ve sabit gelirli milyonlarca ailenin geçim şartlarını daha da ağırlaştırdı. Türk-İş tarafından yapılan araştırmanın sonucuna göre, gıda maddeleri fiyatlarında artışın devam ettiği kaydedilirken, gıda fiyatları Kasım’da aylık yüzde 3,18, yıllık yüzde 26,82 arttı. Böylelikle Türk-İş Gıda Endeksi’nde endeks tarihinin en hızlı artışı yaşandı. Yıllık bazda görülen bu rakam 2006’dan bu yana yayımlanan endeks tarihinin en hızlı artışı oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından son açıklanan enflasyon verileri ülke genelinde gıda enflasyonun yüzde 27,4 düzeyinde gerçekleştiğini göstermişti. Öte yandan yılın ilk on bir ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 23,23 oranında gerçekleşti. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 20,58 olarak hesaplandı.
‘EMEK, ALIN TERİYLE ÇALIŞANLAR DESTEKLENMELİ’
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, asgari ücrete ilişkin açıklamalarda bulundu. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımında ‘’Emek, alın teriyle çalışanlar desteklenmeli. Asgari ücret enflasyon oranı üzerinde artmalı. Asgari ücrette vergi kaldırılmalı. Gelir Vergisi dilimleri yükseltilmeli. Asgari ücret desteği artırılmalı. İşletmelerin sürdürülebilirliği de zarar görmemeli, maliyetler düşürülmeli’’ ifadelerine yer verdi.
‘LİMİT DEĞİL GEÇİM ÜCRETİ’
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” toplantısında yaptığı konuşmada; asgari ücret tartışmalarına değinerek “Batıda asgari ücret bir limittir. Bunun altında kimse çalıştırılamaz limitidir. Türkiye’de asgari ücret bir limit değil, bir geçim ücreti. Çünkü çalışanlarımızın yüzde 42’si, 6.5 milyon insan asgari ücretle çalışıyor. Bu ücretler asgari ücret değil, onların geçim ücreti. O zaman bu sistemi buna göre yeniden gözden geçireceğiz. Bir kişilik çalışanı değil, 4 kişilik bir aileyi esas almalıyız. Vergi dilimlerinin bugünkü yapısının tamamen değişmesini, ücretlilerin vergi yükünün en azından asgari ücret oranındaki tamamının vergi dışı bırakılmasını istiyoruz. Yeni asgari ücretin enfl asyonun üzerinde ama aynı zamanda bir geçim ücreti olacak şekilde yeniden planlanmasını istiyoruz’’ dedi.
‘RAFLARDAKİ ENFLASYON RESMİ RAKAMLARLA UYUŞMUYOR’
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 2022 yılında uygulanacak asgari ücretle ilgili, müspet bir rakama ‘evet’ diyeceklerini belirterek ‘’ Geçmişte bu rakam belirleme ücretiydi, şu anda maalesef bu rakam geçim ücreti oldu’’ dedi. Hükümetin açıkladığı enflasyonun yüzde 21-22 olduğunu ama raflardaki, pazardaki enflasyonun ona uymadığını anlatan Atalay, ‘’İnsanlar pazara, bakkala, markete gittiği zaman açıklanan enflasyonun üzerinde, malı daha pahalıya alıyor. Bu rakamları biz hükümetin, Bakanlığın önüne koyduk. Ayın 1’inde rakamları getirsinler önümüze, bununla ilgili Türk-İş’in duracağı yer ortada. Bugüne kadar 5 kere imzalamışız. Özellikle rakam açıklamamaya gayret ediyoruz. Çünkü muhatap onlar. Onlar evvela bir söylesinler, ne veriyorlar, biz duracağımız, geleceğimiz yeri biliyoruz. Kendilerine de ifade ettik. Bir görelim bakalım önümüze ne getirecekler. Burada bir siyasi parti ‘4 bin’, öbür parti ‘4 bin 100’ diyor. Bizim dışımızdaki sendikalardan biri ‘5 bin’ diyor. ‘7 bin’ diyen var. Bunları söylemek kolay. Ben de güzel bir rakam söylerim ama söylediğimle aldığımızın arasında uyum olması lazım. Türk-İş olarak yıllardır buna dikkat ediyoruz’’ ifadelerini kullandı.